POLİTİKA - 17 Nisan 2018 Salı 15:57

İl Başkanı Zabun’dan hizmet değerlendirmesi

A
A
A
İl Başkanı Zabun’dan hizmet değerlendirmesi

AK Parti Isparta İl Başkanı Osman Zabun, il ve ilçelerdeki tüm belediyelere talip olduklarını belirterek, hükümetin ve AK Belediyelerin kentte yaptığı hizmetleri anlattı.

AK Parti Isparta İl Başkanı Osman Zabun, il ve ilçelerdeki tüm belediyelere talip olduklarını belirterek, hükümetin ve AK Belediyelerin kentte yaptığı hizmetleri anlattı.


AK Parti Isparta İl Başkanlığı tarafından bir değerlendirme toplantısı düzenlendi. AK Parti İl Başkanı Osman Zabun ve parti yöneticilerinin katıldığı basın toplantısında, Isparta’da hükümetin yaptığı hizmetler ve seçim çalışmaları anlatıldı. Isparta İl ve İlçe Teşkilatlarının genel ve yerel seçimler için çalıştığını belirten Zabun, “Bizim için bir seçimin bitişi diğer bir seçimin başlangıcıdır. İl, ilçe, kadın ve gençlik kolları teşkilatlarımız ilçe ve merkezde arı gibi çalışıyor” dedi.



“Isparta, sağlık hizmetleri noktasında birinci il”


Isparta’nın, en nadide şehirlerden biri olduğunu dile getirerek, sağlık alanında lider bir il olduğunu belirten Başkan Zabun, Türkiye’deki ilk 3 şehir hastanesinden birinin kentte hizmete sunulduğunu ve sağlık alanında diğer illere örnek teşkil ettiğini aktardı. Zabun, “Gerçekten çok nadide mükemmel bir şehirde yaşıyoruz. Bu şehirde yaşayıp da mutlu olmamak mümkün değil. Mutluluk endeksi ile yaşanabilir şehirle ilgili araştırmalara baktığınız zaman Isparta’nın ilk üçte yer aldığını görüyoruz. Bu noktada Isparta’ya iktidar olarak çok önemli yatırımlarımız oldu. Bunlarında şehrin mutluluk düzeyinin, yaşanabilirlik seviyesinin artmasında önemli katkıları oldu. Yıllardır sağlık hizmetleri noktasında Isparta sağlıkta birinci il. Bu birinciliği de kimseye kaptırmaya niyetimiz yok. Bunun için yeni yeni sağlık yatırımları yapmaya devam etmekteyiz. Sadece il merkezinde değil ilçelerde de sağlık altyapısı ile ilgili önemli yatırımlar yaptık ve yapıyoruz.”



“Yurt yatırımları ikinci üniversitenin önünü açan yatırımlardır”


Eğitimde de aynı tabloyu gördüklerini savunan Zabun, “Biz, o süreçte gerekli fiziki ve alt yapı çalışmalarını tamamladık. Sonra bu üniversitenin içerisinden Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi kuruldu ve şu an baktığımızda Süleyman Demirel Üniversitesi yine 90 bin öğrenciye sahip durumda” diye konuştu.


Kentte Kredi ve Yurtlar Kurumu tarafından ciddi yurt yatırımları yapıldığını ifade eden Başkan Zabun, “Derslik sayısı, öğretmen başına düşen öğrenci sayısı ile Isparta liderliği başka bir ile kaptırmıyor. Aynı şekilde öğrenci sayısı 90 binlere ulaşmış bir üniversitemiz var. Üniversite konusunda da çok önemli yatırımlarımız oldu. SDÜ biz iktidara geldiğimi zaman 20-25 bin kadar bir öğrenci sayısına sahipti. Bunu hemen 40 binlere çıkardık. İçerisinden Burdur MAKÜ ayrılmasına rağmen bugün 90 bin kadar öğrenci sayısı olan bir üniversitemiz var. Bunun daha da artması için yurt yatırımları yaptık. Apart sektöründe yurtlar sebebiyle bazı sıkıntılar yaşandığına dair spekülatif açıklamalar olsa da yapılan yurtlar apart sektörünü de koruyan bir yapı. Çünkü apart bir tercih sebebidir. Siz öğrenciye yurt imkanı sunmazsanız öğrenci sayınızın azalma riski de ortaya çıkabilir. Bunun yanında KYK’lar Isparta’nın ikinci üniversite talebinin de önünü açan yatırımlardır” şeklinde konuştu.



