POLİTİKA - 21 Eylül 2014 Pazar 16:35

Yılmaz:'Zulümden kaçan insanlara kucak açmaya devam edeceğiz'

A
A
A
Yılmaz:'Zulümden kaçan insanlara kucak açmaya devam edeceğiz'

Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, Suriye’de yaşanan iç karışıklıktan kaçarak Türkiye sınırına yığılan binlerce insana yönelik, açıklamalarda bulundu.

Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, Suriye’de yaşanan iç karışıklıktan kaçarak Türkiye sınırına yığılan binlerce insana yönelik, “Bu mazlum insanlara, ölümden kaçan, şiddetten kaçan, zulümden kaçan insanlara kucak açmaya devam edeceğiz inşallah. Bunu yapabilmek için güçlü olmamız lazım. Daha fazla güçlü olalım ki, daha fazla insanı kucaklayalım, daha fazla yardımcı olalım” dedi.

Memleketi Bingöl’de temaslarını sürdüren Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, Bingöl Tavz Kültür ve Sanat Kalkınma Derneği tarafından düzenlenen ‘II. Bingöl Kalkınma Çalıştayı’nın açılış programına katıldı. Bingöl Üniversitesi Rektörlük Konferans Salonu'nda düzenlenen programda bir konuşma yapan Bakan Yılmaz, 2023 hedefi kapsamında kalkınmayı sadece ekonomiden ibaret görmediklerini söyledi. Kalkınmanın çok boyutlu bir kavram olduğunu kaydeden Bakan Yılmaz, “Kalkınma çok boyutlu bir kavram. Kalkınmayı, insani kalkınma dediğimiz bir kavram haline getirtiyoruz. 10. kalkınma planının merkezinde de bu kavram var, yeni hükümet programımızın da merkezinde bu kavram var. Bu anlayışla yeni politikalarımızı şekillendiriyoruz. Dolayısıyla demokraside adımlar atıyoruz. Hukuk devletini güçlendirmeye çalışıyoruz” diye konuştu.
Türkiye Cumhuriyeti devletinin eski anlayışını bir tarafa bırakarak değiştiğini ifade eden Bakan Yılmaz, “Bazıları bunu halen anlayabilmiş değil. Çünkü ben şuna inanıyorum; kafalar, kafaların içerisindekiler, zihniyetler gerçeklere göre daha inatçı. Gerçekler değişiyor ama zihniyetler biraz daha geç değişiyor. Geriden geliyor. Ben bazen bakıyorum bazı ortamlarda ifade edilen meseleler, geçmişin meseleleri. Şu anda Türkiye o meseleleri aşmış durumda. Ama henüz zihniyet olarak bunu henüz kavrayamamış durumdayız. Türkiye değişmiş durumda biz artık demokratik standartları çok farklı bir ülkeyiz eski Türkiye değiliz” ifadelerini kullandı.

10 Ağustos seçimlerinden sonra cumhurbaşkanının halk tarafından doğrudan seçilmesiyle yeni Türkiye’nin çok daha güçlü bir şekilde yoluna devam ettiğini vurgulayan Bakan Yılmaz, “Allah’ın izniyle önümüzdeki dönemlerde yapacağımız yeni reformlarla, yeni çalışmalarla Türkiye çok daha ileri bir seviyeye gelecek. Burada bir taraftan demokrasimizin standartlarını arttıracağız, bir taraftan da ekonomimizi büyüteceğiz. Bu ikisi de birlikte gidiyor aslında” şeklinde konuştu.

