GENEL - 10 Ocak 2017 Salı 13:22

Isparta’da kar hayatı olumsuz etkiledi

A
A
A
Isparta’da kar  hayatı olumsuz etkiledi

Isparta yeni güne kar yağışıyla başladı. Yoğun kar yağışı ile birlikte şehir beyaz örtüyle kaplandı. Kent merkezinde kar kalınlığı 30 santimetreye ulaştı. Kar yağışı ile birlikte durum değerlendirmesi yapan Valilik, kent merkezinde okullarda eğitim öğretime ara verilmesini kararlaştırdı. Eğirdir, Yalvaç ve Aksu ilçelerinde de öğleden sonra okullarda eğitime ara verildi.
Isparta’da kar yağışı kentin en büyük semt pazarlarından Salı Pazarını da vurdu. Esnafın sadece yüzde 15’i tezgah açarken, esnaf tenekelere attığı odunla ısınmaya çalıştı. Pazar esnafı kar yağışından haberdar oldukları halde vatandaşa hizmet için tezgahı açtıklarını belirtirken, bereket yağmasından dolayı mutlu olduklarını söyledi. Pazarda alışveriş yapan Mehmet Ergun, karlı havaya rağmen sebze meyve fiyatlarını uygun olduğunu söyledi . Kar yağışından memnuniyetini dile getiren Yusuf Erdoğan da çok güzel bir manzara olduğunu belirterek, "Mevsimin getirdiği olağanüstü doğal güzellik. Çiftçinin köylünün buna ihtiyacı var. Keşke Türkiye’de her sorun kar sorunu gibi olsa. Türkiye bunları aşar ama asıl sorunları nasıl açacak bilmiyorum" dedi.

