VOLEYBOL - 09 Mayıs 2012 Çarşamba 16:32

Yeni hedef; olimpiyat madalyası

A
A
A
Yeni hedef; olimpiyat madalyası

Türk Voleybol tarihinde ilk kez Olimpiyatlara katılmayı başaran A Milli kadın Voleybol Takımı'nda yeni hedef 2012 Londra Olimpiyatları'nda şampiyon olmak.

ABBAS RAMAZANOĞLU - GÖKHAN KESKİNCİ
İSTANBUL

Kadın Voleybol Milli Takımı, muhteşem bir zafer kazanarak Türkiye'yi voleybolda ilk defa Olimpiyatlara taşıdı. En son 1960'ta Roma'da düzenlenen Olimpiyatlarda futbol ile takım sporlarında yer alan Türkiye, elemeli sisteme geçildikten 52 yıl sonra voleybol ile Londra'da yer almaya hak kazanan ilk Türk takımı oldu. Ankara'da düzenlenen Avrupa Kıta Elemeleri'nde seyircisinin de desteği ile dünyanın en güçlü takımlarını yenerek namaglup turnuvayı şampiyon bitiren Filenin Sultanları, gözünü Olimpiyatlara dikti. Başarı grafiğini her geçen maçta yükselten Sultanlar, ilk defa katılacağı bu büyük organizasyonda yine bir ilki gerçekleştirerek madalya almak için mücadele edecek.


Olimpiyat Elemeleri'nin ardından Çırağan Sarayı'nda, Türkiye Voleybol Federasyonu Başkanı Erol Ünal Karabıyık, Milli Takımların Ana Sponsoru VakıfBank'ın Genel Müdürü Süleyman Kalkan, voleybolcular ve teknik ekibin katılımıyla, Olimpiyat hedefiyle ilgili olarak bir basın toplantısı düzenlendi. Basın toplantısında konuşan Türkiye Voleybol Federasyonu Başkanı Erol Ünal Karabıyık, Londra Olimpiyatları'nda Türk bayrağını dalgalandırmayı hedeflediklerini belirterek, "Olimpiyatlara katılmak bizim gerçekleştirmek istediğimiz en önemli hedeflerimizden biriydi. Bize bu mutluluğu yaşatan kızlarımızla gurur duyuyorum. Fakat işimiz daha yeni başlıyor. Ben, Londra'da yine ilklere imza atacağımızı düşünüyorum. Kızlarımız bu başarılarıyla Türk sporuna yeni bir soluk getirmiştir. Umarım Bayan Basketbol Milli Takımımız da Olimpiyat bayrağımızı dalgalandırır" dedi.

"SULTANLARIMIZA DESTEK VERMEKTEN GURUR DUYUYORUZ"

VakıfBank Genel Müdürü Süleyman Kalkan, bayan Voleybol Milli Takımı ile olan sponsorluk anlaşmasını 1 yıl daha uzattıklarının müjdesini vererek, "Olağanüstü bir performans göstererek Olimpiyatlara gitmeye hak kazanan Bayan Voleybol Milli Takımımızı yürekten kutluyorum. Bu büyük başarı, uzun vadeli, titiz ve fedakarca çalışmanın bir sonucudur. 26 yıldır bayan voleyboluna verdiğimiz desteği geçen yıl Milli Takımlar düzeyine çıkardık. Geçtiğimiz günlerde de Bayan Voleybol Milli Takımlarımızın ana sponsorluğunu bir yıl daha uzattık. Biz, VakıfBank olarak kurum kültürümüzde var olan uzun vadeli ve sürdürülebilir başarıya inanıyoruz. Bu anlamda Türkiye Voleybol Federasyonu ile uyumlu bir işbirliği içindeyiz. Kızlarımızın her zaman yanında olup, onlara destek vermekten büyük gurur ve mutluluk duyuyoruz. Onlara Olimpiyatlarda da gönülden başarılar diliyorum" diye konuştu.

