EKONOMİ - 15 Ağustos 2019 Perşembe 15:17

Zorunlu deprem sigortalı konut sayısı 9 milyonu aştı

A
A
A
Zorunlu deprem sigortalı konut sayısı 9 milyonu aştı

Türkiye genelinde zorunlu deprem sigortalı konut sayısı 9 milyonu aşarken, zorunlu deprem sigortasına sahip konut oranı yüzde 52 oldu.

17 Ağustos 1999’da meydana gelen Marmara Depremi’nin 20. yıldönümünde zorunlu deprem sigortalı konut sayısı 9 milyonun üzerine çıktı. Doğal Afet Sigortaları Kurumu (DASK) istatistiklerine göre Türkiye genelinde zorlu deprem sigortasına sahip konut oranı ise yüzde 52 oldu.

HER 2 KİŞİDEN 1’İ DÜŞÜK RİSK BÖLGESİNDE OLDUĞUNA İNANIYOR 

DASK’ın anket ve derinlemesine mülakat yöntemlerini kullanarak yaptırdığı son algı araştırmasına göre her 2 kişiden 1’i evinin bulunduğu bölgeyi güvenli olarak tanımlıyor. Her 10 kişiden 7’si bu konuda herhangi bir inceleme ya da işlem yaptırmamış olsa da evinin sağlam olduğunu düşünüyor.
9 milyondan fazla konuta ulaşarak her 2 konuttan 1’ini zorunlu deprem sigortasıyla güvence altına aldıklarını belirten DASK Koordinatörü İsmet Güngör, “Konut sahiplerinin yarısını kazanmış durumdayız. Şimdi sıra diğer yarıda. Sigortalı konut sayısının artırılması hedefi 11. Kalkınma Planı’nda da yer alıyor. Son yaptırdığımız araştırmanın sonuçları, zorunlu deprem sigortası yaptırmayan konut sahiplerinin riski yönetmek yerine göz ardı etmeyi tercih ettiğini ortaya koyuyor. Konut sahiplerinin yarısı herhangi bir bilgiye ya da önleme dayanmadan depreme karşı güvende olduğunu düşünüyor. Riskle yüz yüze gelmek istemiyor. Bana bir şey olmaz anlayışı ağır basıyor. Bu kesime deprem riskini anlatmalı ve bu risk karşısında çaresiz olmadıklarını göstererek zorunlu deprem sigortası yaptırmaya ve depreme karşı önlem almaya ikna etmeliyiz. Çünkü depremden sonra hayat devam edecek ve hayatın hızla normale dönmesinde sigortanın büyük bir önemi olacak” dedi.

DEPREM YAŞAMIŞ İLLER SİGORTALILIKTA ÖNDE GELİYOR 

Zorunlu deprem sigortalılık oranı en yüksek iller arasında özellikle deprem geçirmiş illerin yer aldığını görüldü. Yüzde 80’in üstü sigortalılık oranında Düzce, Yalova, ve Sakarya, yüzde 70 seviyelerinde ise Tekirdağ ve Muğla geliyor yer alıyor. Büyük illere bakıldığında ise zorunlu deprem sigortalı konut oranının İstanbul’da yüzde 62’ye, İzmir’de yüzde 57’ye, Ankara’da yüzde 55’e ve Antalya’da yüzde 54’e ulaştığı görülüyor.
Deprem deneyiminin, illerin zorunlu deprem sigortası oranını belirgin şekilde etkilediğinin altını çizen Güngör şunları söyledi: 

“17 Ağustos Marmara depremi ülke tarihimizde çok büyük bir yıkım ve acıydı. 2000 yılında kurulan DASK, depremin konutlarda oluşturabileceği maddi hasarları teminat altına almak ve depremden sonra hayatın devamlılığını sağlamak amacıyla kuruldu. Ancak araştırma sonuçları aradan geçen 20 yılda bireylerin risk algısında depremin sırasının gerilediğini gösteriyor. Sonuçta bu depremi yaşamamış yeni bir nesil yetişti. Şimdi misyonumuz, depremi ve depreme karşı alınması gereken önlemleri yeni bir acı yaşamadan anlatmak.”