“Vatandaşımızın memnun olması bizleri mutlu ediyor”


Isparta’ya yapılan yatırımlarından bahseden Zabun, “Devlet Su İşleri üzerinden üretilen hizmetler sayesinde bir yılda çiftçimizin normal gelirinin üzerine elde edilen ilave gelir 670 milyon gibi bir rakamla ifade ediliyor. Tarımsal sulamanın rehabilitasyonu noktasında oldukça hızlı hareket ettik ve projelerimizi önceden hazırladık. Ispartalıların hayat şartlarının yükseltilmesi noktasında son derece önemli katkılar sunmaktadır. Bunun dışında hangi alana bakarsanız bakın, Gençlerimizin sportif çalışmalarını sürdürebildikleri salonlardan tutun da, aklınıza iktidar tarafından üretilebilecek ne kadar hizmet noktası varsa hepsi ile ilgili çalışmaların altına imza attık. Bu yapılan çalışmaların sonucu olarak Ispartalı vatandaşlarımız çok memnun. Bu da bizleri mutlu ediyor.”



“Bizden olmayan belediyeler dahi talep ettiklerinde, hizmet götürmeye devam edeceğiz”


2014 ve 2015 yılı seçimlerinde vatandaşların yaptığı seçim tercihlerine hiçbir zaman farklı bir bakış açısıyla bakılmadığını belirten Zabun, “2014 yılında vatandaşlarımızın ortaya koymuş olduğu tercihe karşı çıkmadık. O yıllardaki seçimlerde kazanamadığımız belediyeler varsa ilk önce kendimizi sorumlu tutuyoruz. Vatandaşlarımıza herhangi bir küskünlüğümüz yok. Bizden ya da bizden değil diyerek siyaset yapmadık. Kim bizden yardım isterse onun yardımına koştuk” dedi.


2019 seçimlerine giderken, geçmişte yapılan yanlışları ve hataları artık gündemden çıkaracaklarını savunan Zabun, “Seçimlere az kaldı. Burada belediye için yapacağımız eleştirileri sadece eleştirel mantıkla yaklaşmak yerine, çözüm önerisi ile birlikte yaklaşan. Hatta eleştiriyi bir kenara bırakarak, bir sene sonra gelecek olan Ak Partili belediye başkanı ile birlikte yapacağımız çalışma vizyonu ile neler yapacağımızı anlatmamızın zamanı geldi. Geçmiş zamanda yapılan veya yapılmayanlarla artık ilgilenmeyeceğiz. Bundan sonra Isparta için sadece hizmet odaklı çalışacağız. İl, ilçe, kadın ve gençlik kolları teşkilatlarımız ilçe ve merkezde arı gibi çalışıyor” diye konuştu.



“Isparta’da mutlu ve huzurlu olacak bir başkan adayımız olacak”


