GENEL - 08 Aralık 2018 Cumartesi 10:18

Şifalı bitkilerin yer aldığı müze, ecza deposu gibi

A
A
A
Şifalı bitkilerin yer aldığı müze, ecza deposu gibi

Hatay’da eski Antakya Evi’nde kurulan, Türkiye’nin ilk ve tek olma özelliğine sahip, Tıbbi ve Aromatik Bitkiler Müzesi, içerisinde barındırdığı ve birçok hastalığa iyi geldiği belirtilen 280 bitki türüyle adeta ecza deposunu andırıyor.

Hatay’da eski Antakya Evi’nde kurulan, Türkiye’nin ilk ve tek olma özelliğine sahip, Tıbbi ve Aromatik Bitkiler Müzesi, içerisinde barındırdığı ve birçok hastalığa iyi geldiği belirtilen 280 bitki türüyle adeta ecza deposunu andırıyor.


Hatay’da Hatay Valiliği tarafından yaptırılan ve 2013 yılında açılan Tıbbi ve Aromatik Bitkiler Müzesi, içerisinde 280 çeşit bitki barındırıyor. Bitkilerin fotoğraflarıyla birlikte kurutulmuş ve yağ hallerinin de sergilendiği müzeye, gelen yerli ve yabancı turistler büyük ilgi gösteriyor.


Müze de görevli Biyolog Abdullah Er, Hatay genelinde 2500 civarında bitki yetiştiğini 280 tanesinin müzede tanıtım ve sergisinin yapıldığını belirterek “Burası 2013 yılı Haziran ayı itibari ile hizmete girdi, yani yaklaşık olarak 5 yıldır faaliyet gösteriyor. Hatay bitki türü açısından zengin bir ilimiz. Burası da bu zenginliği ifade etmek için kurulmuş bir müze. 2013 yılında dönemin Valisi Mehmet Celalettin Lekesiz tarafından projesi onaylandı, tamamen kendi şahsi fikriydi ve Türkiye’de ilk olarak Tıbbi ve Aromatik Bitkiler Müzesi olarak hizmete girdi. Hatay genelinde 2500 civarında bitki türü yetişiyor. Bunun yaklaşık olarak 350 tanesi endemik olmak özelliği taşıyor. Hatay’da yetişen yaklaşık 350 endemik bitkinin de yaklaşık 40 tanesinin sergisini yapıyoruz. Tabi ki burada ki amaç tıbbi ve aromatik bitkiler. İnsan sağlığına katkısı olan şifalı bitkiler. Hatay genelinde yaklaşık 900’e yakın tıbbi ve aromatik bitki yetişiyor ama biz bunu 550 olarak kabul ediyoruz. Çünkü Eczacılık Fakültesi ile işbirliği ile tedavi edici özelliğinin onlarla birlikte karar verildiği için yaklaşık 600 civarında tıbbi ve aromatik bitkinin yetiştiğini kabul ediyoruz. Müzemizde onlardan 280 tanesini tanıtım ve sergisini yapıyoruz” dedi.


Turistler genelde ilkbahar ve sonbahar aylarında müzeyi ziyarete geldiğine dikkat çeken Er, “Hatay’ın ikliminden dolayı, yazın çok sıcak, kışında yağmurlar bol olduğu için gezme imkanı bulamıyorlar. İlkbahar ve sonbahar da daha çok ziyaretçi yoğunluğumuz oluyor. Tabi kış döneminde okuldan gelen ziyaretçilerimiz oluyor, anasınıfından, üniversite son sınıf öğrencisine varıncaya kadar her kesimden ziyaretçileri burada ağırlıyoruz ama şehir dışından, yurt içi ve yurtdışından gelen ziyaretçilerimiz de Google yazdığı zaman aslında Hatay’da gezilecek yerler denildiği zaman burayı çok rahatlıkla bulabiliyor. Zaten müzenin bulunduğu konum itibari ile de Habib-i Neccar Camii’ne çok yakın oluşu, ilk ışıklandırılan Kurtuluş Caddesi’nde yer alması, kilise, cami ve havraya yakınlığı itibari ile Hatay’a gelen ziyaretçiler burayı görmeden gitmiyorlar” ifadelerine yer verdi.


Biyolog Abdullah Er Tıbbi ve Aromatik Bitkiler Müzesi’nin doğal bir ecza deposu olduğunu vurgulayarak “dışarıdan gelen ziyaretçi, her kesimin ilgisine bağlı ama genelde bizim Hülasa odamızı daha çok beğeniyorlar. Oradaki uçucu yağlar, onun değişik renkte oluşu özellikle bayanların ilgisini çekiyor. Bu içerisinde bulunduğumuz oda da aktar görüntüsü var. Yani doğal bir ecza deposu. Burası doğal bir ecza deposunu andırıyor gibi bir görüntüye sahip, doğrusu da aslında öyle. Tamamen doğadan elde edilen bitkilerle, tedavi yöntemlerinin uygulandığı bir merkez olarak kabul edilebiliriz. Tamamen şifalı bitkilerin yer aldığı bir müze” dedi.


