TEKNOLOJİ - 16 Nisan 2018 Pazartesi 12:25

Yapay zekâda tehlike çanları çalıyor

A
A
A
Yapay zekâda tehlike çanları çalıyor

Teknolojinin tıp alanındaki gelişmelerinin neler olabileceğinin tartışıldığı ve Bahçeşehir Üniversitesi’nin (BAU) düzenlediği Uluslararası Tıp Öğrenci Kongresi’ne katılan Dijital Kanaat Önderi Tanol Türkoğlu, yapay zekânın köle seviyesinde olduğunu belirterek, insanlığın gelecek 100 yıl içerisinde rahat olacağını ancak sonraki 100 yıl içinde tehlike çanlarının çalabileceğini vurguladı.

BAU Bilimsel Araştırma Topluluğunca, bu yıl ilki düzenlenen Uluslararası Tıp Öğrenci Kongresi düzenlendi. Üniversitenin Beşiktaş kampüsünde düzenlenen kongreye, Yunanistan, ABD, Romanya ve Türkiye’deki birçok üniversiteden akademisyen ve öğrenciler katıldı. 3 gün süren kongrenin birinci oturumunda Dijital Kanaat Önderi Tanol Türkoğlu, “Dijital Doktor, Robot Cerrah: Yapay Zekâ ve Akıllı Nesneler Meslekleri Nasıl Dönüştürecek” konusunda sunum yaptı.

“Otomobilin yerini robot ve cihazlar alacak” 

Gelişen dünyada iki ana teknolojik gelişmenin olduğuna dikkat çeken Türkoğlu, bunlardan birinin yapay zekâ alanındaki çalışmalar, diğerinin ise çevredeki birçok nesneye bir tür zekâ şırınga etmek olduğunu belirtti. Sürücüsüz otomobillerin buna örnek olduğuna işaret eden Türkoğlu, gelecekte otomobilin yerini yapay zekâyla çalışan otomobil görünümlü robot ve cihazların alacağını dile getirdi. Bu nedenle nesnelerin bir yandan akıllanırken, diğer yandan zeki varlıklar haline geldiğini ifade eden Türkoğlu, bu konuda Avrupa ve Almanya merkezli çalışmaların olduğunu aktardı.

“Çalışanlar yapay zekâ ile yer değiştirebilir” 

“Mavi yaka” denilen iş kollarının robotlarla yer değiştirmesinin söz konusu olduğuna da vurgu yapan Türkoğlu, şunları söyledi:

“Tabii bu durum yalnızca mavi yakalı işlerle sınırlı değil. Bunun yanı sıra beyaz yaka dediğimiz yani ofis çalışanları da yapay zekâ yazılımlarıyla yer değiştirebilir. Bu çerçevede artık ameliyatları robotlar yapabilir. Bir bankayı aradığımızda bizi artık bir insan değil, yapay zekâyla desteklenmiş bir yazılım karşılayabilir. Çok geniş bir alada yapay zekânın olası bir uygulaması söz konusudur. Yapay zekâ ile ilgili teknolojik alt yapılar daha emekleme aşamasında. Dolayısıyla yapay zekâ destekli yazılım ve donanımlar şu an için insanların yapmalarını istedikleri şeyleri yapacak seviyede. Buna köle seviyesi diyebiliriz. Bu seviye yapay zekânın insanın kölesi olduğu bir seviyedir.”

“Yapay zekâda otonom iradesine dikkat”

Yapay zekânın gelecekte insan seviyesine geleceğine işaret eden Türkoğlu, şunları kaydetti:

“Bilim insanları 70 yıl sonrası için yapay zekânın kapasitesinin gelişeceğini söylüyor. Yapay zekâ insan seviyesine gelecek. İnsan seviyesine geldiği zaman artık karşımızda normal bir insandan beklediğimiz tepkileri gösteren cihazlar ya da yazılımlar olacak. Yani bu durum yapay zekânın otonom iradesinin olmasıdır. Yani yapay zekâ kendi kendine karar verebilecek ve o kararı verirken her hangi bir yazılımdan ya da insandan emir almıyor olacak. Asıl tartışma yapay zekânın bu seviyeye gelmesinden sonra başlıyor. Bilim insanları yapay zekânın o seviyeye geldikten sonraki on sene içinde kapasitesinin insanı geçeceği de söylüyor. Bu noktada yürütülen tartışma yapay zekânın gelecekte insanlığa nasıl etki edeceğidir. Bu nokta da değerlendirirsek yapay zekânın gelişimiyle insanlık gelecek yüz sene rahat olacak. Ancak sonraki yüz sene içinde insanlar için tehlike çanları çalabilir.”

