SAĞLIK - 24 Haziran 2019 Pazartesi 09:40

Yaz aylarında artan gıda zehirlenmeleri ölümcül olabiliyor!

A
A
A
Yaz aylarında artan gıda zehirlenmeleri ölümcül olabiliyor!

Diyetisyen Gültaç Dayı Çamır yaz aylarında sıcaklığın artması ile birlikte besin zehirlenme olaylarının da artış gösterdiğini ve her yıl dünyada yaklaşık 600 milyon kişinin besin zehirlenmelerine bağlı hastalıklara yakalandığını söyledi. Çamır aynı zamanda zehirlenmelere ve hastalıklara sebep olan bakterilerin ölümcül olabileceğine dair uyarılarda bulundu.

Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi Diyetisyeni Gültaç Dayı Çamır, yaz aylarında sıcaklığın artması ile birlikte besin zehirlenme olaylarında da artma görüldüğünü dile getirdi. Dünya Sağlık Örgütüne göre besinler aracılığı ile insan organizmasına taşınan bakteri, virüs, parazit, toksin ve kimyasal maddeler gibi kirleticilerden kaynaklanan besin zehirlenmelerine bağlı hastalıkların ise her yıl dünyada yaklaşık 600 milyon kişiyi etkilediğini belirten Çamır konu ile ilgili görüşlerini dile getirdi.

                            Yaz aylarında artan gıda zehirlenmeleri ölümcül olabiliyor!

Besin zehirlenmelerine dört bakteri neden oluyor

Besin zehirlenmelerine sebep olan dört bakteri çeşidi olduğunu söyleyen Diyetisyen Gültaç Dayı Çamır, bunlardan birincisi ve en çok görülen bakteri çeşidinin stafilokok adı verilen bakteri olduğunu belirtti. Bu bakterinin et, süt, süt ürünleri ve salatada ortaya çıktığını söyleyen Gültaç Dayı Çamır, besin alındıktan iki veya üç saat sonra belirtilerin başladığını ve vücutta kusma reaksiyonunun görüldüğünü belirtti.

Bakteriler ölümcül zehirlenmelere neden olabiliyor

Et, süt ve salatadan ortaya çıkan besin zehirlenmelerine sebep olan bir diğer bakterini türünün shigella bakterisi olduğunu söyleyen Diyetisyen Çamır, fakat bu bakterinin ortaya çıkma süresinin bir veya iki gün olduğunu belirtti. Çamır sözlerine şöyle devam etti: “Bu bakteri bulantı, kusma, ateş, kramplar, karın ağrıları ve dışkıda kan şeklindeki belirtiler ile görülür. En ciddi ve ölümcül besin zehirlenmesine neden olan bakteri clostridium botilinum adı verilen bakteridir. Bu bakteri konservelerde, ette, sebze ve meyvede bulunabilir. Bu bakteri felç yapabilir, solunumu engelleyebilir ve ölümle sonuçlanabilir.”

Et tüketiminde dikkat edilmesi gerekenler

Öncelikle fiyatı düşük diye nasıl ve nerden geldiği belli olmayan aynI zamanda da nasıl muhafaza edildiği bilinmeyen, denetlenmemiş ve de açık bir şekilde tezgahlarda satılan ürünlerin kesinlikle satın alınmaması gerektiğini vurgulayan Çamır, et tüketecek kişilerin etleri standartlara uygun şekilde işletilen şarküterilerden alması gerektiğini belirtti. Etlerin standartlara uygun şekilde işletilen şarküterilerinden alınmasının yanında güvenilir markaların paketli ürünlerinin de alınabileceğini söyleyen Çamır aynı zamanda, “Paketli ürün alırken de paketin hasar görmediğinden emin olun. Mutlaka etiket okuma alışkanlığı edinin. Üzerinde yazılı olan üretim ve son tüketim tarihlerini kontrol edin. Hayvanlardan geçebilecek hastalıklar nedeniyle sütü kesinlikle çiğ tüketmeyin” dedi.