“AK Parti’nin adayları belirleme noktasında oturmuş bir geleneği vardır” diyen Osman Zabun, “Başından beri de bunu başarılı şekilde her yerde sürdürdü. Tüm Türkiye’de farklı yöntem uygulanırken Isparta’da başka bir yöntem uygulanmaz. Burada biz genel merkezimizden ziyade Isparta AK Parti teşkilatı olarak nereyi eksik bıraktık ona bakmak lazım. Bunlara da baktık. Orada bir eksiklik varsa bu ne genel merkez ne genel başkanımıza ne de orada görev alan genel başkan yardımcılarımıza aitti. Orada bir eksiklik varsa Isparta AK Parti teşkilatına aittir. O konuda gerekli çalışmaları yaptık. Süreç içinde bunların adımı atıyoruz. Isparta’da mutlu ve huzurlu olacak bir başkan adayımız, tüm ekibiyle hemşerilerimizin önüne çıkacak” diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Aydın Bu camide 433 yıldır ezan sesi hiç susmadı Aydın’ın Kuyucak ilçesinde bulunan ve kitabelerden yola çıkarak 1591 yılında yapıldığının tahmin edilen Şatır Ali Ağa Camii’nde 433 yıldır ezan sesi hiç dinmedi. Aydın’ın tarihine ışık tutan önemli yapılar arasında yer alan, sadece bir ibadethane olmanın ötesinde bölgenin tarihi ve kültürel kimliğinin bir parçası haline gelen Şatır Ali Ağa Camii, hem mimari zarafetiyle hem de kültürel önemiyle dikkat çeken bir ibadethaneler arasında yer alıyor. Yıllar içinde birçok olaya tanıklık etmiş ve bölge halkının sosyal hayatında önemli bir rol oynayan Şatır Ali Ağa Cami, aynı zamanda bölge halkının bir araya gelip ibadet ettiği, birbirleriyle kaynaştığı ve kültürel etkinlikler düzenlediği bir merkez olma özelliğini taşıyor. Geçmişten günümüze uzanan zengin bir geçmişe sahip olan Şatır Ali Ağa Camii bölgenin tarihi ve kültürel dokusunu yansıtıyor. Mimari açıdan incelendiğinde, Şatır Ali Ağa Camii geleneksel Osmanlı mimarisinin izlerini taşırken, kare planlı bir yapıya sahip olan cami dış cephesindeki sadelik ve zarafet dikkat çekiyor. Minaresi ise bölgenin karakteristik mimari özelliklerini yansıtıyor. İç mekanı geniş bir ibadet alanına sahip olan camii basit ancak etkileyici süslemelerle bezenirken, caminin mihrap ve minberi, o dönemin ustalarının işçiliğini yansıtan örnekler arasında yer alıyor. Bugün hala ayakta olan Şatır Ali Ağa Camii, geçmişin izlerini taşıyan ve gelecek nesillere aktarılan önemli bir miras olma özelliğini taşıyor. 2018 yılında başlatılan ve 2 yıl süren restorasyon çalışmalarının ardından restore edilen tarihi ibadethane, ziyaretçilere hem estetik bir deneyim sunarken hem de Aydın’ın tarihine ve kültürüne dair önemli ipuçları veriyor. Çalışmaların ardından cami yepyeni bir görünüme kavuşan caminin son hali görenleri kendine hayran bırakıyor. "Tarihi camilerde ibadet etmek insana huzur veriyor" Aydın İl Müftüsü Hasan Güneş Şatır Ali Ağa Camii hakkında yaptığı değerlendirmede tarihi camilerde ibadet etmenin insana huzur verdiğini ifade ederek, "Camiler bir ülkenin İslam beldesi, yaşayan insanların da Müslüman olduğunun nişaneleridir. Camiler aynı zamanda Kur’an-ı Kerim’de Allah’ın yer yüzündeki nişaneleri olarak da zikredilmektedir. Dolayısıyla ecdadımız Peygamber Efendimiz’in uygulamış olduğu Medine-i Münevvere’ye gittiğinde ilk olarak cami inşa etmesi sebebiyle yerleştikleri yerlere ilk olarak cami inşa ediyorlar. Kuyucak’ta da bunun önemli örneği olan Şatır Ali Ağa Camii’nde görmekteyiz. Bu caminin 433 yıldır ibadete açık olduğu biliniyor. Hem ecdadımızın hem de bugüne kadar orada yaşayan kardeşlerimizin namazlarını kesintiye uğratmaksızın namazlarını burada