DÜNYA - 12 Ocak 2019 Cumartesi 16:53

Yemen halkı mayınlar arasında hapsolmuş durumda

A
A
A
Yemen halkı mayınlar arasında hapsolmuş durumda

Patlayıcı kaynaklı yaralanmalara karşı Muha’da acil cerrahi hizmeti sunan Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF), sivillerin yoğun olarak yaşadığı bölgelerde mayın temizleme çalışmalarının hızlandırılması için yetkililere ve mayın temizleme alanında uzmanlaşmış kuruluşlara çağrı yaptı.

Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF), sivillerin yoğun olarak yaşadığı bölgelerde mayın temizleme çalışmalarının hızlandırılması için çağrı yaptı. Muha’da görev yapan MSF ekipleri, Ağustos - Aralık 2018 tarihleri arasında mayınlar, el yapımı patlayıcılar ve patlamamış mühimmat nedeniyle yaralanan 150 kişiyi tedavi etti. Bu kişilerin üçte biri, tarlada oyun oynarken yaralanan çocuklardan oluşuyordu. Ömür boyu engelli kalan bu hastaları artık zor ve belirsiz bir gelecek bekliyor. Birkaç nesli sakat bırakan bu mayınlar aslında çok daha büyük sorunlara zemin hazırlıyor, yalnızca aileler açısından değil, toplumsal düzeyde de geniş çaplı olumsuz etkiler meydana getiriyor. Mayın kurbanlarının çoğu, hayatlarının geri kalanında başkalarına tabi olmanın yanı sıra toplum dışına itilme gibi sorunlarla da karşılaşabilirler.

Mayın temizleme çalışmaları yetersiz

Mayınlar, önümüzdeki birkaç on yıl boyunca Yemenlilerin hayatını tehlikeye atmaya devam edecek. İngiltere merkezli Çatışma ve Silahlanma Araştırmaları (Conflict Armament Research) adlı kuruluş, yakın zamanda yayınladığı bir raporda Ensarullah güçlerinin geniş çaplı mayın ve el yapımı patlayıcı üretimi ile anti-personel, araç ve deniz mayını kullanımlarına dikkat çekmişti. Yemen Mayın Eylem Merkezi’nin verilerine göre Yemen ordusu 2016 - 2018 yılları arasında 300 bin mayın temizlemişti. MSF Yemen Program Direktörü Claire Ha-Duong, “Yetkililer ve uzman mayın temizleme kuruluşları, daha fazla insanın hayatını kaybetmemesi veya yaralanmaması için, bölge halkının tarım arazilerine güvenle ulaşabilmeleri için bir an önce bölgeyi mayından ve her türlü patlayıcı maddeden arındırma çalışmalarına hız vermeli” ifadelerini kullandı.

Tıbbi anlamda “çorak bölge”

Taiz ve Hudeyde arasındaki cephe hattından MSF’nin Muha’daki hastanesine her gün savaş yaralıları geliyor. MSF’nin 2012’de uzmanlaşmış travma hastanesini açtığı Aden, Hudeyde’den 450 kilometre uzaklıkta. Aden’de tıbbi destek imkanı olmasına rağmen Yemenlilerin çoğu yol ve tedavi parasını denkleştiremediği için Aden’e gidemiyor. Hudeyde’den Aden’e gitmek 6 ila 8 saat sürüyor. Bu iki şehir arasında kalan bölge ise tıbbi anlamda tam bir “çorak bölge”. MSF’nin Muha’daki hastanesi, ameliyathanesi ve cerrahi imkanları olan bölgedeki tek hastane.

2018 yılının başlarında, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri öncülüğündeki koalisyonun desteklediği güçler ile Ensarullah birlikleri arasında devam eden çatışmalar Taiz ve Hudeyde cephe hattı boyunca şiddetini artırmıştı. Koalisyon destekli güçler, Kızıldeniz’deki stratejik noktalardan biri olan Hudeyde Limanı’na doğru ilerledikten sonra 13 Haziran 2018 tarihinde Hudeyde kentine saldırı başlatmıştı. Bu süreçte koalisyon güçlerinin karadan ilerleyişini önlemek için yollara ve tarlalara yerleştirilen binlerce mayın ve el yapımı patlayıcı en çok Yemenli sivillere zarar verdi, pek çok kişinin sakatlanmasına ve hayatını kaybetmesine neden oldu.

