EĞİTİM - 15 Ocak 2021 Cuma 10:50

Yaşar Üniversitesine im2020'de 8 ödül birden

A
A
A
Yaşar Üniversitesine im2020'de 8 ödül birden

Yaşar Üniversitesi İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı Bölümü öğrencileri, TMMOB İçmimarlar Odası tarafından düzenlenen im2020 İçmimarlık Öğrencileri Proje Yarışmasına damga vurdu. Öğrencilerin lisans eğitimi boyunca gerçekleştirilen tasarım stüdyosu projelerinin değerlendirildiği yarışmada Yaşar Üniversitesi, 8 ödülle en fazla ödül kazanan üniversite oldu.

Her yıl farklı bir üniversitenin iç mimarlık bölümünün ev sahipliğinde düzenlenen im2020 İçmimarlık Öğrencileri Proje Yarışmasına, Türkiye ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetindeki İç Mimarlık/İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı bölümlerinden 5 kategoride toplam 510 proje ile katılım oldu. Yaşar Üniversitesi İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı Bölümü öğrencileri, tasarım stüdyosu projeleri yıl kategorileri ve mobilya tasarımı kategorilerinde farklı dereceler olmak üzere toplam 8 ödül kazandı. Yaşar Üniversitesi, bu ödüllerle yarışmada en fazla ödül kazanan üniversite olmayı başardı.

Yarışma ile öğrencilerin projelerini her akademik yıl sonunda bir araya getirerek, akademisyen ve öğrenciler için bir iletişim platformu oluşturmak, iç mimarlık öğrencilerinin meslek kimliğinin güçlenmesini sağlamak, içmimarlık öğrencilerinin öğrenim ve meslek hayatları için anlamlı bir hedef oluşturmak, iç mimarlık lisans eğitimi içinde yer alan projelerin niteliğinin yükselmesine katkıda bulunmak amaçlanıyor. Yarışmada, her sınıftaki öğrencilerin o akademik yıl içinde tasarım stüdyolarında gerçekleştirdikleri projeler iki aşamada değerlendirildi. Projeler, her iki aşamada da özgünlük, yapı, sunum ve tasarım süreci olarak belirlenen dört temel kritere dayanarak ele alındı. İçmimarlar Odası Genel Başkanının da aralarında bulunduğu temsilciler ve alandaki akademisyenlerden oluşan jüri tarafından yapılan değerlendirmelerle ödüller, bu yıl Başkent Üniversitesi ev sahipliğinde çevrim içi olarak düzenlenen törenle sahiplerini buldu.

Yaşar Üniversitesine im2020'de 8 ödül birden

İşte ödül kazanan öğrenciler

İlk elemeyi geçerek 5 kategoride toplam 60 finalist arasında yer alan projelerin 14’ü Yaşar Üniversitesi İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı Bölümü öğrencilerinin tasarımları oldu. Yaşar Üniversitesi, bu alanda da ilk sırada yer aldı. Mobilya kategorisinde Berfin Lordoğlu ve Erva Turan’dan oluşan ekip, Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfını desteklemek amacıyla yaptıkları çocuk mobilyası tasarımlarıyla birincilik ödülü kazanırken, Ayşenur Allı - Hazal Vecel’den oluşan ekibin tasarımı ise eşdeğer mansiyon ödülünü elde etti. Bu kategoride, Fatma Zehra Söylemezoğlu - Naz Baykuş, Öykü Soybelli - Zeynep Ucuzoğlu ise ön elemeyi geçerek ilk 12’ye giren diğer iki ekip oldu. Birinci sınıf proje stüdyosu kategorisinde üçüncülük ödülü Mihriban Demircan’ın olurken, Selin Yurdakul eşdeğer mansiyon ödülünü aldı, Ğemgin Akmeşe de ilk 12’ye giren bir diğer isim oldu. İkinci sınıf kategorisinde Efe Şenoğlu eşdeğer mansiyon ödülü kazandı. Üçüncü sınıf kategorisinde ise üçüncülük ödülü Ayşenur Allı ve Hazal Vecel’den oluşan ekibin olurken, Ayşenur Allı eşdeğer mansiyon ödülü, Berfin Lordoğlu ve Erva Turan’dan oluşan ekip yine bir diğer eşdeğer mansiyon ödülü kazandı. Bu kategoride Ece Kişioğlu - Bartu Mısırlı’dan oluşan ekip ile Erva Turan ilk 12’ye kalan diğer isimler oldu. Dördüncü sınıf kategorisinde de Ayşenur Umaç ilk 12’ye kalmayı başardı.
Bölüm Başkanı Doç. Dr. Zeynep Tuna Ultav, “İç mimarlık alanında ulusal düzeyde, bu denli geniş katılımın olduğu bir öğrenci yarışmasının varlığı, meslek ve eğitim açısından çok değerli. Bölüm olarak, pandemi döneminin ağır koşullarına rağmen öğrencilerimizin meslekle ilgili şevk ve azimlerinin bir göstergesi olarak yarışmaya büyük ilgi göstermeleri ve bunun sonucunda önemli başarılar elde etmiş olmaları bizi çok gururlandırdı. Ödül almış, finalist olmuş ve yarışmaya katılmış olan tüm öğrencilerimizi bölümümüz adına içtenlikle kutluyorum” dedi.