deruhte ettiklerini gösteriyor, hem de ecdadımızın cami mimarisinin o dönemlerde nasıl olduğunu bize gösteriyor. Aynı zamanda İslam sanatının güzel bir örneğini caminin içerisinde görüyoruz. Bu tür tarihi camilerde ibadet etmek insana huzur veriyor. Ecdadımız da bu camilerde ibadet ederek bunu bize göstermişler. Biz de onlardan almış olduğumuz bu güzel mirası bu güne kadar getirdik, bundan sonra da nesillerimiz boyunca kıyamete kadar bu camilerimiz varlığını devam ettireceklerdir. Vakıflar Genel Müdürlüğü de bu bilinçle tarihi camilerin tekrar hayata kazandırılması, eski özelliklerini gün yüzüne çıkarmak için elinden gelen gayreti göstermektedir. Bununla birlikte Aydınımızın her ilçesinde buna benzer camimizin varlığını görüyoruz. Bize düşen iki husus var. Bunlardan birincisi bu camilerde bugüne kadar olduğu gibi bugünden sonra da ibadetlerimizi yerine getirmek ikincisi de ecdadımızın bizlere bırakmış olduğu bu güzel eserlere sahip çıkmaktır" ifadelerini kullandı.
Ankara Doç. Dr. Solay: “Kırım Kongo Kanamalı Ateşi’nin kan ve vücut sıvıları yoluyla bulaştığını biliyoruz” Etlik Şehir Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Kliniği’nde görev yapan Doç. Dr. Aslı Haykır Solay, kene ısırması sonucu bulaş olan Kırım Kongo Kanamalı Ateşi’nin kan ve vücut sıvıları yoluyla bir başka insana bulaşabileceğini dile getirdi. Uzmanlar, genellikle Mayıs ve Eylül ayları arasında ortaya çıkan ve Kırım Kongo Kanamalı Ateşi Hastalığı’nı (KKKA) insanları bulaştırabilen kenelerin, iklim değişikliği sonucu kene ısırması nedeniyle acil servise başvuran hasta sayısında artış olduğuna dikkati çekiyor. Özellikle Çorum, Yozgat, Tokat, Sivas, Giresun, Gümüşhane, Erzincan ve Erzurum hattında kene vakalarının yoğun şekilde görüldüğünü aktaran uzmanlar, dış ortamda çalışan vatandaşları ve piknikçileri keneye karşı önlem alma konusunda uyarıyor. Etlik Şehir Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Kliniği’nde görev yapan Doç. Dr. Aslı Haykır Solay, İHA muhabirine yaptığı açıklamada, kenenin insan vücudundaki her yere tutunabileceğine vurgu yaparak, “Kene salyasında anestezik bir madde vardır ve bunu hissetmeyiz. Bu nedenle piknik, hayvan bakımı gibi riskli bölgelere giderken mutlaka uzun kıyafetlerin giyilmesi gerekir. Açık renkte ve vücudu örten kıyafetler giyilmeli. Mümkünse çizme değilse çorabın içerisine girecek şekilde ayakkabı giyilmeli. Riskli bölgelerde kesinlikle çıplak ayakla dolaşılmamalı. Orada bulunulan süre içerisinde koruyucu kıyafetler bulunacak ve zaman zaman da vücut kene var mı yok mu diye kontrol edilecek” diye konuştu. Riskli bölgelerden uzaklaştıktan sonra vücudun kontrol edilmesi gerektiğini belirten Solay, “Kene tespit ettiysek eğer ve vücudumuza tutunmamışsa kapalı bir kutuya koyup bertarafı sağlanmalı. Vücudumuzda kene görürsek kesinlikle elle çıkarmıyoruz. Başından tutularak çıkarılması lazım çünkü elle tutulduğu zaman kenenin parçalanma ihtimali var ve virüsü dışarı çıkarma ihtimali var” açıklamasında bulundu. Kene ısırması sonucu KKKA virüsünün ateş, baş ağrısı, bulantı, kusma, ishal, yaygın kas ağrıları ve kanama gibi belirtiler gösterdiğini söyleyen Solay, “Belirtilerin hepsinin birden olmasına gerek yok. Riskli teması olan ya da hasta bir kişiyle temas öyküsü olan bireyde bu belirtilerden herhangi birinin olması halinde mutlaka doktora başvurmalıdır. Kene tutması sonrası bu belirtileri ortalama 1 ila 3 günde bekleriz. Hastadan hastaya bulaştığında ise 5 ila 6 gündür ama bu