Mili Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, TEOG’ un ardından liselere geçişteki yeni sistemin detaylarını açıklamasından sonra, Uğur Okulları Sınavlardan Sorumlu Genel Müdür Yardımcı Adil Kurt, sınav sistemini değerlendirdi. Öğrencilerin çalışma düzenini asla bozmamaları gerektiğini ifade eden Kurt sözlerine şöyle devam etti: “ 6’ncı ve 7’nci sınıf öğrencilerinin çalışma sistemlerini asla değiştirmeden çalışmalarına devam etmeleri gerekiyor. Bir milyon 200 bin 8’inci sınıf öğrencisi var. Bu öğrencilerin tümü sınava girmeyebilir. Öğrenciler isterse sınava girecekler. Mayıs ayında Mili Eğitim Balkanlığımız bazı okullarımızı seçecek bu okullarımız başarılı öğrencilerimizin gittiği okullar olacaktır. Bu okullara tercih yapmak için merkezi bir sınav olacak. Haziran ayında öğrencilerimize bir sınav yapılacak bu sınavın soru dağılımı şu şekilde olacaktır: 30 sayısal, 30 sözel olmak üzere iki test bir oturumda oluşacaktır. Bu sınavın sonucuna göre öğrenciler aldıkları puanlara göre Milli Eğitim Bakanlığının nitelikli okul diye tanımladığı okullara girme hakkını elde edebileceklerdir.”
“Sınava girmeyen öğrenciler kendi bulundukları semtteki okullardan beş tercih yapacak”
Sınava girmeyen öğrenciler kendi bulundukları semtteki okullardan beş tercih yapacakları söyleyen Kurt, “Bu beş tercihine göre okula gidecek ama öğrenciler asla sınava girmeyeceğim çalışmama gerek yok demesinler. Çünkü kendi bulunduğu semtteki okula girmek istediklerinde örneğin; okulun dokuzuncu sınıf kontenjanı 100 kişi, bu okula 200 kişi müracaat etti. Bu 200 kişi arasında ortaöğretim başarı puanına göre sıralanacak, bu yüzden sınava girmeyen öğrencinin de okul derslerini asla bırakmaması gerekiyor. Özel okullar ise kendi sınavlarını yapabilecekler isterlerse de bu ortak sınava göre öğrenci alabilecekler ya da belli kritere göre ortak puan belli kritere göre kendi puanlarına göre öğrenci alabileceklerdir” ifadelerini kullandı.
Bu sistemin okullarımıza getirdiği güzel bir duruma da dikkat çeken Kurt “Bizim ülkemizde önce okullar sınıflandırıldı, sonra da okulun içindeki sınıflar sınıflandırıldı. Sınıfların sınıflandırılması eğitim açısından sakıncalıydı. Şimdi okulların içerisinde sınıfların sınıflandırılması gibi bir şey artık olmayacaktır. Bu Milli Eğitim Bakanlığının ısrarla üstünde durduğu ve dünyadaki bütün eğitimcilerinde ortak paydasıdır. Yani aynı sınıfta aynı bilgi seviyesinde değil farklı bilgi seviyesinde öğrenciler olacaktır. Benim öğretmenlik yaptığım yıllarda bu tip heterojen olan sınıfta çok daha iyi ders yapardım. Çünkü sınıfın hepsi çok iyi bilir ya da hepsi hiçbir şey bilmezse o sınıfta verimli bir şekilde ders yapılamıyor. Birbirlerini destekleyici bir şekilde eğitim daha fayda saylayacaktır. Belli bir zaman sonunda okullarda öğrenci seviyeleri birbirlerine yaklaşacaktır. Okulların içerisindeki sınıfların da seviyesi birbirine yakın olduğu için başarılı öğrenci senenin sonunda yine başarılı olacaktır. Böylece öğrencilerimizi küçük yaşta ötekileştirmeyecektir” diye konuştu.
Öğrenci ve velilere tavsiye
Velilerin öğretmenlere güvenmesi gerektiği belirten Uğur Okulları Sınavlardan Sorumlu Genel Müdür Yardımcı Adil Kurt sözlerine söyle devam etti: “Velilerdeki en büyük dert okul notu. Velilerimiz öğretmenlere güvenmeli. Öğrenci 100 üzerinden 70 aldıysa 70, 100 üzerinde 30 aldıysa 30 vermeli. Wğer bir öğretmene puan konusunda baskı yapılırsa o zaman öğretmen sınıfta dersini yapamaz ve eğitim bozulur, kaybeden öğrenci ve veliler olur. Dolayısıyla okulda öğretmenlerimize güvenmeliyiz.”
6’ncı sınıf ve 7’ncı sınıf öğrencilerimiz hiç sınav düşünmeksizin okul derslerine devam etsinler. 8’inci sınıf öğrencilerine tavsiyem 7 sınıfta dersleri bırakıp 8’inci sınıfın TEOG konularına çalıştılarsa 6’ncı sınıf ve 7’nci sınıf konularına çalışmaları gerekiyor. Çünkü 6 sınıf, 7 sınıf konularından da soru çıkacaktır. Sınav 8’inci sınıf ağırlıklı olsa da burada bir soru çok önemlidir. Dolayısıyla öğrencilerin 6’ncı ve 7’nci sınıf konularını tekrar etmeleri önemlidir. Okulların da buna göre öğrencileri yönlendirmesi ve çalıştırması gerekmedir” dedi.