Besinleri koruma önerileri

Besinlerin bozulmasını önlemek için en pratik yöntemin buzdolabında veya dondurucuda saklamak olduğunu söyleyen Çamır, pişmiş besinler hemen tüketilmeyecek ise iki saat içinde buzdolabına yerleştirilmesi gerektiğini belirtti. Buzdolabında olan ve tüketilmesi için çıkarılacak yemeği yetmiş derece üzerinde ısıtılması gerektiğini söyleyen Çamır, aynı yemeğin tekrar tekrar ısıtılmaması gerektiğini belirtti. Çamır sözlerine şöyle devam etti: “Dondurucudan çıkardığınız besinleri çözüldükten sonra tekrar buzluğa koymayın. Pişmiş yiyeceklerle çiğ yiyeceklerin birbirine temasından kaçının. Kişisel hijyeninize dikkat edin. Besin hazırlığını yapan bireylerin ellerini mutlaka sabunla en az iki dakika yıkamaları besin zehirlenmelerini önlemek açısından önemlidir. Ayrıca elinde kesikler veya açık yaralar bulunan kişilerin kesinlikle besin hazırlığı yapmamaları, zorunlu durumlarda ise bu yaraların hiçbir koşulda besinlerle temas etmeyecek şekilde sararak mutlaka eldiven kullanmaları gerekmektedir.”

“Sebze ve Meyveler İyice Yıkandıktan Sonra Tüketilmelidir.”

