EKONOMİ - 12 Haziran 2021 Cumartesi 12:03

Yargıtay'dan emsal karar

A
A
A
Yargıtay'dan emsal karar

Tatili, hava yolu şirketinin 3 gün sonra teslim ettiği bagaj yüzünden zehir olan kadın, 9 sene süren hukuk zaferini kazandı. Davaya son noktayı koyan Yargıtay, ailesiyle gittiği tatilin geç teslim edilen valiz sebebiyle elem ve ızdıraba dönüştüğüne dikkat çekerek, hava yolu şirketinin manevi tazminat ödemesi gerektiğine hükmetti. Mağdurun kişilik haklarının zedelendiğine dikkat çekti.

Tatil yapmak amacıyla ailesiyle birlikte 2012 senesinde bir havayolu şirketine ait uçakla İstanbul aktarmalı olarak Antalya'ya giden kadın, valizlerinin diğer uçakta unutulduğunu öğrenince hayatının şokunu yaşadı.

Kayıp bürosuyla irtibata geçen mağdur yolcu, üç saat sonra diğer uçakla gelen valizlerinden iki tanesi ile çocuk arabasını teslim aldı. Ancak kendisine ve eşine ait şahsi eşyalarının bulunduğu valizin gelmediğini öğrenen kadın sinir krizi geçirdi. Şirket yetkilileri, valizin nerede olduğunun bilinmediğini dile getirdi. Alanya’ya konaklayacağı otele geçen kadın, üç gün aynı elbiseyi giymek zorunda kaldı.

Tatilin üçüncü günü gece yarısı gelen telefonla sarsılan mağdur tatilci, saat 03.00’te Antalya’ya ticari taksiyle giderek valizi teslim aldı. Tatil dönüşü ise ilk işi Ticaret Mahkemesi’nin kapısını çalmak oldu. Aylarca hayalini kurduğu tatilin geç teslim edilen valiz yüzünden kabusa döndüğünü belirten davacı kadın; şahsi eşyalarının kaybolması nedeniyle tatilden amaçladığı verimi alamadığını, kaybolan valizin ancak üç gün sonra teslim edildiğini dile getirdi.

Valizi teslim almak için gece saat 03.00'te özel araç tutarak havaalanına gitmek zorunda kaldığını, özel eşyaları olmadığı için otel faaliyetlerine katılamadığını, bu olay nedeniyle büyük sıkıntı yaşadığını ileri sürerek havaalanı gidiş geliş yol gideri olarak 630 TL maddi tazminat ile 5 bin TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etti.

Havayolu şirketi avukatı ise şirketin sorumluluğunun sınırlı olduğunu, davacının manevi tazminat talebinin yerinde olmadığını, ayrıca talep edilen manevi tazminatın fahiş olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etti. Tarafları dinleyen Ticaret Mahkemesi, emsal nitelikte bir karara imza attı.

Kararda; davacının bagajın geç teslimi sebebiyle havaalanına gidiş geliş için ödenen araç ücretine ilişkin maddi zararını ispatladığı, davacının bagajın geç teslimi sebebiyle üç gün boyunca planladıkları etkinliklere katılamadığı, bagajın geç teslim edilmesi ve gece yarısı havaalanına gidiş gelişler sebebiyle üzüntü, elem ve sıkıntı çektiğine dikkat çekildi. Davacının özel eşyaları bulunmadığı için otel dışına çıkıp vakit geçiremediği, bu nedenlerle manevi tazminatın koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüyle 630 TL maddi tazminat ile 2 bin 500 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verildi. Davalı şirketin temyiz müracaatını değerlendiren Yargıtay 11. Hukuk Dairesi, mahkeme kararını bozdu.

Kararda; “Öncelikle, her sözleşmeye aykırılık tek başına manevi tazminatı gerektirmez. Manevi tazminata hükmedilebilmesi için yasada belirtilen şartların da mevcut olması gerekir. Somut olayda, tazminat koşullarının mevcut olmadığı gözden kaçırılarak, manevi tazminat isteminin reddine karar verilmesi gerekirken kabulü doğru görülmemiş, hüküm davalı yararına bozmayı gerektirmiştir” denildi.

