EĞİTİM - 05 Ocak 2021 Salı 12:54

“Yabancı dil travma olmamalı; dinleme ve yazma becerisine odaklanılmalı”

A
A
A
“Yabancı dil travma olmamalı; dinleme ve yazma becerisine odaklanılmalı”

Yabancı dil öğreniminin sadece okuyup anlayan ama üretmeyen bir yaklaşımla travma haline getirilmemesi gerektiğini dile getiren Dr. Öğr. Üyesi Şahin Gök, “Yabancı dili öğrenirken daha çok dinleme ve yazma becerilerine odaklanılmalı. Öğrenimi ve konuşmayı engelleyen en önemli sorunlardan biri de hata yapma kaygısıdır” dedi.

Her geçen gün büyüyen ve dışa açılan, hatta birçok alanda özellikle yükseköğretimde cazibe merkezi olan Türkiye’nin yabancı dil öğrenme ihtiyacı olduğuna dikkat çeken İstanbul Gelişim Üniversitesi Yabancı Diller Yüksekokulu Müdürü Dr. Öğr. Üyesi Şahin Gök, yabancı dil sınavlarının dinleme, okuma, konuşma ve yazma becerilerini ölçecek bir şekilde tasarlanması gerektiğini dile getirdi. Gök, “Dil çoğunlukla sesli veya yazılı iletişim aracıdır. Dili sadece okuyup anlayan ama üretmeyen bir yaklaşımla yabancı dil öğrenimini travma haline getirdik” ifadelerini kullandı.

“Dinlemeye ve yazmaya odaklanılmalı”

Yabancı dili öğrenirken daha çok dinleme ve yazma becerilerine odaklanılması gerektiğine vurgu yapan Dr. Öğr. Üyesi Şahin Gök, “Mevcut yabancı dil öğrenme anlayışımızda dil girdisi olarak sadece gözlerimizle okuyarak öğrenip beynimize kaydediyoruz. Sesli girdi yani dinleme oranı yok denecek kadar az olduğu için sesli çıktı yani konuşma da çok az oluyor. Yazma becerisi de anlamlı dil çıktılarını ve öğrenmenin kalıcı olmasına katkı sağlar” diye konuştu.

“Yoğun ve anlayarak dinleme kendiliğinden konuşmaya hazırlar”

Gök, çocukların yaptığı gibi yoğun ve anlayarak dinlemenin kendiliğinden konuşmaya zemin hazırladığını belirterek, “Yoğun ve anlayarak dinleyerek, dilin ritmini, kendine has müziğini kulağımızla yakalarız. Yeterli dinleme oluştuğunda dilin doğal haliyle kelime kelime değil anlam guruplarıyla blok blok dilimizden döküldüğünü, hatta buna engel olamadığımızı görürüz. İkinci adım konuşma safhasında, çocuklar gibi başta hatalara odaklanmadan mesajı karşı tarafa iletmeye çalışmak iletişimi gerçekleştirir” dedi.

“Hata yapmaktan korkuyoruz”

Yabancı dil öğrenimini ve konuşmayı engelleyen en önemli sorunlardan birinin hata yapma kaygısı olduğunu söyleyen Gök, “Oysa her dil konuşulan yabancı dile kendinden bazı kavramlar ekler, ses veya kelimelerin farklı kullanımları gayet doğaldır. Konuşurken yapılan hatalar doğal öğrenme süreçlerinin gereğidir. Çocukların eksik telaffuzları ve dil yanlışlarını seviyor ve onları daha fazla konuşmaya motive ediyoruz. Aynısını kendimize de uygulamalıyız, hatalara takılmadan mesajı karşıya iletmeye gayret etmeliyiz. Biraz kendimize güven birçok sorunu çözecektir” diye konuştu.