Yaralıların üçte biri çocuk

MSF, mayınlar nedeniyle yaralanan Yemenlilere acil cerrahi hizmet sunabilmek için 2018’in Ağustos ayında Taiz’e bağlı Muha kentinde bir hastane kurdu. Hastaneye getirilen patlayıcı kaynaklı yaralanma vak'alarının üçte biri ise çocuklardan oluşuyordu. Aralık 2018’de Muha’daki MSF hastanesinin acil servis kapısının önüne, içinde dört yaralının olduğu, roketatar rampalı bir pikap yanaştı. Birkaç saat önce 30 kilometre uzaklıktaki Mavza’da aileleriyle birlikte tarlada vakit geçiren dört kişiden ikisi ölmüş, diğer ikisi de çocuk bedenlerine gelişigüzel sarılmış bandajlarla hala hayattaydı. Aynı hastanede tedavi gören 14 yaşındaki Nasser de tıpkı diğerleri gibi mayına bastığı için yaralanmıştı.

Sol elindeki yara, bundan birkaç sene önce kurşunla yaralandıktan sonra baş parmağının ampüte edildiği yeri gösteriyordu. Nasser, 7 Aralık’ta Taiz vilayetindeki Mafrak’ta amcası ve kuzeniyle birlikte tarlada koyunları otlatırken mayına basmıştı. Aynı gün Muha’daki MSF cerrahi hastanesine getirilen Nasser’in sağ bacağının dizden aşağısı ampüte edilmişti. Eksik bir baş parmakla koltuk değneklerini kullanmakta zorlandığı için MSF fizyoterapisti Faroukh ona yardım ediyordu. Hastanenin üç yatan hasta biriminden birinde Nasser’in ilk adımlarını atmasına yardımcı olan Faroukh, “Kemik paramparça olmuştu, kurtarılabilecek gibi değildi” ifadelerini kullanmıştı.

Nasser’in babası Mohammed ise kazadan sonra tarlada yürümeye korkar olmuştu. Mohammed, “Şehrin dört bir yanına mayınlar döşendiğini biliyoruz ama tam olarak nerede olduklarını bilmiyoruz” şeklinde konuştu. Bölgede mayınlı alanları gösteren tabelalar ve yürümek için güvenli alanları gösteren kırmızıya boyanmış taşlar çok az olduğundan, her gün tetiklenen bir başka patlayıcının boğuk sesi uzaklardan duyuluyor.

Geçim kaynaklarından ve gıdadan yoksun kalıyorlar

Muha ve cephe hattı arasındaki bölge savaştan önce tarım arazisi olarak kullanılıyordu. Hays ve Mafrak gibi çatışmaların gerçekleştiği bölgelerdeki köy ve kasabalar hızla boşaldı. MSF’nin sağlık ocakları aracılığıyla gelişmiş sağlık hizmetleri sunduğu bölge sakinleri yaşadıkları yerleri terk etmek zorunda kaldı. Askeri birliklerin ilerleyişini durdurmak için mayınla döşenen bu tarlalar artık ekilemediğinden bölge halkı da geçim kaynaklarından yoksun kalmaya devam ediyor.

Muha’dan 45 dakika uzaklıktaki Mavza’nın nüfusu ise yarı yarıya azalmış durumda. MSF’nin Yemen Program Direktörü Claire Ha-Duong, “Burada yaşayanlar bir değil, iki defa cezalandırıldı. Mayınlar çocuklarını havaya uçurmakla kalmıyor, aynı zamanda ekili arazilerini ellerinden alıyor. Gelir kaynakları yok olurken, diğer taraftan ailelerine yiyecek de temin edemiyorlar” dedi.  