Tatil elem ve ızdıraba dönüştü

Yeniden görülen davada Ticaret Mahkemesi, önceki kararında direndi. Havayolu şirketi avukatı direnme kararını temyiz edince devreye Yargıtay Hukuk Genel Kurulu girdi. Mahkemenin direnme kararını yerinde bulan Kurul; manevi tazminat isteminin temelinde, davalının haksız eylemi yattığına vurgu yaptı.

Genel Kurul kararında şu ifadelere yer verildi: “Davacının dinlenme, eğlenme ve tatil amacıyla gittiği Alanya'da ilk günden itibaren üzerindeki elbiseyle kaldığı ve otelin etkinliklerine katılamadığı anlaşılmıştır. Ayrıca bagajın teslim edilmemesi ve ne zaman teslim edileceğinin belirsizliği nedeniyle eş ve çocuklarıyla huzurlu vakit geçiremediği, bagajının hemen gönderileceğinin belirtilmesine rağmen üç gün sonra davacının havaalanına çağrılarak gece saat 03.00'te teslim edildiği, davacının bagajını teslim almak için gece vakti Alanya'dan Antalya'ya gitmek zorunda kaldığı ortadadır.

Tüm bu hususlar nedeniyle davacının huzur içinde tatil yapmaktan çok bagajına ulaşabilme çabasıyla ve giderek artan stres içinde tatilinin yarısının geçtiği açıktır. Bu nedenle bu tür gezilerden beklenen amaç ve yukarıda bahsedilen hususlar dikkate alındığında davacının tatili boyunca yaşadığı çöküntünün elem ve ızdıraba dönüştüğünün ve davacının kişilik haklarını zedelenmesi nedeniyle 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 58. maddesinde belirtilen manevi tazminat koşullarının gerçekleştiğinin kabulü gerekmektedir.

Hâl böyle olunca, davalının eyleminin davacının kişilik haklarını zedelediğini ve 6098 Sayılı TBK'nin 58. maddesinde belirtilen manevi tazminat koşullarının gerçekleştiğini kabul eden ve 2 bin 500 TL manevi tazminatı hakkaniyete uygun gören direnme kararı yerindedir.

Hukuk Genel Kurulu’nda yapılan görüşmeler sırasında; her sözleşmeye aykırılığın tek başına manevi tazminatı gerektirmeyeceği, somut olayda 6098 Sayılı Kanun'un 58. maddesinde belirtilen koşulların oluşmadığı, bu nedenle manevi tazminat isteminin reddine karar verilmesi ve direnme kararının Özel Dairenin bozma kararında gösterilen nedenlerle bozulması gerektiği görüşü ileri sürülmüş ise de bu görüş Kurul çoğunluğunca benimsenmemiştir.

Tüm bu nedenlerle mahkemece yazılı şekilde karar vermesinde bir isabetsizlik görülmediğinden usul ve yasaya uygun direnme kararının onanması gerekmiştir. Davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile direnme kararının oy çokluğu ile onanmasına hükmedilmiştir” ifadeleri kullanıldı.

