GÜNDEM - 16 Ağustos 2025 Cumartesi 10:34

Teknolojik aletlerden uzak tutularak büyütülen Ümit, Tayland’da düzenlenen bilim olimpiyatlarda üçüncü oldu

A
A
A
Teknolojik aletlerden uzak tutularak büyütülen Ümit, Tayland’da düzenlenen bilim olimpiyatlarda üçüncü oldu

Hatay’da yaşayan 10 yaşındaki Ümit Keçik, Türkiye’de katıldığı matematik ve bilim yarışmasında 1. olurken Tayland’da düzenlenen olimpiyatlarda üçüncülük elde etti. Ailesi tarafından teknolojik aletlerden uzak tutularak büyütülen Keçik, günde bir kitap okuyarak gelişimini sürdürüyor.


İskenderun ilçesinde yaşayan 10 yaşındaki Ümit Keçik, ileri seviyedeki zekası ve problem çözmedeki başarılarıyla dikkat çekiyor. Anne ve babası tarafından teknolojik aletlerden uzak tutularak büyütülen ve her gün bir kitap okuyarak yaşamını sürdüren Keçik, Türkiye’de düzenlenen bilgi yarışmasında 1. olarak Tayland’da düzenlenen matematik ve bilim olimpiyatlarına katılmaya hak kazandı. Ailesi tarafından sağlanan desteklerle Tayland’a giden ve SIMSO (Singapore International Mathematical and Science Olympiad) yarışmasına katılan Keçik, dünya üçüncüsü olma başarısı elde etti. Elde ettiği başarısıyla ailesini gururlandıran Keçik’in hedefiyse Harvard’da eğitim almak.


"Günlük bir kitap bitiriyorum, çoğunlukla bilim kitapları okuyorum"


Kazandığı derecelerle gurur duyan Ümit Keçik, Tayland’da düzenlenen dünya şampiyonasında üçüncü olduğunu ifade ederek "Dünya genelinde yapılan fen ve matematik olimpiyatıydı. Bana göre kolaydı. Biyoloji, kimya ve astronomi vardı. Bu dersleri Türkiye’de hiç görmedim ama yine de Türkiye birincisi ve dünya üçüncüsü oldum. Tayland’a gidip sınava girdim. Çok gururlandım, çok mutlu oldum. Uzayla ilgili roketler tasarlamıştım. Üç tane dev roketin geçişlerle birbirine bağlanıp atmosferden çıktıktan sonra dalgalarıyla uzayda süzülmesini düşündüm. Harvard’da okumak istiyorum. Günlük bir kitap bitiriyorum, çoğunlukla bilim kitapları okuyorum. Türkiye’deki sınavı 15 dakikada, dünya finalindeki sınavı ise 28 dakikada tamamladım. İki sınavda da 90 dakika süre verilmişti. Ayrıca herpetolog, yani amfibi ve sürüngen bilimcisi olmak istiyorum" dedi.


"Hiç telefon ya da tablet vermedim, hep kitaplara yönlendirdim"


Başarı karşısında gözleri dolan anne Nurhan Keçik, "Ümit’in annesi olmak harika bir şey. Ümit anlatılacak değil, yaşanacak bir çocuk. Çok ilginç gözlem yeteneği ve bilgiye sahip. Bizim eğitim sürecimiz daha ben hamileyken başladı. Hamilelikte ona şarkılar ve ninniler söyledim. Doğduğunda iki aylıkken kitap yapraklarını kendi çevirmeye başladı. Hiç telefon ya da tablet vermedim, hep kitaplara yönlendirdim. En çok dinozorları ve uzayı sevdi. Fizik, kimya ve biyolojiye ilgisi büyüdü. Tayland’a gitmek için çok çabaladık, bir ay boyunca uğraştık. Ben köy okulunda okudum, imkansızlıklar içinde büyüdüm. İki yıl öğretmenimiz olmadı, üç sınıf bir arada okuduk. O yüzden kendi çocuklarıma sahip olamadığım tüm imkanları sunmaya söz verdim. İki çocuğumun da ayrı odası ve kitaplığı var. Hayallerine ulaşmaları için elimden geleni yapacağım" ifadelerini kullandı.


"Kazanacağına emindim ama Türkiye birincisi olması beni de şaşırttı"


Oğlunun başarısını değerlendiren baba Ercüment Keçik, "Ümit doğduğundan beri bizi şaşırtan bir çocuk. Çok araştırmacı, bunun en büyük sebebi annesi. Daha anne karnındayken evladımıza kitaplar okunması çocuğu yönlendirdi. Kazanacağına emindim ama Türkiye birincisi olması beni de şaşırttı. Ardından Tayland daveti geldiğinde araştırdım, dünya genelinde bir yarışma olduğunu öğrendim. Türkiye’de başarı kazandıysa orada da şansımızı deneyelim dedik. En azından o ortamı yaşasın istedik. Sonuna kadar arkasındayım ve destekçisiyim. Kendi imanlarımızla gönderdik, çok şükür" şeklinde konuştu.



