ASAYİŞ - 29 Ocak 2022 Cumartesi 09:26

Zeytinburnu’nda yüksek ses cinayeti davasında karar

A
A
A
Zeytinburnu’nda yüksek ses cinayeti davasında karar

Zeytinburnu’nda yüksek sesle küfürlü konuşma nedeniyle çıkan kavgada yabancı uyruklu arkadaş grubuna kurşun yağdıran ve yabancı uyruklu Abdulkader Daoud'in ölmesine sebep olan sanık Metin Gunal, yargılandığı davada, ‘kasten öldürme’ suçundan oy çokluğuyla 13 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Mahkeme üyeleri, sanığın olası kast ile eylemi gerçekleştirdiğini söylerken, mahkeme başkanı genel kast ile eylemin gerçekleştirildiği gerekçesiyle karara şerh koydu.

Zeytinburnu’nda yüksek sesle küfürlü konuşma nedeniyle çıkan kavgada evindeki ruhsatsız silahıyla yabancı uyruklu arkadaş grubunun üstüne kurşun yağdıran ve Abdulkader Daoud’un (21) ölmesine sebep olan Metin Gunal’ın yargılandığı dava karara bağlandı. Bakırköy 9. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davada sanık Gunal, ‘kasten öldürme’ suçundan müebbet hapse çarptırıldı. Sanığın eylemini olası kast ile işlediğini kaydeden mahkeme, Gunal’ın 22 yıl hapis cezasına çarptırılmasına karar verdi. Sanık Gunal’ın eylemini haksız tahrik altında işlediğini belirten mahkeme heyeti, sanığın ‘haksız tahrik altında kasten öldürme’ suçundan iyi hal indirimi uygulanarak 13 yıl 9 ay hapis cezasına çarptırılmasına oy çokluğuyla hükmetti. Sanığın tutukluluk halinin devamına karar veren mahkeme, müştekiler Ahmed Uzun ile Hasan Ozun’a yönelik ‘kasten öldürmeye teşebbüs’ suçundan ise suçun yasal unsurları oluşmadığı gerekçesiyle beraatına karar verdi.

Mahkeme başkanı karara şerh koydu

Mahkeme başkanı karara koyduğu muhalefet şerhinde, sanık hakkında olası kast hükümlerinin uygulama koşullarının oluşmadığını belirterek, ‘kasten öldürme’ suçundan cezalandırılmasını ve cezasında haksız tahrik hükümleri uygulanması gerektiğini aktardı. Mahkeme başkanı, eylemin olası kast ile gerçekleştirdiği kabul edildiği takdirde ise sanık hakkında haksız tahrik hükmü koşullarının oluşmadığını belirtti.

Sanık ile arkadaş grubun arasında olay öncesi husumet olmadığı kaydedildi

Mahkeme karara ilişkin 14 sayfalık gerekçeli kararını açıkladı. Gerekçeli kararda, sanığın her ne kadar suça konu olayda sanığın doğrudan doğruya maktulü hedef alarak ve ölüm neticesini isteyerek hareket etmiş olabileceği yönünde şüphe doğmakta ise de yargılama sürecinde sanık ile maktul ve müştekiler arasında olay öncesine dayanan bir husumetin bulunmadığının anlaşıldığı aktarıldı. Sanığın gece vakti, oturduğu evin balkonundan ateş ettiğinin anlatıldığı gerekçeli kararda, sanığın silahsız olan maktul ile müştekilerin üzerine giderek daha yakın ve müsait bir mesafeden daha ağır neticeleri mümkün kılacak ve bu neticeleri şans ve tesadüfe bırakmayacak şekilde ateş etme imkanı varken bu yolu tercih etmeden, uzak mesafeden ateş etmesi nedeniyle, eylemin genel kast ile gerçekleşmediği sonucuna oy çokluğuyla varıldığı kaydedildi.

