SAĞLIK - 01 Kasım 2019 Cuma 11:42

Vücutta yaşanan sarkmalar için mezoterapi uygulamaları

A
A
A
Vücutta yaşanan sarkmalar için mezoterapi uygulamaları

Medikal Estetik Hekimi Dr. Seran Göçer, mezoterapide enzimatik içeriğe sahip olan Pb serumun içinde yoğun olarak kollojenaz içeren formu ile boyun ve dekolte bölgesinde germe, toparlama, daha az oranda bulunan lipaz enzimi ile de inceltme ve daraltma yaparak aynı seansta hem gıdıyı azaltabildiğini, hem de boyun cildini germek için destek olduğunu söyledi.

Medikal Estetik Uzmanı Dr. Seran Göçer, uzun yıllardır mezoterapi uygulamalarının estetik ve tedavi amaçlı pek çok alanda uygulandığını ve merak edilenleri açıkladı. Mezoterapi, tedavi etmek istenilen alana verilen ilaç karışımları ile sadece lokal olarak etki gösteren ve hedef doku haricinde etki ya da yan etki oluşturmayan uygulama şekli olduğunu bildiren Dr. Göçer, mezoterapide enzimatik içeriğe sahip olan Pb serum formülünün bu alandaki yeniliklerden olduğunu söyledi.

Enzimleri tedavi etmek amacıyla kullanılan Pb serumun, hyaluranik asiti 3 enzimin etkisiyle buluşturduğuna ve enzimlerin onarıcı etki gösterdiğine dikkat çeken Dr. Seran Göçer, enzimlerin vücutta hayati öneme sahip bir takım metabolik olaylarda görev aldıklarını, Pb serumun içeriğinde Kollojenaz, Lipaz ve Liyaz bulunduğunu belirtti.
Dr. Seran Göçer, cilt yenileme ve gençleştirme amacı ile leke tedavisinde, kuru ciltlerde nemi arttırmak, cildi germek toparlamak için, gözaltı torbalarını gidermede, vücutta bölgesel kilo ve selülit problemlerinde, boyun altında gıdı bölgesinin incelmesi ve toparlanmasında, saçlarda dökülme sorunlarında sıklıkla kullanıldığını ifade etti.

Aynı seansta gıdı azaltma ve boyun germe işlemi

Medikal estetik uygulamalarda; yüz gençleştirme ve kırışıklık tedavilerinde çok başarılı sonuçlar alındığının altını çizen Dr. Seran Göçer, "İlerleyen yaşlarda (50 ve 60 yaş sonrası) özellikle boyun dekolte ve çene altı bölgesinde istenilen germe toparlama elde etmek güç olmaktaydı. Oysa çene hattı ve boyun, yüzün genç görünmesi için en önemli bölgeyi oluşturmakta. Alt yüz bölgesi adını verdiğimiz bölge, gevşeme ve sarkma oluştuktan sonra yapılan müdahalelere az cevap verir. Özellikle tekrarlayarak kilo alıp veren kişilerde yüz ovali daha erken bozulur. Genişleyen alt yüzde ilk olarak daraltma ve yukarıya toparlama tedavileri yapılmadan yapılan dolgu uygulamaları başarılı olmaz. Bu durumda yüz genişler. Oysa istediğimiz değişiklik daha ince ve sıkı bir yüz hattı olmalı" dedi.

İşte bu noktada Pb serumun ihtiyaçları karşılayabildiğini dile getiren Dr. Seran Göçer, üç formu olan Pb serumun; içinde yoğun olarak kollojenaz içeren formu ile boyun ve dekolte bölgesinde germe toparlama açısından, daha az oranda bulunan lipaz enzimi ile de inceltme daraltma açısından değişim yaparak, aynı seansta hem gıdıyı azaltıp hem de boyun cildini germekte destek olduğunu ifade etti.
Pb serum uygulamasının, yuvarlak yüzlü, kalın derili ve gıdıya sahip yüzlerde tedaviye başlangıç basamağı olarak kullanılabildiğini söyleyen Dr. Seran Göçer, mezoterapi uygulaması olarak 1 ya da 3 seans planlandığını, böylece daha sonra yapılan dolgu uygulamaları ile daha ince ve genç bir yüz hattı elde edilebildiğini belirtti.

Bölgesel kilo tedavisinde etkili sonuç

Pb serumun bir diğer formunda ise daha yüksek oranda lipaz, daha az oranda kollojenaz ve liyaz bulunduğunu sözlerine ekleyen Dr. Seran Göçer, tüm formlarında da cildin nemini artırmak için hyaluranik asit bulunduğunu, bu formun, bölgesel kilo tedavilerinde cilt altındaki yağı eritmek ve inceltmek için kullanılabildiğini vurguladı.