 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Trendyolmilla yeni uygulamasını Hadise’li reklam filmiyle tanıttı Trendyolmilla, “Kendini Yansıt” mottosuyla farklı tarz ve beklentilere uygun, erişilebilir fiyatlı koleksiyonlarını kullanıcılarla buluşturduğu yeni uygulamasını, ünlü sanatçı Hadise ile çektiği reklam filmiyle tanıttı. Trendyolmilla, herkesin kendinden bir parça bulduğu ürünlerini kullanıcılarla buluşturduğu yeni uygulamasını ünlü sanatçı Hadise ile tanıttı. Hadise’li reklam filmi, Trendyolmilla’nın “Kendini Yansıt” mottosundan ilham alıyor. Uygulamanın farklı tarzların buluşma noktası olma özelliğinden yola çıkan reklam filminde Trendyolmilla, Trendyol Man, Trendyol Curve, Trendyol Modest ve Edit by Trendyol markalarının karakteristik özelliklerini temsil eden oyuncular yer alıyor. Hadise, uygulama ile herkesi kendi tarzını yansıtmaya çağırıyor. Farklı tarzlar, erişilebilir fiyatlar Uygulama, erişilebilir fiyatlarla kullanıcıları en son moda ürünlerle buluşturuyor. Trendyolmilla uygulaması ile tek tıkla en yeni ürünler, özel konsept koleksiyonlar, en popüler kategoriler kolaylıkla incelenebiliyor. Kampanyalı ürünler, özel fiyatlar ve son fırsatlar ile herkes, tarzını yansıtacak ürünlere avantajlı önerilerle ulaşabiliyor. Uygulama, influencer iş birliklerine yer verdiği uygulama içi videolarla da herkesi farklı kombin fikirleri ile buluşturuyor. Uygulama 1- 15 Mayıs tarihleri arasında platformdan ilk kez alışveriş yapacaklara özel kampanyası ile de belli miktar ve üzeri alışveriş yapan kullanıcılara indirim ve ücretsiz kargo imkânı sunuyor. ’Made in Türkiye’ imzalı son moda ürünler Yerli ürünleri ve üreticileri destekleyerek yurt dışına ulaştıran, kadın girişimciliğini ve istihdamını güçlendirmeye katkı sağlayan Trendyol, bu anlayışını yeni uygulamaya da taşıyor. Trendyolmilla uygulaması Google Play ve Apple Store uygulama mağazalarından mobil cihazlara indirilebiliyor. Platforma ayrıca trendyol-milla.com/ adresinden de ulaşılabiliyor.
Adana Çöl tozlarıyla alerjik rinit ve astım şikayetleri arttı Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Ülkü Tuncer, baharın gelmesiyle birlikte alerjik vakalarda artış olduğunu belirterek, "Özellikle çöl tozlarının gelmesiyle beraber alerjik rinit, astım, rinosinüzitler, kulak iltihapları, boğaz şikayetleri arttı. Çöl tozlarına karşı kapı ve pencereleri kapalı tutmak gerekir, sık duş almanın da faydası olur" dedi. Acıbadem Adana Hastanesi Kulak Burun Boğaz (KBB) Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Ülkü Tuncer, havaların ısınması ve ilkbaharın gelmesiyle çiçeklerin açıp polenlerin arttığını hatırlatarak, "Şimdi çöl tozları da gelmeye başladı. Dolayısıyla alerjik rinit, astım, alerjik rinitten sonra görünen rinosinüzitler, kulak iltihapları, boğaz şikayetleri