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kocaeli 52 milyonluk para trafiği ortaya çıkmıştı: Zanlılar adliyeye sevk edildi Kocaeli merkezli 11 ilde sahte ilanlarla ve çağrı merkezleri aracılığıyla ürün satma vaadinde bulunup çok sayıda vatandaşı dolandıran, hesaplarında 52 milyon TL para giriş çıkışı olduğu tespit edilen 56 şüpheliden 49’u adliyeye sevk edildi. Kocaeli Emniyet Müdürlüğü Siber Suçlarla Mücadele Şubesi ekiplerinin, siber suçların men ve takibine yönelik yürüttüğü soruşturmada, liderliğini Serkan Kınalı isimli şahsın yaptığı suç örgütü üyelerinin E-ticaret ve ilan platformlarına sahte ilanlar koyarak, kurulan çağrı merkezine ait açık hatlar üzerinden müştekiler ile güven verici ve aldatıcı görüşmeler yaptıkları belirlendi. Kaparo, kargo bedeli, nakliye bedeli ve sigorta bedeli gibi bahanelerle para alan örgüt üyelerinin elde ettikleri parayı kripto para platformlarına aktardıkları ve sanal kripto para birimlerine çevirerek izini kaybettirmeye çalıştıkları tespit edildi. 52 milyonluk para trafiği Belirtilen yöntemlerle yöntemlerle aralarında deprem mağduru aileler ile engelli vatandaşların da bulunduğu 37 şahsın dolandırıldığı, suç örgütü üyesi şahısların hesaplarına 52 milyon 675 bin 400 TL para giriş çıkışı olduğu tespit edildi. 5 ayrı bölgede çağrı merkezi oluşturan suç örgütü üyelerinden üçünün toplam 23 ayrı suçtan 25 yıl kesinleşmiş cezalarının bulunduğu belirlendi. Kocaeli merkezli 11 ilde düzenlenen eş zamanlı operasyonda 56 şüpheli yakalandı. 5 şüphelinin değişik suçlardan cezaevinde olduğu, 2 şüphelinin ise ifadelerinin ardından savcılık talimatıyla serbest bırakıldığı bildirildi. 49 şüpheli ise Kocaeli Emniyet Müdürlüğündeki işlemlerinin ardından Gebze Adliyesine sevk edildi.
Gaziantep Enkaz altından şampiyonluğa Gaziantep Büyükşehir Belediyesi Spor Kulübü Halter takımında yer alan Büşra Kayadibi, 6 Şubat depremlerinde 3 gün boyunca enkaz altında kaldı ama azminden hiçbir şey kaybetmedi, kısa süre içinde hem Türkiye Halter Şampiyonasında 3’üncü oldu hem de madalya kazandı. Büşra Kayadibi, 6 Şubat Kahramanmaraş merkezli depremlere Gaziantep’in Nurdağı ilçesinde ablasının evinde yakalandı. 3 gün boyunca enkaz altında kalan ve yeğenlerini kaybeden Kayadibi, azimle, hırsla halter sporuna devam etti. Çok değil kısa süre içerisinde 2016’da başladığı halter sporunda derece almayı sürdüren Kayadibi, Türkiye Halter Şampiyonasında 3’üncülük elde etti ve madalyalar kazandı. Büşra Kayadibi, depremde Nurdağı’nda ablanın evinde olduğunu belirterek, “3 gün enkazda kaldık. Yeğenlerimi kaybettim. Ablam için bizim için çok ağır bir şeydi bu. Tam olarak atlatabilir miyiz, bu atlatılabilir bir şey mi? Onu da bilmiyorum. Vali Mehmet Lütfullah Bilgin Spor Salonu benim ilk spor salonumdu. Yıkılan yerler arasında antrenman salonum da var” dedi. “Yaşadıklarım atlatılması zor şeyler” Halterin hayatının odak noktasında olduğunu dile getiren Kayadibi, “Yaşanan felaket nedeniyle haltere biraz ara vermek zorunda kaldım. Odaklanmamda, hayatımın akışında birazcık sıkıntı oluyor benim için. İster istemez tabi, yaşadıklarım kolay şeyler değil. Atlatılması zor şeyler. Şu an toparlanma aşamasındayım. Tekrardan hayatımın merkezine kendimi koymak için çabalıyorum" diye konuştu. Halterde 55 kiloda yarıştığını belirten Kayadibi, “2016’da haltere başladım. Büyükler Türkiye Şampiyonasında ikinciliğim, Ay Yıldızlarda ve gençlerde madalyalarım var. Haftada 5 gün antrenmanlara geliyorum. Ortalama 3’er saat antrenman yapıyorum” dedi. Ablasının uzuv kayıpları olduğunu anlatan Kayadibi, “Sol kol, sol bacak, kol tamamen omuzdan, bacak dizin biraz altından. Şu an toparlanma aşamasında. Hala onunla ilgileniyoruz. Tam olarak hayat normale geçmiş sayılamaz bizim için” şeklinde konuştu. “Azimle hırsla kaldığım yerden devam edeceğim” Halter sporunun biraz nankör bir spor olduğunu aktaran Kayadibi, “Ara verince çok çabuk geriliyoruz. Derecelerimizde çok çabuk düşüş oluyor. Azimle, hırsla kaldığım yerden devam edeceğimi düşünüyorum” diye konuştu. Ankara’da madalya almasının kendisi için çok güzel bir his olduğunu söyleyen Kayadibi, “Tarifi yok. Antrenmanlara gidiyorum. Bir şeyleri başarmak amacıyla gayret sarf ediyorum. Antrenörlerimle birlikte emek veriyorum. Bu yüzden emeklerimin sonucunu almak beni çok mutlu ediyor” ifadelerini kullandı.