MOTTA : "BU TAKIMIN BİR PARÇASI OLMAKTAN BÜYÜK MUTLULUK DUYUYORUM"

Basın toplantısında konuşan Milli Takım Antrenörü Marco Motta, olimpiyatlara katılmaktan dolayı duyduğu mutluluğu ifade ederek, "Dünyanın en önemli ülkelerini yenerek Olimpiyatlara katıldığımız için çok mutluyum. Biz bu başarıyı kolay kazanmadık. Kızlarımız ve teknik ekibimiz büyük bir uyum içerisinde fedakarca çalışarak bu zaferi elde ettik. Bazı sporcularımız sakat sakat mücadele ettiler. Azim, kararlılık, fedakarlık başarıyı getirdi. Bu takımın Olimpiyatlarda çok şey yapacağına inanıyorum. Geçen seneAvrupa Üçüncüsü olduk, bu sene Londra'ya gidiyoruz. Türk voleybolu, her geçen yıl bir önceki yıla göre daha başarılı sonuçlar alıyor. Takıma ve teknik ekipteki çalışma arkadaşlarıma bana bu zaferi yaşattıkları için teker teker teşekkür ediyorum" dedi.

ESRA GÜMÜŞ: "OLİMPİYATLARDA DA İLKLERE İMZA ATACAĞIZ"


Milli Takım Kaptanı Esra Gümüş ise, Ankara'da oynanan maçlarda Filenin Sultanları'nı destekleyen seyircilere teşekkür ederek başladığı konuşmasında şöyle konuştu:


"Ankara'daki seyircilerimize çok teşekkür ediyorum. Bizi yalnız bırakmayıp her maçımızda bizi desteklediler. Bu başarının Türk sporu için çok önemli olduğunu düşünüyorum. Bu takımın kaptanı olduğum için gurur duyuyorum. Olimpiyatlarda da çok önemli başarılar kazanacağımıza inanıyorum. Bu takım bundan sonra da çok güzel işler yapacak."

NESLİHAN: "BAŞARIMIZ TAKIM RUHUNDA SAKLI"

Milli Takım Smaçörü Neslihan Darnel, A Milli Takım olarak farklarının takım ruhunu yakalamak olduğunun altını çizerek, "Olimpiyatlar her sporcu gibi benim de rüyalarımı süslüyordu. Bunu gerçekleştirdiğimiz için çok mutluyum. Geçtiğimiz senelerde Olimpiyatlara katılmanın kıyısından dönmüştük. Ama çok çalışarak, hayatımızdan fedakarlık ederek ve inanarak Türkiye'yi voleybolda ilk kez Olimpiyatlarda temsil etme hakkını elde ettik. Ben, turnuva öncesi 'rakiplerimizi daha önce yenmiştik, yapmamız gereken onları bir kez daha yenmek olacaktır' demiştim. Bunu başardığımız için çok mutluyum. Diğer takımlarla aramızdaki en büyük fark takım ruhu. Biz, takım olarak ruhumuzu sahaya yansıtıyoruz, geriye düşsek bile yılmadan mücadele ediyoruz ve sonucunda başarılı oluyoruz. Artık hedefimiz Olimpiyatlarda derece elde etmek olacak" dedi.

GÖZDE SONSIRMA: "FİNAL MAÇINDAKİ SON SAYI HAYATIMIN EN MUTLU ANIYDI"

Düzenlenen basın toplantısında, "Mutluluğum tarif edilemez" diyerek sözlerine başlayan Milli Takım Smaçörü Gözde Sonsırma da, "Turnuvayı yenilgisiz tamamlayarak Londra'ya vize aldık. Bu takım her şeye layıktır. Takımdaki herkes fedakarca mücadele etti. Ağrılarımızı rağmen maksimum katkı vermeye çalıştık. Hedeflerimiz elbette bununla sınırlı olmayacak. Londra'ya gidip orada Türkiye'yi en iyi şekilde temsil edip bir ilke daha imza atmak istiyoruz. Biz böyle oynadığımız sürece kimse bizim önümüzde duramaz" dedi.