EKONOMİDEKİ BÜYÜME HIZINI 3 GRUBA AYIRDI
1950’den bu yana ekonomideki büyüme hızlarını incelediğini ifade eden Bakan Yılmaz, ekonominin en düşük olduğu zamanların darbe dönemi, en yüksek olduğu zamanların ise güçlü sivil yönetimlerin olduğu, bir partinin tek başına iktidar olduğu, güçlü siyasi liderlerin olduğu dönemler olduğunu kaydetti. Yılmaz, “Dikkat ederseniz ne zaman demokrasi bir kesintiye uğraşmışsa tarihimizde, o dönemlerde ekonomi de bozulmuş. Ben bir ara çıkardım verileri 1950’lilerden büyüme hızlarımız ne olmuş ekonomide. Kabaca 3 gruba ayırabiliriz büyüme hızlarını. En düşük olduğu zamanlar darbe zamanları. Ne zamanki darbe yapılmış bu ülkede ekonomimiz dip yapmış. İkinci kötü olduğu dönem, koalisyon dönemleri. Darbelere göre daha iyi ama yine büyüme oranları düşük. En iyi olduğumuz dönemler ise, güçlü sivil yönetimlerin olduğu, bir partinin tek başına iktidar olduğu, güçlü siyasi liderlerin olduğu dönemler. İşte rahmetli Menderes dönemi, rahmetli Özal dönemi ve şimdiki 12. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan dönemi. Bu dönemlerde de ülkemiz en büyük sıçramaları yapmış demokraside de, ekonomide de. Bizim bunu gelecekte de devam ettirmemiz gerekiyor” dedi.

TÜRKİYE'YE SIĞINAN MÜLTECİLER
IŞİD'in Rojava'nın Kobane kentine dönük yoğun saldırıları ile başlayan yeni göç dalgasının, Türkiye sınırlarına dayanmasını değerlendiren Bakan Yılmaz, Türkiye’nin mazlumlara kucak açtığını söyledi. Yılmaz, şunları söyledi:

“İyi ki Türkiye var, iyi ki Türkiye’deki bu istikrar var, iyi ki Türkiye’de böyle bir yönetim anlayışı var. Bir de Türkiye’nin olmadığı bir ortamda bu bölgemizde yaşananları düşünün. Nereye sığınacaktı insanlar? Bu yük az bir yük değil. Herhangi bir gelişmiş dediğimiz, o kalkınmış dediğimiz ülke bile bu yükü öyle kolay kolay kaldıramaz. Ama Türkiye bunu başarıyor. Geldiği medeniyetle bunu başarıyor, imkanlarıyla, organizasyon kapasitesiyle başarıyor. Bu topraklar herkese kucak açmış topraklar. Bu topraklar böyle tek tipleştirilmiş topraklar değil. Bizim bir medeniyetimiz var, bir insan anlayışımız var ve ne gerekirse fedakarlık olarak bu mazlum insanlara, ölümden kaçan, şiddetten kaçan, zulümden kaçan insanlara kucak açmaya devam edeceğiz inşallah. Bunu yapabilmek için güçlü olmamız lazım, daha fazla güçlü olalım ki, daha fazla insanları kucaklayalım, daha fazla yardımcı olalım.”
Bakan Yılmaz, şöyle devam etti:

“Ben şuna inanıyorum, Türkiye başarırsa, Türkiye daha ekonomik bir güç olursa, Türkiye daha güçlü bir demokrasi olursa bu etnik meseleleri, mezhep meselelerini, dini meselelerini, sosyoekonomik bir takım meselelerini daha güçlü bir şekilde yoluna koyarsa, sadece kendisi için değil tüm bu coğrafyamız için, geniş coğrafyamız için Ortadoğu, Balkanlar, Asya, Afrika ve birçok bölge için aslında çok büyük bir ilham kaynağı olacak. Şuanda ilham kaynağı ama tam bir ilham kaynağı olacak ve İnşallah Türkiye bu meseleleri aşacak. Yeni Türkiye, demokrasisi çok daha yeni bir Türkiye. Yeni bir anayasasıyla inşallah. Yeni bir takım kurumlarıyla çok daha demokratik bir Türkiye. Yeni Türkiye, ekonomisi çok daha gelişmiş bir Türkiye. Yeni Türkiye, sosyal adaletin daha da güçlendiği bir Türkiye. Temel hak ve özgürlüklerin çok daha güçlü bir şekilde yaşandığı bir Türkiye. Hukukun çok daha iyi işlediği bir Türkiye. Yeni bir Türkiye, dünyada çok daha etkili bir ülke. Bölgesinde ve dünyada çok daha itibarlı ve etkili bir ülke. İşte bunları biz yapmaya çalışıyoruz ve bunları yapmamamız için hiçbir sebep yok.”

