KÜLTÜR SANAT - 22 Eylül 2014 Pazartesi 17:04

Yerli yabancı birçok kişi bu koleksiyonun peşinde

A
A
A
Yerli yabancı birçok kişi bu koleksiyonun peşinde

Eşi Oktay Erol Pulcuoğlu tarafından oluşturulan yüzlerce yıllık Anadolu kadın giysileri koleksiyonunun sahibi Müjgan Pulcuoğlu, eserlerin artık erimeye başladığını dile getirerek, bu eserlerin bir müzede sergilenmesini istedi.

Yerli yabancı birçok kişinin koleksiyonu satın almak için kendisine geldiğini anlatan Pulcuoğlu, “Ben bu koleksiyonun hayata dönmesini istiyorum başka bir isteğim yok. Maddi kısmını düşünmüyorum. Böyle bir kültürü bizden sonra gelecek olan nesillerin yaşaması gerekiyor” dedi.

Yeniden Bir Yaşam Derneği öncülüğünde ve Köy-Koop kalkınma Birliğinin ev sahipliğinde Müjgan Pulcuoğlu, ölümünün 20. yılı anısına eşi Oktay Pulcuoğlu’nun 30 yıl boyunca topladığı yöresel kıyafetleri sergiledi. 7 bölgenin yöresel kıyafetlerinin bulunduğu sergi 15 gün boyunca açık kalacak.

Manisa Organize Sanayi Bölgesi kurucularından iş adamı Oktay Pulcuoğlu’nun 30 yıl boyunca topladığı yöresel kıyafetler eşi Müjgan Pulcuoğlu’nun katılımı ve Yeniden Bir Yaşam Derneği öncülüğünde Köy-Koop kalkınma Birliğinin ev sahipliğinde sergi haline getirildi. Oktay Erol Pulcuoğlu’nun ölümünün 20. yıl anısına düzenlenen tarihi kıyafetler sergisi göz kamaştırdı. Muhafaza edildikleri sandıklardan özenle çıkarılan ve sergi için hazırlanan 7 farklı bölgeden 100 tarihi kıyafet Manisalılardan büyük ilgi gördü. Eşi Oktay Erol Pulcuoğlu tarafından oluşturulan yüzlerce farklı üründen oluşan koleksiyonun sahibi Müjgan Pulcuoğlu kıyafetlerin bakımının çok zor olduğunu anlatarak, eserlerin artık erimeye başladığını ve koruma altına alınması gerektiğini söyledi.

Köy-Kop Manisa Şubesi ve Yeniden Bir Yaşam Derneği tarafından ‘Manisa Kültürüne Sahip Çıkıyor’ sloganıyla hazırlanan proje kapsamında Pulcuoğlu’nun eşi Müjgan Pulcuoğlu (63) ile görüşen temsilciler Anadolu kadınının giydiği kıyafetlerden oluşan eserlerin tekrar sergilenmesini sağladı. Serginin açılış törenine, Köy-Kop Manisa Şubesi Başkanı Nurettin Dingaz, Yeniden Bir Yaşam Derneği Manisa Şubesi Başkanı Funda Demirel, CHP Manisa İl Başkanı Cahit Kaplan, Şehzadeler Belediye Başkan Yardımcısı Jülide Çakır, OSB Başkan Danışmanı Nihat Akyol ile STK temsilcileri ve davetliler katıldı.

1974 yılında bir Almanya seyahati sırasında Oktay Pulcuoğlu ile birlikte bir defileye katıldıklarını kaydeden Müjgan Pulcuoğlu, şöyle konuştu: “Oradaki defilede Almanlar kendi yöresel kıyafetleriyle bir şov yaptı. Arkasından normal bir defile yapıldı. Oktay Pulcuoğlu dedi ki ‘Bizim Anadolu’nun Türk kültürünün o kadar zengin giysileri var ki derleyip toplamakla bitmez. Almanlar iki kıyafetiyle gösteri yaptılar. Niye bizde böyle bir şeye ön ayak olmayalım’ deyince Almanya’dan döndüğümüzde biz bu koleksiyonu oluşturmaya başladık. 7-8 sene sürdü bunları toplamak. Sergide şuan 100 parça kıyafet var ama koleksiyonda sayısız eser var. Yer dar olduğu için hepsini sergileyemiyoruz. Kıyafetlerin yanında çorap, kilim, örtü koleksiyonları var. Biz elimizdekilerin yarısını dahi sergileyemedik. İçeride sandıklarda açılmamış ürünler var.”

Koleksiyondaki eserleri bir depoda sandıklar içinde sakladığını kaydeden Müjgan Pulcuoğlu, şunları söyledi: “Giysinin bakımı çok zor. Ara ara çıkarıp naftalin kesecikleriyle bakımını yapıyorum. Ara ara erimeler meydana geliyor bakımları çok zor. Sürekli bakım istiyor. Onun için bir müze haline gelmesi gerekiyor. Ben yıllarca bunu sergiledim. Çeşitli yerlerden teklif aldım ama gönlüm Manisa’da olduğu için satmadım. Yurt dışından talipliler oldu ben kültürümün yurt dışına çıkarılmasını istemedim değil ki başka bir şehre. Ben bunu Manisa’ya mal etmek istiyorum. Ben bu koleksiyonun hayata dönmesini istiyorum başka bir isteğim yok. Maddi kısmını düşünmüyorum. Böyle bir kültürü bizden sonra gelecek olan nesillerin yaşaması gerekiyor.”