Arkadaş grubunun sanığın eşinin yanında cesaretini sorguladıkları belirtildi

Sanık Metin Gunal’ın eşinin yanında cesaretini sorgulayan maktul ve müştekilerin dağılması gayesiyle tabancasını, tartıştığı gruba çevirerek iki el ateş etmesinin değerlendirildiği gerekçeli kararda, mesafe uzak da olsa gecenin karanlığında, tabancasından ateşlediği mermi çekirdeklerinin tartıştığı grup içinden birisine ya da olayla hiç ilgisi olmayıp o esnada tesadüfen oradan geçen birisine isabet ederek onun ölümüne veya yaralanarak zarar görmesine neden olabileceği gerekçesiyle ve ölüm neticesinin gerçekleşmesini istememesine rağmen böyle bir neticeyi öngördüğü halde tabancasıyla maktulün ve katılanların bulunduğu yere doğru iki el ateş etmesi neticesinde olası kastla ölüme neden olma sebebiyle sorumlu olacağının değerlendirildiği belirtildi.

Haksız tahrik koşullarının oluştuğu anlatıldı

Gerekçeli kararda, sanığın maktul ve müştekileri uyarmasına karşın grubun küfürler etmesi, yanında eşi bulunduğu sırada sanığın cesaretini sorgulayıcı ve küçültücü sözlerle sanığı aşağılaması nedeniyle sanığın yaşadığı hiddet ve şiddetli elemin etkisi altında maktule yönelik eylemini gerçekleştirdiği ve bu nedenle haksız tahrik koşullarının oluştuğu kaydedildi.

Beraat kararı için suçun yasal unsurlarının oluşmadığı kaydedildi

Sanık hakkında verilen beraat kararına ilişkin ise gerekçeli kararda, olası kast halinde sanığın ancak hareketinin nedensellik bağı çerçevesinde gerçekleştirdiği neticelerden sorumlu olacağı, gerçekleşmeyen neticeler için suça teşebbüs hükümlerinden sorumluluğun söz konusu olamayacağının değerlendirildiği ve bu nedenlerle suçun yasal unsurlarının oluşmadığı belirtildi.

Öte yandan, Uluslararası Mülteci Hakları Derneği avukatlarının karara karşı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine itiraz dilekçesi sunacakları öğrenildi.

İddianameden

Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, Gunal hakkında ‘kasten öldürme’ suçundan müebbet hapis cezası talep edilirken, iki müştekiye karşı ise ‘kasten öldürmeye teşebbüs’ suçundan ayrı ayrı 18 yıldan 30 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edilmişti.