EDA ERDEM: "HALA RÜYADA GİBİYİM"

Milli Takım Orta Oyuncusu Eda Erdem Dündar ise Londra Olimpiyatları'na gitmeyi başardıklarını ve hala rüyada gibi olduğunu ifade ederek yn büyük gurur ve mutluluk duyuyşöyle konuştu:
"Hala rüyada gibiyim. Londra'ya gitmeyi başardık. Takım arkadaşlarımı kutluyorum, gerçekten çok iyi bir turnuva çıkarttık. Favori biz değildik ama takım oyunuyla ve her geçen maç yükselen form grafiğimizle bu turnuvada kendimizi favori yapmayı bildik. Takım arkadaşlarıma, teknik heyete, bu güzel taraftara ve emeği geçen herkese teşekkürler, hedefimiz Londra'da ülkemize yeni başarılar kazandırmak."

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Çankırı Turistik Tuz Ekspresi yolcuları Çankırı’ya hayran kaldı Çankırı’da 1934 yılındaki Tenezzüh Treni’nin 90 yıl sonraki devamı niteliğinde olarak başlatılan “Turistik Tuz Ekspresi” ile Çankırı’yı ziyaret eden günübirlik turistler, şehre hayran kaldı. Çankırı Valisi Mustafa Fırat Taşolar, turistik tuz ekspresine yönelik gösterilen yoğun talebin kendilerini çok memnun ettiğini söyledi. Çankırı’da 1934 yılında başlatılan ve 4 yıl sefer düzenledikten sonra kaldırılan “Tenezzüh (Gezinti) Treni” seferleri, Çankırı Valiliği koordinasyonunda Çankırı Belediyesi, TCDD, Kuzey Anadolu Kalkınma Ajansı (KUZKA), Çankırı İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü, Çankırı Konfederasyonu ve TÜRSAB Orta Anadolu Bölge Temsil Kuruluna bağlı seyahat acentelerinin iş birliğiyle “Turistik Tuz Ekspresi” olarak 90 yılın ardından yeniden başlatıldı. Çankırı Milletvekili Muhammed Emin Akbaşoğlu’nun işaretiyle Ankara Garı’ndan saat 07.50’de hareket eden ilk “Turistik Tuz Ekspresi”, 3 saatlik bir yolculuğun ardından Çankırı’ya ulaştı. “Turistik Tuz Ekspresi” yolcuları, "kaya tuzunun başkenti" olarak nitelendirilen Çankırı’da, büyüleyici yer altı tuz şehrini ziyaret etti. 250 yolcunun bulunduğu trende seyahat edenler, dünyanın en büyük tuz mağarası olması özelliğini taşıyan ve yerin 150 metre altında bulunan, Türkiye’nin endüstriyel mirasları arasındaki yer altı tuz şehrini gezdi. Yer altı tuz şehrine hayran kalan turistik tren ekspresi yolcuları, daha sonra Çankırı’nın önemli tarihi eserleri arasında yer alan tıbbın ve eczacılığın sembollerinin doğduğu mekan olan Taş Mescit ve Çankırı Mevlevihanesi, Buğday Pazarı Medresesi, Çivitçioğlu Medresesi, Sultan Süleyman Camii (Ulu Cami) ile tarihi Çankırı sokaklarında zamanda tarihi bir yolculuk yapma fırsatı buldu. Şehrin ilgi çekici mekanlarından olan Ferit Akalın Radyo ve İletişim Müzesinde iletişim tarihini keşfeden ziyaretçiler, 8 milyon yıllık fosillere ev sahipliği yapan Çankırı Müzesini ve imece kültürünün sergilendiği Tarihi Çamaşırhane Müzesini de gezdi. Çankırı’nın coğrafi işaretli geleneksel lezzetlerini de deneyimleme imkanı bulan ziyaretçiler, Yöresel Mutfak ve Kültür Evi’nde Çankırı Valisi Mustafa Fırat Taşolar ile bir araya geldi. Vali Taşolur ile bir süre sohbet eden ziyaretçiler, Çankırı gezisini