Teknolojik aletlerden uzak tutularak büyütülen Ümit, Tayland’da düzenlenen bilim olimpiyatlarda üçüncü oldu

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Trabzon "Neden olmasın" dedi, 45 yaşında üniversite hayaline kavuştu Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümü’nde eğitim gören 45 yaşındaki Gönül İnan, yıllar boyunca içinde büyüttüğü üniversite hayalini ertelemesine rağmen vazgeçmedi. 3 çocuk annesi İnan, 45 yaşında girdiği sınavı kazanarak üniversite sıralarındaki yerini aldı. Trabzon’da yaşayan 3 çocuk annesi 45 yaşındaki Gönül İnan, bir arkadaşının "Neden olmasın" sözüyle cesaret buldu. Bu teşvikle üniversite sınavına girmeye karar veren İnan, zorlu hazırlık sürecini ev ve çocuk sorumluluklarıyla birlikte yürüttü. "Kadın isterse her yaşta başarır" sözünü yaşayarak gösteren Gönül İnan, Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümünü kazandı. Birinci sınıfta eğitime başlayan Gönül İnan, genç arkadaşlarıyla aynı sırayı paylaşmaya başladı. Derslere olan ilgisi, disiplini ve kararlılığı takdir toplayan İnan, yarım kalan hayalini tamamlayarak pek çok kadına umut oldu. Yıllarca çocuklarının okul heyecanını yaşayan Gönül İnan, şimdi kendi sınav stresini, ders telaşını ve başarı sevincini yaşıyor. "Çocuklarım çok büyük destekçim oldu" Çocuklarından birinin Ankara’da psikoloji, diğerinin Samsun’da makine mühendisliği en küçük çocuğunun ise ilkokulda eğitimine devam ettiğini belirten Gönül İnan, "Televizyonda yaşı büyük hanımların bir girişimde bulundukları gördüğüm zaman hayranlık duyuyordum. Tekrar üniversite sınavlarına girmeme vesile olan aslında arkadaşım Gülcan. Deneyelim bence yapabiliriz dedi. Bende çok ümitle olmayarak deneyelim dedim. Sonuçlar açıklandığında kazandığımı gördüm. Asıl hedefim aslında Almanca öğretmenliğiydi. Almanya geçmişim olduğu için bir şeyler başarırım diye düşündüm. Maalesef Trabzon’da Almanca öğretmenliğine dair bir bölüm olmadığı için İngilizce’yi tercih ettim. Bir baktım ki sıradayım. Nasip oldu şu anda İngiliz Dili ve Edebiyatı okuyorum. Çocuklarım çok büyük destekçim oldu. Kızım Ankara’da psikoloji okuyor, oğlum Samsun’da makine mühendisliği okuyor. Onlarla istişare ediyorum. Aslında onlar biraz benim velim gibi oldular. Kayıt işlerini hep kızım yaptı. Normalde veliler çocuklarını kaydeder bizde ters oldu. Artık üniversite hayatından bahsediyoruz. Vizyonu açık gençlerle tanışmak benim için çok güzel bir duygu. Hep çok saygılılar. Güzel anlaşıyoruz, ben hepsini ayrı ayrı seviyorum. Çocuklarım uzakta olduğu için hepsini evladım yerine koydum. Onların da beni sevdiğini görüyorum" dedi. "Her sabah okula gelirken mutlu oluyorum" Sınıf arkadaşlarının motive edici cümleler kurduğunu kaydeden İnan, "İlk sınıfa girdiğim an biraz sessizdim analiz ettim ama sonra günler geçtikçe baktım gençlerde benim için ‘Bu yaştan sonra nereden geldi’ şeklinde bakmadılar. Bir ara ümitsizliğe kapıldım; ’Acaba yapabilecek miyim?’ ’Her şeyi unuttum tekrar baştan hatırlayamıyorum’ gibi baktım motive edici cümleler kurdular. ’Olur mu abla devam et iyi gidiyorsun’ şeklinde bu bana çok iyi geldi. Benim de çocuklarım uzakta olduğu için empati yapıyorum. Bir anne olarak düşünüyorum. Her zaman bir sıkıntınız olduğunda beni arayabilirsiniz diyorum. Öğrenmenin ve eğitimin yaşı yoktur. Hiçbir zaman geç değil. Ev hanımlarına sesleniyorum tabii ki evi toparlamak düzeltmek güzel şey ama her gün aynı iş aynı hiç kimse madalya takmıyor. Bu işler bitmiyor, kendi kültürünüzü geliştirin. Mutlu olduğunuz şeyleri yapın. Bilmemek ayıp değil öğrenmemek ayıptır derler en azından çabalıyorum. Henüz bir plan yapmadım ama tercümanlık veya öğretmenlik yapabilirim. Her sabah okula gelirken mutlu oluyorum. Benim için bu bile yeterli" şeklinde konuştu. "İyi