GÜNDEM - 11 Ağustos 2022 Perşembe 10:46

Yaşına aldırış etmiyor, 'bozkır'ı diktiği ağaçlarla yeşillendirdi

A
A
A
Yaşına aldırış etmiyor, 'bozkır'ı diktiği ağaçlarla yeşillendirdi

Çankırı’nın Kızılırmak ilçesinde yaşayan 91 yaşındaki Osman Erol, küçük yaşlarından itibaren başlayarak köyüne 40 binden fazla ağaç dikti. Yaşına aldırış etmeyen Erol, köyünün yeşil bir görüme kavuşması için ağaç dikip her gün ziyaret ederek bakımlarını yapıyor.

Çankırı’nın Kızılırmak ilçesine bağlı Hallaçlı köyünde yaşayan 91 yaşındaki Osman Erol, küçük yaşlardan itibaren sevgi duyduğu araçlarla köyünü yeşillendirdi. Küçüklüğünden beri 40 binden ağaç diken Erol, yaşına aldırış etmeden ağaçlarının yanından ayrılmıyor. Asma, badem, kiraz gibi başta olmak üzere farklı çeşitlerde ağaçları yaşadığı köyün çevresine diken Erol, sürekli olarak ektiği ağaçları ziyaret ederek budayarak bakımlarını yapıyor. Diktiği ağaçlarla köyünü yeşillendirmenin mutluluğunu yaşayan Erol, en büyük hüznünün ise öldüğünde ağaçlarının kimsesiz kalması olduğunu söyledi.

Yaşına aldırış etmiyor, 'bozkır'ı diktiği ağaçlarla yeşillendirdi

“Küçük yaşlarımdaki ağaç sevgisi ile başladım”

Ağaçlarına bakım yaparken yorulmadığını ve kendisini hastalıklardan koruduğuna inandığını söyleyen Osman Erol, “Ben ağaç dikmeye, küçük yaşlarımdaki ağaç sevgisi ile başladım. Buradaki gibi dört tarlaya ağaç diktim. Kurudu, yeniden diktim. Bu köye yaşayanlar bir bağı yapamıyor. Ben böyle 5 bağ diktim. Şimdi de buradaki bağı diktim. Şu an buradaki aşılattım. Burası kırsal bölge olduğu için ekseriyetle badem ağacı diktim. Badem kuraklığa dayanıyor, diğer ağaçlar dayanamıyor. Dere kenarlarına badem ağaçlarını dikiyorum, bir süre sonra baktığımda büyümüş, ağaç olmuş” dedi.

Yaşına aldırış etmiyor, 'bozkır'ı diktiği ağaçlarla yeşillendirdi

“Öldüğümde ağaçlarıma kim bakacak, bu ağaçlarıma kimse bakmaz”

Köyde yaşayan vatandaşlar tarafından ağaç dikmesinin takdirle karşılandığını belirten Erol, “Bugüne kadar 40 bin ağaç dikmişimdir, belki daha da fazlası vardır. Ben hiç yorulmam. Doğduğum tarihten beri yorulmam. Askerden geldiğimde en fakir, en hastalıklı insan bendim. Ankara’da, Çankırı’da hastanelere gittim. Hiçbir derman bulamadılar. Ankara’da hastanede çıktığımda, ‘Rabbim ben bu kadar ağaç diktim ama derdime çare bulamadım. Ben öleceğim ama ağaçlarıma kim bakar’ dedim. Öldüğümde ağaçlarıma kim bakacak, bu ağaçlarıma kimse bakmaz. Ben köye döndüğümde hastalıktan kurtuldum. Ağaçlara sürekli bakıyorum, suyunu verip budamasını yapıyorum ve bir daha beni göremezsiniz diyorum. Benim testerem, bıçkım hep cebimdedir. Ben hiç üşenmem. Köylüler, ‘senin gibi köyde başka kimse yoktur’ derler, hep beni tebrik ederler” diye konuştu.

“Ben bir günde 500 badem ağacı dikerim”

Her yıl ağaç diktiğini belirten Erol, “Ben bir günde 500 badem ağacı dikerim. Kürekle dağlara dikerim, yere atıp bırakmam. Bunlara sürekli gidip bakar, kontrol ederim. Bu şekilde kaç tane ağaç diktim. Her yıl dikerim, yine dikmeye devam ediyorum” şeklinde konuştu.