Süleyman Aydın
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Avrupa Türk toplumunu kimseye ezdirmeyiz, ezmeye çalışan kifayetsizlere de hadlerini pekala bildiririz" Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Tertemiz niyetleriyle Türkiye Yüzyılı yürüyüşümüze eşlik eden Avrupa Türk toplumunu kimseye ezdirmeyiz, ezmeye çalışan kifayetsizlere de hadlerini pekala bildiririz" dedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Uluslararası Demokratlar Birliği Heyetini Kabul Programı’nda konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, davetlileri Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde ağırlamaktan memnuniyet duyduğunu belirterek, "Cumhurbaşkanlığı Külliyemizde bu anlamdaki böyle bir sofrada sizlerle bir arada olmaktan ve dünyanın dört bir köşesinden bu sofraya iştirak etmekten duyduğum memnuniyeti özellikle ifade etmek istiyorum. Hoş geldiniz, şeref verdiniz. Sizlerin şahsında Avrupa’dan Asya’ya, Afrika’dan Balkanlara, Amerika’dan Avustralya’ya yurt dışında yaşayan 7 milyonu aşkın vatandaşımızın tamamına selamlarımı, sevgilerimi gönderiyorum. Aynı maziyi paylaştığımız, aynı ufka daldığımız, dünyaya ve geleceğe aynı pencereden baktığımız soydaş ve akraba topluluklarımıza da sizler vasıtasıyla muhabbetlerimi iletiyorum" dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, sene sonu kapasite geliştirme ve eğitim çalıştayının Avrupalı Türkler başta olmak üzere yurt dışındaki vatandaşlar için hayırlara vesile olmasını diledi. Sözlerinin başında üç ayları ve bu gece idrak edilecek Regaip Kandilini tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Rahmet ve mağfiret ikliminin kalplerimizi kuşattığı bu önemli gecenin 86 milyon vatandaşımızla birlikte gönül coğrafyamız ve tüm İslam alemi için hayırlar getirmesini temenni ediyorum. Peygamber Efendimiz aleyhissalatu vesselam bir hadis-i şeriflerinde şöyle buyuruyor: "Mümin yeşil ekine benzer. Rüzgarla eğilir fakat yıkılmaz. Rüzgar sakinleştiğinde yine doğrulur. İşte mümin de böyledir. O da bela ve musibetler sebebiyle eğilir fakat yıkılmaz" açıklamasında bulundu. "Gazze’de 2 milyonu aşkın Filistinli çok zor şartlarda hayata tutunmaya çalışıyor" Filistin’de, Lübnan’da, Sudan’da ve dünyanın birçok yerinde sancılı günler yaşandığını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail’in insanlık dışı saldırıları sebebiyle enkaz yığınına dönen Gazze’de 2 milyonu aşkın Filistinlinin çok zor şartlarda hayata tutunmaya çalıştığını hatırlattı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, sınırımızın hemen öte tarafında 14 yıllık mücadelenin ardından Suriye halkından, içerden ve dışardan yapılan sabotajlara rağmen ülkelerini yeniden toparlamak, yeniden ayağa kaldırmak için canhıraş bir çaba gösterdiklerini belirterek, Avrupa’dan Asya’ya kriz ve belirsizlik dalgasının yükseldiği bir dönemde bela ve musibet rüzgarları karşısında yıkılmamak için her zamankinden daha fazla dayanışmaya, daha fazla kardeşliğe ihtiyaç duyulduğuna dikkat çekti. Gazze ve Filistin başta olmak üzere kanla, acıyla, gözyaşıyla yoğurulan topraklarda hayat ve haysiyet mücadelesi veren tüm vatandaşlar için üç ayların ve Regaip gecesinin huzur ve felaha vesile olmasını dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Dualarınızda bu kardeşlerimizi de unutmamanızı sizlerden ayrıca istirham ediyorum. Rabbim işimizi kolaylaştırsın. Kavlimizi ve kardeşliğimizi güçlendirsin diyorum" dedi. Bu sene 21. yaşına giren Uluslararası Demokratlar Birliği, Avrupa’nın 17 ülkesinde 38 bölge başkanlığı ve 253 şubesiyle çok önemli çalışmalar icra ettiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Birlik, gurbeti sılaya dönüştüren yurt dışındaki vatandaşlarımızın her türlü sorunuyla