EĞİTİM - 05 Ocak 2021 Salı 18:09

YÖK'ten Boğaziçi Üniversitesi açıklaması!

A
A
A
YÖK'ten Boğaziçi Üniversitesi açıklaması!

Yükseköğretim Kurumu (YÖK), Boğaziçi Üniversitesine atanan Prof. Dr. Melih Bulu'nun, diğer adaylar gibi rektörlük başvuru şartlarını sağladığını açıkladı.

Yükseköğretim Kurumu (YÖK) Boğaziçi Üniversitesine yeni rektör ataması yapılmasından sonra, yazılı ve görsel medyada yer alan haberler hakkında bir açıklama yayımladı. Açıklamada, “Boğaziçi Üniversitesi, yükseköğretimde hem ulusal hem de uluslararası ölçekte başarılı ve saygın bir üniversitemizdir.

Nitekim bu başarısı dolayısıyla Boğaziçi Üniversitesi, YÖK tarafından yükseköğretim sistemine kazandırılan “Araştırma Üniversitesi” kategorisine alınmış, Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı tarafından da desteklenmiştir. Nitekim Boğaziçi Üniversitesinin talebi üzerine Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığınca bu üniversiteye; 2020 yılı başında öngörülen ödeneklere ilaveten yıl içinde proje desteği olarak toplam 50 milyon ek ödenek daha tahsis edilmiştir.

Yine YÖK tarafından benimsenen kalite ve başarıyı ödüllendirme anlayışı çerçevesinde “YÖK Gelecek Projesi”nde de Boğaziçi Üniversitesine “kritik teknolojiler” kapsamındaki alanlarda 2020 yılındaki cari usulde tahsis edilen kadrolara ilave olarak “ek öğretim üyesi atama izni” verilmiştir. YÖK 100/2000 Projesi kapsamında da üniversite tarafından seçilen doktora öğrencileri bu proje dahilinde araştırmalarını sürdürmektedir. Ülkemizin bir değeri olan Boğaziçi Üniversitesinin bu başarı çizgisinin daha ileri bir düzeye yükseltilmesi ve araştırma yönünün güçlendirilmesi hepimizin ortak bir arzusu olup bu amaçla verilen destekler sürmektedir” ifadelerine yer verildi.

“Prof. Dr. Melih Bulu, diğer adaylar gibi rektörlük başvuru şartlarını sağlamaktadır”

Boğaziçi Üniversitesi rektörünün görev süresinin sona erecek olması dolayısıyla, yeni rektörün atanma sürecinin aynı durumdaki diğer üniversitelerin rektör atama süreçlerinde olduğu gibi, ilgili mevzuat çerçevesinde başlatıldığının vurgulandığı açıklamada şu ifadeler yer aldı:

“Başvuruda bulunan adaylar Cumhurbaşkanlığı makamına sunulmuştur. Bu atama süreci 02 Ocak 2021 tarihinde 2547 Sayılı Yükseköğretim Kanununun 13 üncü maddesi ile 3 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 2 nci, 3 üncü ve 7 nci maddeleri gereğince, Cumhurbaşkanımız tarafından Prof. Dr. Melih Bulu’nun atanmasıyla tamamlanmıştır.

Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından üniversiteye rektör olarak atanan Prof. Dr. Melih Bulu, diğer adaylar gibi rektörlük başvuru şartlarını sağlamaktadır. Bir üniversiteye rektör (adayı) olabilmek için, eski veya yeni hiç bir mevzuatımızda ilgili üniversitenin kadrolu profesörlerinden biri olma gibi bir koşul aranmamıştır.

Nitekim Boğaziçi Üniversitesi, geçmişte iki dönem, uzun yıllar farklı bir üniversite mezunu ve mensubu bir bilim insanı tarafından başarılı bir şekilde yönetilmiş ve bu durum hiçbir zaman eleştiri konusu yapılmamıştır. Ayrıca akademik çevrelerde gayet iyi bilinmektedir ki ABD başta olmak üzere pek çok ülkenin başarılı üniversitelerinde de genelde başka üniversitelerden rektör adayı aranmakta ve atanmaktadır.

