GENEL - 01 Ağustos 2018 Çarşamba 12:40

Hatay karpuzu, Adana karpuzuna rakip oldu

A
A
A
Hatay karpuzu, Adana karpuzuna rakip oldu

Hatay’ın Yayladağı ilçesinde üretilen karpuz, Adana’nın meşhur karpuzuna rakip oldu.

Hatay’ın Yayladağı ilçesinde üretilen karpuz, Adana’nın meşhur karpuzuna rakip oldu.


Hatay’ın Yayladağı ilçesinde üretilen çileğin ardından karpuz üretimine de başlanıldı. Aroması ve yumuşaklığıyla Adana karpuzuna rakip olan Yayladağı karpuzu tarlada 80 kuruşa satılıyor.


Hatay’ın Yayladağı ilçesi Çabala Mahallesi’nde çiftçilik yapan İhsan Erdem, yaklaşık 15 yıldan beri üretime devam ettiği karpuzun rağbet görmeye başladığını ve su olmamasına rağmen üretim yaptıklarını dile getirdi.


Çiftçi İhsan Erdem su olmamasına rağmen karpuz üretimi yaptıklarını ve 1 dönüm tarladan 8 ton karpuz hasat ettiklerini belirterek, "Yayladağı’nda geçmiş dönemlerde üretimini yaptığımız tütün bittikten sonra alternatif olarak karpuz üretimine yöneldik. Çiftçilik yapıyoruz ancak su olmadığından dolayı zaman zaman sıkıntı yaşıyoruz. Karpuz, bol su isteyen bir meyvedir. Ancak bizim burada yaptığımız üretimde su olmamasına rağmen 1 dönüm tarladan yaklaşık olarak 8 ton karpuz toplamaktayız. Burada suyumuz olsa da üretim de daha fazla mahsul elde edebiliriz. Ürettiğimiz karpuz özellikle son zamanlarda piyasa da çok tutulmaya başladı” dedi.


Çiftçi Erdem kendi imkanlarıyla yaptıkları göletten su ihtiyacının bir kısmını karşıladıklarını söyleyerek, "Bizim üretimini yaptığımız karpuz orijinal çekirdektir. Su olmamasına rağmen orijinal çekirdek olduğundan dolayı çok tercih ediliyor. Su sıkıntısı çektiğimizden dolayı şimdilik Adana karpuzuna henüz tam anlamı ile rakip olamadık. Ama her şeye rağmen burada ürettiğimiz karpuzlar içerisinde 22 kilo 700 gram karpuz tarttık. Kendi imkanlarımız ile yaptığımız gölet ile su ihtiyacımızın bir kısmını karşılamaya çalışıyoruz. O su sayesinde burada tarıma devam etmekteyim. Böyle sıkıntılar yaşamasak belki çevredeki birçok çiftçimizde Yayladağı’nda karpuz üreterek gelir elde edebilir" diye konuştu.



"Birçok çiftçimiz ekim yaptıysa da istedikleri sonucu alamadılar"


Yayladağı’nda bazı çiftçilerinde karpuz üretimi yapmaya çalıştığını ancak istedikleri sonucu almadıklarını vurgulayan Erdem, "Yayladağı’nda yaklaşık 15 yıldan beri karpuz üretimi ile uğraşıyorum. Bu işi yapanda tek kişiyim diyebilirim. Birçok çiftçimiz ekim yaptıysa da istedikleri sonucu alamadılar, çok şükür biz karpuz üretiminden iyi para kazandım ve kazanmaya da devam ediyorum. Geçtiğimiz senelerde 8 dönüm ekim yaptım ve yaklaşık 80 ton karpuz aldım. Bu sene ise 5 dönüm ektim ve toplamda 40-45 ton karpuz almayı ümit ediyoruz. Bu yıl ilk hasadı yaptık ve çıkan 22 ton karpuzu sattık. İkinci hasatta 10-12 ton civarı, sonrasında iki hasat daha yaparız” şeklinde konuştu.


