EKONOMİ - 29 Haziran 2020 Pazartesi 16:26

'Yeme içme sektöründeki tüketicilerin yüzde 50’si endişeli ama umutlu'

A
A
A
'Yeme içme sektöründeki tüketicilerin yüzde 50’si endişeli ama umutlu'

Araştırmaya göre; halkın yüzde 32'si aşı bulunana kadar dışarıdan yemek yemeyecek, yüzde 25’i ise restoranda yeme-içme konusunda normalleşti. Tüketicilerin yüzde 50’si endişeli ama umutlu bir tüketici profili çiziyor. Yeme-içme sektörünün müşterilerinin yüzde 20’si ise Kovid-19 sonlanana kadar restoranlarla ilişkisini durdurmuş durumda.

Yeme içme sektöründeki markalar yeni normalleşme sürecine adapte olmaya devam ediyorlar. Markaların bir kısmı nisan-mayıs döneminde kısmı işletmelerini kapatarak giderleri durdurmayı bir kısmı paket servis operasyonuna odaklanarak gelir elde etmeyi, bir kısmı da alternatif satış kanalları oluşturmaya çabaladı.

Her markanın kendi koşullarında yaptığı olumlu adımlar mutlaka olduğunu belirten Goodjob’ın kurucu ortağı, İçgörü Uzmanı Ve Marka Stratejisti Eren Özata, "Ama sektörün bir konuda sınıfta kaldığını gördük. Hem ilk kısıtlama dönemi öncesi yürüttükleri iletişim çalışmalarıyla hem de normalleşme sürecine dönerken ve halen de sektörde bu yanlış yapılmaya devam ediyor. Yaptığımız araştırmalarda normalleşme sürecinde üç tip tüketici davranışı gözlemledik” dedi.

"Kovid-19 sonlanana kadar restoranlarla ilişkisini duranların oranı yüzde 20"
Restoranların istatistiklerine göre, aşı bulunana kadar bu insanlar restoranlara gitmeyecek ve dışarıdan da yemek söylemeyecekleri bilgisini paylaşan Özata, "Restoran verilerine göre, bu insanların toplam yeme içme müşterileri içerisindeki payı yüzde 32 civarında. Yüzde 25 ise aşıyı beklemeden normalleşerek, Kovid-19 öncesindeki gibi restoranlara girerek yeme-içme sektörünün müşterisi ve tüketicisi olmayı sürdürüyor. Kovid-19 artsa da azalsa da bir kısıtlama olmadığı sürece doğal ihtiyaç olan beslenme ihtiyaçlarını karşılamak üzere toplum bireyleri restoranlara gidecekler. Yeme-içme sektörünün müşterileri arasındaki verilerek bakarsak, toplam kitlenin içerisinde daha çok gençlerden oluşan yüzde 27’lik bir grup var. Bu grup yine şu anda sektörün asıl harcama yapan grubu. Normalleşme sürecinde Kovid-19 öncesi yeme-içme alışkanlıklarını sürdürmeyenlerin oranı ise şehir nüfuslarına oranla toplam nüfusun yüzde 40’ının üzerinde. Bu grubun en belirgin özelliği geçmişe özlem duymaları ve bir an önce özlemlerini giderme arzusuna sahip olmaları. Hangi taraf ağır basarsa ona ikna olacaklar. Ve pozitif tarafa ikna olma eğilimindeler. Bu grup orta yaş grubu ağırlıklı ve harcama sıklığı ve oluşturdukları ciro itibariyle diğer gruplardan daha büyük bir dilimi temsil ediyor. Neredeyse her 2 kişiden 1’i bu gruba dahil oluyor. Tüketicilerin yüzde 50’si endişeli ama umutlu bir tüketici profili çiziyor. Yeme-içme sektörünün müşterilerinin yüzde 20’si ise Kovid-19 sonlanana kadar restoranlarla ilişkisini durdurmuş durumda. Bu yüzde 20’yi ise kronik hastalık nedeniyle korumacı davranan ve evde kalma süreleri uzun olan orta yaş ve 65 yaş üstü tüketici grubunu oluşturuyor." dedi.

"Özlemi açığa çıkaracak iletişim yolu seçilmeli"
Sektörün mevcut durumda; yüzde 40 kapasite ile çalıştığına dikkat çeken Eren Özata, "Sektörün normalleşme sürecinde yüzde 70 dolu kapasiteye kadar genişlemesi mümkün. Aşı bulunana kadarki süreçte günlük toplam cirolarda en maksimum kapasiteye yükseldiğinde restoranlar en düşük yüzde 30’luk bir kayıp öngörüyorlar. Sektördeki markaların iletişimleri üçüncü gruptaki insanların davranışını etkiliyor ve değişmesine sebep oluyor. Bu insanların korkularını körükleyerek sadece alınan tedbirle ilgili iletişimle beslerseniz, toplum restoranlara gidilmemesi gerektiğine ikna olacak. Bu da pazarın daha da hızlı daralmasına neden olacak. Yapılması gereken arada kalan insanları özlemleriyle buluşturmak olmalı. Dolayısıyla markaların bu özlemi açığa çıkaracak bir iletişim diline ve aynı özlemi yaşatacak bir operasyona sahip olmaları gerekiyor." ifadelerini kullandı.

