EKONOMİ - 26 Nisan 2016 Salı 13:30

Yörük: 'Rotayı kentsel dönüşüme çevirdik'

A
A
A
Yörük: 'Rotayı kentsel dönüşüme çevirdik'

Yöryapı Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Teoman Yörük, "Yöryapı olarak özellikle İstanbul’da depreme dayanıksız raporlu yani çürük raporlu olan yerlerle kentsel dönüşüm kapsamında anlaşıp sosyal tesisleri olan birinci sınıf malzemeyle, en son inşaat teknolojilerini kullanarak binalar inşa ediyoruz" dedi.

Kentsel dönüşüm projelerinde inşaatta kullanılan malzemelerin kalitesi ve yapılan tüm imalatların, işin ehli kişiler tarafından yapılması, uygulama sonrası yapılan imalatların korunması ve bakımlarının yapılmasının ciddi önem arz ettiğini belirten Yöryapı Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Teoman Yörük, "Yöryapı olarak özellikle İstanbul’da depreme dayanıksız raporlu yani çürük raporlu olan yerlerle kentsel dönüşüm kapsamında anlaşıp sosyal tesisleri olan birinci sınıf malzemeyle, en son inşaat teknolojilerini kullanarak binalar inşa ediyoruz" dedi.

Yörsan ve Yöryapı Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Teoman Yörük, Türkiye'de özellikle 1960 yılından itibaren ağırlıklı olarak köylerde yaşayan nüfusun büyük kısmı, hızlı sanayileşme ve ekonomik gelişmelerle birlikte şehirlerde yaşar hale geldiğini söyledi. Çarpık kentleşmenin Türkiye'nin en önemli sorunlarından biri olduğunu vurgulayan Yörük, “Nüfusun hızlı bir şekilde şehre akması beraberinde plansız şehirleşmeyi, tarım alanlarının tahribini, ulaşım ve altyapı yetersizliklerini, çevre kirliliğini ve kaçak yapılaşma gibi sorunları da getirmiştir. Kalitesiz binalar büyük şehirlerimizi sarmış, alt yapı ve sosyal donatı alanları yetersiz kalmış ve depreme dayanıksız malzemeler kullanılmıştır” dedi.

Özellikle 1984 yılına kadar hemen her seçimde yapılan imar afları da insanın yaşam kalitesini bozan, depreme dayanıksız ve can güvenliğini tehdit eden sağlıksız yapı sayısını arttırdığını vurgulayan Yörük, “1999 yılında tüm ülkemizi tehdit eden 17 Ağustos Marmara depreminde yüzlerce kişi depreme dayanıksız olarak inşa edilen binaların enkazında kalarak hayatını kaybetti. Hem insan kaybı açısından hem de ekonomimizi yüzde 10 oranında küçülten bu büyük felaketten sonra belli semtlerdeki binaların yüzde 70’i oturulamaz hale geldi. Benzer şekilde 2011 yılında meydana gelen Van depreminde 600 civarında insanımız kalitesiz riskli binalar nedeniyle hayatını kaybetti” ifadelerini kullandı.

“DEPREM ÖLDÜRMEZ, RİSKLİ VE ÇÜRÜK YAPILAR ÖLDÜRÜR”
Yöryapı Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Teoman Yörük, sözlerine şöyle devam etti: “Deprem uzmanlarınında dediği gibi 'Deprem öldürmez, riskli ve çürük yapılar öldürür' diyoruz. Birinci ve ikinci derece deprem kuşağı olan Türkiye'mizde her zaman deprem olma riski var. 20-30 yılda bir olması beklenen bu depremler eğer kentsel dönüşümde belli bir aşama kaydedilmez ise yıkıcı olması kaçınılmazdır. Yöryapı olarak özellikle İstanbul’da depreme dayanıksız raporlu yani çürük raporlu olan yerlerle kentsel dönüşüm kapsamında anlaşıp sosyal tesisleri olan birinci sınıf malzemeyle, en son inşaat teknolojilerini kullanarak binalar inşa ediyoruz. Şehrin tam göbeğinde, ulaşım noktalarına, hastane, okul ve AVM’lerin çok yakınında saunası, hamamı, spor salonu ve sosyal tesisi olan konut projelerini hayata geçireceğiz”.