süre 14 güne kadar uzayabilir. O yüzden bu hastaları 14 gün boyunca takip etmemiz lazım” dedi. Kene ısırması sonrası virüsün kan ve vücut sıvılarına temas yoluyla bulaştığına dikkati çeken Solay, şu uyarılarda bulundu: “Solunum yoluyla bulaş net olarak kanıtlanmamıştır ama kan ve vücut sıvıları yoluyla bulaştığını biliyoruz. Bu nedenle hasta kişilerin çıktılarına temas etmemek lazım. Bu şekilde bulaşan vakalar var. Hastalık geçildikten sonra virüs idrar yoluyla atılım 6 hafta devam etmekte bu nedenle hastaların kıyafetleri dezenfekte edilmeli, düzgün temizlenmeli. Girdiği tuvalet ayrı olmalı ve çamaşır suyuyla yıkanmalı.”
Antalya Yaralının yardımına koştular kaçan otomobilin altında kalmaktan saniyelerle kurtuldular Antalya’nın Manavgat ilçesinde kırmızı ışık ihlali yapan ve motosiklete çarpan otomobil sürücüsü, olay yerinden kaçarken, yaralı motosiklet sürücüsünün yardımına koşan vatandaşlar kaçan otomobilin altında kalmaktan son anda kurtuldu. Olay yerine gelen trafik ekipleri kaçan otomobil ve sürücüsünü bulabilmek için adeta dedektif gibi çalıştı. Polisler otomobili 2 sokak ileride terk edilmiş olarak buldu. Çevredeki güvenlik kameralarından belirlenen araç sürücüsü de karakola teslim oldu. Kaza, Aşağı Pazarcı Mahallesi Zübeyde Hanım Caddesinde meydana geldi. Alınan bilgiye göre, Doğu Garajı istikametinden İbrahim Sözen Caddesi istikametine seyir halindeki Mehmet Kemal Kılıç’ın kullandığı tescilsiz ve plakasız motosiklet, kırmızı ışık ihlali yaparak Zübeyde Hanım Caddesine çıkan Hüseyin Sarıkaya’nın kullandığı 07 LME 45 plakalı Tofaş marka otomobille çarpıştı. Çarpmanın şiddetiyle 25-30 metre sürüklenen motosiklet sürücüsü yaralanırken otomobil sürücüsü aracını yaralıya yardıma koşanların üzerine sürerek olay yerinden kaçtı. Yaralı motosiklet sürücüsü 112 sağlık ekiplerinin olay yerindeki müdahalesinin ardından ambulansla hastaneye kaldırıldı. Tescili ve plakası olmayan motosiklet bağlanarak yediemin otoparkına çekilirken, motosiklet sürücüsüne yetersiz ehliyetten 6 bin 439 TL para cezası uygulandı. Trafik polisleri dedektiflere taş çıkarttı Olay yerine gelen Manavgat Emniyet Müdürlüğü Trafik Denetleme Büro Amirliği ekibi kaçan otomobili olay yerinde düşen plakasından ve patlayan lastiğinin izinden yola çıkarak 2 sokak ileride ara sokakta park halinde buldu. Çevrede güvenlik kamerası inceleyen trafik polisleri, araç sürücüsünü belirledikten sonra telefonla arayarak Cumhuriyet Polis Merkezine gelmesini sağladılar.
Erzurum Doğa severler için saklı bir güzellik; İspir Yedigöller Ovit Dağı’nın güney yamaçlarında bulunan İspir Yedigöller, küçüklü büyüklü tepelerin arasına dizilmiş 11 turkuaz renkli volkanik gölü ile Türkiye’de mutlaka görülmesi gereken eşsiz yerlerden birisi olarak ifade ediliyor. Erzurum Valiliği tarafından yapılan paylaşımda; yükseklikleri yaklaşık 4 bin metreyi bulan Kaçkar Dağları’nın güneyinde yer alan İspir Yedi Göller’in, iklim şartları ve doğal güzellikleriyle doğa turizmi için oldukça elverişli olduğu dile getirildi. İspir Yedigöller ile ilgili yapılan paylaşımda şu ifadelere yer verildi, “İspir’e 39, Erzurum’a ise 115 km uzaklıktadır. Genellikle göl bölgesine Moryayla üzerinden kuzeybatıya giden yol takip edilerek ulaşılmaktadır. Yedigöller’de kamp yapmak için en uygun zaman haziran ile ağustos ayları arasıdır. Volkanik yapıdaki Yedigöller’de; keklik, vaşak, çengel boynuzlu dağ keçisi, yaban ördeği, kırmızı benekli alabalık, porsuk, boz ayı, kara kartal, atmaca, dağ kargası, dağ engereği gibi ender bulunan hayvan türleri yaşamaktadır. Doğal bir kamp alanı olan göl bölgesinde tesis bulunmadığından kampçıların ihtiyaçlarını merkezi yerlerden karşılaması gerekmektedir. Lütfen alandan ayrılırken çevrenizdeki çöpleri toplayarak doğayı temiz bırakmaya özen gösterelim. Keyifli kamplar.” Erzurumlu doğasever Bülent Erkan yedi göllerin yaz sezonu açmaya hazırlandığını belirterek, “30 göller parkurunun sadece bir kısmı çifte göller ve yedi göller. 