GÜNDEM - 25 Temmuz 2020 Cumartesi 11:28

Yargıtay’dan babalara 'soyadı' müjdesi

A
A
A
Yargıtay’dan babalara 'soyadı' müjdesi

Gaziantep’te yaşayan bir baba boşandığı eşinin hiçbir gerekçe göstermeden çocuğunun soy adını değiştirmesine ilişkin yaptığı itiraz sonrası Yargıtay emsal bir karar daha alarak anneye tanınan çocuğa soyadı verme hakkında ‘çocuğun menfaati’ doğrultusunda yapılabileceğini ifade ederek çocuğa yeniden babasının soyadının verilmesine hükmetti.

Gaziantep’te 2016 yılında eşinden boşanan bir anne Yargıtay’ın boşanan çiftler için verdiği ‘velayeti kendisine verilen anne çocuğunun soy adını değiştirebilecek’ kararı sonrası çocuğunun soy adını mahkeme kararıyla değiştirerek kızlık soy adını verdi. Karar üzerine itiraz eden baba açtığı davayı yerel ve üst mahkeme reddedince konuyu Yargıtay’a taşıdı. Avukat Ferit Yıldırım’ın yürüttüğü davada yapılan itiraz ve sunulan gerekçeler sonucu Yargıtay çocuğunun velayeti kendisine verilen annenin çocuğun yararına bir durum olmadıkça soy adını değiştiremeyeceğine hükmederek babayı haklı buldu.

Babanın kötü bir şöhreti varsa annenin soyadı değiştirme hakkının olduğunu belirten Avukat Ferit Yıldırım, “Anne boşandığı eşinin soy adını çocuğunun hayatını olumsuz etkileyeceğini kanıtlarsa soy adını değiştirebilecek. Babası bir suça karışmış, terör örgütü üyesidir, buna benzer kötü anılan bir şöhrete sahiptir ve bu durum çocuğa da zara verecektir eğer anne bunu ispat ederse mahkeme çocuğun soy adını değiştirebilecektir” dedi.

Velayeti alan anne istediği gibi çocuğun soy adını değiştirmeyecek

Velayetin annede olması çocuğun soy adını değiştirmeye yeterli olmayacağını belirten Yıldırım, “Velayet hakkı kapsamında anneye sınırsız bir yetki tanındığı bir karar vardı aslında Yargıtay bu son kararı ile burada sınırsız bir yetki olmadığını sadece velayeti kullanarak ‘istediğim zaman soyadı değiştiririm’ düşüncesinin doğru olmadığını belirtti. Ve dedi ki, mahkeme üzerinde bir gerekçe göstererek değiştirebilirsiniz. Sadece velayeti almış olmanız çocuğun soy adını değiştirmeye yeterli olmayacak” ifadelerini kullandı.

Çocuğunu soy adın değişene babalara dava yolu açıldı

2009 yılında evlilik boşanmayla bitmiş olsa bile çocuk babasının soy adını alır düzenlemesi Anayasa mahkemesince iptal edildiğin anımsatan Avukat Yıldırım, “Bu iptalden sonra boşanan anneler çocuğun soy adını alması için çeşitli davalar açmışlardı. Reddedilen bu davalardan sonra konu yine Anayasa mahkemesine gitmişti ve Anayasa mahkemesi bir karar vererek burada velayet hakkı bulunan annenin soyadının değiştirebileceğine hükmetmişti. Burada ise bir kriter öne alındığı için daha önce bitmiş ve soyadı değişmiş olan çocuklar içinse yeni bir yargılamanın önü açılmış oldu. Yani baba daha önce çocuğun soyadının değiştirildiğini, hiçbir gerekçe gösterilmediğini sırf velayet hakkına dayanıldığını ileri sürerek tekrardan baba soy adını alması için yeni bir dava açabilecek” dedi.

Yargıtay: ‘Kendi aranızdaki hesaplaşamaya çocuğu katmayın’

Yargıtay koyduğu ‘menfaat’ kriteri ile bir belirsizliği önlemiş olduğunu kaydeden Yıldırım, ”Artık bundan sonra gördüğümüz davalarda hedefimiz belli, çocuğun menfaatine uygunsa soyadı değiştirilebilecek yoksa sadece velayeti kullandığı için, sadece boşandığı için soyadı değiştirme yapamayacak. Maalesef toplumda boşandıktan sonra kişisel hesaplaşmalar nedeniyle bu konu istismar edilebilir çünkü çok örneğini gördük bunları ve bunun önü kapatılmış oldu alınan kararla ‘kendi aranızdaki hesaplaşmalara çocuğu karıştırmayın’ dedi Yargıtay ve çocuğun üstün menfaati varsa soy adını değiştiririz yoksa dava reddedilir dedi” diyerek alınan kararı anlattı.

