EKONOMİ - 09 Temmuz 2020 Perşembe 13:04

Yerli ve milli buğday tohumu 'kirve' tanıtıldı

A
A
A
Yerli ve milli buğday tohumu 'kirve' tanıtıldı

Samsun'un Bafra ilçesinde gerçekleştirilen 'Tarla Günü'nde tamamen yerli ve milli imkanlarla üretilen 'kirve' isimli ekmeklik buğday çeşidi tanıtıldı.

Karadeniz Tarımsal Araştırma Enstitüsü tarafından geliştirilen 'kirve' ekmeklik buğday çeşidi tescil ettirildi. Kirve, Karadeniz Tarımsal Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü Bafra Deneme İstasyonunda düzenlen tarla günü ile tanıtıldı.

Tarım ve Orman Bakanlığı, Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü bünyesinde faaliyet gösteren Karadeniz Tarımsal Araştırma Enstitüsü kendi sorumluluk alanında yürüttüğü ıslah çalışmaları ile yeni çeşitler geliştirerek ülke ekonomisine olan katkıda önemli bir paydaş oluyor. Ziraat Yüksek Mühendisi Hasan Orhan Bayramoğlu, Dr. Cemal Şermet ve Yavuz Balmuk tarafından yürütülen ekmeklik buğday ıslah çalışmaları kapsamında bugüne kadar 6 ekmeklik buğday ve 1 yemlik arpa çeşidi tescil ettirildi. Tamamen yerli ve milli imkanlarla 2 binli yılların başlarında geliştirilen Özcan, Sakin ve Canik2003 ekmeklik buğday çeşitleri de yıllarca bölge çiftçileri tarafından ekilerek üretimde yer aldı.

Yüksek verim ve kalite değerlerine sahip bir çeşit
Enstitüde son olarak ise 2020 yılında 'kirve' ismiyle yeni bir yerli ve milli ekmeklik buğday çeşidi tescil ettirildi. 'Kirve' ekmeklik buğday çeşidi yapılan tarla gününde tanıtıldı. Kirve, yüksek verim ve kalite değerlerine sahip bir çeşit. Yazlık karakterli ve kılçıklı bir yapıya sahip. Beyaz başaklı ve beyaz dane renginde olan Kirve'nin taneleri iri ve camsı özellikte. Yüksek hektolitre ağırlığı, un verimi, saman verimi, protein oranı ve SDS sedimantasyon değeri ile dikkat çeken kirve ekmeklik buğday pas hastalıklarına (Sarı pas, kara pas ve kahverengi pas), küllemeye ve yatmaya karşı dayanıklı durumda. Kirve çeşidi, sahil Karadeniz, Güney Marmara, Ege, Doğu Akdeniz ve Güneydoğu Anadolu Bölgeleri için öneriliyor.

"Uzun süre emek verilerek üretildi"
Tarla gününde konuşan Karadeniz Tarımsal Araştırmalar Enstitüsü Müdürü Doç. Dr. Kibar Ak, "Tarım gerçekten hafife alınmayacak ikinci plana atılmayacak bir sektördür. Bu pandemi sürecinde en alt kademeden en üst kademeye kadar ilgililer tarafından dile getirildi ve önemi anlaşıldı. İhracatın son yıllarda yaklaşık bir milyar dolar seviyesine çıkması neticesinde dış satım şartıyla buğday ithalatı yanlış aksettiriliyor. Ülkemizin kendi kendine yetmediği noktasında. Bir tane arpa çeşidimiz 6 adet tane de buğday çeşidimiz olmak üzere inşallah 'kirve'nin önce kendi bölgemizdeki çiftçilere daha sonra yetiştirme şartlarının uygun olduğu yerlerde çiftçimizle buluşur. Tabii, buğday çeşidi uzun süreler emek harcanarak geliştirilen çeşitlerdir" ifadelerini kullandı.

