EKONOMİ - 07 Ağustos 2020 Cuma 14:45

Yerli otomobilin markası belli oldu

A
A
A
Yerli otomobilin markası belli oldu

TOGG CEO'su Gürcan Karakaş, marka beğeni endeksi yaptırdıklarını belirterek, "Yaptırdığımız endekste TOGG'un marka beğeni endeksi yüzde 73'lere çıktı. Dolayısı ile şimdilik yola TOGG markası ile devam etme kararı aldık" dedi. Karakaş, Türkiye'nin otomobili projesinde küresel şirketlerle 10 gizlilik anlaşması imzaladıklarını belirterek, "Tedarikçi seçiminin yüzde 93'ü tamamlandı. Yüzde 78'i Türkiye'den yüzde 22'si Avrupa ve Asya'dan oluşacak” ifadelerini kullandı.

Bursa Gemlik'te seri üretim için fabrika temeli atılan yerli otomobilde çalışmalar tüm hızıyla sürüyor. TOGG CEO'su Gürcan Karakaş'tan yerli otomobildeki son duruma ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Karakaş, Türkiye'nin otomobili projesinde küresel şirketlerle 10 gizlilik anlaşması imzaladıklarına dikkat çekerek, "Tedarikçi seçiminin yüzde 93'ü tamamlandı. Yüzde 78'i Türkiye'den yüzde 22'si Avrupa ve Asya'dan oluşacak. Avrupa’ya açılmayı tabi ki de istiyoruz. Bunların arasında başta Almanya, Fransa ve İtalya var” dedi.

“2030 yılında doğuştan elektrikli 5 farklı modelden toplam 1 milyon adet üretilecek”

İnşaatın zemin güçlendirme çalışmaları dahil 18 ayda tamamlanacağını belirten Karakaş, "TOGG Tesisi’nde, üretim ve montaj hatlarının kurulmasının ardından, 2022 yılının son çeyreğinde ilk seri otomobil banttan inecek. TOGG Gemlik Tesisi’nde işe alımlar 2022 yılı başından itibaren başlayacak, üretim yılda 175 bin adetlik kapasiteye ulaştığında çalışan sayısı da 4 bin 300 kişiye ulaşacak. Tesiste, üretim ve montaj hatlarının kurulmasının ardından ilk seri araç 2022 yılı son çeyreğinde banttan inecek. Tesiste 2030 yılına kadar, fikri ve sınai mülkiyet hakları tamamen TOGG’a ait, tamamı doğuştan elektrikli 5 farklı modelden toplam 1 milyon adet üretilecek. Yerlilik oranı üretim başlangıcında yüzde 51 olarak açıkladık. Türkiye'nin otomobili projesinde küresel şirketlerle 10 civarı gizlilik anlaşması imzaladık. TOGG için tedarikçi seçimlerinin yüzde 93’ü tamamlanırken, bunların yüzde 78’i Türkiye’den, yüzde 22’sini ise Avrupa ve Asya’dan farklı şirketler oluşturuyor. TOGG için şu ana kadar 700 milyon liranın üzerinde Ar-Ge yatırımı yapıldı. TOGG’un üretim başlangıcından itibaren batarya modül ve paketleri yerlileştirilecek” ifadelerini kullandı.

“'Avrupa'ya açılmayı tabi ki de istiyoruz'”

Araçla ilgili donanım bilgileri de veren Karakaş, “Aracımız tek motorla 7,6 saniye çift motorla 4.8 saniyede 100 km’ye ulaşıyoruz. Yine aynı şekilde tek motorla 200 beygir çift motorla 400 beygir gücüne sahip. Bataryamız TOGG araçlarında kullanmasıyla beraber diğer ülkeler için bir pazar olmasını istiyoruz. Gebze’deki fabrikasıyla ilgilendik. Fabrikanın kapanma tarihleriyle bizim fabrikamızın açılma tarihleri uyuşmadı. Kendi ülkesinde başarılı olmayan bir firmanın ihracatta da başarılı olacağını düşünmüyorum. Bazı şeylerin oturmasıyla birlikte Avrupa’ya açılmayı tabi ki de istiyoruz. Bunların arasında başta Almanya, Fransa ve İtalya var" dedi.