Programa, AK Parti Bingöl Milletvekili Eşref Taş, Bingöl Valisi İbrahim Taşyapan, Belediye Başkanı Yücel Barakazi, ilçe belediye başkanları, akademisyenler, muhtarlar, sivil toplum örgütleri, kurum amirleri ve vatandaşlar katıldı.  

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya Evinde ölü bulunan Pakistanlı kadının oğlu tutuklandı Antalya’da evinde ölü bulunan Pakistanlı kadının cinayet şüphelisi olarak gözaltına alınan oğlu, sevk edildiği mahkemece ‘kasten öldürme’ suçundan tutuklandı. Olay, dün saat 23.00 sıralarında Kepez ilçesi Ahatlı Mahallesi 3188 Sokak üzerindeki 4 katlı apartmanın giriş katında meydana geldi. Alınan bilgiye göre, İngilizce öğretmenliği yaptığı öğrenilen Pakistan asıllı Ahsan Ali Qureshi (30), eve geldiğinde birlikte yaşadığı annesi Ashfaq Ahmad Qureshi’nin (59) mutfakta kanlar içerisinde olduğunu 112 Acil Çağrı Merkezine bildirdi. İhbarın ardından olay yerine polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Belirtilen adrese gelen sağlık ekipleri, Ashfaq Ahmad Qureshi’nin hayatını kaybettiğini belirledi. Oğlu gözaltına alındı Mutfakta kanlar içerisindeki cesedi inceleyen olay yeri inceleme ekipleri, Ashfaq Ahmad Qureshi’nin boynunda ve kol kısmında bıçak kesilerinin olduğunu tespit etti. Ekiplerin, evin mutfağında ve balkon kapısından parmak izleri örnekleri aldığı gözlendi. Olayla ilgili Cinayet Büro Amirliği’ne bağlı ekipler geniş çaplı araştırma başlatırken, sözlü ifadesi alınan kadının oğlu gözaltına alınarak polis merkezine götürüldü. 8 Nisan’da yaşadıkları eve yeni taşındıkları öğrenilen kadının cenazesi savcı incelemesinin ardından otopsi için Antalya Adli Tıp Kurumu morguna kaldırıldı. “Ben öldürmedim” Olayla ilgili soruşturma sürerken, cinayet şüphelisi olarak gözaltına alınan Ashfaq Ahmad Qureshi’nin oğlu Ahsan Ali Qureshi, ifadesinin ardından Cinayet Büro Amirliği ekipleri tarafından sağlık kontrolüne getirildi. Qureshi, adliyeye sevk edileceği sırada gazetecilerin ‘Anneni neden öldürdün?’ sorusuna, "Annemi ben öldürmedim" cevabını verdi. Tutuklandı Adliyeye sevk edilen Ahsan Ali Qureshi, çıkarıldığı mahkemece ‘kasten öldürme’ suçundan tutuklandı.
İstanbul Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Tek gayemiz Batı’nın koşulsuz askeri ve diplomatik desteği ile kontrolden çıkan Netanyahu yönetimini ateşkese zorlamak" Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Tek bir gayemiz vardır, o da Batı’nın koşulsuz askeri ve diplomatik desteği ile kontrolden çıkan Netanyahu yönetimini ateşkese zorlamaktır. Ateşkes ilan edildiği, Gazze’ye yeterli insani yardım girişine müsaade edildiği durumda amaç hasıl olacaktır” dedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Dolmabahçe Çalışma Ofisi’nde MÜSİAD Yönetim Kurulu’nu kabul etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasında, “Büyük ve güçlü Türkiye davasının ekonomideki bayraktarlığını yapan MÜSİAD, asrın felaketini yaşadığımız 6 Şubat depremlerinden sonra milletimiz için seferber olmuştur. Bu felakette sadece 53 binden fazla insanımızı kaybetmekle kalmadık, toplam tutarı 104 milyarı aşan devasa faturayla da karşılaştık. 