Demirel heykeli beyaza büründü
Kent merkezinde trafikte zaman zaman aksamalar meydana gelirken, sürücüler araçlarını park ettikleri noktalardan çıkarmakta zorlandı. Belediye ekipleri Acil Eylem Planı çevresinde kar kürüme, ve kumlama çalışmaları yaparak an arterlerin açık tutulması için çaba gösterdi. Şehir merkezinde ilginç görüntüler oluşurken, Türkiye’nin 9. Cumhurbaşkanı Isparta’nın simgesi merhum Süleyman Demirel’in heykeli beyaza büründü.
Kar yağışının sürdüğü taşrada ise çok sayıda köy yolu ulaşıma kapanırken, Jandarma trafik ekiplerini zincirsiz araçların Davraz Kayak Merkezi’ne çıkmasına izin vermediği öğrenildi Özel İdare ekipleri de araç sayısını artırarak yol açma çalışmalarını sürdürüyor. Isparta İl Özel İdare Genel Sekreteri Mahmut Zadeoğlu, merkez köyler, Eğirdir, Atabey ve Gönen ilçeleri dahil taşımalı eğitim kapsamındaki 36 köyde öğrencilerin evlerin ulaşması için yol açma çalışması yaptıklarını söyledi. Karla mücadele araç sayısını 18’den 23’e çıkardıklarını kaydeden Zadeoğlu, " Isparta’ya son 15 yılın en yoğun karı yağıyor. Davraz Kayak Merkezin’de bekleyen araçlarımızı bile ilçe ve bağlantılı köylere çektik. Ekiplerimiz sürekli kumlama, tuzlama ve yol açma çalışması yapıyor. Sürücülere uyarımız zincirsiz şekilde trafiğe çıkmamalarıdır" dedi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bitlis Prof. Dr. Palabıyık akademisyenlere seslendi: “Gazze için konforunuzu bozun ve cübbenizi giyin” Bitlis Eren Üniversitesi’nde (BEÜ) görevli Akademisyen Prof. Dr. Adem Palabıyık, ABD ve Avrupa’daki üniversitelerde akademisyenlerin desteği ile devam eden İsrail protestolarına karşı Türkiye’deki akademisyenlerin seslerinin kısık kaldığını belirterek, “Gazze için konforunuzu bozun ve cübbenizi giyin” dedi. ABD ve Avrupa’daki üniversitelerde süren Gazze eylemlerine ilişkin açıklama yapan Prof. Dr. Palabıyık, “Ülkemizdeki akademisyenlerden hala güçlü bir ses duyamadık. Tüm dünya akademisyenleri ayaktayken ülkemizdeki akademisyenlerin ayağa kalkmaması beni üzüyor. Sessiz kalmak ahlaki ve insani vefasızlıktır akademik utançtır” dedi. “PKK’ya terör demeyenler İsrail’e sustu” “7 Ekim’den itibaren başlayan kıyıma karşı sesimizi hep yüksek tuttuk ve bunu ekranda da dile getirdik” diyen Palabıyık, “Cübbemi ve kefiyemi giyerek erkândan çağrı da yaptım. Elbette akademisyenlerin bütünü için ifadelerim geçerli değil, lakin Boğaziçi’nde dikilen akademisyenlerin, sadece dikilişi kadar bir gündem oluşturmak neden mümkün olamıyor anlamış değilim. Barış Beyannamesi denilen ve devletimizi neredeyse katliam yapmakla suçlayan akademisyenler, İsrail’e karşı neden sessiz? Bu nasıl ikiyüzlülüktür? Binlerce bebeği kundakta katleden PKK terör örgütü için sözde Barış Beyannamesi imzalayanlar, İsrail karşısında neden sus pus oldu?” “Akademisyenler artık konforlarını bozsunlar” Akademisyenlerin en büyük korkusunun konfor alanlarının bozulması olduğunu belirten Palabıyık, sözlerine şöyle devam etti: “Çünkü akademisyenler, sahip olduğu şartların aleyhlerine dönme ihtimalinden çok korkarlar. Bu sadece maddi güç değil, aynı zamanda Bourdieu’nün bahsettiği ’fildişi kulelerini’ de kaybetme korkusudur. Çünkü akademisyen ancak üniversitedeki ofisi ile ontolojisini koruyabilir, dışarıda asosyal olduğu için bir hiçtir. Kulesinden bakan akademisyen, olayları da ancak yukarıdan gördüğü gibi yorumlar, sahanın bir parçası olamaz. Daha doğrusu toplumu bir parya modeli olarak görür. Odası, yani kulesi, onu yalıtan en büyük etkendir. Artık bu konfor Gazze için bozulmalıdır.” “28 Şubat’tan hala korkuyorlar” Palabıyık, “Akademisyenler hala 28 Şubat’ın hayaletinden korkuyorlar ve bu hayaletin hala ortalıkta dolaştığını iddia ediyorlar. Bir yandan fişlenme, öte yandan değişebilecek iktidar gibi olgular onlara inanılmaz bir korku aşılıyor. Akademik cübbe üzerine Filistin kefiyesi giymek ve bu halde çekilebilecek bir fotoğraf karesinin gelecekte önlerine çıkma ihtimali hala onlar için çok güçlü bir hayali varsayımdır. Bu kâbus üzerinden inşa ettikleri gündelik hayata dair korku, onların sonraki yıllarda yaşayabileceği olumsuzlukların önüne geçmek için kullanılan bir araçsal cihazlara dönüşmüş durumdadır. Maalesef, bu korku kendini muhafazakâr ve Müslüman olarak tanımlayan akademisyenlerde daha fazla görülüyor. Buna ahlaki ihanet veya muhafazakâr vefasızlık demek yanlış olmayacaktır” diye konuştu. “Feminist akademisyenler çürük kokuyor“ Gazze için hiçbir öğrenciye söz hakkının tanınmadığını ifade eden Palabıyık, “Lümpen burjuva denilecek bu kesimin özellikle Gezi ve feminist söylemlerle hareket ettiğini de unutmadık. Feminizmi LGBT’ye sürükleyen aklı evvellerin kendi derslerini Gezi Parkı’nda devam ettirmek için öğrencilerini üniversiteden çıkardıkları ve Gezi eylemlerine katılmalarını tavsiye ettikleri de gün gibi biliniyor. Lakin konu Gazze olunca tek bir öğrenciye söz hakkı tanınmıyor. Çünkü Gazze, Müslümanların yüzakı olduğu için, onların direnişinin ahlaki yönü engellenmek isteniyor. Bu nasıl bir akademik buhrandır? Bunlar insanlıklarını kaybetmiş” dedi.
Malatya Malatya’da 200 gram pide 10 TL oldu Malatya’da 7,5 TL olarak satılan pideler bugününden itibaren yapılan zam ile 10 TL’ye satılmaya başlanıldı. Ham maddedeki artışlar nedeniyle Malatya’da da pide fiyatları bugünden itibaren 10 TL’den satılmaya başlanıldı. Fırıncı esnafı depremden bu yanı 7,5 TL olarak satılan 200 gram ekmeğin oda kararı ile birlikte bugünden itibaren kent genelinde 10 TL olduğunu söyledi. Malatya’da fırıncı esnafı Hacı Pence, un başta olmak üzere ham maddeye yapılan zamlardan sonra şuana kadar kazançlarının olmadan satış yaptıklarını ifade ederek, “Rayiç belirlendi ama yeterli değil. Girdi maliyetleri, un fiyatları, işçilik ücretleri çok yüksek. Kazanmamız için 15 TL olması lazım ama şu anki fiyat 10 TL. İşçilik yüksek, verdiğimiz para yeterli gelmiyor, dolayısıyla işçi bulamıyoruz. 4 kişi çalışmamız gerekirken 2 kişi çalışıyoruz. Bir yıldır ekmeğe zam gelmemişti. Bir çuval un 700 TL, kira, işçiye 45 bin lira veriyoruz. Artan maliyetler nedeniyle ekmeğe zam yapıldı” dedi. Bir diğer fırıncı esnafı Ali Koçer ise ekmek yapımında gerekli olan maya, tuz ve un gibi ham maddelere uzun zaman önce zam yapıldığını hatırlatarak “Fiyat şu an için yeterli. Una aşırı derecede zam geliyor. Un geçen sene devlet destekliyken 390 TL iken desteğin kesilmesinden sonra 680 lira oldu. Maliyetler arttığı için ekmeğe zam yapıldı” diye konuştu.