DENİZLİ’DEKİ KONUTLARIN 125 BİNİNDE ZORUNLU DEPREM SİGORTASI BULUNUYOR 

8 Ağustos’ta Denizli’nin Bozkurt ilçesinde meydana gelen 6 büyüklüğündeki depremle ilgili Denizli halkına ve çevre illere geçmiş olsun dileklerini de ileten Güngör, “Depremde can kaybı yaşanmaması en büyük tesellimiz, yaralananların da en kısa sürede sağlığına kavuşmasını temenni ediyoruz. Denizli’de ve depremden etkilenen çevre illerde depremin ardından gelen ihbarlarla hızla hasar tespit çalışmalarına başlandı. Bugün itibariyle yüzde 50’lik sigortalılık oranıyla Denizli’deki konutların 125 bininde zorunlu deprem sigortası bulunuyor. Depremlerin konutlarda oluşturduğu her türlü maddi hasarın yükünü karşılamak için bu sayının artması önem taşıyor. Denizlilerin geleceklerini güvence altına almak için bu duyarlılığı göstereceklerine inanıyoruz” dedi.  

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Ankara’da Junıor Teknoloji festivali Buse Bilim Koleji’nin düzenlendiği 2024 Junior Teknoloji Festivali 5-11 yaş aralığındaki çocuklara eşsiz bir deneyim yaşatmaya devam ediyor. Milli Eğitim Bakanlığı’nın tüm okullar için ortak duyurusu olan Bilim ve Teknoloji Festivali için haftalar boyunca titizlikle değerlendirmeler yapıldı. Festivalde şehir içi ve dışından katılım gösteren yüzlerce proje arasından finale kalan projeler yarışacak ve kazananlar ödülleriyle buluşacak. Eğitim öğretimde 25 yılını tamamlayan ve Ankara Yenimahalle’nin tek IB programlı okulu olan Buse Bilim Koleji’nin düzenlediği Festival, 27 Nisan 2024 Cumartesi günü saat 11:00’da Buse Bilim Koleji bahçesinde gerçekleştirilecek. Bu festival sizi göklere uçuracak 23 Nisan haftasına denk gelen festivalde teknolojik, bilimsel, kültürel ve sanatsal aktiviteler yapılacak. Çocukların gökyüzünü yakından tanıma fırsatını yakalayacağı etkinlikte drone uçurma, İHA, teleskop gözlemi, planetaryum, survivor parkurları, robotik kodlama, fildişi macunu, volkan deneyi, dinozor avcıları, büyüteç izleme, masal dinletisi, mandala, alçı, akıl oyunları, makey makey gibi birçok etkinlik yer alacak. Eğlenerek öğrenen çocuklar, yeni bilgiler deneyimleyebilecekleri bir gün yaşayacaklar. Buse Bilim Kolej’i Bilim Kurulu Başkanlığından yaptığı açıklamada; ‘Festival için hazırlanan projelerin sahipleri, alanlarında uzman isimlerle bir araya gelecek ve onlarla birlikte yakından deneyimlerini paylaşacaklar. Bu festival ile gelecekte bilim ve teknoloji adına yeni fikirler için çocuklara ilham olmasını planlanıyor. Üniversitelerden profesörler, Yente Makine A.Ş ve Airaks Havacılık Teknolojileri mühendisleri ve daha önce Buse Eğitim Kurumları’ndan mezun olan mühendisler jüri olarak görev alacaklar. Festivalin 1’incisi olan öğrenci veya gruba “ 9 bin TL + 3 bin TL, danışman Ödülü”, 2’nci olan öğrenci veya gruba “6 bin TL + 2 bin 500 TL danışman ödülü”, 3’üncü olan öğrenci veya gruba “3 bin TL + 2 bin TL danışman ödülü” Katılımcılara ise ‘’Katılım Belgesi’’ verilecek.
Malatya MAGİNDER, kentteki çalışmaların hızlandırılmasını istiyor Malatya Girişimci İş İnsanları Derneği (MAGİNDER) olarak her süreçte Malatya’nın yanında yer aldıklarını belirten Başkan Salih Karademir, her zaman sorunları dile getirerek çözüm yollarının bulunması adına gerekli adımları attıklarını söyledi. 