“Sınıfta Türkçe konuşulmazsa, sorun çözülür"

Yabancı dili konuşmak için yabancı hocaların da çözüm olmadığını belirten Gök, “İngilizce eğitiminde üst sıralardaki ülkelerde yabancı hocaya dayalı bir sistem yoktur. Günümüz internet dünyasında her türlü orijinal dil materyaline ulaşmak mümkündür. Anlayışımızı ve yaklaşımımızı değiştirmek zorundayız. Hangi seviyede olursa olsun yabancı dil öğreten hocalarımız sınıf içi ve sınıf dışında Türkçe konuşmasın, sorunlarımızın büyük bir çoğunluğu kendiliğinden çözülür” dedi.

“Farkındalık oluşturma çalışmalarına odaklanıyoruz”

İstanbul Gelişim Üniversitesi bünyesinde ezberlenmiş anlayışların tersine, dinleme ve konuşmaya ağırlık vererek, sınıf içi Türkçe kullanımını minimize ettiklerini ifade eden Gök, “Hedef dilde konuşma kültürünü yerleştirmeye çalışıyoruz. Öğrencilerimizi bilgilendirerek sınıf içi ve dışında İngilizce konuşmaya ve kullanmaya motive ediyoruz. Dili öğretmeye çalışmaktan çok nasıl öğrenileceği konusunda farkındalık oluşturma çalışmalarına odaklanıyoruz” ifadelerini kullandı.

“Yabancı öğrenci dil öğreniminde şans”