30 göller parkurunun diğerleri Yedigöl Köyü’nün Livasor vadisinde yer almaktadır. Aksu Vadisini oluşturan ana koldur. 30 göller parkurunun tamamını yapmak isteyenler Yedigöl Köyünün eski Salkin Yaylasında kamp atmak zorundadır. Diğer türlü sâdece yedi göller ve çifte gölleri yapabilir. Birlikte İspir’in doğasını Kaçkar Dağları’nın güneyini keşfedelim.” dedi.
Bursa İnsanlar tarafından şiddete uğramışlardı, emekliliğe ayrıldılar Türkiye’nin yer yerinden insanlara hizmet eden, daha sonrasında insan unsuru veya afet nedeniyle sakatlanan ve hastalanan hayvanlar, Bursa’daki Emekli Hayvanlar Çiftliği’nde kalan ömürlerini huzur içerisinde geçiriyor. Veteriner hakimler tarafından düzenli olarak sağlık kontrolü yapılan hayvanlar emeklilik hayatı sürüyor. Hayvan Hakları Federasyonu (HAYTAP) ve Her Eve Bir Pati Derneği (HEPAD) tarafından Bursa’da kurulan Emekli Hayvanlar Çiftliği’ndeki yardıma muhtaç hayvanlar, kalan günlerini huzur içerisinde geçiriyor. Orman yangınları, deprem bölgeleri gibi birçok afetzede hayvanların yanı sıra insanlar tarafından şiddete uğramış hayvanlar da veteriner hekimler tarafından tedavi edilmelerinin ardından, kalan yaşamlarında emekliliğe ayrılıyor. Tamamen bağışlarla yönetilen Emekli Hayvanlar Çiftliği, belirli gün ve saatlerde ziyarete açılarak çeşitli etkinlikler gerçekleştiriliyor. “Tüm canlıların iyi bir yaşam hakkı olduğunu savunuyoruz” Sadece sokak hayvanlarının değil, tüm hayvanların iyi bir yaşam hakkı olduğuna inandıklarını belirten HAYTAP Bursa Temsilcisi Ömer Semih Çelik, “Ev sahipliği yaptığımız ortalama 100’e yakın hayvan var burada. Bunların içinde at, eşek, inek ve tavuk gibi aklınıza gelebilecek her hayvan bulunuyor. Biz HAYTAP olarak kedi ve köpek değil bütün canlıların yaşama hakkı olduğunu savunuyoruz. Burası bir pilot bölge. Türkiye’de 3’üncüsünü Dalaman’da açtık. Bir de Osmaniye’de Emekli Hayvanlar Çiftliği var. Burada engelli hayvanların da yaşama hakkının olduğunu göstermek istiyoruz” şeklinde konuştu. Düzenli kontrol ve aşıları yapılıyor Çiftliğe gelen hayvanların uzman veteriner hekimler tarafından düzenli sağlık kontrolleri yapıldığını ifade eden Çelik, “Gelen dostlarımızın çoğu Manavgat yangınlarından ve deprem bölgesinden. Türkiye’nin her yerinden ihbarlar ile koruma altına alıyoruz. Burada emekli hayatı sürüyorlar. Zamanında köyde üzerine yük bindirilmiş bir eşek burada emeklilik hayatı yaşıyor. Düzenli olarak veteriner hekim tarafından kontrolleri ve aşıları yapılıyor. Tedavileri ve aşıları yapıldıktan sonra buraya alıyoruz. Genelde yangında yanan, deprem enkazından kurtarılan, insanlar tarafından hastalanmış, sakatlanmış ve yaşlanmış gibi sebeplerden dolayı terk edilen hayvanlar var. Biz onları yaşatmaya çalışıyoruz. İnsanlarda olduğu gibi onlarda da çeşitli hastalıklar var hepsini biz burada gücümüz yettiğince barındırmaya çalışıyoruz. 2018 yılında ilk burası kuruldu. Daha sonra Osmaniye ve şimdi de Dalaman’da 3’üncüsünü kurduk. Sayıların daha da artmasını umuyoruz” dedi.