sağ olsun yakından ilgileniyor" şeklinde konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Avrupa’nın en güçlü sivil toplum kuruluşlarından biri olan Uluslararası Demokratlar Birliği’nin; geliştirdiği projelerle, yürüttüğü faaliyetlerle kritik bir misyonu yerine getirdiğini aktararak, "Anavatanından binlerce kilometre uzakta yaşayan kardeşlerimizin demokratik ve aktif katılımlarının yükseltilmesi, asimile olmadan bulundukları topluma entegrasyonu; siyaset, ekonomi, ticari ve sosyal hayatta güçlü bir varlık gösterebilmesi ve her alanda daha iyi konumlara gelebilmesi için yoğun çaba harcayan Uluslararası Demokratlar Birliği’ne bir kez de sizlerin huzurunda yürekten teşekkür ediyorum. Bunların yanında kültürel ırkçılık, ayrımcılık, İslam düşmanlığı ve yabancı karşıtlığı gibi nefret içeren, husumeti körükleyen fiil ve söylemlere karşı mücadele yürüten birliğimize çalışmalarında başarılar diliyorum" şeklinde konuştu. "Yurt dışındaki millet varlığımızın bugünkü seviyelerine ulaşması hiç ama hiç kolay olmadı" Kuruluşundan bugüne Uluslararası Demokratlar Birliği’ne emek veren, faaliyetlerine katkı sunan, birliğin bu noktaya gelmesinde payı olan herkese şükranlarını sunduğunu ifade eden Erdoğan, "Birliğin farklı kademelerinde görev almış, yurt dışındaki vatandaşlarımız için fedakarca uğraşmış fakat bugün aramızda olmayan kardeşlerimize de Cenab-ı Allah’tan rahmet niyaz ediyorum. Bir defa şunun hepimiz farkındayız, bilincindeyiz. Yurt dışındaki millet varlığımızın bugünkü seviyelerine ulaşması hiç ama hiç kolay olmadı. Rüzgara karşı yürüdük. Irkçı saldırılara maruz kaldık. Yaban ellerde tutunabilmek için herkesten fazla çalıştık. Ötelendik, örselendik, horlandık. Fidan gibi gençlerimizi, gözleri ışıl ışıl yavrularımızı, elleri nasırlı kardeşlerimizi ırkçı teröre kurban verdik. Sizler orada Sirkeci’den kalkan trenin arkasından el sallayan, su serpen mahzun gönüller burada hasret çekti, bedel ödedi, zorluklara göğüs gerdi"açıklamasını yaptı. Karşılaştığı onca engele rağmen Türk diasporasının ayakta kalmayı, her alanda söz, etki ve irade sahibi olmayı başardığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Biz ister sınırlarımız içinde, isterse yurt dışında yaşasın hiçbir insanımızın ezilmesine, horlanmasına müsaade etmeyiz. Türkiye Yüzyılı yürüyüşümüze eşlik eden Avrupa Türk toplumunu kimseye ezdirmeyiz, ezmeye çalışan kifayetsizlere de hadlerini pekala bildiririz" diye konuştu. "Turizm gelirimizin 10,3 milyar doları, yurt dışındaki vatandaşlarımızın doğrudan katkısıyla oluştu" 65 yıl öncesine kıyasla bugün; yaşadıkları ülkelere, sahip oldukları on binlerce işletmeyle ciddi katkılar yapan bu ülkelerin kalkınmasında, Türkiye’yle ilişkilerinin gelişmesinde inisiyatif alan, üretim ve yatırım noktasında başat roller üstlenen ve ülke ekonomisine, dış politikasına, yumuşak gücüne çok önemli katkı sunan güçlü bir Türk diasporası görüldüğünü belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Sadece turizm rakamları bile, yurt dışındaki kardeşlerimizin Türk ekonomisi için ne yaptığını anlamamız açısından yeterlidir. 2024 yılında elde ettiğimiz 60,5 milyar dolarlık turizm gelirimizin 10,3 milyar doları, yurt dışındaki vatandaşlarımızın doğrudan katkısıyla oluştu. Türkiye’ye gelen 62,2 milyon ziyaretçinin 9,6 milyonu, yine yurt dışında mukim kardeşlerimizdi. Buna ihracatı, yatırımları, istihdamı ve diğer katkılarınızı dahil etmiyorum. Yani ortada Türkiye’ye çok önemli hizmetler sunan, Türk ekonomisine çok ciddi destek olan 7 milyonu aşkın büyük bir insan gücünden bahsediyoruz" değerlendirmesini yaptı. Buna ihracatın, yatırımların, istihdamın ve diğer katkıların dahil edilmediğini sözlerine ekleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Yani