SAĞLIK - 22 Ağustos 2019 Perşembe 10:23

Yazın yıpratıcı etkileri için susam ve argan yağı

A
A
A
Yazın yıpratıcı etkileri için susam ve argan yağı

Yaz mevsiminin kızgın güneşi, denizin tuzu ve havuz kimyasallarının ciltte ve saçlarda oluşturduğu tahribat için Cilt Bakım Uzmanı Leyla Cesaret, yıpranmaları tamir etmek için susam ve argan yağı tavsiye etti.

Yaz mevsimi yıl içinde hepimizin özlemle beklediği bir dönem. Zira yaz demek tatil demek. Tatil ise çoğu zaman deniz, havuz, kum ve güneş demek. Peki bunların cildimizde ve saçlarımızda gerçekleştirebileceği tahribattan nasıl korunabiliriz ve olası bir yıpranmayı nasıl onarabiliriz? İstanbul Aydın Üniversitesi Anadolu BİL Meslek Yüksekokulu Saç Bakım ve Güzellik Hizmetleri Program Başkanı Öğr. Gör. Leyla Cesaret Ergül, konuyla ilgili tavsiyelerde bulundu. Ergül eczane veya aktarlarda bulunabilecek susam yağı ve argan yağının, yazın yıpratıcı etkilerini tamir ettiğini ifade etti.

              Yazın yıpratıcı etkileri için susam ve argan yağı

“Güneşin yoğun olduğu saatlerde dışarı çıkmayın”

Yazın güneş ışığına aşırı maruz kalmanın, saçlara zarar verebileceğini, içerdiği yoğun minerallerle saçta kepek ve egzama gibi sorunlara iyi gelen deniz suyunun ise yoğun tuz içeriği nedeniyle saçta cansızlaşmalara, matlaşmalara ve kurumalara neden olduğunu hatırlatan Ergül, “Saçlarımızı güneşin ve denizin bu zararlı etkilerinden korumak için saç bakımı önerilerine dikkat etmek gerekir. Güneş ışınlarının da fazlası zarardır. Aşırı güneşe maruz kalmak cildi olduğu gibi saçları da yıpratır. Saçlar kurur, cansızlaşır ve şekil alamaz hale gelir. Bu durumun önüne geçmek için yoğun güneş saatlerinde dışarı çıkmamaya özen gösterilmeli” dedi.

“Saçlarınızı musluk suyuyla çalkalayın”

Saçların bu tip durumlardan besleyici yağların bulunduğu saç bakım ürünleri kullanılarak korunabileceğini belirten Ergül, “Ayrıca denizin ve havuzun klorlu ve tuzlu suyunun zararlı etkilerinden korunmak için denize girmeden önce saçları musluk suyu ile çalkalamak, denize girdiğinizde deniz tuzunun saçlar tarafından emilimini azaltacağından saçlarınızı korumada maksimum fayda sağlayacaktır. Sudan çıkıldıktan sonra duş almak unutulmamalıdır. Bir diğer çözüm ise denize, havuza girerken saç bakım kremi ile masaj yapılması topuz veya atkuyruğu şeklinde toplanarak da saçların daha az zarar görmesini sağlayacaktır. Saçlar açık kaldığında tamamıyla suya maruz kalırken toplu olduğunda bir kısmı suya maruz kalacak ve korunmuş olacaktır. Boyalı saçlar ise şapka ve eşarp takarak güneşin saç rengine vereceği zararı en aza indirebilirler” diye konuştu.

Deniz ve güneşten yıpranmış saçlar nasıl onarılır?

Ergül, tatile çıkan vatandaşların dönmeye başladığı günlerde, güneş, deniz ve havuzdan dolayı yıpranmış saçlar için ise şu önerilerde bulundu: “Yazın yıpratıcı unsurlarından etkilenmiş saçlar, basit ve bitkisel uygulamalarla eski sağlığına kavuşturulabilir. Eczanelerde veya aktarlarda bulunabilen susam yağı veya argan yağı ile saçlara masaj yaparak, ardından bir saat kadar sıcak havlu veya bone ile saçları kapatarak bekletebilirsiniz. Sonrasında saç tipine uygun bir şampuanla yıkayarak saçların nasıl canlandığını fark edeceksiniz.”

Cildi güneşten nasıl korumalı?