6 Şubat depremlerinin üzerinden yaklaşık 15 ay gibi bir süre geçtiğini ifade eden Başkan Karademir, 31 Mart’ta gerçekleştirilen yerel seçim sonuçlarına değindi. Seçimlerin üzerinden 26 gün geçtiğini ifade eden Karademir, “Belediye başkanlarımıza öncelikle MAGİNDER ailesi olarak hayırlı olsun diyoruz” dedi. Malatya’da bugün en büyük sorunlardan birinin imar sorunu olduğunu da dile getiren Karademir, “Malatya’da şu an yerinde dönüşümlerle ilgili, rezerv alanlarla ilgili ve imar noktasında belediye başkanlarımızın hızlı bir şekilde adım atmasını bekliyoruz. Çünkü bugün Adıyaman’da seçimden önce 3-4 ay öncesinden rezerv alanların tamamının ihalesi yapılmış tamamı da bugün itibari ile de devam etmektedir. Yine aynı şekilde Adıyaman’dan örnek verecek olursak yerinde dönüşümler yine 3-4 ay öncesinden başladı, şu an yerinde dönüşüm projeleri devam etmektedir. Oradaki vatandaşlar yerinde dönüşümden faydalanıp inşaatlarını tamamlama noktasına gelmiş bulunmaktadır. Aynı şekilde TOKİ bugün Adıyaman’da yıl sonuna kadar toplamda 36 bin konut ihalesi yapacağı ve 20 bin konutu yıl sonuna kadar teslim edeceklerdir. Ama biz Malatya olarak şu an çok gerideyiz. Yerinde dönüşümler ile ilgili başlayan hiçbir projemiz yok. Yine aynı şekilde rezerv alanlarımızın hiçbirinin ihalesi yapılmamıştır. Yine aynı şekilde TOKİ tarafından yapılan konut sayısı da şu an hali hazırda toplamda 10 bin konut ihalesi yapılmıştır. Ve bunun sadece 6 bini teslim edilmiştir. Malatya için toplamda 65 bin TOKİ konutunun yapılacağı belirtilmiştir. Ama biz Malatya olarak şu an çok gerideyiz. Bu da Malatya’nın en büyük sorunudur. İş dünyası bugün çok zor durumdadır. Malatya’nın hem esnafı hem tüccarı hem sanayicisi, barınma sorunu ve ticaretin yeniden canlanması için devletin bir an önce burada ki projelere hız vermesi gerektiğini düşünüyor” ifadelerine yer verdi. Buradaki en büyük sorumluluğun yeni seçilen belediye başkanları ve siyasilere düştüğünü de ifade eden Karademir, “Başkanlarımızın ve siyasilerimizin bir an önce birlik ve beraberlik içerisinde devletimiz ve hükümetimiz ile gerekli noktalarda görüşüp hızlı bir şekilde bu sorunları çözüme kavuşturması gerekiyor. Eğer bunu hızlı bir şekilde gerçekleştiremezlerse Malatya halkı gerçekten çok ciddi bir göç kaybı verecektir. Ve bu göç kaybı daha da büyüyerek devam edecektir” dedi. Her zaman Malatya’da olduklarını ve olmaya da devam edeceklerini de dile getiren Başkan Karademir, “Malatya’da çalışacağımızı ve burada yatırım yapmaya devam edeceğimizi söyledik, bugünde bu şekilde devam ediyoruz. Ama Malatya halkının da sesine kulak vermeliyiz, vermek zorundayız. Malatya halkının sorunlarını çözmek zorundayız. Biz bugün yaptığımız basın açıklamasıyla birlikte bir an önce milletvekilleri, belediye başkanlarımızı birlik ve beraberlik içinde Malatya’mız için hızlı bir şekilde çalışacaklarına inanıyoruz. Çünkü Malatya halkı bugün Türkiye’de yapılan seçimlerde üzerine düşeni fazlasıyla yapmıştır. Malatya’nın bu saatten sonra beklentileri daha fazladır. Hükümetimizin Malatya’ya daha fazla destek vermesi gerektiğine inanıyoruz. Malatya halkı hiçbir zaman devletini ve hükümetini yalnız bırakmamıştır. Bu seçimde de tekrardan bunu göstermiştir” şeklinde konuştu. Bugün diğer deprem bölgesindeki illerin daha hızlı bir şekilde toparlandığını ve yatırım aldığını da gördüklerini dile getiren Karademir, “Bununla ilgili siyasilerimizin kendi aralarında olan kısır çekişmeleri bırakıp bir an önce Malatya’nın sorunlarına odaklanıp, ‘Ben değil biz olarak’ sorunları çözmelerini istiyoruz. Çünkü birliğin olmadığı bir yerde hiçbir zaman başarı gelmez. Eğer başarılı olmak istiyorlarsa Malatya halkının sesine kulak vermeleri lazım. İstişare yapmaları lazım. Kendi aralarındaki sorunları çözmeleri lazım. Malatya’ya hizmet etmeleri lazım. Biz inşallah sürecin takibindeyiz, yine elimizden geldiği kadar Malatya’mızın sorunlarını dile getirmeye çalışacağız” diye konuştu. Malatyalıların artık dayanacak gücünün