Dolayısıyla bir üniversitenin başarılı bir şekilde yönetilmesini atanan rektörün o üniversitenin kadrolu elemanı olma şartına bağlamanın, akademinin küresel yapısında da anlamlı bir karşılığı ve gerçekliği bulunmamaktadır. Kaldı ki Sayın Cumhurbaşkanı tarafından rektör olarak atanan adayın akademik kariyerinin en önemli aşamasını ve bu sürecin yedi yılını atandığı Boğaziçi Üniversitesinde tamamlamış olduğu, yani rektör olarak atandığı üniversite tarafından akademisyen olarak yetiştirilmiş olduğu da unutulmamalıdır.

Diğer taraftan sadece son yıllarda değil, geriye doğru uzun yıllar boyunca bu tarz atamaların pek çok sayıda örneği de sistemde bulunmaktadır. Cumhurbaşkanı tarafından rektör olarak atanan Prof. Dr. Melih Bulu’nun idari tecrübesi bağlamında atanmadan önce İstinye Üniversitesinde kurucu rektör, Haliç Üniversitesinde rektör olarak görev yaptığı ve Şehir Üniversitesinde dekanlık vazifesinde bulunduğu da hatırlanmalıdır.”

“Ülkemizde maalesef, üniversite rektörü atanması, meselenin hem başlangıcı hem sonucu olarak görülmektedir”

Bir üniversitenin başarısı için rektör atama şeklinin önemli olduğu, fakat atama süreci sonrasındaki performansının daha da önemli olduğuna dikkat çekilen açıklamada şunlar kaydedildi:

“Ülkemizde maalesef, üniversite rektörü atanması, meselenin hem başlangıcı hem sonucu olarak görülmektedir. YÖK olarak bu yanlış kanaati hesap verebilirlik kültürü ikame ederek kırmaya çalışıyor ve son senelerde bu maksatla üniversitelerimizin başarı karnelerini yayımlıyoruz. Akademik çevrelerin, kamuoyunun ve hatta siyasetin dikkatini ve eleştirisini bu noktada yoğunlaştırması, yükseköğretimde kalite çıtasını yükseltme çabasına katkı sağlayacaktır.

Nitekim Boğaziçi Üniversitesi rektörünün atanmasından sadece bir iki gün sonra üniversitelerimizin akademik performanslarına yönelik rapor kamuoyu ile paylaşılmıştır. Fakat maalesef kamuoyu dikkatini şeffaflık için de paylaşılan bu verilerden ziyade rektör atama şekline yoğunlaştırmakta ve konuya siyasi bir veche kazandırılmaktadır. Rektörleri atandıklarında kadrolarının o üniversitede bulunup bulunmadığı ile değil, yıl bazında üniversitesinin eğitim ve araştırma kapasitesine katkısı açısından değerlendirmek, teşvik veya tenkit etmek, hatta bu başlıklarda somut, ölçülebilir ve bilim dünyasının mutabık kaldığı başarısızlıklar varsa bu kişilerin süresinin sonlandırılmasını talep etmek gerekir.

Türk bilim hayatını daha da ileri götürmek istiyorsak bugünden bu gibi konular üzerinde özgürce tartışmalı, fikir üretmeli, yükseköğretim ile ilgili geniş mutabakat sağladığımız başlıkları hayata geçirmeliyiz. Konuyu; tüm akademik ve idari personelinin maaşlarının, tüm giderlerinin, tüm altyapılarının Devlet tarafından karşılandığı, atanan yöneticilerine sürelerinin sonuna kadar, atanan öğretim üyelerine emekli oluncaya kadar devlet tarafından koşulsuz iş garantisinin verildiği, ama yöneticilerinin atanmasında üst kamu yönetiminin söz sahibi olmadığı bir düzenin gerektiğine getirirsek, söylemek gerekir ki böyle bir model yaşadığımız dünyada bulunmamaktadır.

Dolayısıyla yükseköğretim ile ilgili konuların tek tek değil, bir sistem dahilinde ve bütünlük içinde ele alınması, felsefi bir zemine oturtulması, toplumda geniş mutabakatlar aranarak ve sağlanarak çözüm üretilmesi gerekmektedir.

Önümüzdeki aylarda bu maksatla YÖK tarafından, bilim hayatımızın daha ilerlemesi, üniversitelerimizin daimi tekamül esasında daha hızlı gelişerek kalite eksenli büyümenin tesisi, ayrıca akademik ortamın kendi kendisini denetlediği ve geliştirdiği bir iklim oluşturmak için, sistemin bütün bileşenlerini kucaklayan bir girişimimizin olacağını da ifade etmek isteriz.