Kentsel dönüşüm projelerinde inşaatta kullanılan malzemelerin kalitesi ve yapılan tüm imalatların, işin ehli kişiler tarafından yapılması, uygulama sonrası yapılan imalatların korunması ve bakımlarının yapılması ciddi önem arz ettiğini belirten Yörük, “Dolayısıyla, günümüz teknolojisine uygun olarak ve her türlü deprem, rüzgar gibi yatay kuvvetlerin yüklerini minimize ederek hesaplanan ve projelendirilen; Mimari ve statik betonarme projelerin dışında inşaatta kullandığımız malzemelerin kalitesi, mukavemeti ve imalat esnasında yapılan işçilik kalitesinin önemine de dikkat çekmek isterim. Biz projelerimizde bu hususlara çok dikkat ediyoruz” dedi. 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Denizli Denizli Büyükşehirden karikatür ustası Latif Demirci’ye vefa Denizli Büyükşehir Belediyesi ev sahipliğinde Türk mizahının önemli isimlerinden olan Latif Demirci’nin anısına “Günlük Hayatın Mizahı” adlı bir karikatür sergisinin açılışı gerçekleştirildi. 55 ayrı eserin beğeniye sunulduğu bu özel sergi 1 Şubat’a kadar ziyaret edilebilecek. Aslen Denizlili olan Türk mizahının sembol isimlerinden Latif Demirci’yi anmak amacıyla hazırlanan “Günlük Hayatın Mizahı” adlı karikatür sergisi Denizli Büyükşehir Belediyesi Turan Bahadır Sergi Salonu’nda açıldı. Serginin açılışına, Denizli Büyükşehir Belediyesi Başkanvekili Ali Marım, Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanı Mehmet Selçuk, sanatseverler ve çok sayıda davetli katıldı. Programın açılış konuşmasını yapan Selçuk, Latif Demirci’nin aslen Denizlili olduğunu belirterek yaşamı boyunca çok önemli eserlere imza attığını söyledi. Selçuk, “Gırgır ekolünün temsilcilerinden biri Demirci, Gırgır Dergisi’nin dünyanın en iyi kinci mizah dergisi olmasında çok büyük emeği vardı. Büyükşehir Belediyemizin önderliğinde böyle bir sergiyi açmak hepimizi çok heyecanlandırdı. Ailesi çok özel bir sergi hazırladı bize, umarım beğenirsiniz” diye konuştu. 1 Şubat’a kadar sergi sanatseverleri bekliyor Başkanvekili Ali Marım ise, sanatın her etkinliğini Denizlililerle buluşturmak için gayret ettiklerini söyledi. Başkan Vekili Marım, “Denizli’yi sanatın başkenti yapmak için her gün her sokakta, mahallede, salonda kültürel etkinliklere imza atıyoruz. Sizlerin verdiği destek ve enerji ile daha fazla işlere imza atmak için çalışıyoruz. Denizli’yi her alanda ileriye taşımak için gayret ediyoruz. Önce insan şiarıyla sanat, kültür, eğitim ve diğer alanlarda çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Latif Demirci ile gurur duyuyoruz. Kendisine rahmet diliyor ve saygıyla anıyorum” ifadelerini kullandı. Konuşmaların ardından Başkanvekili Marım ve beraberindekiler, Latif Demirci’nin eserlerinden oluşan sergiyi tek tek inceledi. Sergi 1 Şubat’a kadar Turan Bahadır Sergi Salonu’nda ziyaret edilebilecek.