Bugün birçok yeme içme markasında ortak görülen iletişim davranışının; ağırlıklı olarak aldıkları önlemlere dair iletişim yaparak “endişeyi körüklemek” olduğunu belirten Özata, "Aşıyı bekleyenler ve korkusuzlar için markalar bir şey yapamaz ama 'endişeli umutlular' sahaya inmez ise sektörün toparlanması aşının kesin olarak bulunup uygulanmasına kalır. Bunu istemiyorsak; negatif çağrışımlara sahip olan alınan önlemlere dair iletişime devam edip endişeyi körüklemek yerine özlemlerin tadını hatırlatmaya odaklanmalıyız." diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Bakan Tunç: “Filistin’in BM üyeliğinin Konseyi’nde tekrar görüşülmesi özgür Filistin için önemli bir adımdır” Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, “Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun, Filistin’in BM üyeliğinin Konseyi’nde tekrar görüşülmesi özgür Filistin için önemli bir adımdır” dedi. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun Filistin’in BM’ye üyeliğinin tekrar görüşülmesini talep eden karar tasarısını kabul etmesinin ardından açıklama yaptı. Bakan Tunç, karar tasarısının özgür Filistin için önemli bir adım olduğunu değinerek, “Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun, Filistin’in BM üyeliğinin BM Güvenlik Konseyi’nde tekrar görüşülmesi ve gözlemci statüsünde olan Filistin’e bazı ilave haklar tanınmasını talep eden karar tasarısını kabul etmesi özgür Filistin için önemli bir adımdır. Ülkemizin yanı sıra 80’e yakın ülkenin ortak sunucusu olduğu karar tasarısının 143 evet oyuyla kabulü, Birleşmiş Milletler üyesi ülkelerin 7 Ekim’den bu yana işgalci İsrail tarafından soykırıma uğrayan Filistin’e desteğini göstermesi açısından önemlidir. 1967 sınırları temelinde bağımsız Filistin devletinin varlığı kabul edilmelidir. Filistin halkı kendi ata yurtlarında, insan onuruna yakışır şekilde yaşamalıdır” ifadelerine yer verdi. İsrail’in saldırılarının son bulması gerektiğini belirten Bakan Tunç, “Gazze ve Refah bölgesinde çocuk, kadın, sivil demeden 35 bin Filistinliyi öldüren, 78 binden fazla Filistinliyi yaralayan İşgalci İsrail’e karşı uluslararası mekanizmalar artık gereğini vakit kaybetmeden yapmalıdır. İnsan haklarını yok sayan, uluslararası hukuku görmezden gelen, savaş suçu işleyen ve soykırım yapan İsrail’in saldırıları son bulmalıdır. İsrailli yetkililer Uluslararası Ceza Mahkemesi huzuruna çıkarılmalı, gereken ceza verilmelidir. İşgalci İsrail Devletinin Uluslararası Adalet Divanınınca verilen tedbir kararına uyması sağlanmalıdır. Türkiye olarak, Filistinli kardeşlerimizin haklı davalarında yanlarında olmaya, dünyada adaleti ve hakkaniyeti savunmaya devam edeceğiz” ifadeleri kullanıldı.
Aksaray Uyuşturucu tacirleri ile polisin kovalamacası kamerada Aksaray’da polisin dur ihtarına uymayarak kaçan sürücü ile polis arasında kovalamaca yaşanırken, kovalama esnasında araçtan atılan poşette esrar maddesi çıktı. Kısa süren kovalamacayla yakalanan araç sürücünün ehliyetsiz olduğu belirlenirken, sürücü uyuşturucunun araçtan çıkmadığını belirterek ehliyetsiz olduğu için kaçtığını söyledi. Sürücü ve 2 arkadaşı kelepçelenerek gözaltına alındı. Olay, Kurtuluş Mahallesi Kurtuluş Caddesinde yaşandı. Edinilen bilgiye göre, Aksaray Cumhuriyet Başsavcılığı koordinesinde bekçilerle birlikte rutin uygulama yapan İl Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şubesi ve Trafik Şubesi ekipleri uygulama noktasına yaklaşan 68 ES 022 plakalı otomobile dur ihtarında bulundu. İhtara uymayan araç sürücüsü fren yerine gaza basarak hızla uygulama noktasından kaçtı. Kaçan aracın peşine düşen polis ve şüpheliler arasında kovalamaca yaşandı. Kovalamaca esnasından araçtan bir poşet atılırken, atılan poşetten kubar esrar maddesi ele geçirildi. Bir süre devam eden kovalamaca sonucu araç 3 şüpheliyle birlikte yakalandı. Araç sürücüsü Ö.F.B. (37) ile araçta yolcu olarak bulunan H.E. (40) ve R.D. (23) kelepçelenerek gözaltına alınırken, araç sürücüsü Ö.F.B. araçtan atılmasına rağmen uyuşturucunun kendilerine ait olmadığını belirterek, “Ne alakası var. Arabada çıktı mı? Çıkmadı, arabadan çıkmadı abi. Bizlik bir şey yok ki. Ehliyetim yok, cezamı yedim zaten biraz önce” dedi. Araç sürücüsüne ehliyetsiz araç kullanmaktan 12 bin 977 TL, dur ihtarına uymamaktan bin 506 TL olmak üzere toplam 14 bin 483 TL para cezası kesilirken ara trafikten men edilerek otoparka çektirildi. Gözaltına alınan 3 kişi sorgulanmak üzere İl Emniyet Müdürlüğü Narkotik Suçlarla Mücadele Şubesine götürüldü. Olayla ilgili tahkikat başlatıldı.