arttı. Bugünlerde de özellikle burun tıkanıklığı, burun akıntısı, burun kaşıntısı ve sık sık hapşırmayla bize başvuruyor hastalar. Eğer bu dönemi atlatmaya çalıştılar ve atlatamadılarsa rinosinüzite, sinüzite dönüşüyor veya astım ataklarıyla birlikte geliyor" diye konuştu. Prof. Dr. Tuncer, küçük çocuklarda ise kulakta sıvı toplanması yani "seröz otit" denilen klinik durumu bu mevsimde daha sık gözlemlediklerini söyledi. "Solunum yolları alerjenlere tepki gösteriyor" Alerjinin aslında genetik bir hastalık olduğunu belirten Prof. Dr. Ülkü Tuncer, "Kişiler doğuşsal olarak alerjik olabilir. Bebeklerde daha çok ciltte oluşan reaksiyonları görüyoruz. Yaş büyüdükçe yerini alerjik rinit ve astıma devrediyor. Alerjik rinit aslında burnun alerjenlere karşı gösterdiği hiperaktivite olarak düşünülmeli. Sadece burun göstermiyor bu hiperaktiviteyi, tüm solunum yolları alt solunum yolları da aynı tepkiye dahil oluyor. Dolayısıyla alerjik riniti olanların yüzde 30 kadarında astım, astımı olanların da neredeyse yüzde 60-70’inde alerjik riniti görüyoruz. Yani ikisi aslında iç içe geçmiş durumda" dedi. "Sürekli alerji durumunda sabah kalkınca hapşırma görülür" Alerjinin mevsimsel mi yoksa yıl boyu mu olduğunu bireylerin gözlemlemesi gerektiğini ifade eden Prof. Dr. Tuncer, bu şekilde alerjenin tespit edilebileceğini izah etti. Yıl boyu olan alerjide kişilerin sabah kalktığında hapşırma, burun tıkanıklığı, burun kaşıntısı, öksürük, burun akıntısı şikayetlerinin başladığını dile getirdi. Durum böyleyse evdeki alerjenleri, en başta ev tozu, halı tozları, evdeki evcil hayvanlar, küf gibi gibi etkenleri veya gıda alerjisini düşünmek gerektiğine işaret eden Tuncer, "Ama mevsimselse, bazı mevsimlerde artıyorsa daha çok polenleri düşünmek lazım. Polenleri düşünüyorsak evin havalandırılmasına çok özen göstermek lazım. Öğleden önce evi havalandırmamak lazım. Özellikle burada çöl tozunun gelişiyle beraber bu gibi durumlarda pencereleri, kapıları kapalı tutmaya çalışmak lazım. Eve gidince mutlaka duş almanın çok faydası olur. Saçı, vücudu yıkamak, giysileri değiştirmek de etkilidir" diye konuştu. "Kulaktaki sorun işitme kaybına yol açabilir" Bu önlemlerin her zaman yeterli olmadığını ifade eden Prof. Dr. Tuncer ilaçlarla da burnu rahatlatmak gerektiğini, eğer rinosinüzit geliştiyse, bunun tedavi edilmesi gerektiğini anlattı. Rinosinüzitin çocuklarda özellikle kulakta hiç farkına varmayabileceğine dikkat çeken Tuncer, "Alerjik riniti olan çocuklar farkında olmadan kulaklarda da sıvı toplanabilir. İşitme kaybına yol açar. Ağrı yapmaz, ateş yapmaz. Kimse de fark etmez bunu. Çocuk televizyonun sesini çok açar veya öğretmen çocuğunuz az duyuyor diye uyarıda bulunur. Bu konularda dikkatli olmak lazım. Özellikle alerjisi olan çocuklarda muayeneyi belli aralıklarla yaptırmak gerekli" dedi.