"İnsan haklarına sahip olacaklar” 

Yapay zekanın mesleklerde kullanılmasıyla birlikte doğacak sorunlara ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Türkoğlu, şu ifadelerde bulundu:

“Yapay zeka köle seviyesinde olduğu sürece büyük bir olasılıkla sorumluluklar o yapay zekayı geliştiren firmaların, mühendislerin ve yazılımcıların olur. Ancak otonom iradeye sahip olduklarında belki de hukuksal olarak bir insanın hakları ne ise o haklara sahip olacak. Ya da çalışan bir yapay zeka belki de para kazanıyor olacak. Belki de insan gibi vergi ödüyor olacak. Hatta belki mirasını kendisinden sonra gelecek olanlara bırakma hakları olacak. Dolayısıyla o seviyeye gelen bir yapay zekâ tüm sorumluluğu üzerine almış olacak. Ama şu an ki aşamada sürücüsüz otomobillerin firmaları bu araçlardaki herhangi bir sorumluluğu kendi üzerlerine alıyorlar. Çünkü yapay zekânın henüz otonom iradesi yok. Şuan bir sorun olduğunda bundan üretici sorumludur diyebiliriz.”

“Gençlerin rakipleri robotlar olacak” 

Gelecekte yapay zekâ, yazılım ve donanım yapabilmenin önemli ve her bireyde aranacak bir beceri olacağını anlatan Türkoğlu, “Bugüne kadar insanlıkta mesleki olarak baktığımızda insanlar hep mesleklerini kendilerinden sonra gelen genç kuşaklara devretmişlerdir. Fakat bundan sonra rakip belki de yapay zekâ, mesleki yazılımlar ya da donanımlar olacak. Onun için de genç arkadaşlar en büyük meydan okumayı kendilerinden kıdemli olanlara karşı değil bekli de yapay zekâ destekli yazılımlara karşı yapacak. Nitekim gelecekte yazılım geliştirmeye yönelik becerilerin geliştirilmesi önemli bir beceri haline gelecek. Gençlere bu açıdan da kendi mesleklerini değerlendirmelerini öneriyorum” dedi.

“Yapay zekâ altyapısı desteklenmeli” 