Ayrıca yükseköğretim ile ilgili yapılan düzenlemelerde, aldığımız kararlarda ve kurguladığımız süreçlerde öğrencilerimizin nitelikli bilgi sahibi olmasının, onların bu ülkenin geleceğine, kalkınmasına katkı sağlayacak aşk ile donanmasının çok önemli olduğuna inanıyoruz. Bundan dolayı üniversitelerimizle birlikte bütün gayretimizi öğrenci merkezli yaklaşımlara yöneltmemiz gerektiğini biliyoruz.”

Kurum tarafından yayımlanan açıklamanın devamında şu ifadeler yer aldı:

“Son olarak üniversiteler tek başına bir rektörün bilimsel birikim ve idari tecrübesi ile yönetilecek kurumlar değildir. Üniversitelerimizin üst yöneticileri üniversitenin bütün bileşenlerine kulak vermeli, onlar ile istişare içinde süreçleri yönetmelidirler.

Boğaziçi Üniversitemizin de hocası, öğrencisi ve idari personeli ile birlikte bir bütün halinde bilimin ışığı altında sürekli başarıyı ve daha iyiyi arayacağına ve doğru olanın da bu olduğuna inanıyoruz. Boğaziçi de dahil bütün üniversitelerimizin rektörlerinin; ayrım yapmaksızın bütün hocalarını, bütün öğrencilerini o üniversitenin en büyük serveti olarak gördüğüne de inanıyoruz. YÖK olarak evrensel kriterler çerçevesinde Türkiye için bilim üreterek birikimini ve enerjisini ülkemizin kalkınması için harcama yolunda Boğaziçi Üniversitesini dün olduğu gibi bugün ve yarın da destekleyeceğimizi ifade etmek isteriz.”

