EKONOMİ - 01 Kasım 2017 Çarşamba 17:14

Hatay’da "Organik Tarımın Geliştirilmesi" paneli

A
A
A
Hatay’da "Organik Tarımın Geliştirilmesi" paneli

Doğu Akdeniz Kalkınma Ajansı (DOĞAKA), Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü, Mustafa Kemal Üniversitesi ile Hatay Valiliği tarafından "Organik Tarımın Geliştirilmesi" paneli düzenlendi.

Doğu Akdeniz Kalkınma Ajansı (DOĞAKA), Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü, Mustafa Kemal Üniversitesi ile Hatay Valiliği tarafından "Organik Tarımın Geliştirilmesi" paneli düzenlendi.


Antakya Savon Otel’de düzenlenen panelin açılışında konuşan DOĞAKA Genel Sekreteri Onur Yıldız, DOĞAKA’nın bugüne kadar yaklaşık 30 milyon liralık tarım ve gıda projelerine destek verdiğini söyledi.


Yıldız, insanoğlunun gelişen kaliteli hayatıyla beraber sürdürülebilir hayatından bir tanesinin de insan sağlığı ve tarımdan gelen ürünlerin kalitesi olduğunu belirtti.


Yıldız, 2010 yılından bugüne kadar 5T prensibi olan tarım, turizm, ticaret, teknoloji ve taşımacılık konularına gerek hazırlamış olduğu eylem planlarıyla gerek tarım master planlarıyla gerek tarım sektörü üzerinde zeytinden, kirazdan, cevizden ve diğer tarım ürünlerine yönelik yapmış oldukları sektör raporlarıyla gerek akademik anlamda gerek projelere verdikleri mali desteklerle bu sorunların ekonominin geliştirilmesi ve bu sektörün rekabet gücünün arttırılması amacıyla bir çok destekler sunduklarını kaydetti.


Hatay Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürü Mehmet Andiç ise organik tarımın bilinçsiz ve aşırı gübre ile tarımsal ilaç kullanımı sonucu bozulmaya yüz tutan tarımsal ekosisteme ve insan sağlığını korumak amacıyla geliştirilen tarımsal bir üretim sistemi olduğunu belirtti.


Organik tarımın geleceğin ihtiyaçlarına yönelik olarak dikkat, bilgi ve özveri gerektiren üretim tekniği olduğunu belirten Andiç, "Tüm dünyada yıllardan beri süre gelen bilinçsiz ve aşırı gübre ile tarımsal ilaç kullanımı sonucu bozulmaya yüz tutan tarımsal ekosisteme ve insan sağlığını korumak amacıyla geliştirilen tarımsal bir üretim sistemidir. Ancak organik tarım uygulamaları bir ürünün ekim ve dikiminden sonra hiçbir uygulama yapmadan kendi haline terkedilerek eski yöntemlerle üretim şekli değildir. Organik tarım, aksine geleceğin ihtiyaçlarına yönelik olarak dikkat, bilgi ve özveri gerektiren üretim tekniğidir. Ekosistem, hatalı uygulamalar sonucu kaybolan dıoğal dengeyi yeniden kurmayı amaçlayan organik tarım yöntemi üretimden tüketime kadar yetiştiriciliğin her alanında sertifikalı olmasında sağlamaktadır. İlimizde organik ürün yetiştiriciliği açısından önemli potansiyele sahiptir" dedi.


Hatay Vali Yardımcısı Aydın Tetikoğlu’da, Hatay’ın tarım şehri olduğunu ve tarımın yanında sanayisinin de geliştiğini belirtti.


Tarımın önündeki iki büyük tehdit olduğunu ve bunların sanayileşme ve konutlaşma olduğunu vurgulayan Tetikoğlu, "Hatay tarım şehri. Tarımın yanında da aynı zamanda bir sanayi şehri. Tarımın önünde iki büyük tehdit var. Bir sanayileşme, iki konutlaşma. Hatay’da da sanıyorum bu üç unsur arasında çekişme var. Bir an önce Hatay’da özellikle il genelinde bir master planı yapılarak herkesin belirli bir alanının açıklanması lazım. Çünkü sanayi her gelişmesinde her istihdam alanında genişlediğinde hemen başvuracağı yerler tarım alanları. Tarım bir ülkenin vazgeçilmez unsurları arasında tabi sanayide öyle" diye konuştu.


Konuşmaların ardından Mustafa Kemal Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erdal Dağıstan’ın moderatörlüğünde Ege Üniversitesi Öğretim Görevlisi ve Ekolojik Tarım Organizasyonu Derneği ETO Onursal Başkanı Prof. Dr. Uygun Aksoy tarafından Organik Tarım Uygulamaları ve Yararları konulu sunumunu sundu.