SADIK CANGEL
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Zonguldak Enkazdan sağ çıkan Hediye hayırseverlerin desteğiyle dünyaevine girdi Hatay’da yaşanan depremde enkazdan beş gün sonra sağ kurtulan 21 yaşındaki Hediye Demirkol, nişanlısı ile ertelediği düğününü hayırseverlerin de desteğiyle Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli ilçesinde gerçekleştirdi. Hatay’da yaşayan 21 yaşındaki Hediye Demirkol, nişanlısı Muhammet Yıldız ile birlikte düğün hazırlıkları yaparken 6 Şubat 2023’te yaşanan depremlerde annesi ve kardeşi ile enkaz altında kaldı. Deprem sonrası enkazın arasında nişanlısını arayan Muhammet Yıldız, günlerce umudunu kaybetmeden molozların arasında Hediye Demirkol’dan bir iz aradı. Ekiplerin çalışmaları sonucu beş gün sonra enkazdan sağ kurtulan Hediye Demirkol’un kolu ampute edildi. Enkazda annesini kaybeden ve kardeşinin de iki ayağı ampute edilen Hediye Demirkol, sevk edildiği Adana’da tedavisinin tamamlanmasının ardından kardeşiyle birlikte Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli ilçesine taşındı. Türk Kızılay Şubesi ve hayırseverlerin de desteğiyle bir eve yerleştirilen Hediye Demirkol, Şube Başkanı Kürşat Yağız’a deprem nedeniyle ertelenen düğün planından bahsetti. Çiftin hayalini gerçekleştirmek isteyen Kızılay, düğün için hazırlık başlattı. Davul zurna eşliğinde gelin alma adetinin yerine getirilmesiyle birlikte çeyizler de eve taşındı. Yapılan duaların ardından konvoy halinde Gülüç Belediyesi Düğün Salonu’na gelen çift, burada dünyaevine girdi. “Evlilik sürecimiz depremden sonra çok farklı boyuta geldi” Hayırseverler ve sevenleri genç çifti düğünde yalnız bırakmadı. Dört senelik nişanlılık süreci sonrası düğün hazırlığı yaptıkları sırada depremin olduğunu anlatan Hediye Demirkol, “Birbirimizi görüp tanıştık. Uzun bir hikayemiz var. Zamanla konuşa konuşa ileriye dönük sürecimiz başladı. Söz takıp nişanlandık. Yaklaşık dört senedir birlikteyiz. Deprem bizim dönüm noktamız oldu. Önceleri evlilik sürecini düşünüyorduk ama depremden sonra çok farklı boyuta geldi. Birbirimizden kopamadığımızı o zaman anladık. Düğünü erteledik. Deprem olmasaydı geçen yaz düğün olacaktı. Tedavi süreçleri oldu" dedi. Karadeniz Ereğli’ye geldiklerinde nikah yaparak dünyaevine girmeyi planladıklarını ve Kızılay’ın desteğiyle düğün yaptıklarını anlatan Demirkol, “Bu şekilde bize güzel bir düğün organize ettiler. Hatay’dan Karadeniz Ereğli’ye geldik. Orada hiçbir şeyimiz kalmadı. Buradaki güzel insanlarla tanışma sürecimiz oldu. Birçok insanla tanıştık. Sağ olsunlar hiçbir zaman desteklerini ayırmadılar” diye konuştu. “Küs öleceğimizi bilmek beni kahretti” Depremin kendileri için dönüm noktası olduğunu söyleyen Muhammet Yıldız ise, “İnsan sevdiğinden asla kopamaz. Depremin olduğu gün kendisiyle küstük. Öleceğine değil de küs öleceğimize çok üzüldüm. Sürekli bunu düşünüyordum, kahroldum. Neden kavga ettiğimizi düşündüm. Demek ki iki günlük dünyaymış, kavga etmeye hiç gerek yokmuş” dedi. İlk depremin yaşanmasında bir saat sonra nişanlısının evinin enkazının başına geldiğini anlatan Yıldız, “Enkazdan araçlar geçemiyordu. Yakınlarında bir tane park vardı. İnsanlar ateş yakmış duruyordu. Bir umut oradadır diye kendisini, annesini ve küçük kardeşini aradım. Kimseyi bulamadım. Enkaz başında gördüğüm tablo her şeyi anlamama yetti. Oradan birisinin çıkması imkansız gibi bir şeydi. Arkadaşlarım da bunu söylüyordu. İlk başta Hediye’nin ölmediğini söylüyordum. Boşuna ümitlenmememi ve durumu kabullenmemi söylediler. Sonuna kadar Hediye’nin yaşadığını düşünüyor ve inanıyordum. Sonra Hediye’nin sesini duyduk ve yaşadığını öğrendik” ifadelerini kullandı.