ÇEVRE - 11 Ağustos 2017 Cuma 14:48

Ydü’den sürdürebilir çevreye destek

A
A
A
Ydü’den sürdürebilir çevreye destek

Yakın Doğu Üniversitesi Yaşam Boyu Eğitim Merkezi’nin (YABEM) ilköğretim ve ortaöğretim öğretmenlerine ve öğretmen adaylarına yönelik düzenleyeceği “Sürdürülebilir Çevre Eğitimi” sertifika programına kayıtlar başladı.

Yakın Doğu Üniversitesi Basın ve Halkla İlişkiler Dairesi Müdürlüğü’nden yapılan açıklamada, Yakın Doğu Üniversitesi Yaşam Boyu Eğitim Merkezi (YABEM) ve Atatürk Eğitim Fakültesi’nin 2017 – 2018 akademik yılında öğretmenlere ve geleceğin öğretmen adaylarına yönelik “Sürdürülebilir Çevre Eğitimi” konulu kısa dönemli eğitim ve sertifika programı düzenleyeceği belirtildi. Programın toplumun farklı kesimlerinden kendisini bu konuda geliştirmek isteyen her yaştan etkin katılımcıya da açık olacağı belirtilen açıklamaya göre eğitimler 29 Eylül 2017’de başlayacak ve Yakın Doğu Üniversitesi yerleşkesinde gerçekleştirilecek.
YABEM kısa dönemli eğitim programları çerçevesinde düzenlenecek ve Yakın Doğu Üniversitesi Çevre Eğitimi ve Yönetimi bölümü öğretim üyesi ve Biyologlar Derneği Yönetim Kurulu Üyesi, Yrd. Doç. Dr. Nazım Kaşot tarafından yürütülecek Sürdürülebilir Çevre Kısa Dönemli Eğitim ve Sertifika Programı’nda Temel Çevre ve Ekoloji Bilgisi, Biyoçeşitliliğin Tanımı ve Kavramsallaştırılması, Dünya Genelinde ve Kıbrıs Özelinde Biyoçeşitlilik, Çevre Sorunu Kavramı ve Dünya Geneli ve Kıbrıs Özelinde Çevre Sorunları, Kültürel Miras, Güncel Çevre Konuları, Kuzey Kıbrıs’ta Çevre Mevzuatı ve Faaliyetleri ile Sürdürülebilirlik konularında seminerler verilecek. Sertifika programı kapsamında eğitim amaçlı bir doğa gezisi de düzenlenecek.

"Sürdürülebilir bir çevre için sürdürülebilir toplumsal farkındalık ve çevre bilinci gerekli"

Sürdürülebilir Çevre kısa dönemli eğitim ve sertifika programının öğretmen ve öğretmen adaylarının çevre bilincini çevre ile etkileşimli bir şekilde geliştireceğinin ve öğrencileriyle doğru pedagojik yöntemlerle paylaşmalarına katkı koyacağının altını çizen Doç. Dr. Koldaş. “Çevrenin sürdürülebilirliği konusunda sürdürülebilir bir toplumsal farkındalık ve küçük yaştan itibaren doğru kaynaklardan beslenen bir çevre bilinci geliştirmemiz gerekiyor. Çocuk ve gençlerimizin kendilerinden sonrta gelecek kuşaklara turarlı ve sürdürülebilir bir çevre farkındalığını ve bilincini aktarabilmeleri için öncelikle onları eğiten ve kendilerine yol gösteren öğretmenlerimizin bilince ve bu konuları öğrencilerine sistemli bir şekilde öğretme donanımına sahip olmaları gerektiğine inanıyoruz. Bu noktalardan hareketle, değerli Yrd. Doç. Dr. Nazım Kaşot hocamızın yürütücülüğünde öğretmenlerimize ve öğretmen adaylarımıza yönelik olarak gerçekleştirilecek bu eğitim programının, öğretmenlerimizin ve öğretmen adaylarımızın yanısıra kendilerini bu konuda geliştirmek isteyen etkin vatandaşlarımıza da sürdürülebilir çevre eğitimi konusunda önemli bir katkı sağlayacağına inanıyorum” dedi.