850 bin bağımsız bölüm ağır hasar alarak kullanılamaz hale geldi” dedi. “Tek gayemiz Batı’nın koşulsuz askeri ve diplomatik desteği ile kontrolden çıkan Netanyahu yönetimini ateşkese zorlamak” Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasının devamında, “MÜSİAD ailesini 7 Ekim’den beri Gazze halkına yaptığı yardımlar dolayısıyla tebrik ediyorum. Türkiye Gazze’ye gönderdiği 50 bin tona yaklaşan insani yardım malzemesiyle dünyada ilk sıradadır. İsrail’i ateşkese ve geçişine izin verdiği insani yardım miktarını arttırmaya zorlamak amacıyla ticari olarak bazı tedbirler aldık. İlk etapta 54 ürün grubuna ihracat kısıtlaması getirdik, dünden itibaren de tüm ürünleri kapsayacak şekilde İsrail ile ihracat ve ithalat işlemlerini durdurduk. Bu adımın ortaya çıkaracağı sonuçlarını iş dünyamızla istişare içinde yöneteceğiz. Biz bölgemizdeki hiçbir ülkeyle düşmanlık ve kavga peşinde değiliz. Biz coğrafyamızda çatışma, kan ve gözyaşı görmek istemiyoruz. Tüm inançlar olarak hep birlikte refah içinde yaşamak istiyoruz. Aldığımız bu kararla Batı’nın üzerimize nasıl saldıracağını biliyoruz. Tek bir gayemiz vardır, o da Batı’nın koşulsuz askeri ve diplomatik desteği ile kontrolden çıkan Netanyahu yönetimini ateşkese zorlamaktır. Ateşkes ilan edildiği, Gazze’ye yeterli insani yardım girişine müsaade edildiği durumda amaç hasıl olacaktır” ifadelerini kullandı. “Enflasyonu düşürmeye yönelik kararlı adımlar atıyoruz” “Deprem ve bölgesel çatışmalar yanında son 1 yılda ülkemiz ekonomisini etkileyen üst üste üç seçim yaşadık" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Seçim maratonu milletimizi, ekonomimizi ve iş dünyamızı yormuştur. Türkiye’nin önünde 4 yıllık hazine değerinde seçimsiz bir süre var. 4 yıllık sürede inşallah ekonomideki sıkıntılarımızın çözümü başta olmak üzere asıl gündemimize odaklanabileceğiz. Orta Vadeli Programı ve 12. Kalkınma Planı’nı geçen sene paylaşmıştık. Üretim, istihdam, ihracat, kaliteli ve sürdürülebilir büyüme hedefimize sıkı sıkıya bağlıyız. Yol haritamızdan taviz vermeden önceliğimiz olan enflasyonu düşürmeye yönelik kararlı adımlar atıyoruz. Bugün açıklanan Nisan ayı enflasyon ve dış ticaret verileri Orta Vadeli Program beklentilerimizle uyumludur. Enflasyonda yılın ikinci yarısından itibaren inşallah daha umut verici rakamları göreceğiz. Hayat pahalılığı meselesini popülist politikalar ile sorunu bir süre daha ötelemek yerine, enflasyonu düşürüp kalıcı refah artışı sağlayarak çözüme kavuşturacağız. Bu konudaki samimiyetimizi geride bıraktığımız seçim döneminde açıkça ortaya koyduk. Bizler her zorlukla beraber bir kolaylık olduğuna inanan insanlarız. Pek çok olumsuzluğun üst üste geldiği bu sancılı dönemi atlatacağız. 34 yıldır yol yürüdüğümüz MÜSİAD’ın ekonomi programımızı sahiplenerek bizlere destek vermesini sürdürmesini bekliyorum” şeklinde konuştu.