DÜNYA - 01 Temmuz 2015 Çarşamba 10:57

Yunanistan iflasa doğru gidiyor

A
A
A
Yunanistan iflasa doğru gidiyor

Yunanistan’ın IMF’ye olan 1.6 milyar Euro’luk borcun ödemesi için son tarih olan 30 Haziran’da bu ödemeyi yapamamasının ardından ülke iflasa adım adım yaklaşıyor.

Yunan Maliye Bakanı Yanis Varoufakis, borç ödeme süresinin dolmasına saatler kala IMF’ye olan 1.6 milyar dolarlık ödemeyi yapmayacaklarını açıklamıştı. Yunanistan’ın IMF’ye ödemesi gereken 1.6 milyar Euro’luk borç ödeme süresinin dün akşam saatlerinde sona ermesine rağmen Yunan hükümeti tarafından herhangi bir ödeme yapılmadı. IMF de saat 00.00 sıralarında Yunanistan’ın borç taksitini ödemediğini teyit etti.

 Ödememin yapılmaması üzerine ülke temerrüde düşerken, Yunanistan’ın Euro Bölgesi’nden çıkmasına neden olabilecek süreç de başlamış oldu. Yunanistan’ın Euro Bölgesi’nde kalmaya devam edip etmeyeceği, Yunan Başbakanı Alexis Çipras tarafından Cuma günü açıklanan ve Cumartesi günü parlamentoda yapılan oylama ile kabul edilen referandumda belli olacak. Öte yandan, Avrupa Merkez Bankası ve IMF’nin dün borç ödemesi yapamayan Yunanistan’ın temerrüde düşmesini bir süre açıklamayacak. Bu süre boyunca Yunanistan’ın ikna edilmesi çabaları da devam edecek ve referandum sonucuna göre yeni bir yol haritası izlenecek. Bu gelişmelerin ardından Yunanistan, IMF’ye olan borcunu ödeyemeyerek temerrüde düşen ilk kalkınmış ülke oldu.

REFERANDUMDA “HAYIR” ÇIKARSA

Yunanistan’a kredi sağlayan kuruluşların yeniden nakit akışının sağlanması karşılığında öne sürdüğü koşulların oylanacağı referandumda halkın kemer sıkma önlemlerine “hayır” demesi halinde Avrupa Merkez Bankası, Yunan bankalarındaki mevduatlara son verecek ve bankalara acil likidite yardımını da sonlandıracak. Referandumun ardından IMF’de Yunanistan’ın resmen temerrüde düştüğünü açıklayacak. Bu açıklamanın ardından kredi derecelendirme kuruluşu Yunanistan’ın kredi notunu hızlı bir biçimde düşürecek.