Murat Kanber - Recep Arslan
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Osmanlı Ocakları Genel Başkanı Canpolat: “Yeni anayasa için siyasi partilere değil, millete kulak verin” Osmanlı Ocakları Genel Başkanı Kadir Canpolat yeni anayasa çalışmaları hakkında açıklama yaparak yeni anayasa için siyasi partilere değil, millete kulak verilmesi gerektiğini belirtti. Son günlerde siyasi partilerin ana gündemi olan yeni anayasa çalışmaları hakkında açıklamalarda bulunan Osmanlı Ocakları Genel Başkanı Kadir Canpolat, çalışmalarda nelere dikkat edilmesi gerektiğine dair yazılı bir açıklama yayımladı. Canpolat, siyasi partilerin isteklerinden daha çok milletin ne istediğine dikkat edilmesi gerektiğini söyledi. “Yeni anayasa için siyasi partilere değil, millete kulak verin” Osmanlı Ocakları Genel Başkanı Kadir Canpolat, baskıcı rejimlerin yaptığı anayasa ile milleti kendi kültüründen ve örfünden uzak bir şekilde yaşatmanın millete yapılmış büyük zulüm olduğunu belirterek, “Önümüzde yeni anayasa hazırlığı olduğunu görüyoruz. Bu yeni anayasa hazırlığı birkaç siyasi parti genel başkanının istek ve arzularıyla değil, milletin istek ve arzularına göre şekillenmelidir. Yeni anayasa için siyasi partilere değil, millete kulak verin” açıklamasında bulundu. Ata koruma kanununun daha da genişletilmesi gerektiğini belirten Başkan Canpolat, “Milletimiz toplumun tamamını kucaklayan, ülkemizde yaşayan her etnik kimliği kapsayan, herkesin değerlerine saygı duyan, herkesi kucaklayan, barış ve kardeşlik içerinde bir ve bütün yaşama şartı ve standartları sunan bir anayasa beklemektedir. Bu yüzden yeni anayasa siyasi hedefleri ve amaçları başkalarının elinde olan siyasi parti liderlerinin istek ve talepleri doğrultusunda olmamalıdır. Yeni anayasa değişikliğinin milletimizin ortak değerlerine, örf ve ananesiyle barışık aynı zamanda çağımızın olağan akışına uygun olabilmesi için milletimiz tarafından oluşturulması esas olmalıdır” ifadelerini kullandı. Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ilk anayasada milletinin dinine saygı duyarak anayasada ‘İslam’ ibaresini kullandığını vurgulayan Kadir Canpolat, “Farklı dinlere ve farklı etnik kimlere tabi ki saygı duyma zorunluluğumuz vardır çünkü bizim kültürümüzde bu temel esastır. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni oluşturan milletin büyük bir bölümünün dini İslam olduğu için devletin dini İslam olmalıdır. Diğer din ve etnik kimliklere göre de laikliği bir kenara atılmamalıdır. Laikliğin tanımı İslamiyet’le kavga etmek değildir. Bu anlamda Laikliğin tanımı yeniden yapılmalı, din ve devlet işleri birbirinden ayrı ve milli kontrol altında olmalıdır. Farklı din mensupları vatandaşlarımıza eşit muamele kavramı getirilmelidir. Değerlerimiz üzerinden Türk toplumunun uzlaşısı, kardeşliği, birlik ve bütünlüğü esas olmalıdır. Devletimizin çıkar ve menfaatlerinin, milletimizin çıkar ve menfaatleri ile örtüşmesi mutlak bir netice olmalıdır. Birbiri ile barışık bir toplum güçlü bir devlet doğurur. Barışık bir anayasa ile işte o zaman ekonomide, hukukta, sanayi ve teknolojide hatta kültür ve aile yapımız da yeni ve büyük bir çağ açmak hedeflenmelidir. Birtakım ittifakların istek ve arzuları değil, toplumun tamamının ittifak yaptığı yeni bir anayasa hepimizin hakkıdır. Bu hak ülkemizde yaşayan her neferi kapsamalıdır” ifadelerine yer verdi.