Her yıl yabancı uyruklu öğrenci sayılarını da artırdıklarını belirten Gök, “Bu öğrencilerimizin İngilizce iletişim kurmada çok büyük katkılarının olduğunu gözlemliyoruz. Şu an dört bin civarında yabancı uyruklu öğrencimiz var bu sayıyı on bine çıkarmayı hedefliyoruz. Onları yabancı dil öğretmede şans olarak görüyor ve Türkiye’nin geleceğinde büyük roller oynayacakları bilinciyle hareket ediyoruz” diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bitlis Ahlat’ta ‘Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun’ anma programı düzenlendi Eski Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun vefatının 5. yılında Bitlis’in Ahlat ilçesinde anıldı. Ahlat ilçesinde Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun anısına “Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun” anma programı düzenlendi. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı’nın katkılarıyla Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği tarafından düzenlenen program saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Daha sonra konuşma yapan Bitlis Valisi Erol Karaömeroğlu, “Haluk Dursun’un hatırasına sahip çıkan bu anlamlı program dolayısıyla sizlerle beraber olmaktan duyduğum memnuniyeti özellikle ifade etmek istiyorum. Bugün ülkemizin yetiştirmiş olduğu mümtaz bir ismi anmak üzere buradayız. Prof.Dr.Haluk Dursun’u ebedi aleme uğurlayalı tam 5 yıl oldu. Van Erciş’te kendi aracıyla seyir halindeyken meydana gelen elim bir trafik kazası sonucu maalesef hocamızı 19 Ağustos 2019 tarihinde kaybettik. Kültür birikimi ve hitabetiyle araştırmayı, bildiğini ve gördüğünü meraklısına aktarmayı seven, hayatını görevine adayan bir bilim insanıydı. Ahmet hocamızı bir kez daha rahmetle, özlemle, şükranla yad ediyorum. Değerli ailesine, dostlarına, mesai arkadaşlarına tekrar başsağlığı diliyorum. Rabbim Haluk hocamızdan razı olsun, mekanı ali olsun. Bu anlamlı buluşmanın düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” dedi. Ardından konuşan AK Parti Ankara Milletvekili Zeynep Yıldız, “Gerçekten bir ideal, ülkü ve niyet uğruna yola koyulanlardandı Haluk hoca ve bugün bizi burada bir araya getirdi. Bunu da yaparken bir mekan ve bellek ilişkisi kurmaya yönelik en önemli noktalardan birinde Ahlat’ta bizleri buluşturdu. Gerçekten nereden geldik nereye doğru yürüyeceğiz duygusunu bize pekiştirebilecek bir noktada bir araya gelmiş olduk” ifadelerini kullandı. MHP Genel Başkan Başdanışmanı Prof. Dr. Ruhi Ersoy’da, “Ahlatın maneviyatıyla gençliğin enerjisini bir araya getiren bu tarihi ve bu mukaddes şehirde Kubbet-ül İslam’da sizlerle beraber olmaktan tarihe adanmış, adanmış olduğu bir ülküsünde yol yürürken rahmeti rahmana kavuşmuş değerlerimizi anma vesilesiyle sizlerle olmaktan bende kıvanç duyuyorum. Ahlat’ı anlamak, tanımak ve bu değerler etrafında dertlenen Ahmet Haluk Dursun profili, şahsiyetleri, onun etrafında neşet etmiş yetiştirmiş olduğu gençlerin yeniden filizlenmesine iklim oluşturmaktır. Bizim muradımız ve mefkuremiz budur. Siyasetten de, devlet hayatından da anladığımızda budur, bu olmalıdır. Bu sebepten dolayı bugün bu saatte bu salonu dolduran her bir arkadaşım bu atmosferin bir parçası olmuştur. Bu programın hayat bulmasında dertlenerek Ahmet Haluk Dursun hocanın derdini kendine dert ederek yola çıkıp kamu imkanlarıyla bu iş yürümüyorsa milletle yürüyebiliriz, dernekleşiriz diyerek devletimizin kapısını çalarız diyerek yolculuğa başladı. Bugünün anlamını bir bütün halinde program bitene kadar hissedip yaşayalım” şeklinde konuştu. Bitlis Eren Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof.Dr.Ferit İzci ise, “Bizim medeniyetlerimiz başka medeniyetlere benzemez. Bizim medeniyetlerimiz işte böyle şahsiyetler ve gençler üzerine inşa edilmiş ilelebet varlığını devam ettirecek medeniyetlerdir. Başka medeniyetlerin hayal bile edemeyecekleri zirvelere çıkmış olan ecdadın nesilleriyiz. Hayatını bu şekilde mücadeleyle geçiren başta sayın Ahmet hocamız olmak üzere bu ülkede ve coğrafyada yetişmiş değerlerli şahsiyetlere huzurlarınızda saygıyla ve minnet duyuyorum” dedi. Düzenlenen program hakkında gazetecilere açıklamada bulunan Anadolu Tarih ve Kültür Birliği Derneği Başkanı Doğan Güngör, “Kültür ve Turizm Bakan yardımcısıyken çok sevdiği Ahlat’ı ziyaretinin hemen sonrasında geçirdiği trafik kazasıyla hayatını kaybeden Prof.Dr.Ahmet Haluk Dursun hocayı anmak, Ahlat’ı anlatmak ve gençlerle hemhal olmka için buradayız. Dernek olarak hocamızı