Malatya Malatya Valiliği o iddiaları yalanladı: "Barınma mağduriyeti yok" Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Malatya ziyareti sırasında, bir kadının ‘Evim yok, çadırda kalıyorum’ iddiası sonucu sosyal medya üzerinden başlatılan algı üzerine yazılı bir açıklama yapan Malatya Valiliği, bahse konu şahsın çadırda kalmadığı ve evinin bulunduğunun tespit edildiğini belirtti. Malatya Valiliği, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın dün Malatya ziyareti sırasında gündeme gelen bir iddiayı yaptığı yazılı açıklamayla yalanladı. Yeşilyurt ilçesine bağlı Özal Mahallesi’nde vatandaşlarla buluşma esnasında, A K. adlı bir vatandaşın “Evim yok, çadırda kalıyorum” şeklindeki beyanı üzerine kamuoyunda oluşan tartışmaların ardından detaylı bir inceleme gerçekleştirildi. Valilik tarafından yapılan açıklamada, A.K.’nin 6 Şubat depreminin ardından Yeşilyurt Bostanbaşı Mahallesi’ndeki az hasarlı müstakil evini terk ederek Bindal Mahallesi’nde kendi yaptırdığı prefabrik bir evde eşi ve çocuklarıyla yaşadığı tespit edildi. Ayrıca, ailenin kalacak yer açısından herhangi bir mağduriyet yaşamadığı ve eşi M.K.’nin ticari taksi şoförlüğü yaparak geçimini sağladığı belirtildi. Yanlış bilgilendirme uyarısı Valilik açıklamasında, sosyal medyada paylaşılan yanıltıcı bilgilerin vatandaşlarda gereksiz endişe oluşturduğuna dikkat çekilerek, doğru bilgilendirme yapılmasının önemine vurgu yapıldı. Kamuoyunun resmi kurumlar tarafından yapılan açıklamalara itibar etmesi gerektiği ifade edilirken kamuoyunu yanıltıcı bilgilere karşı dikkatli olunması istenildi.
Denizli Müftü Pamuk; “Bir an önce ümmet olma bilinciyle iman kardeşliğimizi gözden geçirelim” Denizli İl Müftüsü Abdullah Pamuk, Miraç Kandili nedeniyle yayımladığı mesajda, “Basiretsizlerden, vicdansızlardan, zalimlerden yana asla taraf olmayalım. Kudüs’ü ve İslam beldelerini işgale yeltenenlere, ıslah adı altında yeryüzünü ifsat edenlere fırsat vermemesi için bu gecede Cenab-ı Hakka yalvaralım” dedi. Denizli İl Müftüsü Abdullah Pamuk, Miraç Kandili nedeniyle yayımladığı mesajda İslam dininde Hicri takvimi esas alan beş önemli gece bulunduğunu belirtti. . Üç ayların ilki olarak kabul gören Recep ayının 27.gecesi Miraç kandili olarak kutlanıldığını belirten mesajda, “İslam dininde Hicri takvimi esas alan beş önemli gece bulunmaktadır. Üç ayların ilki olarak kabul gören Recep ayının 27.gecesi Miraç kandili olarak kutlanmaktadır. Miraç kelimesi, sözlükte "merdiven", "yükselecek yer", "en yüksek makam" manalarına gelmektedir. İslam âleminde "Allah’a yükseliş ve arınma" olarak kabul edilen Miraç Kandilini bu yıl 26 Ocak Pazar günü idrak edeceğiz. Geliniz, bir an önce ümmet olma bilinciyle iman kardeşliğimizi gözden geçirelim. İçinde bulunduğumuz zorluklardan, acılardan, mahrumiyetlerden kurtulabilmek için her birimiz gücümüz nispetinde çalışalım. Yeryüzündeki bütün mazlum kardeşlerimizin acısını yüreğinde hisseden ve onlara yardım için maddi-manevi varlığını seferber eden samimi Müslümanlar olmaya gayret gösterelim. Basiretsizlerden, vicdansızlardan, zalimlerden yana asla taraf olmayalım. Kudüs’ü ve İslam beldelerini işgale yeltenenlere, ıslah adı altında yeryüzünü ifsat edenlere fırsat vermemesi için bu gecede Cenab-ı Hakka yalvaralım. Allaha kullukta en yüce değerleri simgeleyen Miraç Gecesinin, Mescidi Aksanın özgürlüğüne, Gazze, Doğu Türkistan ve tüm dünyada zulüm gören kardeşlerimizin kurtuluşuna, Müslümanların birlik, beraberlik ve kardeşliğinin pekişmesine ve insanlığın barış, huzur ve hidayetine vesile olmasını Yüce Rabbimizden niyaz ediyor, Bütün İslam âleminin Miraç Gecesini tebrik ediyorum” dedi.