Güneş ışınlarının etkisiyle derinin ve cildin 2 ila 4 kat kalınlaştığını kaydeden Ergül, “Güneşe uzun süre maruz kalındığında güneş ışınları, melanin pigmenti birikimine yol açarak deride lekelenmeler ve çil oluşumuna sebep olabilir. Damarlanmalar (telenjektazik oluşumlar) görülebilir. Tüm bu etkiler derinin erken yaşlanmasına sebep olur. Yoğun miktarlarda güneşe maruz kalmak deri kanserleri ile doğrudan ilişkisi vardır. UV ışınları cildin alt katmanlarına dek nüfuz edebildiği için, kolajenin azalmasına ve cilt üzerinde hücre hasarına sebep olabilir. Cilt üzerindeki ben oluşumları da gözlemlenmeli, şüpheli durumlarda mutlaka doktora başvurulmalıdır. Ama bu etkiler, güneşin tamamen kaçınılması gereken zararlı bir şey olduğu anlamına gelmemeli. Bu zararlar güneşe yoğun maruz kalındığında etkili olan sonuçlardır. Cildimizi güneşin zararlı olabilecek etkilerinden korunmaya özen gösterilmeliyiz. Bunun için de güneş koruyucu kremler, giysiler, gözlük ve şapkalar ile güneşe çıkıldığı zamanlarda cilt ve gözler korunabilir. Ayrıca yaz aylarında 11.00-16.00 arası direkt güneş ışınlarına maruz kalmamaya özen gösterilmelidir. Açık renkli ciltler, koyu tenlilere oranla güneş altında daha az risk taşıdıkları halde, tüm cilt tipleri UV ışınlarının etkilerine karşı korunmalıdırlar. Deniz suyundaki tuz, güneşin etkilerini arttırır. Yüzerken veya denizdeki aktiviteler sırasında, cilt koruyucu kullanılmadığı takdirde ciddi müdahale gerektiren yanıklar oluşabilir. Güneş koruyucular ürünlerin içeriğinde kimyasal bir güneş perdeleyici terkip maddesi bulunan, krem, süt veya yağlardır. Yağlı ürünler, daha etkilidirler. Nemlendirici içerenler cildin kurumasını önler. Bunlar, güneşin cildin alt katmanlarına hasar vermemesi ve nüfuz etmemesi için, UVA ve UVB ışınlarının zararlı etkilerini filtre ederler. Güneş ışığının yayılmasından önce cildi pürüzsüzleştirirler ve özellikle yüzme öncesi ve sonrası düzenli olarak kullanılmalıdırlar. Güneş koruyucularının etkinlikleri, bu ürünlerin SPF (Sun Protection Factor – Güneş Koruma Faktörü) değerleri ile ölçülür. Bu değer ürünün üzerinde tanımlanır ve genellikle 2-30 arasında değişir. Bu sayı, kullanan kişinin yanmaksızın ne kadar süre güneş ışığı altında kalabileceğini göstermektedir. Ancak SPF değeri sadece UVB ye karşı korumayı tanımlar. Erken yaşlanmaya neden olan uzun UVA ışımalarına karşı ne miktarda koruma sağladığını ifade etmez” şeklinde konuştu.
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kocaeli 2 kız çocuğunu taciz ettiği iddiasıyla yargılanıyor Kocaeli’de kızının 11 ve 12 yaşlarındaki 2 arkadaşını taciz ettiği iddia edilen 52 yaşındaki sanığın, 2’şer kez 3 yıl 9 aydan 14 yıla kadar hapsi istendi. İddiaya göre; Kocaeli’de yaşayan H.N.Y. (11) ile S.N.B. (12) isimli kız çocukları, 2020’nin yaz aylarında ve 2022’nin ocak ayında arkadaşlarının babası İ.K. (52) tarafından cinsel istismara maruz kaldı. Çocukların bu durumu öğretmenlerine anlatmasıyla konu polise intikal etti. Suç duyurusunun ardından İ.K. gözaltına alındı. İfadesi alınan İ.K. adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Sanık hakkında "Çocuğa karşı cinsel istismar" suçundan dava açıldı. Olayla ilgili açılan davanın duruşması Kocaeli 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmeye devam etti. Duruşmaya tutuksuz sanık, tanıklar ve taraf avukatları katıldı. Olaya ilişkin dinlenen S.N.B’nin ablası Z.B., "Tam zamanını hatırlamamakla birlikte pandemi sonrasında kardeşim bana sanık ve kızı ile motosiklete bindiklerini söyledi. Kardeşim, sanığın motosiklette bacaklarına ve bikini bölgesine dokunduğunu söyledi. Emin olup olmadığını sorduğumda emin olduğunu söyledi. Kardeşimin cep telefonunu denetlemek amacıyla kontrol ettim. Kardeşim arkadaşına yolladığı mesajda kendisine dokunduklarını yazmıştı. Kardeşime mesajların ne olduğunu sorduğumda şaka olduğunu söyledi ve bana tepki gösterdi. Telefonunu kontrol ettiğim başka tarihte ise intihar etmek amacıyla hap içtiğini yazmıştı. Daha sonra olayı anneme anlattım. Ben anlatmadan