Çiftçi Erdem ürettikleri karpuzun tamamen organik olduğunu ve kesinlikle aşı kullanmadıklarını vurgulayarak, "Bu karpuz üretimini daha da geliştirerek, buralara tüccarların gelmesini istiyoruz. Adana karpuzu bizim burada yetişen karpuzumuzdan daha önce çıkıyor. Ancak bizim karpuzun hasadı yapıldıktan sonra Adana karpuzu satılmıyor. Çünkü tadı, aroması, sululuk oranı, yumuşaklığı ve orijinal çekirdek olması nedeniyle çok tercih ediliyor. Bizim karpuzlarımızda kesinlikle aşı yoktur, tamamen organik, gübresiz, kendi halinde yetişmektedir. Tadına bakanlara göre Adana karpuzuyla arasında çok tat farkı var” dedi.


Adana karpuzunun toptan satış fiyatı ortalama 60 kuruş olduğunu, Yayladağı karpuzunun ise tarladaki fiyatının 80 kuruş, perakende fiyatının ise 1 lira olduğunu belirten Erdem, karpuzu İskenderun’dan gelen tüccarlara sattıklarını da sözlerine ekledi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Kızılay’dan 8 Mayıs Dünya Kızılay ve Kızılhaç Günü’nde anlamlı sergi 8 Mayıs Dünya Kızılay ve Kızılhaç Günü, Kızılay tarafından anlamlı bir sergi ile kutlandı. Karaköy Paket Postanesi’nde açılan “Yüzyıllık Emanet, Esir Mektupları” adlı sergide, Türk Kızılay arşivinden derlenen 1. Dünya Savaşı dönemine ait yerli ve yabancı esir mektupları, kartlar, listeler, defterler, döneme ait pul ve zarflar ile fotoğraflara yer verildi. Kızılay, 8 Mayıs Dünya Kızılay ve Kızılhaç Günü dolayısıyla “Yüzyıllık Emanet, Esir Mektupları” adlı sergi düzenledi. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı ve TRT’nin katkılarıyla açılan sergide, Türk Kızılay arşivinden derlenen 1. Dünya Savaşı dönemine ait yerli ve yabancı esir mektupları, kartlar, listeler, defterler, döneme ait pul ve zarflar ile fotoğraflara yer verildi. Mektuplar Karaköy Paket Postanesi’nde geçtiğimiz günlerde ziyarete açılırken, ‘8 Mayıs Dünya Kızılay ve Kızılhaç Günü’ nedeniyle Türk Kızılay tarafından sergi alanında etkinlik düzenlendi. Etkinliğe Kızılay Genel Sekreter Yardımcısı Murat Ellialtı, Uluslararası Kızılhaç ve Kızılay Dernekleri Federasyonu (IFRC) yetkilileri, diplomatik misyon temsilcileri ile davetliler katıldı. Etkinlikte konuşan Kızılay Genel Sekreter Yardımcısı Murat Ellialtı, “Dünya Kızılay ve Kızılhaç hareketi modern zamanların ilk organize küresel hareketedir. Bu ilk iyilik hareketidir modern zamanlarda. İnsanlığın asırlardır biriktirdiği bu savaşçı ruhuna inat birçok ülkeden iyi insanlar bir araya gelerek, 1.5 asır önce bu gönüllülük hareketini kurdular. Bu hareketin bir diğer özeliği de gönüllülük temeli üzerinde yükselmesidir. Dünyanın farklı coğrafyalarından farklı renklerde, farklı şeylere inanan, farklı dinlere mensup, farklı renklerden birçok ülkeden iyi insanlar bir araya gelmişlerdir bu hareket vesilesiyle. Hareketin kurulmasına, savaş alanında terk edilmiş insanlara ayrım yapmaksızın yardım etme duygusu vesile olmuştur. Sonra bu hareket nerede bir insanı kriz varsa, onun doğurduğu acıları dindirmeyi amaçlayarak bugüne kadar gelmiş, bundan sonra da gidecektir. Bu harekete mensup 191 ülkede birçok iyi insan var. Dünya haritasını önümüze koyup, elimizi nereye dokundurursak biliriz ki orada bu hareketin mensubu gönüllüler, çalışanlar ve onlara destek veren iyi insanlar var. Ülkemiz bu hareketin saygın üyelerinden biridir. Çünkü milletimiz bu harekete güç verir. Bağışçılarımız ve gönüllülerimiz nerede bir insani kriz olsa orada olmamız için bize desteklerini esirgemiyorlar" dedi. Ellialtı, "Bugünün bir başka anlamı da bu mekanda yüzyıllık emanet esir mektuplarını sergiliyor olmamızdır. 