İrem Demir - Sema Demir
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bayburt Bayburt’ta basit yaralama suçunda taraflar TSK’ya bağış yapma şartıyla uzlaştılar Bayburt’ta ’Basit Yaralama’ suçunda taraflar Türk Silahlı Kuvvetlerine (TSK) 10 bin lira bağış yapılması noktasında anlaştılar, dosya mahkemeye intikal etmeden çözülerek kapatıldı. K.A ve B.N.K isimli iki arkadaş dışarıda vakit geçirdikleri sırada araçla yanlarına gelen H.A ve R.A isimli şahıslar tarafından darp edildiler. Darp edildikleri iddiasıyla emniyete başvuran iki arkadaş H.A ve R.A’dan şikayetçi oldular. Mağdurların şikayeti üzerine şüpheliler H.A ve R.A hakkında ’Basit Yaralama’ suçundan soruşturma başlatıldı. Cumhuriyet Başsavcılığının yürüttüğü çalışmalar sonucunda dosyadaki suçun uzlaştırmaya uygun bir suç olduğu belirlendi, dosya Bayburt Cumhuriyet Başsavcılığı Uzlaştırma Bürosuna gönderildi. Uzlaştırma bürosu ekipleri, mağdur taraflarla uzlaşma şartlarını görüşmek için bir araya geldiler. Mağdur K.A ve B.N.K, TSK’ya bağış yapılması şartıyla şüphelilerle uzlaşacağını uzlaştırma bürosu ekiplerine bildirdiler. K.A’nın ve B.N’K’nın uzlaşma talebini kabul eden şüpheliler, TSK’ya 10 bin lira bağışta bulundular. Uzlaştırma Bürosu görevlilerinin titizlikle yürüttüğü çalışmalar sonucunda dosya mahkemeye intikal etmeden, çözüme kavuşturularak kapatıldı. Bununla birlikte, Uzlaştırma Bürosunda görevli Cumhuriyet Savcısı Asya Büşra Alim, taraflarla görüşme sağlayan uzlaştırmacılara titiz çalışmalarından ötürü teşekkür ederek, kişi onarıcı adalet anlayışına hizmet etme gayreti içerisinde olduklarını, kamuya yararlı edimleri Uzlaştırma Bürosu ekipleriyle birlikte gerçekleştirdiklerini ve çalışmaların özenle yürütüldüğünü vurguladı.
Bayburt Uzlaştırma Büro ekiplerince bir dosya daha çözüme kavuşturuldu Bayburt’ta özel bir diş kliniğine tedavi olmak için başvuran H.H.O isimli hasta, kendisine yanlış tedavi uygulandığı gerekçesiyle B.S.G isimli doktordan şikayetçi oldu. Mağdur H.H.O, şikayetçi olduğu doktorla Türkiye Erozyonla Mücadele, Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı’na (TEMA) bağış yapma şartıyla uzlaşmaya vardı. Anlaşma sağlanan dosya ise Uzlaştırma Bürosu ekiplerinin çalışmaları sonucunda kapatıldı. H.H.O isimli bir vatandaş, tedavi olmak için gittiği özel diş kliniğinde diş hekimi B.S.G’nin kendisine yanlış tedavi uyguladığı iddiasıyla doktordan şikayetçi oldu, B.S.G, hakkında ’Taksirle Bir Kişinin Yaralamasına Neden Olma’ suçundan soruşturma başlatıldı. Dosyanın Bayburt Cumhuriyet Başsavcılığına intikal etmesi sonucunda dosya incelendi, suçun uzlaştırmaya tabi olduğu belirlendi. Devreye giren Cumhuriyet Başsavcılığı Uzlaştırma Bürosu ekipleri, mağdur H.H.O ile görüşme sağladılar. Mağdur H.H.O, şüpheli B.S.G’den TEMA Vakfı’na 150 fidan bağışta bulunmasını istedi. Daha sonra şüpheli B.S.G ile bir araya gelen uzlaştırma bürosu ekipleri, H.H.O’nun talebini B.S.G’ye ilettiler. H.H.O’nun isteğini kabul eden doktor ise, 150 fidan karşılığında TEMA Vakfı’na 12 bin 800 lira bağışta bulundu. Mahkemelerin iş yükünün azaltılması amacıyla yapılan uzlaşma görüşmeleri sonucunda, taraflar edimli olarak uzlaşmayı kabul etmiş oldular. Uzlaştırma Bürosu ekiplerinin özverili çalışmalarıyla bir dosya daha sonuca vardırılarak, kapatıldı. Öte yandan, Uzlaştırma Bürosunda görevli Cumhuriyet Savcısı Asya Büşra Alim, kamu yararı gözeten çalışmaların özenle devam ettiğini bildirerek, Uzlaştırma Bürosu ekiplerine çalışmalarından ötürü teşekkürlerini iletti. Önceliklerinin kamu yararı olduğunun altını çizen Savcı Alim, Bayburt Cumhuriyet Başsavcılığı Uzlaştırma Bürosu olarak çalışmaları özenle ve önemle yürüttüklerini söyledi.