Öğrencilerini müze ziyaretine getiren Fen Bilgisi öğretmeni Gülay Aslan ise öğrencilerine ders olarak anlatmalarına rağmen somut olarak görerek hafızalarında daha iyi yer etmesini amaçladıklarını belirterek “çocukları buraya getirdik, çünkü bölgemizde yetişen endemik bitkileri tanıtmak. Bunları ders olarak tabi ki anlatıyoruz ama somut olarak dokunsunlar, görsünler, hafızalarında daha iyi bir şekilde yer edinmesi adına sosyal bir etkinlik olarak da, hem onların sosyalleşmesi hem de gerçekten bölgede yetişen bitkilerin hakkında bilgi edinmeleri için buraya getirmiş bulunuyoruz” ifadelerine yer verdi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzincan Annesini ayı yiyen ve ölmekten gazeteci tarafından kurtarılan keçi yavrusu büyüdü Erzincan’da yaklaşık 1 ay önce annesini ayı yiyen ve ölmekten gazetecinin sayesinde kurtulan oğlak büyüdü. Kendisini ziyarete giden gazeteciyle adeta hasret giderdi. Erzincan’ın Çağlayan beldesinden Munzur Dağlarına trekking yapmak için yaklaşık 2 bin metre rakıma çıkan Murat Aydemir ve beraberindeki arkadaşı doğadan gelen inleme sesi üzerine irkildi. Bir süre etrafa bakınan Aydemir, yarısı yenmiş kalan kısmı da toprağa gömülen keçiyi ve kış uykusundan uyanan ayının ayak izlerini gördü. Ayı tarafından öldürülen keçinin yanına giden Aydemir ve arkadaşı çalılıkların dibinden bir ses duymaları üzerine baktıklarında kısa bir süre önce dünyaya gelen keçi yavrusunu fark ettiler. Murat Aydemir, bitkin ve ölmek üzere olan keçi yavrusuna, şeffaf eldivenin parmak kısmını biberon gibi kullanıp içerisine ılık su ve şeker katıp süt niyetine içirdi. Bir süre sonra karnı doyan yavru keçi kendini toparladı. Sırt çantasına yavru keçiyi koyarak köye dönen Aydemir, keçinin sahibi olan Çağlayan Beldesinden Abdullah Anlar’a ulaştı. Munzur Dağından köye yaklaşık 2 saatlik yolu gazetecinin sırt çantası içerisinde gelen yavru keçi, kanguru yavruları misali çantayı barınağı gibi sahiplendi. Şirinliğiyle mutluluk kaynağı olan yavru keçi, dışarı çıkarıldığında dönüp dolanıp çantanın yanından ayrılmak istemedi. “O oğlak büyüdü” Murat Aydemir aradan geçen yaklaşık 1 ay sonra oğlağı görmek için Abdullah Anlar’ın ağılına gitti. Diğer oğlaklarla birlikte gayet sağlıklı görünen keçi yavrusu, hayatını kurtaran insana adeta vefa gösterisinde bulundu. Aydemir ile hasret gideren oğlak tebessüm ettirdi.
Bartın Bartın’da kafa kafaya çarpışan araçlar savruldu: 5 yaralı Bartın’da karşı istikametlerde seyir halinde bulunan 2 araç, hız uyarı tabelası önünde çarpıştı. Kazada 2 kişi, su kanalına devrilen araçta sıkışırken, biri çalılık alana, araçların parçaları ise yola savruldu. Kazada 1’i ağır 5 kişi yaralandı. Edinilen bilgiye göre Gürgenpınarı’ndan Bartın istikametine seyreden ve sürücüsünün ismi belirlenemeyen 74 ABF 264 plakalı araç ile karşı yönden gelen yabancı ülke plaka kodu bulunan ve sürücüsünün ismi öğrenilemeyen araç ile çarpıştı. Boğaziçi Caddesi üzerindeki hız limitlerini gösteren tabela önünde meydana gelen feci kazanın sebebinin ise aşırı hız olduğu belirtildi. Kazada çarpışmanın etkisiyle araçlardan biri yol kenarındaki su kanalına devrildi. Araç içerisinde bulunan 3 kişiden biri çalılık alana savrulurken, 2’si ise araçta sıkıştı. Diğer araç ise su kanalına ramak kala durmayı başarırken içerisindeki 2 kişi de yaralandı. Hava yastıkları açılan araçta bulunanların hafif şekilde yaralandığı öğrenilirken, araç içerisindeki kan izleri ise dikkat çekti. Her iki araçtan kopan parçalar yola ve yol kenarına savruldu. Kazanın ardından olay yerine çok sayıda polis, sağlık ve itfaiye ekipleri sevk edildi. Araçta sıkışan 2 yaralı, itfaiye, polis ve sağlık ekiplerinin yürüttüğü başarılı çalışma ile kurtarılarak, ambulansa bindirildi. Yabancı plakalı araçta bulunan ve yaralanan 2 kişinin ise gurbetçi olduğu kaydedildi. Olay yerine gelen polis ekipleri yolda başka bir kazanın yaşanmaması için güvenlik tedbiri aldı. Yapılan ilk müdahalenin ardından yaralılar, Bartın’daki hastanelere kaldırılarak tedavi altına alındı. Kazada yaralanan 5 kişiden birinin durumunun ağır olduğu öğrenildi. Kazanın ardından trafiğin kontrollü bir şekilde sağlandığı yol, yürütülen temizlik çalışması ve aracın su kanalından kurtarılması çalışmasının ardından yeniden trafiğe açıldı.