anmak üzere yaptığımız ikinci program. İlkini Çanakkale’de yine tarihimizin müstesna mekanlarından birinde, bugünde Ahlat’ta yaptık” dedi. Anma programına katılan Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kızı Nilay Dursun’da duygularını şöyle ifade etti; “Babamın hayatının son yıllarında özellikle çok önem verdiği Anadolu Tarih ve Kültür Birliği projesinin yaşatılıyor olabildiğini görmek gerçekten çok mutluluk verici. Yıllar önce babamın vefatından sonra tanıştığım bu değerli ekiple 5.yılında da bu tarz etkinliklerle bir araya gelmeyi sürdürüyoruz. Babamı anmayı, onun öğretilerini, gençlere aktarmaya çalıştığı bilgileri bir arada tekrar hatırlayarak belki yeni kitlelere aktarmaya çalışıyoruz. Bu gerçekten çok önemli. Dolayısıyla bu etkinliklerde desteği olan herkese çok teşekkür ediyorum.” İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümü son sınıf öğrencisi Kenan Toprak Çatkın’da, “Ahlat’a ikinci gelişim. Bundan önce de bir program aracılığıyla gelmiştim. Haluk hoca bizde çok önemli ve derin etkiler bıraktı. Zaten bu etkileri panelimizde de anlatacağız” dedi. Yapılan konuşmaların ardından program Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği Musiki Grubunun Haluk Dursun’un sevdiği müzikleri seslendirmesiyle devam etti. Arından Ahmet Haluk Dursun hocayla anısı olan çeşitli üniversite öğrencilerin paneli ve BEÜ öğretim üyesi Doç.Dr.Hasan Buğrul’un Ahlat’taki tarihi mezar taşları üzerindeki övgü içerikli yazılar adlı sunumuyla program sona erdi. Anma programı sonunda toplu hatıra fotoğrafı çektirildi. Ahlat Halk Eğitimi Merkezi konferans salonunda düzenlenen anma programına Ahlat Kaymakamı Batuhan Bingöl, Ahlat Belediye Başkanı Yavuz Gülmez, Bitlis İl Emniyet Müdürü Ortaç Şekeroğlu, Bitlis İl jandarma komutanı Tuğgeneral Eyüp Subaşı, bazı kurum amirleri, çok sayıda akademisyen, yazar, eğitimci ve öğrenci katıldı. Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kaza sonucu vefatı 2019 yılında Malazgirt Zaferi’nin 948. yıl dönümü etkinlikleri öncesi Ahlat’ta gezi ve incelemelerde buluna merhum Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun, buradaki incelemeleri sonrası kara yoluyla Van’a hareket etmişti. Dursun’un içinde bulunduğu araç, Erciş’in Bayramlı Mahallesi yakınlarında kaza yapmış, kazada Ahmet Haluk Dursun hayatını kaybetmişti.
Antalya Otomobil su kanalına uçtu: Öldüğü düşünülen sürücünün yüzerek kaçtığı ortaya çıktı Antalya’da kontrolden çıkıp su kanalına uçan otomobildeki sürücü, kanaldan yüzerek çıkıp olay yerinden kaçtı. Aracın yaklaşık 1 buçuk ay önce satışını yapıp devrinin henüz alınmadığını belirten ruhsat sahibi kadın ise olay yerine geldiğindeki ilk sözü, “Allah’tan içinde kimse yok” oldu. Kazanın görgü şahidi bir genç ise, “Sürücü çok paniklemişti, yüzerek kanaldan çıktı, ardından kaçtı” dedi. Kaza, saat 22.00 sıralarında Kepez ilçesine bağlı Göksu Mahallesi’ndeki Nene Hatun Caddesi ile İbn-i Sinan Sokak kesişiminde meydana geldi. Henüz sürücüsünün ismi öğrenilemeyen 16 LUB 73 plakalı otomobilin önce kaldırıma çarpıp ardından su kanalına uçtuğunu görenler durumu 112 Acil Çağrı Merkezine bildirdi. İhbarın ardından olay yerine itfaiye, polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Belirtilen adrese gelen itfaiye ekipleri, araçta yaptıkları kontrolde herhangi bir kişinin olmadığını tespit etti. Bunun üzerine görgü şahitlerinin ifadesine başvuran polis, sürücünün araçtan çıktıktan sonra yüzerek kanaldan çıktığını ve ardından panikleyerek kaçtığını belirledi. Trafik polisinin araç plakasından yaptığı sorgulamada, aracın Gülfer Hanedar adına kayıtlı olduğu belirlendi. “Arabayı sattım, parasını aldım ama devrini almadı” Ekiplerin haber vermesiyle kaza yerine gelen Hanedar, aracı Halil isminde bir galerice yaklaşık 1 buçuk ay önce sattığını, parasını almasına rağmen karşı tarafın devrini henüz üzerine almadığını söyledi. Gazetecilere de açıklamada bulunan Hanedar, “Arabayı satmıştım, parasını aldım ancak devrini henüz üzerine almadı. Kaza olunca beni aradılar. Allah’tan içinde kimse yok, ona sevindik. Galericiye satmıştım. Onun sürüp sürmediği de belli değil, ulaşamıyorum da” diye konuştu. Kazayı görenlerden Musa Kont isimli genç ise “Araba aniden fren yaptı ve kanala uçtuktan sonra sürücü yüzerek çıktı. Adam çok panik yapıyordu, sakinleştirmeye çalıştık ama kaçtı gitti” dedi. Polis ekipleri sürücüyü bulmak için çalışma başlatırken, araç çekiciyle su kanalından çıkartılarak otoparka götürüldü.