Yerli otomobilin ismi

TOGG CEO'su Gürcan Karakaş, marka beğeni endeksi yaptırdıklarını belirterek, "Yaptırdığımız endekste TOGG'un marka beğeni endeksi yüzde 73'lere çıktı. Dolayısı ile şimdilik yola TOGG markası ile devam etme kararı aldık" dedi. Karataş, "Aracımızın isimlerini üretim tamamlandıktan sonra düşünüyoruz. Biz şu anda iki tane patent aldık. Yeni buluşlarımızı ve düşüncelerimizi patentlendiriyoruz. Tüketici ve pazarın ihtiyaçlarına yöneliyoruz. Dünyada doğuştan elektrikli otomobilde bizim seviyemize gelen yok. Biz tamamen özgün üretiyoruz. Otomobilde klasik dağıtım ağı değişiyor bizde ona göre dağıtım planı düşünüyoruz” şeklinde konuştu.

“Avrupa’nın en temizi olma özelliği taşıyor”

Fabrikanın çevre dostu olacağını da sözlerine ekleyen Karakaş, “Türkiye’deki yasal sınırın 9’da 1’i, Avrupa’daki yasal sınırın ise 7’de 1’i bir değerle Avrupa’nın en temizi olma özelliği taşıyor. Aynı zamanda kısa çevrimi sayesinde de yüzde 30 daha düşük Co2 salımı ve karbon ayak izi bırakıyor. Üretimin yanında Ar-Ge, stil tasarım merkezi, prototip geliştirme ve test merkezi, strateji ve yönetim merkezi ve daha önemlisi müşterilerimizin otomobillerimizi, teknolojimizi ve markamızı ailece deneyimleyeceği, satın aldıkları otomobillerini teslim alabilecekleri, keyifli vakit geçirebilecekleri, gelecek kuşakları teknolojiye özendirecek Müşteri Deneyi Parkı’nı aynı çatı altında topladığı için fabrikadan daha fazlası olacak” diye konuştu.

“NCAP’ten en yüksek güvenlik seviyesi olan 5 yıldızı alacak şekilde geliştirildi”

Son olarak mühendislik çalışmaları hakkında da bilgi veren Karakaş, “Doğuştan elektrikli platform Euro NCAP’ten en yüksek güvenlik seviyesi olan 5 yıldızı alacak şekilde geliştirildi. Elektrik/Elektronik mimarisi oluşturuldu. Şasi, batarya, elektrik motoru ve güç elektroniği parametreleri belirlenip entegre edildi. Konfor, performans ve yol tutuşunu destekleyecek süspansiyon mimarisi simülasyon çalışmaları ile geliştirildi. İleri sürüş destek sistemleri (ADAS), sensör, kamera donanımları, yazılımları ve algoritmaları geliştirildi” diye sözlerini tamamladı.

