GÜNDEM - 19 Ağustos 2022 Cuma 17:08

Zehirlenmelerin yaşandığı Yuva köyünde toplu göç başladı

A
A
A
Zehirlenmelerin yaşandığı Yuva köyünde toplu göç başladı

Bolu’da 1 kişinin öldüğü ve 141 kişinin zehirlenerek hastaneye kaldırıldığı Yuva köyünde yaşayan vatandaşlar zehirlenme korkusuyla evlerini terk ederek, şehir merkezine yerleşmeye başladı. Köyde yaşamaya devam edenler çözüm bulunmasını isteyerek, yaşadıklarını gözyaşları içinde anlattılar.

Bolu merkeze bağlı Yuva köyü Çaydurt Mahallesi'nde Kurban Bayramı’nın son günü itibariyle başlayan zehirlenme vakalarında 1 kişi öldü, 141 kişi de hastanelerde tedavi altına alındı. Hastalardan 115’i yapılan tedavilerinin ardından taburcu edilirken, tedavileri devam edenlerin arasında entübe edilen ve yoğun bakımda yaşam mücadelesi verenlerden iyi haber bekleniyor. Köyde bulunan su depolarında yapılan temizlik ve klorlama çalışmalarının ardından vatandaşların evlerine sular yeniden verilmeye başlamasına rağmen suların içme suyu olarak kullanılmaması isteniyor.

Zehirlenmelerin yaşandığı Yuva köyünde toplu göç başladı

Köyde sessizlik hakim

Zehirlenme vakalarındaki artışlar ve zehirlenen vatandaşların durumları köyde yaşayanları tedirgin ediyor. Şebeke suyunu kullanamayan ve korku dolu günler yaşayan vatandaşlar, köyden şehir merkezine göç etmeye başladı. Sessizliğin hakim olduğu Yuva köyünde kalan vatandaşlar ise tekrar eski günlerine dönmeyi bekliyorlar.

"Elimi suya süremiyorum"

Kanlı ishal ve kusma şikayetiyle gittiği hastanede tedavi gördükten sonra taburcu edilen Fatma Keskinkılıç (70), "İçim rahat değil. Suya elimi bile süremiyorum. Korkuyorum. Hazır suyla banyo yapıyorum. Hazır suyla banyo ne kadar olur. Bunu kim yaptıysa bulunmasını istiyorum. Herkes taşındı. Kimseler yok. Burada kalsalar ne yapacaklar? Pis suyu mu içecekler? Ben de taşınalım diyorum. Ne yapacağımızı ben de bilmiyorum. Ev alsak paramız yok. Ev kirası çok pahalı" dedi.

Zehirlenmelerin yaşandığı Yuva köyünde toplu göç başladı

Gözyaşlarını tutamadı

"Benim gelinim, torunum ölseydi ne yapardım?"

Torunu ve gelininin de hasta olduğunu gözyaşları içinde anlatan Seher Kavcıoğlu (74), "Ben buraya geleli 40 sene oldu. Böyle bir şey görmedim. Ne olacak bu mahallenin hali? Yukarı ve Aşağı Yuva’da bir şey olmuyor da burada neden oluyor? Bunun bir nedeni var. Bir şey yaptılar. Millet kiraya gidiyor. Kiraya gidebilecek var, gidemeyecek var. Ben kiraya gitsem nasıl ödeyeceğim? Karşıdaki komşu gitti. Yukarıdaki gidecek. Kiracı vardı gitti. Milletin çocukları 1 aydır Ankara’da. Benim torunum, gelinim hasta oldu. Hepimiz can taşıyoruz. Benim torunum, gelinim ölseydi ne yapardım? Herkes evini satıp gitmeye karar verdi. Köyden cenaze çıkmış gibi sessiz kaldı. Oğlum sabah işten geldi, banyo yapmadan yattı çocuk. Su gelmiyor. 1 haftadan beridir su yok. Çaypınar köyünde kızım var. Oradan doldurduk suları. Taşıma suyla ne zamana kadar idare edeceğiz?" diye konuştu.

Faruk Çidem
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Filistin Dayanışma Platformu, İsrail’in Refah’ta başlattığı saldırıyı Ankara’da protesto etti Ankara’da bulunan Filistin Dayanışma Platformu, "Refah’ta Katliama Hayır" sloganıyla İsrail’in başlattığı saldırıyı protesto etmek için Amerikan Büyükelçiliği önünde toplandı. İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarının ardından 1 buçuk milyona yakın Gazzeli, Refah kentine sığınmıştı. İsrail’in Refah kentine yönelik başlattığı hava saldırısının ardından Filistin Dayanışma Platformu, "Refah’ta Katliama Hayır" sloganıyla saldırıyı kınamak için Ankara’da bulunan Amerikan Büyükelçiliği önünde çeşitli sivil toplum kuruluşlarıyla birlikte İsrail’i protesto etti. Elçilik binası önünde toplanan kalabalık, İsrail’i protesto etmek için "İnsanlık onuru siyonizmi yenecek" ve "Susma haykır soykırıma hayır" sloganları attı. Öte yandan kalabalık, İsrail askerleri tarafından Kudüs’te öldürülen Hasan Saklanan’ı ise rahmetle anmayı unutmadı. Grup adına basın açıklamasında bulunan Zeynel Abidin Özkan, İsrail’in Gazze’ye yönelik düzenlediği saldırıların ardından Refah sınır kapısına sığınan yaklaşık bir buçuk milyona yakın Gazzeli’nin 214 gündür açlıkla boğuştuğuna dikkati çekti. "Soykırımın ortakları ahirete kalmadan dünyada da inşallah gereken cezayı bulacaklar" Refah’a başlatılan saldırılarla birlikte bölgede can güvenliği sorununun da başladığının altını çizen Özkan, “214 gündür dünyanın gözü önünde Filistin’de kardeşlerimiz İsrail soykırımına maruz bırakılıyor. Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde devam eden yargılamalara; İsrail, lobi faaliyetleriyle tüm ülkelere müdahale ettirmeye ve İsrail yetkililerinin ceza almaması için bir çaba içerisine girdi. Hepimiz gördük ki aslında adalet İsrail için varmış ve tüm ülkeler de İsrail’in soykırımını desteklemek için çalışıyormuş. Bugün ortaya çıkan belgelerde görüldü ki Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde İsrail’in soykırımına ortak olan yöneticilerinin ceza almamasına yönelik baskı içeren mektuplar mahkemeyi köşeye sıkıştırmak adına kullanılıyor. Biz inanıyoruz ki hem mahkemede görülen davada hem de Güney Afrika’da devam eden davada soykırımın ortakları ahirete kalmadan dünyada da inşallah gereken cezayı bulacaklar” ifadelerini kullandı.