Dr. Seran Göçer, "Hastanın ihtiyacına göre lipoliz seanslarına eklenebilir ya da ayrıca 3 hafta aralarla 3 seans olarak planlanabilir. Önemli bir etkisi, sadece inceltmekle kalmayıp ciltte germe ve toparlama yapmasıdır. Özellikle kol içi, iç bacak bölgesinde ve basen bölgelerinde sık uygulanır. Bir diğer uygulama alanı doğum sonrası gevşeyen karın cildinin gerilmesi ve toparlanması içindir" dedi.

40 yaş sonrasında sadece inceltmek için yapılan uygulamaların ihtiyaçları karşılayamadığından bahseden Dr. Seran Göçer, cildin de gerilmesi ve sıkılaşması gerektiğini belirterek, bu yüzden birden fazla alanda etkili yeni mezoterapi içerikli formüllerle tedavilerdeki başarının arttığını vurguladı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya Deniz kaplumbağaları Alanya sahillerinde yumurtlamaya başladı, ’Telefonunuzun ışığını açmayın’ uyarısı geldi Antalya’nın Alanya ilçesindeki sahillerde deniz kaplumbağalarının yumurtlama dönemi başlarken, konuyla ilgili konuşan Alanya Çevre Eğitim ve Mavi Bayrak Derneği Başkanı Şerefnur Kayhan, "Onların yerine kendimizi koyarak doğanın dengesini bozduğumuz zaman sadece onların dengesini bozmuyoruz, insanların da dengesini bozuyoruz. O yüzden nesli tükenmiş olan bu canlıların koruma altına alınması gerekiyor" dedi. Deniz kaplumbağalarının önemli yuvalama yerlerine sahip turizm bölgelerinden olan Alanya sahillerinde yumurtlama dönemi başladı. Nesli tükenme tehlikesi altında olan deniz kaplumbağalarının doğanın dengesinin bozulmadan uygun şartlar altında yumurtlama yapmaları gerekiyor. Alanya Çevre Eğitim ve Mavi Bayrak Derneği Başkanı Şerefnur Kayhan, konuyla ilgili açıklamalarda bulunarak Alanya bölgesinde yumurtlama yerlerinin yavaş yavaş çıktığını ifade etti. Sahilde deniz kaplumbağalarının yeterli alana sahip olması gerektiğine dikkat çeken Başkan Kaydan, "Deniz kaplumbağaları bölgemizde daha çok görülüyor. Onların artık yumurtlama dönemleri başladı. Bu süreçten sonra da devam edecek. Bölgemizde bir tane çıktı ama tam olarak Alanya bölgesinde değil Yeşilöz taraflarında. Onların yerine kendimizi koyarak doğanın dengesini bozduğumuz zaman sadece onların dengesini bozmuyoruz, insanların da dengesini bozuyoruz. O yüzden nesli tükenmiş olan bu canlıların koruma altına alınması gerekiyor. Bunlar uzun süre yaşıyorlar ama bölgemizde daha çok turizm bölgesi olduğu için şezlonglar ve kafelerin bulunması işgal edilmesi sonucunda zorluklar çekiyorlar. En azından sahilde yumurtlayabilecekleri yerlere kadar şezlongların geri çekilmesi gerekiyor. Özellikle akşamları, sabaha karşı saatlerde çıkıyorlar yumurtlamak için. Yumurtladıktan sonra da yine sabaha karşı denize ulaşıyorlar. O yüzden mümkün olduğu kadar şezlongları geri almamız gerekiyor" dedi. "Telefon ışıklarıyla üzerine gittiklerinde ürkerek denize dönüyorlar" Vatandaşlara uyarıda bulunan Başkan Kayhan, telefonun flash ve benzeri ışıklarının deniz kaplumbağalarını ürküttüğünü belirterek, "İnsanların caretta carettaların yumurtlama anında yetkililere haber vermesini rica ediyoruz. Onlar o heyecanla o güzelliği seyretmek için telefon ışıklarını yakıp onların üzerine gittikleri zaman maalesef ürkerek tekrar denize dönüyorlar. Yumurtasını bırakabilmek için geliyorlar ama yine aynı şeylerle karşılaştıkları zaman maalesef denize tekrar dönüp yumurtalarını denize bırakıp gidiyorlar" şeklinde konuştu. "Bin 500 yavrudan ancak bir veya ikisi erişkin hale geliyor" Vatandaşların sahilde caretta carrettaların yumurtlamalarını izlerken daha dikkatli olması gerektiğini ifade eden Başkan Kayhan, kırmızı ışığın önemine vurgu yaparak, "Çok severek izliyorlar, takip ediyorlar biliyorum ama mümkünse kırmızı ışıklarla takiplerinin yapılması lazım. Çünkü kırmızı ışığı hissetmiyorlar, görmüyorlar ve onlara zarar vermiyor. Mümkün olduğunca sahillerimizdeki yumurtlama döneminden sonra yavru çıkışlarında bütün kafelerin tüm ışıklarının kapatılması gerekiyor. Çünkü ışığa doğru giderek birçok yavrunun ölmesine sebep oluyoruz. Bin 500 yavrudan ancak bir veya ikisi erişkin hale geliyor. Buradan çıkan yavrular erişkin hale geldiği zaman yumurtlamak için yine aynı yere geliyorlar. Eğer yavruları elimize alıp denize bırakmadan, kendiliğinden denize ulaştıkları zaman mutlaka geliyorlar çıktıkları yere yumurtlama yapıyorlar. O yüzden kovalara koyup denize ulaştırmak için çaba sarf etmeyelim. Kendiliğinden denize ulaşmalarını sağlayalım. Elimize alarak denize bırakmayalım. Bunun gibi şeyleri dikkat edersek gerçekten onları samimiyetimize koruruz" diye konuştu.