tamamladıktan sonra Çankırı Tren Garı’ndan saat 19.40’da Ankara’ya dönüş yapmak üzere hareket etti. İlk seferinde yoğun talep gören Turistik Tuz Ekspresi, Ankara-Çankırı-Ankara güzergahında 25 Mayıs, 1 Haziran ve 8 Haziran tarihlerinde günübirlik olarak ziyaret gerçekleştirebilecek. "İkinci tren seferinde de yüzde 80 doluluğa ulaşmış bulunuyoruz” Düzenlenen turdan duyduğu memnuniyeti dile getiren Çankırı Valisi Mustafa Fırat Taşolar, “Turistik Tuz Ekspresinin yolcularını ağırlamanın mutluluğunu yaşıyoruz. Herkes adına bu projenin hayata geçirilmesinden dolayı teşekkür ediyorum. Ben, 12 yıl Ankara’da yaşamış birisi olarak hep günübirlik Safranbolu’ya, Beypazarı’na ve Amasya’ya geçerek kendi adıma bunu turist olarak yaşamıştım. Bundan sonra Çankırı’nın, Ankaralıların iç turizmi olarak günübirlik ziyaret edebilecekleri bir merkez olabileceğini gördükten sonra bu anlamda hep beraber çalışmalara başladık. Bugün de bunun ilk meyvesini topluyoruz. İnşallah bundan sonrası için özellikle Ankara’da yaşayan misafirlerimiz için Çankırı’nın güzel bir turizm merkezi olmasını ümit ediyoruz” dedi. "İlk trenimiz tamamen doldu, ikinci trenimizde yüzde 80 doluluğa ulaştı" Çankırı Valiliği olarak Ankara’dan Çankırı’ya 4 sefer yapılması üzerine turistik tuz treni seferi planladıklarını belirten Vali Taşolar, “Bu seferler birer hafta ara ile Cumartesi günleri olacak. İlk trenimiz tamamen doldu, ikinci trenimizde yüzde 80 doluluğa ulaştı. Diğer tren seferlerinde de doluluk oranına ulaşacağımıza inanıyorum. Seferlerin duyurulmasında da basının bizlere desteği oldu. Ümit ediyoruz ki Çankırı, iç turizm anlamında hak ettiği yerlere gelecektir” diye konuştu. “Hititlerden günümüze kadar gelen yer altı tuz mağarasının turizme açılmasından mutluluk duydum” Ankara’dan Çankırı’yı gezmek için gelen Şirin Doğan ise, “Turistik trenle geldik. Çankırı’nın tarihi ve turistik yerlerinin tanıtılması için iyi bir fırsat olmuş. Aslında geç kalınmış bir proje. İnşallah bundan sonrası için Çankırı’nın gelişmesine ivme kazandıracaktır. Şehir de çok güzel, çok beğendim, tuz mağarasını da çok beğendim. Hititlerden bu yana bir mağaranın turizme açılmasını destekliyorum. Tuz mağarasının ambiyansı çok güzel, verilen bilgiler oldukça faydalı, hem sağlık hem kültür turizmi açısından oldukça verimli buldum” şeklinde konuştu. Ziyaretçilerden Ahmet Mahmut Şen de, “Bu bir gezinti treniydi. Ankara’dan Çankırı’ya 90 yıl sonra aynı tren ile yolculuk yaparak Çankırı’yı keşfetmek güzeldi. Çankırı’nın güzelliklerini tüm Türkiye’ye tanıtmamız gerekiyor. Öncelikle en yakınımızdaki başkent Ankara’ya tanıtmamız lazım. Ben bu kadar büyük ve devasa bir tuz mağarası olduğunu tahmin etmiyordum. Devasa kamyonların buradan geçebileceğini gördüm. Hititler döneminden itibaren kullanılan bir tuz mağarası olduğundan bahsettiler. Şu anda yerin 150 metre altındayız. Dünyanın en büyük tuz mağarasının içerisinde bulunuyoruz. Heyecanlanmamak elde değil gerçekten” şeklinde konuştu.