ki benim annem" Gönül İnan’ın Ankara’da Psikoloji eğitimi gören kızı Cemre İnan ise "Çok gururlu ve mutluyum. İyi ki benim annem. Başaracağını biliyordum. Güveniyordum o yüzden şaşırmadım. Her zaman yanında bulunacağım. Sınıf arkadaşları ile diyaloglarına şahit oldum. Bu beni çok mutlu etti. Hepsi çok değerli ve kıymetli insanlar. İyi ki annemin yanındalar. Aynı sınıfta annemle eğitim görseydik eğlenceli olabilirdi" diye konuştu. "Yaşının büyük olması onu bizden hiçbir şekilde ayırmıyor" Gönül İnan’ın sınıf arkadaşı Arda Akgün de, "Bu kadar genç öğrencinin arasında bizim iki katımız yaşa sahip bir öğrencinin olması elbette alışagelmiş bir durum değil. Hepimiz bu duruma şaşırmıştık ancak Gönül ablanın bize olan tutumu, bize yaptığı ablalık görevi gerçekten bizim için çok değerli. Kendisi tüm sınıf tarafından sevilen çok önemli bir insan. Kendisini çok seviyoruz. Derslerde de çok aktif. Buraya bir öğrenci bilincinde gelmiş. Yaşının büyük olması onu bizden hiçbir şekilde ayırmıyor. Öğrenme hırsı bizimki gibi kendisini çok taktir ediyorum" ifadelerini kullandı.
Samsun Dünya halıları bu koleksiyonda Samsun’da görev yapan bir öğretmen, 25 farklı ülkeden topladığı 150 duvar halısından oluşan koleksiyonuyla dikkat çekiyor. Müzik öğretmeni olarak görev yapan Seçkin Esen (55), şimdiye kadar edindiği kazanımını farklı bir amaç uğrunda kullanıyor. Dünyanın birçok kıtasına giderek kültürel değeri olan duvar halılarını toplayan Esen, 25 farklı ülkeden onlarca halı satın aldı. Halıları koleksiyon hâline getiren Seçkin Esen, yurt içi ve yurt dışından topladığı 150 halıdan 40’ına hikâye yazarak proje oluşturdu. Geçen yıl 120 halısını Mersin’de sergileyen Esen, koleksiyonuna dünyadan birçok halı daha ekledi. Esen ayrıca göz bebeği olarak gördüğü halıların satılık olmadığını ancak sürekli olarak koleksiyonunu genişlettiğini sözlerine ekledi. Müzik Öğretmeni Seçkin Esen, "Koleksiyonumuzu imkânlar dâhilinde genişletmeye çalıştık. Yine yurt dışından bulduk, yurt içinden bulduk, yurt dışından gelenleri bulduk ve koleksiyonumuz genişledi. 25 tane daha koleksiyonumuza halı kattık. 150’ye yakın halımız var. Çok değerli duvar halılarımız mevcut. Bu halıları ülkemize yakışan bir şekilde sergiye çıkaracağız. Koleksiyonu gelecek kuşaklara aktarılacak bir miras olarak değerlendiriyoruz. Yani bir araba olsa, ev olsa, tarla olsa değer verebiliriz. Bizim için ülkemizde böyle bir çeşitliliğin olması, böyle bir koleksiyonun olması her şeyden daha değerli" dedi. "Japonya’dan Almanya’ya, Çin’den İspanya’ya birçok ülkenin halısı bu koleksiyonda" Doğudan başlayarak birçok kıtadan o yöreye ait duvar halılarını topladığını dile getiren Esen, "Halı koleksiyonuna doğudan başladık biz. Öncelikle Türk cumhuriyetlerinden, Çin’den, Japonya’dan, Türkmenistan, Özbekistan, Kırgızistan oralardan duvar halıları aldık. Daha sonra İran, Irak kısmından aldık. Savaştan önce gittiğimizde Ukrayna’dan aldık. İtalya’dan var, İspanya’dan var, Hindistan’dan var, Almanya’dan var. Yaklaşık 25 ülkeden halı topladık. Koleksiyondaki halılarda değişik güzellikte ve ender olan halılar var. Türkmenistan’dan ipek dokuma halılar ender halılardır. Bizi bilenler çeşitli ülkelerden önce halının fotoğrafını atıyor. Kriterlerimize uyuyor mu, ender mi bunlara bakıp sonra da gidip alıyoruz" diye konuştu. "Koleksiyondaki tüm halılar benim göz bebeğim" Tüm halılarını göz bebeği olarak gördüğünü de sözlerine ekleyen Esen, "Tüm halılar benim göz bebeğim. Oğlum da tüm bu eserlere, mirasıma sahip çıkacak" dedi. Gaziantep Üniversitesi Türk Musikisi Devlet Konservatuvarı’nda lisans, İstanbul Teknik Üniversitesi Sosyal Bilimler Fakültesi’nde de yüksek lisans yapan Seçkin Esen, en büyük hobisinin duvar halılarını izlemek olduğunu sözlerine ekledi.