Erzincan Erzincan’da Filistin’e destek yürüyüşü yapıldı Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi (EBYÜ) öğrencileri tarafından, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarına tepki göstermek, Avrupa ve Amerika’da çeşitli üniversitelerde Filistin için yapılan protestolara destek vermek amacıyla ‘Gazze İçin Yürüyüş ve Dua’ programı düzenlendi. EBYÜ’de öğrenim gören öğrenciler ile akademik ve idari personelin yanı sıra çok sayıda Erzincanlı vatandaş, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarını protesto etmek ve aynı amaçla ABD ile Avrupa’daki üniversitelerde yapılan eylemlere destek vermek amacıyla EBYÜ kampüsünde toplandı. Program, İlahiyat Fakültesi öğrencilerinden Eyüp Budak’ın okuduğu Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başladı. Daha sonra öğrenciler, İngilizce ve Türkçe, "Gazze’de katliam var, sesini yükselt", "Bugünün Nazi’si işgalci İsrail", "Kudüs için, ilk kıblemiz Mescid-i Aksa için, Filistin için" yazılı pankart açtı. Özgür Filistin eylemlerine destek olmak amacıyla gerçekleştirilen programda EBYÜ öğrencileri adına basın açıklamasını Furkan Çoban okudu. Açıklamada şu metne yer verildi: “Allah’ın ve sizin düşmanlarınızı ve onların gerisinde olup sizin bilmediğiniz, ama Allah’ın bildiklerini korkutup caydırmak üzere, onlara karşı elinizden geldiği kadar güç ve savaş atları hazırlayın. Allah yolunda harcadığınız her şeyin karşılığı, zerrece haksızlığa uğratılmadan size tastamam ödenecektir. Bir asırdır Filistin’i işgal etmeye çalışan Siyonist terör şebekesi yaklaşık 210 gündür Gazze halkına zalimce saldırmaya devam ediyor. Filistin’de göğe yükselen bebeklerin ve çocukların feryadı, katledilen binlerce masum çocuğun mazlumiyeti; arşı alayı titretti ve arştan arza, yeryüzü şeytanlarının ve zalimlerin fermanı olarak indi. Ve dünyanın dört bir tarafında yeryüzünün vicdan ehli insanları, bataklığa düşmüş insanlığın onurunu ayağa kaldırmak adına bir devrim ateşini tutuşturdular. Bu devrim ateşi elden ele tüm ülkelerin ve milletlerin ufkunu aydınlatmaktadır. Filistin davasına destek amaçlı yapılan bu eylemler Siyonizm’in temsil ettiği küresel şeytani düzene karşı haklı bir isyandır. Başta Amerika ve Fransa olmak üzere, Batı dünyasının birçok yerinde en saygın kabul edilen üniversitelerde gönüldaşlarımız ayağa kalkarak isyan ateşine destek vermiş ve küresel intifadanın bir parçası olmayı tercih etmiştir. Birçok akademisyen ve öğrenci, bu davaya destek olmuştur. İntifada ateşi, sinelerinde yürek taşıyan herkesi etkisi altına almıştır. Tüm tedbir ve baskılara rağmen, onurlu gençlerin ve akademisyenlerin isyanları engellenememektedir. Binlerce öğrenci ve akademisyenin tutuklanması, sonucu değiştirmemiştir. Buradan zulme sessiz kalmayan bu onurlu akademisyenleri ve öğrencilerini selamlıyoruz. Ey vicdanlı ve aziz halkımız; sizler de kalkın ve bu insanlık zincirinin halkalarını oluşturun. Bu insanlık devrimine siz de iştirak edin. Gönülleriniz bu dava için atsın, Diliniz bu davayı konuşsun ve kalemleriniz bu davayı yazsın. İnsanlığın ikiye ayrıldığı bir zamanda aziz ve özgür insanların saflarında yer alın ve küresel intifadanın şerefini bir madalya olarak taşıyın. Bu şeref sizden sonraki nesillere de aktarılsın. Küresel intifadaya ve bu intifadayı kuşanan özgür ruhlu cesur yüreklere selam olsun. Ve buradan tekrar hatırlatıyoruz: Ehli Vicdan, Ehli iman olan ve kalbinde zerrece İnsanlık taşıyan herkese diyoruz ki küresel boykot mallarını almayın-aldırmayın. Unutmayın ki alınan her boykot malı bir bomba, bir tank veya bir füzedir. Ümmetin ve insanlığın izzet örtüsüne dokunan Siyonist eller varsa, onlara karşı çıkan yiğitler, Sütçü İmamlarda vardır elbet. Nihayetinde Şanlıurfa’dan bir yiğit çıktı adı Hasan saklanan idi. İmanı gayreti cesareti kabul etmedi bu zilleti ve canını Rabbi Rahmana teslim etti. Rabbimizden niyazımız şehidimizin attığı bu adımın zulmün tahtını sarsması ve İslam dünyasının bu zelilce seyirciliğine son vermesidir. Gazze’yi unutmama ve unutturmama adına elimizden ne geliyorsa yapacağız, insanlık ve Müslümanlığın bağrına hançer saplanmış iken buna seyirci ve ilgisiz kalmak elbette mümkün değildir. Son olarak buradan tüm dünyaya haykırıyoruz: Kudüs ve Mescidi Aksanın kurtuluşu için yapılacak olan her türlü meşru eylemin yanındayız, tarafıyız ve destekçisiyiz. Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi öğrencileri.” Basın açıklaması sonrasında yapılan yürüyüş ile program nihayete erdi.