Utku Şimşek

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Gölbaşı Belediyesi’nden sivrisinek ve haşerelere karşı ilaçlama Gölbaşı Belediyesi ekipleri, ilçenin dört bir yanında sivrisinek ve haşerelere yönelik ilaçlama çalışmalarına devam ediyor. Ekipler, çalışmalarda tamamen doğa dostu, ekolojik dengeye zarar vermeyen ilaçlar kullanıyor. Gölbaşı Belediyesi Sağlık İşleri Müdürlüğü ekipleri,sivrisinek, uçkun, larva ve haşerelere karşı son teknoloji araçlarla ilaçlama yapıyor. Ekiplerin ulaşamadığı bölgelerde ilaçlamanın hızlı ve güvenli bir şekilde gerçekleşmesi için dron kullanılırken, ilaçlamadan diğer canlılar veya ekolojik denge zarar görmüyor. Gölbaşı Belediyesi Sağlık İşleri Müdürlüğü ekipleri, ilaçlama çalışmalarına yılın 365 günü 7 gün 24 saat esasına göre devam ediyor. “Çalışmalarımız aralıksız sürecek” Gölbaşı Belediye Başkanı Yakup Odabaşı, “Yıl boyunca gerçekleştirdiğimiz ilaçlama çalışmalarına bahar aylarının gelmesiyle hız verdik. Göl ve derelerin çok olduğu ilçemizde halkın daha sağlıklı ve rahat bir ortamda yaşaması için ekiplerimiz göl, dere, yeşil alanlar, mahalle aralarında ilaçlama yapıyor. Tam donamlı ve eğitimli ekiplerimiz, toplum sağlığını tehdit edebilecek haşerelerin yuvalanıp çoğalabileceği yerlerde düzenli olarak çalışmalarını sürdürüyor. Bizim her şeyden önce görevimiz toplum sağlığı. Vatandaşlarımızın yaşam kalitesini yükseltip, sağlıklı bir ortamda yaşamlarını sürdürmeleri için çalışmalarımız aralıksız devam edecek” dedi.
İstanbul İş yerini kapattıktan sonra sohbet eden esnafa silahlı saldırı: 2 yaralı Esenyurt’ta iş yerini kapattıktan sonra kapının önünde oturan iki arkadaşa kimliği belirsiz kişilerce silahlı saldırı düzenlendi. Yaşanan olayda hafif şekilde yaralanan vatandaşlar hastaneye kaldırılırken, silahlı saldırının gerçekleştiği anlar kameraya yansıdı. Olay, saat 00.30 sıralarında Esenyurt Güzelyurt Mahallesi’nde yaşandı. Edinilen bilgiye göre berber dükkanını kapattıktan sonra iki arkadaş kapının önünde sohbet etmeye başladı. Kısa süre sonra cadde üzerinde seyir halindeki bir araçtan kimliği belirsiz kişilerce açılan ateşten sonucu Çoşkun A. ve Bünyamin K. yaralandı. Çevredeki vatandaşların ihbarı üzerine olay yerine polis ve sağlık ekibi sevk edildi. Yaralılar sağlık ekiplerince hastaneye kaldırılırken, polis konuyla alakalı geniş çaplı inceleme başlattı. Yaşanan silahlı saldırı anları ise güvenlik kamerasına yansıdı. Yaşanan olayı anlatan İbrahim Sim, “Gece 12 sıralarında yaşanmış olay. Dükkanı kapattıktan sonra sohbet ediyorlarken bir araç gelerek kurşunluyor. Sabah iş yerime geldiğimde komşularımıza silahlı saldırı yapıldığını öğrendim. Kimseye zararı olmayan, sakin insanlardı, çok üzüldük. Sabah saatlerinde onları aradım, hastanede tedavileri devam ediyormuş. Birisi kolundan, diğeri de ayağından yaralanmış ve durumları iyiymiş” şeklinde konuştu. Polis, olayla ilgili inceleme başlattı.
İstanbul Kız Kardeşim Projesi’nin yıldızları ödülleriyle buluştu Coca-Cola Vakfı’nın desteği, Ahbap Derneği ve Özel Sektör Gönüllüleri Derneği’nin iş birliğiyle hayata geçirilen Yıldızlar Karması Programı’nın kazananları, İstanbul’da gerçekleştirilen törende tanıtıldı. Yıldızlar Karması Programında Türkiye’nin farklı bölgelerinden toplam 20 genç kadın, hayallerini gerçekleştirmeleri ve başarılarını sürdürmeleri için maddi destek almaya hak kazandı. Coca-Cola Türkiye’nin kadınların sosyal ve ekonomik hayata katılımlarına destek olmak amacıyla 2015 yılından bu yana yürüttüğü Kız Kardeşim Projesi kapsamındaki Yıldızlar Karması Programı ödül töreni 25 Nisan 2024 tarihinde İstanbul’da gerçekleştirildi. Coca-Cola Türkiye Genel Müdürü Gaye Sunerli’nin açılış konuşmasını yaptığı ödül törenine, Ahbap Derneği Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Çağatay Öztürk, Özel Sektör Gönüllüleri Derneği (ÖSGD) Yönetim Kurulu Başkanı Pınar Ilgaz, Türk Eğitim Vakfı (TEV) Genel Müdürü Banu Taşkın, Ahbap Derneği Genel Sekreteri Aytül Anlar ve Coca-Cola Avrasya ve Ortadoğu Kurumsal İlişkiler, İletişim ve Sürdürülebilirlikten Sorumlu Başkan Yardımcısı Sinan Cem Şahin katıldı. Düzenlenen