Özellikle kişilerin çiğ et, yumurta veya kümes hayvanları gibi besinleri hazırladıktan sonra ellerini mutlaka iyice yıkaması gerektiğini söyleyen Çamır, bu tür riskli besinler ile pişirilmeden tüketilecek sebze ve meyveleri hazırlarken ayrı doğrama tahtası ve bıçakların kullanılması gerektiğini belirtti. Çamır son olarak da “Sebze ve meyveler iyice yıkandıktan sonra tüketilmelidir. Besinlerinizin iyi piştiğinden emin olun. Yeterli süre ve sıcaklıkta pişmeyen yiyecekler zararlı bakterilerin sindirim sistemine taşınmasına yol açabilir. İshal ve kusma durumunda mutlaka dinlenmeli ve temiz su, ayran, maden suyu, şekersiz çay ile sıvı alımınızı artırmalısınız. İshaliniz varsa; pirinç lapası, yoğurt, muz, şeftali, haşlanmış patates tüketmelisiniz” ifadelerini kullandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Elazığ Takibi ömür boyu süren bu hastalık için göz hastalıkları uzmanından ‘hayati’ uyarı Halk arasında ’’sarı nokta hastalığı" olarak bilinen yaşa bağlı makula dejeneresansının, tüm dünyada görme kaybının en önemli nedeni olarak kabul edildiğini belirten Göz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Turgut Yılmaz, “Sarı nokta hastalığının genellikle sebebi bilinmemektedir. Hastalığın ilerlemesini engellemek için sigara alışkanlığından uzak durmak ve Akdeniz mutfağı gibi antioksidan içeren bol yeşillikli ve omega 3 ağırlıklı gıdalarla da beslenmek faydalı olacaktır” dedi. Dünya Sağlık Örgütünün (DSÖ) verilerine göre, dünyada görme kaybıyla sonuçlanan görme bozuklukları arasında 3’üncü sırada yer alan sarı nokta hastalığı (makula dejeneresansı), tüm dünyada 30 milyon kişiyi etkiliyor. Elazığ’da özel bir hastanedeki göz hastalıkları uzmanı Prof. Dr. Turgut Yılmaz da genellikle 60 yaş üzeri kişilerde görülen ve kronik bir hastalık olan bu hastalığın belirtilerini, seyrini ve tedavi süreci hakkında bilgi vererek uyarılarda bulundu. ’’Kuru cinsi, yaşa bağlı makula dejeneresansında maalesef bir tedavi yoktur’’ Hastalığın en önemli belirtilerine değinen Prof. Dr. Turgut Yılmaz, ’’Sarı nokta hastalığı diye halk arasında adlandırılan yaşa bağlı makula dejeneresansı diye tanımladığımız hastalık, genellikle 60 yaş üstü bireylerde görülen bir retina hastalığıdır. Bu hastalığın insidansı son yıllarda oldukça artmıştır. Hastalığın en önemli bulguları merkezi görmenin bozulması, hastaların insanların yüzünü seçememesi, düz zeminleri veya kenarları eğik, kırık veya bombeli olarak görmesi şeklinde sıralayabiliriz. Bu hastalığın genellikle kuru ve yaş olmak üzere iki cinsi vardır. Kuru cinsi, yaşa bağlı makula dejeneresansında maalesef bir tedavi yoktur. Sadece hastalığı stabil hale getirmek için durağanlaştırmak için vitamin desteği vermekteyiz. Ancak yaşa bağlı makula dejeneresansında ise enjeksiyonlar, göz içi iğneler yaparak hastalığın kuru cinse dönmesini sağlamaya çalışıyoruz” diye konuştu. ’’Hastalığın ilerlemesini engellemek için sigara alışkanlığından uzak durmak faydalı olacaktır’’ Sarı nokta hastalığının genellikle sebebi bilinmediğine dikkat çeken Prof. Dr. Yılmaz, ’’Sarı nokta hastalığının genellikle sebebi bilinmemektedir. Etiyolojik faktörler arasında yaş en önemli faktördür. Ancak son yıllarda ultraviyole, beslenme alışkanlıkları gibi birçok faktör nedeniyle hastalığın yaşı biraz daha erken yaşlara doğru kaymıştır. Sigara, güneşe maruz yer, çevresel faktörler de hastalığı etkileyen diğer etkenlerdir. Hastalığın ilerlemesini engellemek için sigara alışkanlığından uzak durmak ve Akdeniz mutfağı gibi antioksidan içeren bol yeşillikli ve omega3 ağırlıklı gıdalarla da beslenmek faydalı olacaktır” şeklinde konuştu.
Eskişehir Kız isteme demetleri yoğun talep görüyor Eskişehir’de düğün sezonunun açılmasıyla birlikte kız istemek üzere çiçek demedi alan damat tarafları esnafın işini yoğunlaştırdı. Hava sıcaklıklarının artmasıyla birlikte düğün sezonu açıldı. Bu çerçevede hazırlıklara başlayan çiftler alışverişlerini yaparken, kız istemek için demet götürecek olan damatlar çiçekçilerin işlerini yoğunlaştırdı. Genellikle 41 adet gülden oluşan demetlere alternatif olarak renkli laleler ve ayçiçekleri tercih edildi. Fiyatları ortalama 2 bin 500 lira olan demetlerin talepleri her geçen gün artarken, son günlerde popüler olan bir televizyon dizisinde söz edilmesi nedeniyle ortalama bin 300 liraya satılan mavi orkide satışlarının da yüzde 200’den fazla yükseldiği öğrenildi. “Bu çiçek demetlerinde renkli lale ve güller ön plana çıkıyor” Eskişehir’de çiçekçilik yapan Nurgül Uzunharman, “Şu an düğün sezonunda olduğumuz için kız istemeye giden herkes bizlerden demet alıyor. Bu çiçek demetlerinde renkli lale ve güller ön plana çıkıyor. Onun dışında ayçiçeği de mevsim itibariyle çok soruluyor. Havanın ısınmasıyla birlikte çiçeklerin çeşitliliği de çok arttı. Laleler gelmeye başlarken, güllerin renkleri ve kalitesi artmış durumda. Gül adetlerimiz 75 liradan başlıyor. Kız isteme demetleri genellikle 41 adet gülden oluşuyor. O nedenle en az 2 bin 500 lirayı gözden çıkartmak gerekiyor” dedi. “Mavi orkide satışlarında en az yüzde 200 kadar artış var” Öte yandan, mavi orkide satışlarına da ayrı bir parantez açan Uzunharman, “Bir televizyon dizisinde söz edilmesinden kaynaklı mavi orkide de çok soruluyor ve isteniyor. O diziden sonra satışlarımız patladı diyebilirim. Satışlarda en az yüzde 200 kadar artış var. Fiyatları bin 200 ile bin 400 arasında değişiyor” ifadelerini kullandı.