ortada Türkiye’ye çok önemli hizmetler sunan, Türk ekonomisine çok ciddi destek olan, 7 milyonu aşan büyük bir insan gücünden bahsediyoruz. Biz, Türk diasporasının başarılarından övgüyle bahsettikçe, birileri bundan rahatsız oluyor. Yurt dışındaki vatandaşlarımızın Türkiye’ye katkıda bulunması, baba ocağı ile bağlarını güçlendirmesi, malum çevrelere huzursuz oluyor. Bu tarafın en başında muhalefet vardır. Muhalefet, milletvekiliyle, medyasıyla, besledikleri trol ordularıyla, Avrupalı Türkleri hedef almaktan utanmıyor. Öyle kibirli bir zihniyete sahipler ki, canını kurtarmak için ülkemize sığınan mazlumlara düşmanlar. Türkiye’nin gönül elçileri olacak misafir öğrencilere düşmanlar. Vatan hasretiyle yüreği yanan gurbetçi kardeşlerimize düşmanlar. Bu ülkenin genç nesillerine sahip çıkan gönüllü kuruluşlara düşmanlar. Kendileri dışında kimseye saygılar yok. Türkiye ile ilgili güzel bir cümle duymaya tahammülleri yok. Burunlarının ucunu dahi görmekten aciz tipler çıkıyor. Affedersiniz, zirzop gibi çirkin ifadelerle Avrupalı Türklere edepsizce saldırıyor. Yılın 11 ayı çalışan, ter döken, dişinden tırnağından artırdıklarıyla, yazın memleketine koşan kardeşlerimize hakaret ediyorlar" ifadelerini kullandı. Yurt dışında yaşayan Türklerin her zaman yanında olduklarını vurgulayan Erdoğan konuşmasının devamında şu ifadelere yer verdi: "Gurbetçilerimize bunları yaparken, yabancılardan 5 dakika dilenmekte, sadece 5 dakika. Muhatap alınabilmek için izzeti nefislerini ayaklar altına almakta hiçbir beis, hiçbir sorun, sıkıntı görmüyorlar. Batılılar karşısında ezikler, ama kendi insanına gelince kabalar, küstahlar. Buradan şunu bir kere daha açık açık söylemek isterim. Biz ister sınırlarımız içinde, isterse yurt dışında yaşasın, hiçbir insanımızın ezilmesine, horlanmasına müsaade etmeyiz. Mücadeleleriyle, fedakarlıklarıyla, çoğu zaman içlerine akıttıkları gözyaşlarıyla, gurbeti sılaya çeviren, acı vatanı, ikinci vatan eyleyen, siz kardeşlerime unvanı, sıfatı ne olursa olsun, kimse hürmetsizlik edemez." "Avrupa Türk toplumunu kimseye ezdirmeyiz, ezmeye çalışan kifayetsizlere de hadlerini pekala bildiririz" Cumhurbaşkanı Erdoğan yurt dışında yaşayan Türklerin haklarını kimseye ezdirmeyeceklerini vurgulayarak, "Tertemiz emekleriyle, tertemiz niyetleriyle, Türkiye Yüzyılı yürüyüşümüze eşlik eden, Avrupa Türk toplumunu kimseye ezdirmeyiz, ezmeye çalışan kifayetsizlere de hadlerini pekala bildiririz. Tekrar söylüyorum, size kimse üvey evlat muamelesi yapamaz. Size kimse parmak sallayamaz. Üst perdeden ayar veremez. Şunu asla ve asla unutmayın sevgili kardeşlerim. Avrupalı Türkler olarak sizler, bu vatanın öz ve öz evlatlarısınız. Sizler bu memleketin asli unsurlarısınız. Sizler bu ülkenin dünyaya açılan kapılarısınız. Sizler nerede yaşarsanız yaşayın, canımızdan bir parçasınız. Geçmişteki iktidarlar sizi yok saymış olabilir, ihmal etmiş olabilir. Birileri on yıllar boyunca size döviz penceresinden bakmış olabilir. Ama bizim her birimiz ve sizin her biriniz dünyanın dört bir yanında hayat kurmuş 7 milyon insanımızla birlikte hürmet ve hizmetin en iyisine layıksınız" ifadelerini kullandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan son 23 yılda yurt içindeki vatandaşlarla birlikte yurt dışında yaşayan vatandaşlar için de çalıştıklarını belirterek, devlet olarak ilgili kurumlarla, parti bünyesinde ise Dış İlişkiler Başkanlığı ile Türk diasporasının tamamını kucakladıklarını dile getirdi. İhdas edilen kurumlarla, hayata geçirilen düzenlemelerle, proje, eser ve hizmetlerle yurt dışında yaşayan Türklerin her zaman yanında olduklarını bildiren Erdoğan, "Yurt dışı vatandaşlar için neler yaptığımızı bunlardan bizzat istifade eden kişiler olarak sizler zaten çok iyi biliyorsunuz. 