"Pandemi süreci içerisinde gıdanın ne kadar önemli olduğunu gördük"
Son olarak konuşmasını gerçekleştiren Bafra Kaymakamı Cevdet Ertürkmen pandemi sürecinde gıdanın ne kadar önemli olduğuna dikkat çekerek, "Karadeniz Tarımsal Araştırma Enstitüsü çiftçimizin önündeki belirsizlikleri yapmış oldukları araştırmalar ile çiftçiye destek oluyorlar. Yapmış oldukları çalışmalar ile çiftçinin geleceğe daha umutlu bakmasını daha rahat olmalarını belirsizlikleri ortadan kaldırarak daha sosyal refah içerisinde yaşamalarını sağlıyorlar. Özellikle buğday; Anadolu için insanlık için çok önemlidir. Tarihe baktığımız zaman, edebiyatımıza baktığımız zaman hep kıtlıklar dönemi buğday ile özdeşlemiştir. Buğday temel gıda maddemizdir. Hastalıklara daha dayanıklı mevcut bulunduğumuz coğrafyaya ait ürünlerin yetiştirilmesi gıda arz güvenliği açısından büyük önem arz etmektedir. Pandemi süreci içerisinde gıdanın ne kadar önemli olduğunu gördük. Çiftçilerimiz bu pandemi döneminde yapmış olduğunuz çalışmalar ile ürettiğiniz emek ve katma değerlerle bizim bu mücadelemize destek verdiniz" diye konuştu.

Konuşmaların ardından protokol üyeleri ekilen kirve ekmeklik buğday çeşidini yerinde inceledi. Tören boyunca fiziksel mesafeye ve maske kuralına uyuldu.