Uğur Çetin
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Manisa Manisa Adliyesinde gerginlik Manisa’nın Şehzadeler ilçesinde kaçırmaya çalıştığı üniversite öğrencisi Hilal Sultan Kırgöz’ü sırtından vurarak ölümüne neden olduğu iddiasıyla yargılanan direksiyon eğitmeni tutuklu Önder Lafçı hakkında açılan davanın görülmesine devam edildi. Duruşma sırasında Kırgöz’ün ailesi ile sanık ailesi arasında mahkeme salonunda başlayan gerginlik adliye önüne taşarken Kırgöz ailesinin avukatı Yalçın Arcak, mahkeme çıkışında sanık yakınlarının üzerine yürüdü. Manisa’nın Şehzadeler ilçesinde 6 Eylül 2022 tarihinde meydana gelen olayda Manisa’daki bir sürücü kursunda eğitmenlik yapan Önder Lafçı (45), daha önce direksiyon eğitimi verdiği Hilal Sultan Kırgöz’ün (21) evinin önüne gelerek Kırgöz’ün evden çıktığı sırada kaçırmaya çalıştı. Direnerek Lafçı’nın elinden kaçan Kırgöz, Lafçı tarafından tabancayla vurularak ağır yaralandı. Merkezefendi Devlet Hastanesine kaldırılan Hilal Sultan Kırgöz, buradaki ilk müdahalenin ardından da Manisa Celal Bayar Üniversite Hastanesine sevk edildi. Kırgöz, burada bir hafta yoğun bakımda tedavi gördükten sonra taburcu edildi. Kırgöz’ün sırtındaki kurşun ise Şehzadeler ilçesindeki bir özel hastanede yapılan ameliyatla çıkartıldı. İkinci kez taburcu edildikten sonra evde fenalaşan Kırgöz’un tedavisine Merkezefendi Devlet Hastanesinde devam edildi. Kırgöz, olaydan 48 gün sonra 23 Ekim’de yaşamını yitirdi. Öte yandan, direksiyon eğitmeni Önder Lafçı’nın olayın ardından İzmir’in Buca ilçesindeki saklandığı evde yakalanırken kendisine yardım eden arkadaşları Muhammed Ç. ile Cumali C. de gözaltına alındı. Lafçı ve Muhammet Ç. tutuklanırken Cumali C. tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Davada bilirkişi raporu mahkemeye ulaştı Önder Lafçı tarafından vurulan Hilal Sultan Kırgöz’ün 48 gün sonra yaşamını yitirmesi olayıyla ilgili mahkeme tarafından adli tıp kurumundan istenen bilirkişi raporu mahkemeye ulaştı. Raporda Hilal Sultan Kırgöz’ün vurulmasının üzerinden 48 gün sonra yaşamını yitirmesine rağmen ölümüyle saldırı arasında illiyet bağı kurulduğu belirtildi. Mahkeme raporun bir üst kurula gönderilerek teyit edilmesini istedi. Öte yandan Hilal Sultan Kırgöz’ü vuran Önder Lafçı’nın, Kırgöz’ü kurtarmaya çalışan Beyti Ç. isimli mahalle sakinine de silah doğrultarak tetiğe bastığı ancak silahın patlamamasıyla Beyti Ç.’nin olaydan yara almadan kurtulduğu belirtilirken Beyti Ç.’yi öldürmeye teşebbüs suçundan da Önder Lafçı’ya ayrı bir dava açıldı. Açılan dava Hilal Sultan Kırgöz davasıyla birleştirilirken mahkeme Beyti Ç.’yi ifade vermek üzere bir sonraki duruşmaya çağırdı. Dava 7 Mayıs 2024 tarihine ertelendi. Adliye önünde gerginlik Duruşma sırasında sanık ailesi ile Kırgöz ailesi arasında tartışma yaşandı. Davanın ertelenmesi sonrası Kırgöz’ün ailesiyle sanık ailesi arasında mahkeme salonunda başlayan gerginlik dışarı taştı. Adliye önünde sanık ailesinin üzerine yürümek isteyen Kırgöz’ün ailesi polis ekipleri tarafından güçlükle sakinleştirildi. Polis ekiplerinin elinden bir anlığına kurtulan Kırgöz’ün avukatı Yalçın Arcak ise sanık yakınlarıyla tartışarak üzerine yürümeye çalıştı. Polis ekipleri avukat Arcak’ı güçlükle sakinleştirdi. “Herkes sevdiklerine gidecek ben mezara gideceğim” Davanın ardından gözyaşlarına hakim olamayan anne Zeynep Kırgöz, “Herkes bayramda sevdikleriyle buluşacak, ben mezara gideceğim. Herkes sevdikleriyle dışarda dolaşıyor. Ama benim bayramım yok. Ben kızımı toprağa verdim. Bir bez parçasının içinde toprağa koydum. O cani açık görüşte sevdikleriyle buluşup kucaklaşacak. Ben mezara gideceğim. Adalet yerini bulsun istiyorum. Ben cehennemi yaşadım. Onların bedelini istiyorum. Adalet varsa o adaletten ben de istiyorum” dedi.