önce de kardeşim olayı öğretmenine anlatmış. Daha sonra olay polise intikal etti" dedi. "Mağdurlar, iddia ettikleri eylemler tarihinden sonra da sürekli bize gelmeye devam etti" Tanık olarak dinlenen sanığın kızı ise "Mağdur kızlar benim arkadaşlarım olur. Evimize gelip giderlerdi. Kızlar bizim eve geldiğinde sürekli yanlarındaydım. İddia konusu olaylar yaşanmamıştır. Mağdurlar, iddia ettikleri eylemler tarihinden sonra da sürekli bize gelmeye devam etti. S.N.B. çok yalan söyler ve olayları abartarak anlatır. Bu huyu sebebiyle kendisiyle çok kavga ettiğimiz olurdu" şeklinde konuştu. Sanık ise suçlamaları kabul etmediğini belirtti. 2’şer kez 3 yıl 9 aydan 14 yıla kadar hapis talebi Cumhuriyet savcısı mahkeme heyetine sunduğu mütalaasında, sanık İ.K’nın her 2 çocuğa karşı işlemiş olduğu iddia edilen "çocuğa karşı cinsel sarkıntılık" suçundan ayrı ayrı 3 yıl 9 aydan 14 yıla kadar hapisle cezalandırılmasını talep etti. Mahkeme heyeti, sanığın tutuksuz halinin devamına karar vererek, duruşmayı erteledi.
Adıyaman İsias Otel davasının ikinci duruşması başladı Adıyaman’da 6 Şubat depremlerinde yıkılan ve 72 kişinin hayatını kaybettiği İsias Otel’le ilgili davanın ikinci duruşması Adıyaman Adliyesi’nde başladı. 6 Şubat depremlerinde 39’u KKTC’li voleybol sporcusu, öğretmen ve antrenör olmak üzere toplam 72 kişinin hayatını kaybettiği Adıyaman’daki İsias Otel davasının ikinci duruşması Adıyaman Adliyesi 3. Ağır Ceza Mahkemesinde sabah saatlerinde başladı. 3’ü tutuklu toplam 11 sanığın yargılandığı davaya KKTC Başbakanı Ünal Üstel, Başbakan Yardımcısı Fikri Ataoğlu, KKTC İçişleri Bakanı Dursun Oğuz, KKTC Milli Eğitim Bakanı Nazım Çavuşoğlu, KKTC Ana Muhalefet Lideri Tufan Erhürman, otel enkazında hayatını kaybedenlerin aileleri ve çok sayıda kişi katıldı. Sabahın erken saatlerinde ellerinde kaybettikleri yakınlarının pankartlarıyla Adıyaman Adliyesine gelen aileler gözyaşlarına hakim olamadı. Burada aileler adına açıklamalarda bulunan, otel enkazında hayatını kaybeden Nazımcan Hartlap’ın annesi Hilal Düzgünce, “6 Şubat depreminin üzerinden 14 ay geçti. Bugün ortak davamız olan İsias Otel davasının ikinci duruşması yapılacak. Bizler İsias Otel’de 72 canımızı kaybettik. Rehberlerin ve şampiyon meleklerin anneleri, kardeşleri ve en yakınları buradayız. 14 aydır acımızı yaşayamıyor, faillerin yargı önünde hesap vermesi için mücadele ediyoruz. Tüm faillerin hak ettikleri şekilde ceza almaları ve aldıklarını görene kadar mücadelemizi sürdürmeye devam edeceğiz” dedi. Daha sonra konuşan Şampiyon Melekleri Yaşatma Derneği Başkanı Ruşen Yücesoylu Karakaya, "Ne olursa olsun bu dava adaletle sonuçlanana kadar hep birlikte olmaya devam edeceğiz. Katiller hesap verene kadar mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz. Bu davada bilimin yol göstericiliğine güveniyoruz. Hukukun üstünlüğü kadar toplum vicdanının gücüne de inanıyoruz. Türkiye Cumhuriyeti adaletinden tek beklentimiz, İsias cinayetinin faillerinin bizden aldıkları her canın bedelini ödemesidir” şeklinde konuştu. Bu davanın peşini hiçbir şekilde bırakmayacaklarını vurgulayan KKTC Başbakanı Ünal Üstel, "Bu depremde bizlerde çocuklarımızı kaybettik. Yavrularımızı kaybettik. Ve o günden bu güne kadar adalet arayışımız devam ediyor. Biz Türkiye Cumhuriyeti adaleti güveniyoruz. Birinci duruşma bundan bir müddet önce başladı ve sonuçlandı. Bugün ikinci duruşma için biz KKTC olarak bütün kesimlerimizle buradayız. Hükumet olarak buradayız, bakan arkadaşlarımızla buradayız, muhalefet başkanıyla, milletvekilleriyle ve yavrularımızın anneleriyle, yakınlarıyla, halkımızla Adıyaman’a geldik. Çünkü bu çocuklar artık KKTC’nin davasıdır. Onların acıları hepimizin acılarıdır. Biz çocuklarımızı unutmadık unutturmayacağız. Ve adalet sonuçlanana kadar biz bu işin devlet olarak takipçisi olacağız. Ülke olarak, devlet olarak Adıyaman’dayız. Ve iananıyorum ki en iyi neticeyi de bugün değilse bile en yakın zamanda adalet tecelli edecek, suçlular ise gerekli cezayı alacak diye düşünüyorum” diye konuştu.