"Etkin bir çevre eğitimi kişilerin yaşam deneyimlerinin doğa ile etkileşimi sonrasında ortaya çıkar"

“Sürdürülebilir Çevre Eğitimi” sertifika programında öğretmenlere dünya genelinde ve Kıbrıs özelinde sürdürülebilir çevre farkındalığı ve bilgisi kazandırılması amaçlandıklarını vurgulayan Yrd. Doç. Dr. Kaşot “Doğal ortamlarda kişilerin edindikleri tecrübeler, doğa ile olumlu ilişkiler kurmalarına olanak sağlar. Doğa-yaşam etkileşimi sırasında edinilen bilgi ve beceriler; bireylerin, doğal çevrelerini algılamalarında olumlu etki yaratarak, çevrelerine saygı duymalarına ve korumalarına neden olur. Olumlu algılar yaratmak için çevre eğitimi ve bunu gerçekleştirecek eğitimci oldukça önemlidir. Öğrencilerin güvenli bir ortamda dünyayı keşfedebilmelerine olanak sağlamak gerekmektedir. Bu nedenle de çevre eğitiminin dış ortamlarda yani doğal ortamlarda yapılması önem taşımaktadır. Bu öğrenmeleri örgütleyecek olan kişiler öğretmenlerdir. Öğrencilerin ilgileri ve meraklarını belirleyerek, çevre ile ilgili bilgi ve becerilerini desteklemek öğretmenlerin dikkat etmesi gereken önemli noktalardan biridir. Bunu gerçekleştirebilmek için öğretmenlerin de çevre dostu olması ve eğitim sırasında, öğrencilerin öğrenmelerine rehberlik etmeleri gerekmektedir. Bu programda öğretmenler çevre eğitiminin önemi ve gerekliliği hakkında farkındalık kazanacaklardır” dedi.
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Filistin Dayanışma Platformu, İsrail’in Refah’ta başlattığı saldırıyı Ankara’da protesto etti Ankara’da bulunan Filistin Dayanışma Platformu, "Refah’ta Katliama Hayır" sloganıyla İsrail’in başlattığı saldırıyı protesto etmek için Amerikan Büyükelçiliği önünde toplandı. İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarının ardından 1 buçuk milyona yakın Gazzeli, Refah kentine sığınmıştı. İsrail’in Refah kentine yönelik başlattığı hava saldırısının ardından Filistin Dayanışma Platformu, "Refah’ta Katliama Hayır" sloganıyla saldırıyı kınamak için Ankara’da bulunan Amerikan Büyükelçiliği önünde çeşitli sivil toplum kuruluşlarıyla birlikte İsrail’i protesto etti. Elçilik binası önünde toplanan kalabalık, İsrail’i protesto etmek için "İnsanlık onuru siyonizmi yenecek" ve "Susma haykır soykırıma hayır" sloganları attı. Öte yandan kalabalık, İsrail askerleri tarafından Kudüs’te öldürülen Hasan Saklanan’ı ise rahmetle anmayı unutmadı. Grup adına basın açıklamasında bulunan Zeynel Abidin Özkan, İsrail’in Gazze’ye yönelik düzenlediği saldırıların ardından Refah sınır kapısına sığınan yaklaşık bir buçuk milyona yakın Gazzeli’nin 214 gündür açlıkla boğuştuğuna dikkati çekti. "Soykırımın ortakları ahirete kalmadan dünyada da inşallah gereken cezayı bulacaklar" Refah’a başlatılan saldırılarla birlikte bölgede can güvenliği sorununun da başladığının altını çizen Özkan, “214 gündür dünyanın gözü önünde Filistin’de kardeşlerimiz İsrail soykırımına maruz bırakılıyor. Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde devam eden yargılamalara; İsrail, lobi faaliyetleriyle tüm ülkelere müdahale ettirmeye ve İsrail yetkililerinin ceza almaması için bir çaba içerisine girdi. Hepimiz gördük ki aslında adalet İsrail için varmış ve tüm ülkeler de İsrail’in soykırımını desteklemek için çalışıyormuş. Bugün ortaya çıkan belgelerde görüldü ki Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde İsrail’in soykırımına ortak olan yöneticilerinin ceza almamasına yönelik baskı içeren mektuplar mahkemeyi köşeye sıkıştırmak adına kullanılıyor. Biz inanıyoruz ki hem mahkemede görülen davada hem de Güney Afrika’da devam eden davada soykırımın ortakları ahirete kalmadan dünyada da inşallah gereken cezayı bulacaklar” ifadelerini kullandı.