Bursa Üniversite öğrencilerine ‘Çevre Akademisi’ Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından Bursa Uludağ Üniversitesi ve Bursa Teknik Üniversitesi işbirliğinde çevre mühendisliği öğrencilerinin teorik bilgilerin yanında uygulama alanlarını görmesi, çevre meselelerine karşı çözüm önerileri geliştirebilmeleri amacıyla ‘Çevre Akademisi’ projesine start verildi. Daha yaşanabilir ve daha yeşil bir Bursa için amacıyla çalışmalarını yürüten Büyükşehir Belediyesi, diğer kurumlarla işbirliği yaparak üniversite öğrencilerine kendilerini geliştirme imkanı da sunuyor. Büyükşehir Belediyesi Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi Başkanlığı, Bursa Uludağ Üniversitesi ve Bursa Teknik Üniversitesi işbirliğinde ‘Çevre Akademisi’ projesi başlatıldı. Projeyle, çevre mühendisliği öğrencilerinin teorik anlamda edindikleri bilgileri uygulama alanlarında görmesi, şehrin çevre meseleleriyle ilgili çözüm önerileri geliştirmeleri ve Büyükşehir Belediyesi başta olmak üzere şehirde çevre yönetimi alanında yapılan çalışmalar hakkında bilgi edinmeleri amaçlanıyor. Projenin tanıtım toplantısına, Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Ahmet Aka, Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi Başkanı Yıldız Odaman Cindoruk, üniversitelerin bölüm başkanları, akademisyenler ve projede yer alacak öğrenciler katıldı. Genel Sekreter Yardımcısı Ahmet Aka, projenin öğrencilere aldıkları teorik eğitimin pratiğe dönüşmesine büyük katkı sağlayacağını söyledi. Daire Başkanı Yıldız Odaman Cindoruk ise projenin içeriğiyle katılımcılara bilgi verdi. Proje çerçevesinde üniversitelerin ilgili bölüm yöneticilerinin katılımıyla 12 konu başlığından oluşan toplam 7 haftalık eğitim modülü oluşturuldu. Büyükşehir Belediyesi teknik personeli tarafından verilecek eğitim programlarının yanı sıra saha ziyaretleri ve atölye çalışmaları da yapılacak. Projenin bitiminde çalıştay düzenlenmesi ve öğrencilerden proje önerilerinin alınması planlanıyor.
Gaziantep Sabah bakırları, akşam iftar sofralarını süslüyor Gaziantep’te bakırcılık mesleğini icra eden kadınlar, sabah bakırları, akşam ise iftar sofralarını süslüyor. Gaziantep’te yaşayan Nurcan Keni, başlangıçta bir kursiyer olarak adım attığı el sanatlarıyla dolu bakırcılık mesleğini büyük bir tutkuyla icra ediyor. Her gün sabahın erken saatlerinde kurs atölyesine giderek bakır hediyelik eşyaları ustalıkla süsleyen Keni, bu işteki ustalığını ve özverisini gözler önüne seriyor. Kursiyer kadınlar arasında yer alan Nurcan Keni ve meslektaşları olan diğer kadınlar akşam saatlerine doğru evlerine döndüklerinde ise bir başka sanatla meşgul oluyorlar. Ürettikleri bakır ev eşyalarıyla iftar sofralarını şenlendiren bu kadınlar sofraları sanat ve lezzetle buluşturuyorlar. El emeği bakır işlemeleriyle donatılan yemekler, sadece birer yemek değil, aynı zamanda birer sanat eseri haline geliyor. “Hem aile ekonomime katkı sağlıyorum hem de burada huzur buluyorum” Severek yaptığı bakırcılık mesleği ile aile ekonomisine katkı sağladığını belirten Bakır Ustası Nurcan Keni, “8 yıldır burada bakır işliyorum. Kursiyer olarak başladığım bu işte parça başı olarak devam ediyorum. geçmişte meraklı olduğum bir meslekti bakır işlemeciliği bir arkadaşımın tavsiyesi üzerine buraya geldim ve 8 yıldır devam ediyorum. Severek yapıyorum. Hem aile ekonomime katkı sağlıyorum hem de burada huzur buluyorum. Çalışma saatlerimiz esnek, istediğimiz saatte gelip gidebiliyoruz. Ailemizi aksatmadığımız gibi işimizi de yaparak para kazanabiliyoruz” dedi. “Sabah bakırları, akşam iftar sofralarını süslüyorüz” Sabah bakır işlediğini akşam ise iftar sofraları süslediğini söyleyen Bakır Ustası Nurcan Keni, “Sabah işe geliyoruz, işleyeceğimiz işleri alıyoruz bunlar genelde cezve, tencere, kazan, çaydanlık ve matara oluyor. Ramazan ayında çalışırken ise hiç etkilenmiyoruz. Çalışma saatlerimiz esnek olduğu için erkenden eve gidip iftar sofralarımızı hazırlayabiliyoruz. Gündüz burada bakır süslerken akşam ise kendi yaptığımız el emeği bakırlar ile iftar sofralarını süslüyoruz. Çevremdeki insanlardan çok güzel tepkiler alıyorum. Onlarda merak salıyorlar. Birçok arkadaşım ise buraya gelip başladı. Diğer insanlarında buraya gelerek başlamasını tavsiye ederim. Hem öğrenip hem de aile ekonomilerine katkı sunuyorlar” diye konuştu.