Furkan Abrek Ünal - Ahmet Şükrü Uluçay

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Mersin MEÜ, ’sıfır atık belgesi’ alan üniversiteler arasına adını yazdırdı Mersin Üniversitesi (MEÜ), yürütülen çalışmalar sonucunda Temel Seviye Sıfır Atık Belgesi’ni aldı. MEÜ tarafından gerçekleştirdilen Temel Seviye Sıfır Atık Belgesi başvurusu Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğünce incelenerek onaylandı. Sürdürülebilir kalkınma hedefleri çerçevesinde kaynakları korumak, atıkları kontrol altına almak, geri dönüştürülebilir atıkları ekonomiye kazandırarak tasarruf sağlamak, gelecek nesillere yaşanabilir bir dünya bırakmak amacıyla Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı nezdinde başlatılan ’Sıfır Atık’ projesi kapsamında yapılan başvuru sonucunda, MEÜ Çiftlikköy Yerleşkesi Temel Seviye Sıfır Atık Belgesi’ni aldı. Adını, sıfır atık belgesi alan yükseköğretim kurumları arasına yazdıran MEÜ’nün çevreye verdiği değer de böylelikle tescillenmiş oldu. "Örnek bir üniversite olmak için çalışmalarımıza devam edeceğiz" Yeşil Kampüs çerçevesinde kapsamlı çalışmalar yürüttüklerini belirten Rektör Prof. Dr. Erol Yaşar, "Sürdürülebilir Çevre Uygulama ve Araştırma Merkezi ve Sıfır Atık Komisyonu tarafından yürütülen çalışmalar neticesinde, Temel Seviye Sıfır Atık Belgesini almaya hak kazandık. Bu süreçte büyük emekleri bulunan Prof. Dr. Yağmur Uysal, Doç. Dr. Osman Orhan, Doç. Dr. Zeynep Görkem Doğaroğlu ve Entegre Çevre Bilgi Sistemi yetkilisi Tufan Yıldız’a özverili çalışmalarından dolayı teşekkür ediyorum. Sıfır Atık Belgesi ile çevreye duyarlı ve bu alanda farkındalık oluşturma konusunda örnek bir üniversite olmak için çalışmalarımıza devam edeceğiz" dedi.
Hatay Toz taşınımına dikkat, uzmanı uyardı: "Ciltte kızarıklığa ve alerjiye neden olabilir" Hatay’ın İskenderun ilçesinde özel kliniği bulunan Cilt Uzmanı Selin Alpar, toz taşınımının etkili olduğu bu günlerde mecburi olmadıkça dışarı çıkılmamasına dikkat çekerek, tozun ciltte kızarıklığa neden olabileceğini söyledi. Kuzey Afrika’dan gelen toz bulutu taşınımı depremin vurduğu Hatay’da etkili olmaya devam ediyor. Meteoroloji’den yapılan duyuruda, toz bulutu taşınımının 26 Nisan Cuma Günü gece 12’de sona ereceğini açıklandı. İskenderun körfezinde ve şehir merkezinde etkili olan toz bulutunun sağlık açısından olumsuz yanları görülüyor. Alerjik astımı ve kronik rahatsızlığı olanların bu havalarda dikkatli olmasını ifade eden Cilt Uzmanı Selin Alpar, mecburi olmadıkça dışarı çıkılmaması konusunda uyarıda bulundu. Kuzey Afrika’dan gelen toz taşınımın ciltte kızarıklığa ve alerjiye neden olabileceğini belirten Alpar, “Ciltte kızarıklık, hassasiyet ve alerjiye neden olabilir. Alerjik astımı olanların da tetikleyeceği için kronik rahatsızlığı olanlar dışarıya mümkün olduğunca çıkmasınlar. Hiç kimsenin de çıkmamasını tavsiye ediyoruz. Bu toz bulutu; cildi kirletip gözenekleri tıkayabilir. Bu zamanda kişilerin cilt temizliğine daha çok dikkat etmesi gerekir. Ayrıca kişilerin cilt temizliğinde; akne eğilimli ciltler derma, kozmetik ve medikal cilt bakımı ürünleri olanlar, temizleyicileri olanlar, düzenli sabah akşam yıkamalarına özen gösterecekler, asidik olmayan peelinglerini haftada 3 gün bakımlarını yapsınlar. Asidik olan peelinglerini haftada 1 gün yapmalarını öneriyoruz. Aynı zamanda da medikal cilt bakımına gittikleri yerler varsa devamını getirmelerini ve bu süre zarfında daha sık yapmalarını tavsiye ederiz. Normalde cilt bakımları cilt kendini 28 günde 1 yeniler fakat bu zaman zarfında 20 günde 1 cilt bakımını yapabilirler” dedi.