Eğer halk referandumda kemer sıkma önlemlerine “evet” derse Avrupa Merkez Bankası ve IMF Yunanistan’a mali destek vermeye devam edecek. Çipras, 5 Temmuz’daki referandumdan ‘evet’ çıkması halinde istifa edeceğini açıklamıştı. 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Elazığ Türkiye’nin en büyüğü: Üretilen çantalar 26 ülkeye ihraç ediliyor Elazığ’daki Organize Sanayi Bölgesi’nde 12 bin metrekare alan üzerine kurulan dünyanın 3’üncü, Türkiye’nin ise en büyük çanta fabrikası, ürettiği çantaları 26 ülkeye ihraç ederek, 700 kişiye istihdam sağlıyor. Elazığlı iş adamı Gürkan Talo, Organize Sanayi Bölgesi’nin 6’ncı bölge teşviklerinden yararlanmasının ardından İstanbul’da bulunan iş yerini Elazığ’a taşıyarak, 12 bin metrekare alan üzerine dünyanın 3’üncü, Türkiye’nin ise en büyük çanta fabrikasını kurdu. Burada üretilen ürünler diğer illere gönderilirken, 26 ülkeye de ihraç edilmeye başlandı. 700 vatandaşa ekmek kapısı olan Türkiye’nin en büyük çanta fabrikasında üretilen ürünler, başta Almanya, Fransa ve Belçika’ya ihraç edilerek Elazığ ekonomisine ciddi bir katkı sağlıyor. Talo Çanta Fabrikası sahibi Gürkan Talo, bundan sonraki hedeflerinin dünyada birinci sıraya yükselmek olduğunu ifade etti. Çanta fabrikasının Organize Sanayi Bölgesi’nde 12 bin metrekare kapalı alanda kurulu olduğunu belirten Talo, ’’Yaklaşık 700 personel ile Elazığ’dan yaklaşık 26 ülkeye çanta ihracatı yapan bir fabrikayız. Kapasite olarak Türkiye’de birinci, dünyada ise 3’üncü sıradayız. Bir rakibimiz Çin’de, bir diğeri ise Pakistan’da var. Onların dışında dünyada kapasite olarak 3’üncü sırada biz varız. 700 çalışanımızdan 650’si kadın istihdamından oluşmaktadır. Kadınlara istihdamda öncelikli olarak yer vermemizin nedeni ise kadınların iş gücüne olan katkılarında inanılmaz bir bereket gördük. Bundan dolayı da çalışanlarımızın çoğunluğunu kadın tercih ettik. Bu fabrikada kedi çantasından kadın kol çantasına, seyahat çantasından elbise çantasına, kısaca çantayla ilgili bütün ürünlerin üretimini gerçekleştiriyoruz. Elazığ’da üretmiş olduğumuz çantalarımızı dünyanın üç kıtasına yollamanın gururunu yaşıyoruz. Bütün lojistik merkezlere Elazığ müthiş derecede yakın konumda. Elazığ’a yatırım yapmamızın en büyük nedenlerinden bir tanesi de 6’ıncı bölge teşviklerinden yararlanmasıdır. 6’ncı bölge teşviklerinden faydalandığımız için imalatımızı İstanbul’dan Elazığ’a taşıdık. Bundan dolayı da çok memnunuz. Bundan sonraki hedeflerimiz, nasip olursa dünyada birinci olmayı planlıyoruz. Şu anda ilk üç firma arasındaki üretimlerde çok büyük farklılıklar yok, ulaşılabilir bir fark var. Nasip olursa bu gururu Elazığ’a kavuşturacağız” dedi.
Eskişehir (ÖZEL) Toz bulutları oto yıkamacılarda yoğunluk oluşturdu Eskişehir’de yazın beklenenden erken gelmesi ve toz bulutlarının oluşması, kentteki oto yıkamacılarının yoğunluğunun artmasına sebep oldu. Kurak geçen mevsimler sebebiyle yağışların azalması ve toz bulutlarının ortaya çıkması, oto yıkamacılarda yoğunluğa neden oldu. Oto yıkama işletme sahibi Fahri Toğrul, yazın erken gelmesinin işlerini hareketlendirdiğini, ancak toz bulutlarının yıkama sonrası araçların tekrar kirlenmesine neden olduğunu ifade etti. Toğrul, ücretlerin yılbaşından bu yana değişmediğini de söyledi. Ortalama bir araba yıkama süresinin bir saat olduğu söyleyen Fahri Toğrul, “Bir araba yıkaması tek kişiyle bir saat sürüyor, ekip çalışması olduğu zaman süre çok daha azalıyor. Mevsim değişikliği var, ama bu sene yağış da olmadı. Bahar mevsimi kurak geçiyor, yaz erken geldi. Bizim işimiz de yazları daha çok yoğun oluyor, kışın işlerimiz pek olmuyor. Ülkemizde toz bulutu da vardı, toz bulutunun gitmesiyle beraber işlerimiz biraz açıldı. Eski işlerimize kıyasla artık eskisi gibi işlerimiz olmuyor, ama havaların ısınmasıyla birlikte şu anda bir hareketlilik başladı. Toz bulutu geldiği zaman, arabaları yıkadığımızda bile bir saat içerisinde tekrar toza bürünebiliyordu, bundan dolayı bir gün yıkadığımız arabayı ertesi gün tekrar yıkadığımız da olmuştu. Temmuz ve ağustos ayları bizim genel olarak sezonumuz. Sezondan önce de bayram var, sezonun iyi geçmesini umuyoruz. Ücretlerimiz de yılbaşından bu zamana kadar değişmedi, 300 lira ile devam ediyoruz. Bir saat temizliğe baktığımızda 300 lira iyi para. Yaz sezonunda günde 20 ila 30 araba yıkayabiliyoruz, kış sezonunda ise çok daha az” dedi. “Yaz aylarında arabaları bırakıyoruz, daha çok motosiklet kullanıyoruz” Motosikletle temiz ve güzel havanın tadını çıkarttığını belirten motosiklet sürücüsü Ayhan Oğuzhan, “Biz motosiklet sürücüleri olarak zaten kışları kapanıyoruz, bu aylar bizim aylarımız. Bu sene yaz erken geldi biz de piyasaya daha erken çıktık, uzun bir yaz bekliyoruz inşallah. Şehir içinde daha fazla kullanıyoruz, ama şehir dışına da çıkıyoruz. Çok fazla kirleniyoruz tabii, özellikle bahar aylarında daha fazla toz ve sinek kirliliği oluyor motorlarda biz de bu vesileyle yıkamaya getiriyoruz. Toz ve sinek kirliliği nedeniyle sık sık yıkama ihtiyacı duyuyoruz. Bu aralar çok fazla toz ve yağmur geçişleri var bu yüzden haftada ya da 10 günde bir motoru yıkıyoruz” ifadelerine yer verdi. Motosiklet sürücüsü Oğuzhan, kış aylarında genellikle yollara çıkmadıklarını ancak bu sene yazın erken gelmesinden dolayı daha erken yollara çıktıklarını belirtti. Şehir içinde ve dışında arabadan daha çok motosiklet kullandığını dile getiren Oğuzhan, güzel havaların tadını çıkarttığını söyledi.