Resul Yanbul
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bayburt Bayburt’ta ’Eczane Teknisyenleri ve Teknikerleri Günü’ dolayısıyla etkinler düzenlendi Her yıl 26 Nisan’da kutlanan ’Eczane Teknisyenleri ve Teknikerleri’ günü dolayısıyla Bayburt’ta da çeşitli etkinlikler yapıldı, alanında uzman isimler ve öğrenciler Eczane Teknisyenleri ve Teknikerleri Günü’nü düzenledikleri programla kutladılar. Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Eczane Hizmetleri öğrencileri tarafından ’Eczane Teknisyenleri ve Teknikerleri Günü’ münasebetiyle panel, tiyatro, söyleşi ve stanttan oluşan etkinlikler organize edildi. Düzenlenen program, panelle başladı. ’Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp: Fitoterapi’ paneline konuşmacı olarak katılan Karadeniz Teknik Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ufuk Özgen ve Akademisyen/Yazar Doç. Dr. Kenan Taştan, bitkilerin tedavi süreçlerindeki temel ve yardımcı fonksiyonlarını anlatan çok yönlü sunumlarını katılımcılarla paylaştılar. Doç. Dr. Kenan Taştan konuşmasında Geleneksel tedavi yöntemlerinin önemine vurgu yaptı. Halk arasında çok fazla bilinen ve kullanılan hacamat yöntemine özellikle ayrı bir parantez açan Taştan, “Hacamat mutlaka işin uzamanı bir hekim tarafından ve gerekli tahliller yapıldıktan sonra uygulanmalıdır. Aksi halde özellikle kan hastalıkları olan bireylerde ya da enfeksiyondan kaynaklanan problemler ciddi rahatsızlıklara yol açması söz konusu olabilir” diyerek konuştu. Prof. Dr. Ufuk Özgen ise konuşmasında birçok ilacın hammaddesini oluşturan bitkilerin şifalı özelliklerine değindi. Ancak ilaçlarla birlikte kullanılan bitkisel çayların ya da bilinçsizce kullanılan bitkisel ürünlerin çok ciddi yan etkileri olabileceğine vurgu yaptı. Etkinliğin ikinci ayağında Eczane Hizmetleri öğrencileri Şehit Recep Eşiyok Ortaokulunda öğrencilerle bir araya geldiler. Öğrenci Ecem Şahin’in kaleme aldığı tiyatro oyunu ile ortaokul öğrencilerine akıllı ilaç kullanımının önemine ve gerekliliğine dikkat çektiler. Ardından Eczane Hizmetleri öğretim elemanlarından Dr. Öğr. Üyesi Ümit Karakaş, öğrencilere ilaçlar ve akılcı ilaç kullanımı konulu söyleşisini gerçekleştirdi. Etkinlik Bayburt şehir merkezinde Yakutiye Camisi önünde kurulan stant ile son buldu. Stantta ’Doğru İlaç Kullanımı’ konusunda vatandaşla buluşan gençler, konu ile ilgili el broşürü, ilaç zamanlama ve taşıma kutusu dağıttılar. Öğrenciler, vatandaşlara ilaç ile ilgili sorular sorarak, doğru ilaç kullanımına yönelik farkındalık kazandırmaya çalıştılar. Konu ile ilgili olarak düzenleme komitesi başkanı öğrenci Nazım Onur Bulut, akıllı ilaç kullanımı hakkında bilgiler vererek, "Akıllı ilaç kullanımı konusunda toplumun bilgilendirilmesi için oldukça önemli nedenler bulunmaktadır. Bu gerekçelerin ilki modern sağlık bakımındaki kimyasal ajanların önemli rolünün olmasıdır. İkincisi bireylerin sağlıkları ile ilgili sorumluluk alabilmelerini ve uygun tedavi edici stratejilerin belirlenmesini sağlamaktır. Üçüncüsü, bireylerin tedavi edici kararlarında rol almaları ve sonraki dozlar ve süreç ile ilgili bilgilendirilme haklarının olmasıdır. Dördüncüsü ise bireylerin akılcı ve güvenli ilaç teminini ve etik olmayan ticari tanıtımdan zarar görmemelerini sağlamaktır" dedi.
Ankara Bakan Tunç: "İsrail Dışişleri Bakanının, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ı hedef alan seviyesiz açıklamaları İsrail Hükümetinin çocuk, kadın demeden yaptığı katliamları gizleyemeyecektir" Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, "İsrail Dışişleri Bakanının, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ı hedef alan seviyesiz açıklamaları, soykırım suçu işleyen işgalci İsrail Hükümetinin çocuk, kadın demeden yaptığı katliamları gizleyemeyecektir" dedi. Adalet Bakanı Tunç, İsrail Dışişleri Bakanı Yisrael Katz’ın sosyal medya hesabından Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ilgili yaptığı paylaşıma ilişkin sosyal medya hesabı üzerinden yazılı bir açıklama yaptı. Bakan Tunç, açıklamasında şu ifadelere yer verdi: "İsrail Dışişleri Bakanının, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ı hedef alan seviyesiz açıklamaları, soykırım suçu işleyen işgalci İsrail Hükümetinin çocuk, kadın demeden yaptığı katliamları gizleyemeyecektir. Nerede olursa olsun, her platformda daha adil bir dünya için mücadele eden Sayın Cumhurbaşkanımız, Filistin’de ateşkes ve barış sağlanarak akan kanın bir an önce durması için çabalamaktadır. Gözü dönmüş insanlık düşmanı canilerin, Sayın Cumhurbaşkanımızı hedef alması işte bundandır. İnsan haklarını yok sayarak ve uluslararası hukuku görmezden gelerek kuvözdeki bebekleri dahi öldüren; okulları, sığınma kamplarını, hastaneleri bombalayarak her yeri kana bulayan İsrailli yöneticiler, daima yaptıkları katliamlarla anılacak ve hukuk önünde hesap vermekten kaçamayacaktır."