Manisa Atatürk Heykeli kalıcı yerine kavuştu Manisa’da, 1961 yılında yapılan ve yıllar içinde farklı alanlara taşınan ya da birçok kez kaldırılan Atatürk heykeli, Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek’in talimatı ile Manisa Kurtuluş Müzesi’nin tamamlanan binasının önündeki yerine konuldu. Heykel, Manisa Büyükşehir Belediyesi’nin hemen yanındaki bu alanda halkı selamlamaya başladı. Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Mimar Ferdi Zeyrek, “Sürekli yer değişikliğine uğrayan, ülkemizin kurucusu, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün heykeli, belediye binamızın yanında yer alan ve Kurtuluş Savaşı yıllarındaki Manisa’yı anlatacak Manisa Kurtuluş Müzesi önüne konuldu. Atatürk heykeli artık vatandaşları buradan selamlayacak” dedi. 1961 yılında yaptırılan Atatürk heykeli, aradan geçen yıllarda pek çok kez yer değişikliğine uğradı ya da kimi zaman kaldırıldı. İlk olarak Cumhuriyet Meydanı’na dikilen sol eli havada olan heykel, 1980’li yılların ortasında farklı kararlarla depoya kaldırıldı, 1989 yılında depodan çıkarılarak bu kez Laleli Meydanı’na taşındı. Sonraki yıllarda Kültür Varlığı olarak koruma altına alınan heykelin bulunduğu alanın bir bölümü bir otelin bahçesinde bir bölümü de kaldırımda kaldı. Heykel, kurul kararı ile koruma altında olduğu için önce yeri değiştirilemedi ve taşınması için kurulun izni beklendi. Heykel, 2014 yılında belediye hizmet binası yanındaki milli mücadele kahramanlarının isimlerinin yer aldığı Kurtuluş Kahramanları Anıtı alanına taşındı. Müze inşaatı için başlayan çalışma nedeniyle koruma altına alındı Manisa Büyükşehir Belediyesi tarafından 28 Nisan 2023 tarihinde temeli atılan Manisa Kurtuluş Müzesi inşaatı dolayısıyla heykel yerinden kaldırılıp Büyükşehir Belediyesi’nin şantiyesinde koruma altına alındı. Manisa Kurtuluş Müzesi inşaatının tamamlanmasıyla birlikte Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek, heykelin yeni yerine konulması talimatı verdi. Atatürk heykeli, Manisa’nın Kurtuluş Savaşı günlerini anlatacak Manisa Kurtuluş Müzesi ile Manisa Büyükşehir Belediyesi hizmet binası arasındaki yeni yerine konuldu. Mustafa Kemal Atatürk’ün heykelinin hak ettiği şekilde kalıcı bir yere kavuşmasından büyük mutluluk duyduğunu belirten Başkan Ferdi Zeyrek, “Bu heykel, yalnızca bir sanat eseri değil, aynı zamanda ulusal bağımsızlık mücadelemizin ve Cumhuriyetimizin simgesi olan eşsiz bir değerdir. 1961 yılında şehrimize kazandırılan bu heykel, yıllar boyunca birçok kez yer değiştirdi ve hak ettiği değeri tam anlamıyla bulamadı. Şimdi ise şehrimizin merkezinde, belediye binamızın yanında, herkesin kolayca ziyaret edebileceği, gururla izleyebileceği bu yeni yerinde halkımızı selamlayacak. Atatürk heykeli, her bakışta bize bağımsızlık mücadelemizi, Cumhuriyetimizin kuruluş felsefesini ve birlik ruhumuzu hatırlatacaktır. Atatürk’ün mirasını yaşatmak, gelecek nesillere aktarmak ve onu onurlandırmak, bizim en önemli görevimizdir. Bu nedenle, bu anlamlı eserin nihayet huzurlu ve değerine yakışan bir yerde sergilenmesi, hepimiz için önemlidir. Vatandaşlarımızın bu heykelin önünden geçerken yalnızca görsel bir sanat eseri değil, aynı zamanda tarihimizin en güçlü dönemlerinden birinin sembolünü gördüğünü hissetmesini diliyorum. Atatürk’ün işaret ettiği muasır medeniyetler yolunda ilerlerken bu gibi değerlerimizin kıymetini bilmeye devam edeceğiz” dedi.