Gelecekte dünya ekonomisinde söz sahibi olmak için yapay zekâ altyapısının desteklenmesi gerektiğinin altını da çizen Türkoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Her ülkenin kendi kültürüne göre yapay zekânın ülkelere göre nüfuz etmesi çeşitlilik gösterebilir. İçinde yaşadığımız toplumda eğer bir kaynağınız, petrolünüz yoksa dünya üzerinde ekonomik anlamda çok fazla söz sahibi olamıyorsunuz. Ancak içinde yaşadığımız bilgi çağında tek gerekli olan sermaye beyin gücüdür. Dolayısıyla ülke olarak eğitimimizi o yönde geliştirmeliyiz. Böylece geleceğin dünyasında ülke olarak önemli bir konumda olabileceğimizi düşünüyorum.”
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Gaziantep Gaziantep’te esrarengiz patlama sesi korku ve paniğe neden oldu Gaziantep’in Nizip ilçesine bağlı Suriye sınır hattındaki kırsal mahallelerde şiddetli bir patlama sesi duyuldu. Bölgede yaşayan vatandaşları tedirgin eden patlama sesi ile ilgili geniş çaplı inceleme başlatılırken boş araziye havan mermisi düşmüş olabileceği ihtimali üzerinde durulduğu öğrenildi. Olay, Gaziantep’in Nizip ilçesine bağlı Suriye sınır hattındaki kırsal mahallelerde meydana geldi. İddiaya göre, özellikle bölgedeki kırsal Gökçeli Mahallesi’nde yaşayan vatandaşlar bir anda çok yüksek bir patlama sesi duydu. Duydukları sesle korku ve panik yaşayan vatandaşlar 112 Acil Çağrı Merkezi’ne ihbarda bulundu. İhbar üzerine sesin duyulduğu bölgelere jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. Ölen ya da yaralanan kimsenin olmadığı olay sonrası patlama sesinin kaynağı ile ilgili geniş çaplı inceleme başlatıldı. Olayla ilgili çalışma yapan ekiplerin boş araziye havan mermisi düşmüş olabileceği ihtimali üzerinde durduğu öğrenildi. Korku ve panik yaşayan vatandaşlar o anları anlattı Yaşadıkları korku ve paniği anlatan Çapan Köse ve Adil Yılmaz isimli vatandaşlar, önce kısa süreli keskin bir ışık gördüklerini sonrasında ise şiddetli bir patlama sesiyle irkildiklerini söyledi. Vatandaşlar, Suriye’ye yakın olduklarını ve oradan bir şey düşme ihtimalinin akıllarına geldiğini de ifade etti. Konu ile ilgili geniş çaplı soruşturmanın sürdüğü bildirildi.
Ankara Gazeteci Hande Fırat’ın "Devriamber" sergisi Kültür Bakanlığı desteğiyle açıldı Gazeteci Hande Fırat’ın "Devriamber" isimli resim ve heykel sergisi Kültür ve Turizm Bakanlığının desteği ile Cumhuriyet Müzesi bünyesinde yer alan Sığınak Kültür Sanat’ta açıldı. Gazeteci Hande Fırat’ın “Devriamber” isimli sergisinin açılışı Ankara’da gerçekleştirildi. Sergiye, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Dışişleri Bakan Yardımcısı Yasin Ekrem Serim, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Gökhan Yazgı, TBMM Milli Savunma Komisyonu Başkanı Hulusi Akar, eski TBMM Başkanı Binali Yıldırım, MHP Genel Başkan Yardımcısı İsmail Özdemir, İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Oktay Vural, Dışişleri Bakanı Başdanışmanı Nuh Yılmaz, AK Parti Genel Merkez Kadın Kolları Başkanı Ayşe Keşir, Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Ahmet Yener, Demirören Holding Yönetim Kurulu Başkanı Yıldırım Demirören’in eşi Revna Demirören, Demirören Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Meltem Demirören Oktay ve çok sayıda davetli katıldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise serginin açılışı için mesaj gönderdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın mesajını serginin açılışında gazeteci Hande Fırat okudu. Cumhurbaşkanı Erdoğan mesajında, "Basın ve sanat dünyamızın değerli temsilcileri, kıymetli misafirler, sizleri en kalbi duygularımla, muhabbetle selamlıyorum. Nazik davetiniz için teşekkür ediyorum. Basınımızın önemli isimlerinden Hürriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Sayın Hande Fırat’ın kendi ifadesiyle ’çınarlarını kaybedip kendileri çınara dönen kadınların hikayesini’ anlattığı resim ve heykel sergisinin başarılı geçmesini temenni ediyorum. Başarılı gazeteci kimliğinin yanı sıra, bu sergi vesilesiyle sanatçı yönünü de öğrenme fırsatı bulduğumuz Sayın Hande Fırat’ı tebrik ediyor, kendisine hem meslek hem de sanat hayatında muvaffakiyetler diliyorum. Sizlerin şahsında basın ve sanat camiamızın tüm mensuplarını, sergiye ilgi gösteren tüm sanatseverleri bir kez daha yürekten selamlıyorum” ifadelerine yer verildi. "Bu sergi annemle, kızıma ithaf ediliyor" Fırat, serginin açılışı için Kültür ve Turizm Bakanlığının tüm personeline ve sergiyi açarken kendisine destek olan arkadaşlarına teşekkür etti. Hande Fırat, "Bu sergi, babalarını kaybeden tüm kız çocukları, tüm erkek çocukları ama özellikle kız çocuklarına atfen yapılmıştır. Bu sergi annemle, kızıma ithaf ediliyor" dedi. Devrialem sergisinin farklı bir anlamı olduğunu belirten Bakan Ersoy, "Bir toplumun zenginliği, kültür ve sanatının derinliği ile ölçülüyor. Kültür ve sanat toplumda ne kadar yerleştiyse, toplumda ne kadar kabul gördüyse, o toplumda kültür ve sanat ne kadar iyi üretilebiliyorsa aslında toplum o derece zengin algılanıyor. O açıdan da biz Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak kültür ve sanatı her yönüyle desteklemeyi görev addediyoruz. Sadece sanat üretimi değil, vatandaşlarımızın kültür ve sanata rahat erişimi de çok çok önemli" şeklinde konuştu. Kültür Yolu Festivalleri ile vatandaşların kültür ve sanata rahat ve kolay erişmesini amaçladıklarını belirten Ersoy, "Vatandaşın sanata erişimi yeterli değil. O yüzden kültür ve sanat üretimini artırmak istiyoruz. Kültür sanatın toplumun sadece bir kesiminin ilgilendiği bir etkinlik olmasının dışına çıkmasını, toplumun her kesimlerinin eriştiği bir alan olması için çabalıyoruz. Bu sergide anlamlı bulduğumuz, toplumda bilinirliği yüksek, toplumda yer etmiş kişilerin kültür sanat üretimindeki katkıları, kültür ve sanat üretiminde pay sahibi olmaları aslında sanatın popülaritesini artırıyor" ifadelerini kullandı. Serginin anlamının önemli olduğunu belirten Bakan Ersoy, “Serginizin anlamı da çok önemli. Ben de babamı kaybettim ama sizin gibi genç yaşta kaybetmedim. Genç kızlarımızın 18 yaşına girmeden önce babalarını kaybetmesinin nasıl bir duygu olduğunu, nasıl omuzlara yük getirdiğini kısmen de olsa anlayabiliyorum” diye konuştu. Sergide, tuval üzerine çeşitli malzemeler kullanılarak yapılan tablo ve heykellerden oluşan 40 eser sergileniyor. Sergi 25 Mayıs’a kadar açık olacak.