Daha sonra Organik Tarım ve İyi Tarım Uygulama Daire Başkanı Organik Tarım Birim Koodinatörü Osman Aslan tarafından Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının Organik Tarım Faaliyetleri anlatılırken ve Ekolojik Tarım Organizasyonu Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Nazmi Akbaytürk tarafından da Organik Tarımda Pazarlama konuları anlatıldı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Zonguldak Enkazdan sağ çıkan Hediye hayırseverlerin desteğiyle dünyaevine girdi Hatay’da yaşanan depremde enkazdan beş gün sonra sağ kurtulan 21 yaşındaki Hediye Demirkol, nişanlısı ile ertelediği düğününü hayırseverlerin de desteğiyle Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli ilçesinde gerçekleştirdi. Hatay’da yaşayan 21 yaşındaki Hediye Demirkol, nişanlısı Muhammet Yıldız ile birlikte düğün hazırlıkları yaparken 6 Şubat 2023’te yaşanan depremlerde annesi ve kardeşi ile enkaz altında kaldı. Deprem sonrası enkazın arasında nişanlısını arayan Muhammet Yıldız, günlerce umudunu kaybetmeden molozların arasında Hediye Demirkol’dan bir iz aradı. Ekiplerin çalışmaları sonucu beş gün sonra enkazdan sağ kurtulan Hediye Demirkol’un kolu ampute edildi. Enkazda annesini kaybeden ve kardeşinin de iki ayağı ampute edilen Hediye Demirkol, sevk edildiği Adana’da tedavisinin tamamlanmasının ardından kardeşiyle birlikte Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli ilçesine taşındı. Türk Kızılay Şubesi ve hayırseverlerin de desteğiyle bir eve yerleştirilen Hediye Demirkol, Şube Başkanı Kürşat Yağız’a deprem nedeniyle ertelenen düğün planından bahsetti. Çiftin hayalini gerçekleştirmek isteyen Kızılay, düğün için hazırlık başlattı. Davul zurna eşliğinde gelin alma adetinin yerine getirilmesiyle birlikte çeyizler de eve taşındı. Yapılan duaların ardından konvoy halinde Gülüç Belediyesi Düğün Salonu’na gelen çift, burada dünyaevine girdi. “Evlilik sürecimiz depremden sonra çok farklı boyuta geldi” Hayırseverler ve sevenleri genç çifti düğünde yalnız bırakmadı. Dört senelik nişanlılık süreci sonrası düğün hazırlığı yaptıkları sırada depremin olduğunu anlatan Hediye Demirkol, “Birbirimizi görüp tanıştık. Uzun bir hikayemiz var. Zamanla konuşa konuşa ileriye dönük sürecimiz başladı. Söz takıp nişanlandık. Yaklaşık dört senedir birlikteyiz. Deprem bizim dönüm noktamız oldu. Önceleri evlilik sürecini düşünüyorduk ama depremden sonra çok farklı boyuta geldi. Birbirimizden kopamadığımızı o zaman anladık. Düğünü erteledik. Deprem olmasaydı geçen yaz düğün olacaktı. Tedavi süreçleri oldu" dedi. Karadeniz Ereğli’ye geldiklerinde nikah yaparak dünyaevine girmeyi planladıklarını ve Kızılay’ın desteğiyle düğün yaptıklarını anlatan Demirkol, “Bu şekilde bize güzel bir düğün organize ettiler. Hatay’dan Karadeniz Ereğli’ye geldik. Orada hiçbir şeyimiz kalmadı. Buradaki güzel insanlarla tanışma sürecimiz oldu. Birçok insanla tanıştık. Sağ olsunlar hiçbir zaman desteklerini ayırmadılar” diye konuştu. “Küs öleceğimizi bilmek beni kahretti” Depremin kendileri için dönüm noktası olduğunu söyleyen Muhammet Yıldız ise, “İnsan sevdiğinden asla kopamaz. Depremin olduğu gün kendisiyle küstük. Öleceğine değil de küs öleceğimize çok üzüldüm. Sürekli bunu düşünüyordum, kahroldum. Neden kavga ettiğimizi düşündüm. Demek ki iki günlük dünyaymış, kavga etmeye hiç gerek yokmuş” dedi. İlk depremin yaşanmasında bir saat sonra nişanlısının evinin enkazının başına geldiğini anlatan Yıldız, “Enkazdan araçlar geçemiyordu. Yakınlarında bir tane park vardı. İnsanlar ateş yakmış duruyordu. Bir umut oradadır diye kendisini, annesini ve küçük kardeşini aradım. Kimseyi bulamadım. Enkaz başında gördüğüm tablo her şeyi anlamama yetti. Oradan birisinin çıkması imkansız gibi bir şeydi. Arkadaşlarım da bunu söylüyordu. İlk başta Hediye’nin ölmediğini söylüyordum. Boşuna ümitlenmememi ve durumu kabullenmemi söylediler. Sonuna kadar Hediye’nin yaşadığını düşünüyor ve inanıyordum. Sonra Hediye’nin sesini duyduk ve yaşadığını öğrendik” ifadelerini kullandı.