törende, Yıldızlar Karması Programı jüri üyelerinden Ahbap Derneği Kurucusu ve Genel Başkanı Haluk Levent ve tiyatro oyuncusu ve sunucu Ali Sunal video mesajları ile kazananlara tebriklerini iletti. Kız Kardeşim Projesi Yıldızlar Karması Programı, Ahbap Derneği, Coca-Cola Türkiye ve Özel Sektör Gönüllüleri Derneği’nin iş birliği ile hayata geçirildi. Program ile sanat, spor ve toplumsal fayda alanlarında başarılı genç kadınların projelerine maddi destek sağlanıyor. Kız Kardeşim Projesi kapsamında Burs Programı, Güçlenme Programı ve Yıldızlar Karması Programı yürütülüyor. Burs Programı kapsamında 2023 yılında deprem bölgesinden 300 genç kadına burs imkanı sunulurken, bu yıl 64 şehirde 92 üniversiteden 410 üniversiteli genç kadına burs desteği sağlanıyor. Güçlenme Programı ise 39 farklı şirketten 228 alanında uzman mentor aracılığıyla 217 genç kadına kariyer ve kişisel gelişim konularında destek veriyor. Davranış Bilimleri Enstitüsü iş birliğinde, 10 bin genç kadına potansiyellerini keşfetmeleri ve kariyer yolculuklarında başarılı olmaları amacıyla “Kişilik Envanteri Testi” ve “Dayanaklılık Envanteri Testi” sunuluyor. Ayrıca, “Gücüm Kız Kardeşimden” seminerleriyle genç kadınlar kişisel gelişim ve kariyer hedeflerini destekleyen bilgiler veriliyor. Yıldızlar Karması Programı’nın jürisinde Coca-Cola Avrasya ve Ortadoğu Kurumsal İlişkiler, İletişim ve Sürdürülebilirlikten Sorumlu Başkan Yardımcısı Sinan Cem Şahin, Özel Sektör Gönüllüleri Derneği (ÖSGD) Yönetim Kurulu Başkanı Pınar Ilgaz, Ahbap Derneği Kurucusu ve Genel Başkanı Haluk Levent, Milli Voleybolcu Zehra Güneş, tiyatro oyuncusu ve sunucu Ali Sunal, Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu Başkanı Canan Güllü ve Ahbap Derneği Genel Sekreteri Aytül Anlar yer aldı. “Genç kadınların hayallerine ulaşmalarına destek veriyoruz” Coca-Cola Türkiye Genel Müdürü Gaye Sunerli, törende yaptığı konuşmada şunları söyledi: “Kadınların kariyerlerine adım atmalarını kolaylaştırmak, güçlenmelerine ve hayallerine ulaşmalarına destek olma amacıyla Kız Kardeşim Projesi’ni 9 yıldır sürdürüyoruz. Kız Kardeşim Projesi’nin etkisi her geçen gün daha da artıyor. Geçtiğimiz yıl, burs programı, güçlenme programı ve kişisel ve kariyer hedeflerini destekleyen seminer ve online eğitimlerle 50 bine yakın genç kadına ulaştık. Yıldızlar Karması Programı ile de amacımız genç kadınların hayallerine ulaşmalarına destek vermek, başka kadınlara ilham ve umut olmalarını sağlamak. Program sayesinde genç kadınlar sporda, sanatta ve toplumsal fayda alanlarında kendilerini ifade edebilme, hayallerini gerçeğe dönüştürme ve kız kardeşlerine ilham olma şansı buldular. Ödül alan yıldızlarımız, hayalleri için cesaretle yola çıkan, pes etmeyen ve ilham veren kahramanlarımız olacaklar.” “Ülkemizin geleceğinin parlak yıldızları” Ahbap Derneği Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Çağatay Öztürk ise törene yaptığı konuşmada şu ifadeleri kullandı: "Ahbap Derneği olarak Kız Kardeşim Projesi’nin bir parçası olmaktan büyük gurur duyuyoruz. Yıldızlar Karması Programı ile genç kadınların hayallerine ulaşmalarını desteklemek, onlara ilham kaynağı olmak ve bu süreçte yanlarında olmak bizim için çok değerli. Yıldızlar Karması Programı kapsamında ödül alan genç kadınları yürekten kutluyorum. Her bir ödül sahibi, hayallerinin peşinden giderek sadece kendini değil, çevresindekileri de yükseltiyor. İşte bu yüzden, bu projenin bir parçası olmak, bize her zaman için büyük bir heyecan ve mutluluk veriyor. Ödül alan tüm genç kadınları bir kez daha gönülden tebrik ediyor, onların başarı hikayelerinin daha da genişleyerek ülkemizin dört bir yanına yayılmasını diliyorum." Mevcut ve yeni programlarla genç kadınlara destek sürdürülecek Proje, yeni döneminde de Burs, Güçlenme ve Yıldızlar Karması Programları ile devam edecek. 2024 yılı itibarıyla projeye eklenen Kız Kardeşim Kampüs Programı ile de, genç kadınların kariyerleri yolculuklarında desteklenmesi sağlanacak. Proje, mevcut programlarına yenilerini ekleyerek genç kadınların hayal ettikleri kariyerlere ulaşmalarını desteklemeyi sürdürecek.