Ankara RTÜK’ten 30. yıl özel resepsiyonu Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) 30. kuruluş yıl dönümü dolayısıyla resepsiyon düzenledi. 1994 yılında kurulan RTÜK, 30. kuruluş yıl dönümü dolayısıyla ana hizmet binasında resepsiyon düzenledi. Resepsiyona Arnavutluk Görsel-İşitsel Medya Otoritesi (AMA) Başkanı Armela Krasniki, KKTC Yüksek Yayın Kurulu Başkanı Feyzi Hansel ve Azerbaycan Yayıncılık Otoritesi Başkanı İsmet Sattarov, Üst Kurul Üyeleri Deniz Güçer, İlhan Taşcı, Necdet İpekyüz, Birlik Haber-Sen Başkanı Ömer Budak, Haber-İş Başkanı Veli Solak da katıldı. Resepsiyon RTÜK Başkan Yardımcısı Deniz Güler ile konuk otorite başkanlarının konuşmalarıyla başladı. “Kuruluşundan bugüne kadar görev yapan tüm RTÜK Başkanlarımıza, üyelere, halen çalışan veya emekli olmuş personelimize teşekkür etmeyi borç biliyorum.” Üst Kurul çalışanlarına hitap eden RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin, kurumun tarihçesini özetledi. 30 yıl boyunca yapılan çalışmalardan övgüyle bahseden Şahin, emeği geçen herkese teşekkür ederek, “Üst Kurulumuz 30 yıl önce kuruldu. Her geçen gün artan kabiliyetleri ile büyüyen RTÜK, ek hizmet binası ve 4 farklı ildeki temsilciliklerinde görevli 800’ün üzerinde çalışanıyla hizmet veriyor. Malumlarınız 1990 yılında ilk özel radyo ve televizyonların ülkemizde yayına başlamasıyla birlikte bu alanı regüle edecek bir otoritenin gerekliliği ortaya çıktı. 1994 yılında Radyo ve Televizyon Üst Kurulu adıyla Üst Kurulumuz teşekkül ettirildi. RTÜK çatısı altında bugüne kadar çok güzel çalışmalar hayata geçirildi. Kuruluşundan bugüne kadar görev yapan tüm RTÜK Başkanlarımıza, üyelere, halen çalışan veya emekli olmuş personelimize teşekkür etmeyi borç biliyorum” ifadelerini kullandı. Milli ve manevi değerlerin korunması adına önemli projelerin hayata geçirildiğini anlatan RTÜK Başkanı Şahin, Üst Kurul çatısı altında özellikle çocuklar için yürütülen çalışmaların artarak devam edeceğinin sinyalini verdi. “Radyo ve televizyon yayınlarını düzenleyen, zararlı içeriklere yönelik tedbirler alan RTÜK, toplumsal ve kültürel hassasiyetleri her şeyin önünde tutuyor. RTÜK, bizi biz yapan milli ve manevi değerlerimize sahip çıkıyor” diye konuşan Şahin, RTÜK’ün 30 yıldır çocuk ve gençlerin ruhsal ve fiziksel gelişimlerine olumsuz etki edebilecek zararlı yayın içeriklerine geçit vermediğini vurguladı. Ebubekir Şahin, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başta olmak üzere kurum çalışmalarına destek veren herkese teşekkür ederek, “30. kuruluş yıl dönümümüz vesilesiyle bizlere desteklerini hiçbir zaman esirgemeyen Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan başta olmak üzere Kültür ve Turizm Bakanımız Sayın Mehmet Nuri Ersoy’a, tüm devlet büyüklerimize, bizleri bu mutlu günümüzde yalnız bırakmayan Arnavutluk, Azerbaycan ve KKTC’nin siz değerli medya otoritesi başkanlarına, büyük bir özveriyle görev yapan kıymetli Üst Kurul Üyelerimize ve çalışkan mesai arkadaşlarıma çok teşekkür ediyorum” diye konuştu. Kurumda 30 yılını dolduranlara plaket Konuşmaların ardından RTÜK’te 30 yılını dolduran 15 çalışana plaket takdim edildi. RTÜK Başkanı Şahin ve RTÜK üyelerinin yanı sıra Arnavutluk, Azerbaycan ve KKTC yayıncılık otoriteleri başkanları da hak sahiplerine plaketlerini takdim etti. Program çekilen anı fotoğraflarının ardından sona erdi.