1. Dünya Savaşı esnasında düşman ülkelerin eline esir düşüp, ailelerinden haber alamayan, ailelerine haber gönderemeyenler o zamanki Kızılay yani Hilal-i Ahmer Esirler Komisyonuna mektup yazmış, kendi halleri, durumları hakkında bilgi vermiş, ailelerinden bilgi alıp, kendilerine ulaşmalarını istemişlerdir Kızılay’dan. Burada, o günle günümüz arasında ilişki kurmayı sağlıyor bu mektuplar. Çok güzel hikayeler var çok nezih Türkçeyle yazılmış. Bir annenin mektubu var mesela. Oğlunun şurada, şurada esir olduğunu bildiğini ama haber alamadığını ve haber almak istediğini, kendisinden de ona haber ulaştırılmasını istediğini söylüyor. Yine askerlerin mektupları var, nefis bir Türkçeyle yazılmış. O günün ruhunu bugünlere taşıyor adeta. Onlar da yine ailelerinden haber almak, ailelerine haber ulaştırmak adına müracaat etmişler” ifadelerini kullandı.
İstanbul Eda Erdem Dündar: "Bu yazı hepimiz heyecanla bekliyoruz, hedeflerimiz yüksek" A Milli Kadın Voleybol Takımı Kaptanı Eda Erdem Dündar, bu yazı heyecanla beklediklerini söyleyerek, hedeflerinin yüksek olduğunu belirtti. 70. Gillette Milliyet Yılın Sporcusu ödül töreninde 2023 yılın enleri sahiplerini ödüllerini aldı. Tören öncesinde basın mensuplarına konuşan A Milli Kadın Voleybol Takımı Kaptanı Eda Erdem Dündar, "Çok keyifli bir gece olacağından hiç şüphe yok. Bugün burada tüm takım olarak bulunmaktan gerçekten keyif alıyoruz. Umarım herkes için keyifli bir akşam olur. Biz kadın sporcular olarak gerçekten ülkemizde ilgi ve alaka görüyoruz. Ben şahsım olarak konuşmam gerekirse uzun yıllar benim için öncelikli hedefimiz istikrar olmuştur. Oynadığım oyunu her zaman en iyi seviyede yapmaya çalışıyorum. Bunun karşılığını saha içinde ve saha dışında en iyi şekilde alıyorum. Yakın zamanda heykelim de dikildi. Çok mutlu ve mesudum. Benim için unutulmaz şeyler oluyor diyebilirim" şeklinde konuştu. Kariyerini ne kadar daha sürdüreceğinin sorulması üzerine deneyimli voleybolcu, "Öncelikle ben gerçekten voleybol oynamaktan büyük keyif alıyorum. Benim için oksijen ne kadar ihtiyaç ise voleybol da hayatımda o kadar önemli. Vücudum el verdikçe oynamak istiyorum. Kendime 40 yaşına kadar bir hedef koymuştum. Bakalım 40’a az kaldı. Hep birlikte göreceğiz" diye konuştu. "Bu yazı hepimiz heyecanla bekliyoruz" Yazı heyecanla beklediklerini vurgulayan Eda Erdem Dündar, "Önce FIVB Milletler Ligi daha sonra Paris Olimpiyat Oyunları var. Takım olarak çalışacağız. En iyi şekilde Paris’e gitmek istiyoruz. Öncesinde Milletler Ligi’nde seviyemizi görme şansımızı göreceğiz. Hedeflerimiz yüksek. Geçen yaz rüya gibi geçti. Bu sene de ülkemizi gururlandırmaya başarılarımızı devam ettirmek için her şeyi yapacağız. Hedef elbette madalya. Güzel bir yaz olacağına hepimiz yürekten inanıyoruz" ifadelerini kullandı.