Bursa (Özel) 120 yıldır alem yapan ailenin son ustası Bursa’da Türkiye’nin 4 alem ustasından biri olan Rıza Akbalış, 120 yıllık aile mesleğini büyük bir özveriyle devam ettiriyor. Dedesinden babasına, daha sonra da kendisine kalan atölyede 14 yaşından itibaren çalıştığını belirten Akbalış, kendisinden sonra mesleğini devam ettirecek aile üyesinin olmadığını söyledi. Bursa’da 60 yaşındaki Rıza Akbalış 3 kuşaktır devam eden 120 yıllık aile mesleğini, ilk günkü heyecanıyla devam ettiriyor. Abdal Mahallesi’nde bulunan atölyesinde babasından kalan aletlerle 14 yaşından bu yana zanaatına devam eden Akbalış, Türkiye’de birçok tarihi caminin alemini onarırken yurt dışına da sipariş üzerine ihracat yapıyor. Genellikle Balkan ülkelerinden çok fazla talep olduğunu dile getiren Akbalış, bu güne kadar Balkan ülkeleri başta olmak üzere dünyanın birçok ülkesine alem yaptığını söylüyor. Türkiye’de sadece 4 tane alem ustası kaldığını belirten Akbalış, kendisinden sonra bu mesleği devam ettirecek kimsesi kalmadığını kaydetti. Alem yapmayı babasından öğrendi Okulu bitirmesinin ardından babasının yanında çırak olarak çalışmaya başlayan Rıza Akbalış, “Bu mesleği dedem, babam ve ben olmak üzere 3 kuşaktır yapıyoruz, 120 yıllık bir meslek. 14-15 yaşlarında okulu bitirdiğim gibi babam yanına aldı. Temel eğitimi babamın yanında aldım. Atölyede dedemin ve babamın aletleri var. Hem babam hem de ustam olduğu için ondan çok şey öğrendim. Sanatta ahlak çok önemli. Temel eğitimi aldıktan sonra her şey çok güzel olur. Ben bu çizgide devam ediyorum. Kaybolmaya yüz tutmuş bir meslek. Türkiye’de Samsun, Afyonkarahisar, Kahramanmaraş ve Bursa’da ben olmak üzere sadece 4 kişi yapıyor. İstanbul’da alem yapıyorlar ama onlar döküm alem. Bizim yaptığımız el sanatı çekiçle yapıyoruz. Ailemde benden sonra bu mesleği yapacak maalesef yok. Sağlığım elverdiği sürece bu mesleği devam ettireceğim” dedi. Deprem bölgesine alem gönderdi Hatay’da yıkılan tarihi camiler için de alem hazırladığını söyleyen Akbalış, “Türkiye’nin her tarafına özellikle Marmara bölgesine veriyoruz. Yurt dışında Avusturya, Romanya, Almanya, Macaristan, Balkan ülkelerine birkaç tane de Amerika’ya gönderdik. Yurt dışında bir hayırsever kilise iptal olunca yerine yapılan camiye alem istedi. Ben de para almadan hediye ederek yolladım. Zaman içerisinde bakırlar renk değiştiriyor, renklerini açıyoruz. Bazen yamuluyor, onları düzeltiyoruz. Eskisi gibi güzel şekilde teslim ediyoruz. 20-25 gün önce Hatay’da depremden dolayı yıkılan bir cami için hayırsever biri 5 tane alem aldı. Deprem bölgelerinde yıkılan ve hasar gören camiler yapılıyor onarılıyor. Tamamlanınca 5 tane daha alem göndereceğiz” ifadelerini kullandı.
Hatay Toz taşınıma dikkat, uzmanı uyardı: "Ciltte kızarıklığa ve alerjiye neden olabilir" Hatay’ın İskenderun ilçesinde özel kliniği bulunan Cilt Uzmanı Selin Alpar, toz taşınımının etkili olduğu bu günlerde mecburi olmadıkça dışarı çıkılmamasına dikkat çekerek tozun ciltte kızarıklığa neden olabileceğini söyledi. Kuzey Afrika’dan gelen toz bulutu taşınımı depremin vurduğu Hatay’da etkili olmaya devam ediyor. Meteoroloji’den yapılan duyuruda, toz bulutu taşınımı 26 Nisan Cuma Günü gece 12’de sona ereceğini açıklandı. İskenderun körfezinde ve şehir merkezinde etkili olan toz bulutunun sağlık açısından olumsuz yanları görülüyor. Alerjik astımı ve kronik rahatsızlığı olanların bu havalarda dikkatli olmasını ifade eden Cilt Uzmanı Selin Alpar, mecburi olmadıkça dışarı çıkılmaması konusunda uyarıda bulundu. Kuzey Afrika’dan gelen toz aşınımın ciltte kızarıklığa ve alerjiye neden olabileceğini belirterek Cilt Uzmanı Selin Alpar, “Ciltte kızarıklık hassasiyet ve alerjiye neden olabilir. Alerjik astımı olanların da tetikleyeceği için kronik rahatsızlığı olanlar dışarıya mümkün olduğunca çıkmasınlar. Hiç kimsenin de çıkmamasını tavsiye ediyoruz. Bu toz bulutu; cildi kirletip gözenekleri tıkayabilir. Bu zamanda kişilerin cilt temizliğine daha çok dikkat etmesi gerekir. Ayrıca kişilerin cilt temizliğinde; akne eğilimli ciltler derma, kozmetik ve medikal cilt bakımı ürünleri olanlar, temizleyicileri olanlar, düzenli sabah akşam yıkamalarına özen gösterecekler, asidik olmayan peelinglerini haftada 3 gün bakımlarını yapsınlar. Asidik olan peelinglerini haftada 1 gün yapmalarını öneriyoruz. Aynı zamanda da medikal cilt bakımına gittikleri yerler varsa devamını getirmelerini ve bu süre zarfında daha sık yapmalarını tavsiye ederiz. Normalde cilt bakımları cilt kendini 28 günde 1 yeniler fakat bu zaman zarfında 20 günde 1 cilt bakımını yapabilirler” dedi. (OA-VK-