kalmadığını da vurgulayan Karademir, “Depremin üzerinden yaklaşık 15 ay geçti. Bugün Adıyaman’ın bile bu şekilde yatırım olması ve hızlı bir şekilde projelerin çözüme kavuşması Malatya halka adına üzüntü vericidir. Siyasilerimizin hızlı bir şekilde bu konuları çözmeleri gerekiyor. Yoksa burada Malatya’daki yaşayan vatandaşlarımızın umudu kalmamıştır, sabrı tükenmiştir. Bu şehri biz başkalarına bırakmak istemiyoruz, bu şehirde kalmak istiyoruz. Biz MAGİNDER ailesi olarak elimizden geldiğince bu sorunları dile getirmeye çalışmaya devam edeceğiz” dedi.
Tokat Tokat’ta minik yürekleriyle yazar oldular Tokat’ta ilkokul öğrencileri, "Dilimizin Zenginlikleri" projesi kapsamında yazdıkları öykü ve masallarla Türkiye’de bir ilke imza attı. Okulda düzenlenen Anahtar Kelimelerle Hikaye Yazma Yarışması’na katılan öğrencilerin eserleri, finale kalarak kitaba dönüştürüldü. Tokat’tın Artova ilçesinde Gazipaşa İlkokulu öğrencileri, "Dilimizin Zenginlikleri" projesi kapsamında yazdıkları öykü ve masallarla Türkiye’de bir ilke imza attı. Okulda düzenlenen Anahtar Kelimelerle Hikaye Yazma Yarışması’na katılan öğrencilerin eserleri, finale kalarak kitaba dönüştürüldü. Gazipaşa İlkokulu Okul Müdürü Göksel Taslıoğlu’nun öncülüğünde ve İlçe Kaymakamı Erkan Atam’ın desteğiyle gerçekleşen proje, ilkokul öğrencilerinin edebi yeteneklerini ortaya çıkarmayı hedefledi. Finale kalan 6 hikâye, özenle derlenerek "Minik Kalplerden Öykü ve Masallar" adıyla basılan bir kitap haline getirildi. 400 adet basılan bu kitap, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından da destekleniyor. Öğrencilerin küçük yaşta yazarlık deneyimi kazanmaları ve eserlerinin basılması, gelecekte ünlü yazarlar olma hayallerini besliyor. Projenin başarıyla tamamlanmasıyla birlikte, Artova Gazipaşa İlkokulu öğrencileri Türkiye’de ilk kez ilkokul düzeyinde kitap yazma ve yayınlama başarısına imza atmış oldu. Bu proje, öğrencilere yaratıcılık ve yazma becerilerini geliştirme fırsatı sunarken dil ve kültür zenginliğinin korunmasına da katkı sağlıyor. “Sadece Artova’da değil Türkiye’de okunması gerekiyor dedik” Proje hakkın da bilgiler veren Artova Kaymakamı Erkan Atam; “Gazipaşa İlkokulu öğrencilerimiz Anahtar Kelimelerle Hikaye Yazma yarışması düzenlemişti. Bu yarışma sonucunda öğrencilerimizin de gerçekten yetenekli olduğunu da görmüş olduk. Bu hikayelerin sadece Artova’da değil tüm Türkiye’de okunması gerektiğini düşündük. Bizler de öğrencilerimize destek olarak bu öykü ve hikayeleri kitaplaştırarak kamu kuruluşlarına ve kütüphanemize dağıttık” dedi. “Çocuklarımız projenin ruhunu kavramış” Projenin dil bilincinin gelişmesi açısından önem arz ettiğini belirten Tokat Milli Eğitim Müdürü Hüseyin Kır ise “Küçük çocuklarımızın projenin ruhunu kavramaları ve bu çerçevede de metinler hazırlamaları dil bilincinin gelişmesi açısından çok önemlidir. Ayrıca bu yapılan çalışmanın okul müdürünün gayretleri, ilçe milli eğitim müdürümüzün organizesi ve ilçe kaymakamımızın da projeye sahip çıkmasıyla kitaplaşması da çok güzel bir ürünün ortaya çıkmasına vesile olmuş” diye konuştu. “Minik yürekleriyle yazılar yazan yazarlarımız var” Kitap hakkında bilgiler veren Artova Gazipaşa İlkokulu Müdürü ve kitabın editörü Göksel Taslıoğlu, “Dilimizin zenginlikleri projesi kapsamında öğrencilerimizle bir yarışma düzenledik. Bu yarışma sonucunda güzel yazılarını ölümsüzleştirmek istedik ve bugüne geldik. Artık onların kitapları var. Minik yürekleriyle kocaman yazılar yazan yazarlarımız var” dedi. Kitabın yazarı ilkokul öğrencileri ise büyüdüklerinde ünlü bir yazar olma hayali kurduklarını ifade etti.