2012’de yaptığımız kanun değişiklikleriyle yurt dışındaki seçmenlerimizin büyükelçilik ve konsolosluklarımızda kurulan sandıklardan oy kullanabilmelerini sağladık" dedi. Askerlikten, emeklilik işlemlerine, nüfus ve vatandaşlıktan, gümrük ve noter hizmetlerinde, bugüne kadar 60’ın üzerinde düzenlemeyi hayata geçirdiklerini, halihazırda 80 civarında farklı konuda konsolosluk hizmeti sunulduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, konsolosluk çağrı merkezinde son 11 ayda 650 binden fazla çağrıya cevap verildiğini aktardı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığını kurarak Türk diasporasının geleceği adına önemli bir adım attıklarını kaydetti. Erdoğan Yurtdışı Türkler Başkanlığı yürüttüğü çalışmalarla sorunlarına çözümler üretildiğini yurt dışında yaşayan vatandaşların hak ve hukukunun savunulduğunu, hem de çocuk ve gençlere yönelik pek çok faaliyet gerçekleştirildiğini söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti Dış İlişkiler Başkanlığının ise Türk toplumunun yoğun olarak yaşadığı özellikle temsilcilikler marifetiyle vatandaşların nabzını tutmaya devam ettiğini belirterek, "Saha ziyaretleri ve vatandaş buluşmalarıyla yurt dışındaki kardeşlerimizle olan irtibatımızı asla koparmıyor. İnşallah bunlara yenilerini ekleyerek sizlere hizmet etmeyi sürdüreceğiz. Sizlerden de daima birlik olmanızı, kenetlenmenizi, kültürünüzle birlikte kardeşliğinizle sıkı sıkı sahip çıkmanızı bekliyorum. Siyasette, ticaret hayatında, akademi ve sivil toplumda aktif olarak varlık göstereceksiniz, içinize kapanmayacak, her zaman kucaklayıcı ve kuşatıcı olacaksınız. Kimsenin sizi kışkırtmasına, sizi hukuk ve meşruiyet dairesi dışına çekmesine izin vermeyeceksiniz. Memleketinizle bağınızı mutlaka koruyacak, güçlendireceksiniz. Sizlere güveniyorum" diyerek sözlerini tamamladı.
Manisa Kültür ve Turizm Bakanı Ersoy, Ankara’da Mesir Macunu kardı Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından hayata geçirilen "Yaşayan Miras Okulu Projesi", Ankara 15 Temmuz Demokrasi Müzesi’nde düzenlenen programla tanıtıldı. Programda, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ve Manisa İl Kültür ve Turizm Müdürü İbrahim Sudak, birlikte temsili olarak Mesir Macunu karımı gerçekleştirildi. Somut olmayan kültürel mirasın kuşaktan kuşağa aktarılmasını hedefleyen proje kapsamında gerçekleştirilen Yaşayan Miras ve Kültürel Etkinlikleri programında, Manisa İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü tarafından Mesir Macunu ve Mesir Macunu Festivali’nin tanıtımı yapıldı. "Yaşayan Miras Okul" Tanıtım programına Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy da katıldı. Programda, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ile Manisa İl Kültür ve Turizm Müdürü İbrahim Sudak ile birlikte temsili olarak Mesir Macunu karımı gerçekleştirildi. Etkinlikte katılımcılara ayrıca Mesir Macunu ikram edildi. Manisa’nın asırlık geleneği olan Mesir Macununun ve Mesir Macunu Festivalinin tanıtımının büyük ilgi gördüğü programda, kültürel mirasın yaşatılması ve gelecek nesillere aktarılmasının önemine dikkat çekildi. Programın ardından açıklamada bulunan Manisa İl Kültür ve Turizm Müdürü İbrahim Sudak, Mesir Macununun ve Festivalin yalnızca bir gelenek değil, aynı zamanda güçlü bir kültürel hafıza olduğunu vurgulayarak şu ifadeleri kullandı: "Mesir Macunu, Mesir Macunu Festivali" Manisa’nın yüzyıllardır taşıdığı kültürel bir emanettir. Yaşayan Miras Okulu Projesi ile bu değerlerimizin genç kuşaklara aktarılması son derece kıymetlidir. Ankara’da böylesine anlamlı bir mekanda Mesir geleneğimizi tanıtmak, kültürümüzün ulusal düzeyde yaşatılmasına önemli katkı sağlamıştır."