ASAYİŞ - 06 Kasım 2019 Çarşamba 17:45

Isparta’da depreme dayanıklılık numunesi alınmak istenen bina önünde arbede

A
A
A
Isparta’da depreme dayanıklılık numunesi alınmak istenen bina önünde arbede

Isparta’da 2 katlı ve çoğunluğu iş yeri olan bir binanın yeni sahibi depreme dayanıklılık testi yaptırmak isteyince yapı önünde hissedarlar arasında tartışma çıktı.

Isparta’da 2 katlı ve çoğunluğu iş yeri olan bir binanın yeni sahibi depreme dayanıklılık testi yaptırmak isteyince yapı önünde hissedarlar arasında tartışma çıktı. Polis ekiplerinin araya girdiği olayda, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünden gelen görevliler hissedarlardan bazılarının numune vermek istememesi üzerine tutanak tutup, bölgeden ayrıldı.


Kutlubey Mahallesi Mimar Sinan Camii yakınındaki iki katlı ve çoğunlukla iş yeri bulunan binanın yeni sahibi, yapıda depreme dayanıklılık tespiti yaptırmak istedi. Diğer hak ve dükkan sahiplerinin bu duruma karşı çıkması üzerine arbede yaşandı. Polis ekiplerinin araya girdiği olayda, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünden gelen görevliler hissedarlardan bazılarının numune vermek istemeyişi üzerine tutanak tutup, bölgeden ayrıldı.


Yaşanan olay sonrasında İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabirine açıklamalarda bulunan yüzde 21.75’lik hisse sahibi İsmet Yılmaz, "Yaşanan olay üçüncü kez meydana geldi. Her seferinde kendileri dışındaki diğer hissedarların depreme dayanıklılık testi için tespit ve numune alınmasına engel oluyorlar. Bunun mesuliyeti var. Yarın 2 gün sonra bir deprem de değil, durduk yere başka bir şey de olabilir bu binaya. İstanbul’da deprem olmadan da bir bina göçtü. Bu tarz bir şey de yaşanılabilir. Binadan bir parça kopup, bir vatandaşı da ya sakat bırakır ya da canına mal olabilir. Eski bir bina olduğu için bu tarz şeyler de yaşanılabilir” dedi.


İsmet Yılmaz, “Hissedar olduğumuz bina ile ilgili kentsel dönüşüm için numune aldırmak istiyoruz. ‘Bina sağlıklı mı, sağlam mı, değil mi?’ diye numune aldırmak istiyoruz. Biz bunu isterken, diğer malikler numune alınmasını istemiyorlar. Onların gerekçesi şu; kendilerince binanın sağlam olduğunu ve çürük olmadığını düşünüyorlar. Bu nedenle polislerle gittiğimiz halde kısa süreli söz münakaşası ve arbede yaşandı. Diğer hisselerin sahipleri yüzde 78’i kapsıyor, bizim hissemiz yüzde 21.75 oranında. Yasada bununla ilgili olarak ‘Kiracı bile olsa bulunduğu bina ile ilgili mülkte riskli gördüğü bir binaya kentsel dönüşüm için müracaat edebilir’ deniyor. İstanbul’da da kentsel dönüşüm birçok yerde zorunlu tutularak yaptırılıyor, binalardan numuneler alınıyor. Ama bizim daha numune bile alınamadı. Belki sağlam çıkacak. Yani, bu tür durumlara hiç gerek yok. Yapılan iyi bir şey, bir noktada ama diğerleri kötülükle algılayarak, kötülükle yaklaşıyorlar” dedi.



“Biz, bu binayı yenileyelim dedik ama onlar hiçbir zaman buna yanaşmadılar”


Daha önce yaşanan süreçten de bahseden Yılmaz, “Biz, buraya alalı bir buçuk yıl oldu. Bu konuyu daha önce


kendileriyle de görüştük. ‘İstiyorsanız hissemizi satabiliriz, sizin hisselerinizi de satın alabiliriz’, ‘Kat karşılığı anlaşıp yeni bina da yapılabilir’ dedik. Sonuç olarak ‘Bu bina riskli’ dedik. Riskli bir binada devlet bile oturulmasını istemiyorken, kentsel dönüşüm olması ve çeşitli diğer iyi seçenekler sunuluyorken bunları yapalım dedik. Biz, bu binayı yenileyelim dedik ama onlar hiçbir zaman buna yanaşmadılar. ‘Bizim iş yerlerimiz var, ondan dolayı yaptırmak istemiyoruz’ dediler. Zaten buradaki 100 metrekarenin içinde bulunan 5 tane dükkan var” diye konuştu.



“Göçme de yaşanılabilir"


“Tahminlerime göre burası 1980’li yıllarda yapılmış bir bina” diyen Yılmaz, şöyle devam etti:


“Eski yapıyla yapılmış sağlıklı olabileceği konusunda şüphelerimiz var, bize göre sağlıklı olması mümkün değil. Burada bizim istediğimiz binadan numune alınıp, ‘Bina sağlıklı mı, değil mi, oturulabilir mi, oturulamaz mı?’ Bizim tek nedenimiz bu. Bunun için anlaşılıp, güçlendirme de yapılabilir. Ama bu arkadaşlar farklı yönlerde oldukları için bunları da istemiyorlar. Bunun mesuliyeti var. Yarın 2 gün sonra bir deprem de değil, durduk yere başka bir şey de olabilir bu binaya. İstanbul’da deprem olmadan da bir bina göçtü. Bu tarz bir şey de yaşanılabilir. Binadan bir parça kopup, bir vatandaşı da ya sakat bırakır ya da canına mal olabilir. Eski bir bina olduğu için bu tarz şeyler de yaşanılabilir. Zaten sağlam çıkarsa da diyecek bir şey yok ama önemli olan bir numune alınması. Bu üçüncü kez oluyor. Hatta bizim daha önceki gidişlerimizde de bu tarz şeyler yaşandı. Biz, artık kendi avukatımıza dedik; ‘Biz bunu bu şekilde aşamıyoruz, bir buçuk yıldır bir sonuca varamadık, artık yasal olarak ilerleyelim, adli makamlar karar versin’ dedik. Avukatımız da oradaydı zaten, gerekli tutanakları tuttu. Bununla ilgili başsavcılığa da suç duyurusunda bulunulacak. Bu durum savcılığa intikal ettikten sonra devlet kanalı devreye giriyor. Biz de buna devam edeceğiz.”



“Mal kaybı kazanılır ama can geri gelmez, önemli olan da bu”


Bu şekilde yapılan müracaatlarda maliklerin Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü yetkililerine izin vermeme gibi bir haklarının olmadığını savunan Yılmaz, “Böyle bir şey yok. Savcılık numune alınmasını ister ve devlet, bir kere çürük bir binayı istemiyor zaten. Sonuç olarak numune alınması en özgür haktır. Kaldı ki, sadece maliklerden biri değil, bırakın toprak sahibini, bu kiracının bile hakkı. Mal kaybı kazanılır ama can geri gelmez, önemli olan da bu. Bununla ilgili en yakın bölgede, Dinar depremini yaşadık. Kimsenin yerini, kimse dolduramaz, can kaybı en yakın yaşanılabilecek bir olay. Bu binanın içini boşaltsak, zaten metruk bir bina görüntüsü var ama içindekiler hala orada yaşıyor. O yapıda ve kötü bir yer” ifadelerini kullandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Işıl Özışık’ın 65. Sanat Yılı Sergisi Beyoğlu Belediyesi’nde gerçekleşti Ressam sanatçısı Işıl Özışık’ın 65. Sanat Yılı sergisi Beyoğlu Beleditesi’nin 6. Daire’sinde yer alan Sanat Galerisi’nde gerçekleşti. Sanatçının kişisel suluboya çalışmalarının yer aldığı, toplamda 54 eserlik içerikten oluşan sergi, 10 Ekim 2024 tarihine kadar ziyaret edilebilecek. Beyoğlu Belediyesi’nin ev sahipliğinde gerçekleşen Ressam sanatçısı Işıl Özışık’ın 65. Sanat Yılı sergisi, Beyoğlu Belediye Başkanı İnan Güney’in de katılımıyla gerçekleşti. Açılış sonrası Işık Özışık ile beraber sergiyi gezen Başkan Güney, eserler hakkında sanatçıdan bilgi aldı. Sanatçının tamamı suluboya çalışmalarından oluşan, toplamda 54 eserlik içerikten oluşan sergisine Brezilya İstanbul Başkonsolosu Ruy Pacheco de Azevedo Amaral, Cezayir İstanbul Konsolosu Abbi RATIBA, CHP Meclis Üyesi Işık Öğütçü, Beyoğlu Muhtarlar Derneği Başkanı Songül Öztunç ve diğer davetliler de katılım gösterdi. Sergide yer alan eserlerin sahibi olan sanatçı Işıl Özışık sergiyle ilgili şunları söyledi, “Retrospektif bir sergi. Başlangıçtan bu yana, yani 1960 yılının sonlarından zamanımıza kadar olan 65 yılda yaptığım resimlerin bir özeti bu. Çoğunlukla aşığı İstanbul’dan yaptığım peyzajlar. Bir kısmını oturduğum yerden birebir karşılığını yaptım. Bir kısmını da eskizini alıp galerimde bitirdim. 65 yıl başarılarla, bazen hüzünle sükut-u hayalle geçti. Güzel günlerdi. Resim yapmak, objeyle baş başa kalmak, bende güzel anılar bırakıyor” İfadelerini kullandı. Yaşına rağmen yorgun olmadığını ve çalışabildiğini söyleyen Özışık, “86 yaşındayım. Devam edeceğim. Yorgun değilim. Çalışabiliyorum. Günde bazen üç, bazen iki, bazen bir resim, bazen de hiç resim yapmadan dinleniyorum. Resimle güzel günler geçiriyorum. Bir yıl içinde herhalde açamayacağım. Belki bir dahaki yıl açarım. Deniz ve kıyı resimlerini yapmayı çok seviyorum. Bazen kırsal resimler yapmayı seviyorum. Eserlerin tamamı suluboya. Neden suluboya olduğunu soruyorlar. Ben özel hayatımda da biraz suluyum. Mizahı çok severim. Herhalde başarım varsa eğer bunu mizaha da borçluyum” dedi. Açılış davetlilerin sergiyi gezmesiyle devam etti.
Samsun Başkan Kul: “Gazilerimizin rahat bir yaşam sürmeleri için elimizden geleni yapacağız” SAMSUN (İHA) – Samsun’un Terme Belediye Başkanı Şenol Kul, “Gazilerimiz bizim onurumuzdur ve onların rahat bir yaşam sürmeleri için elimizden geleni yapacağız” dedi. Terme’nin Kocaman Mahallesi’nden olan ve Samsun şehir merkezinde ikamet eden Kıbrıs Gazisi Veysel Özkan, sadece yaz aylarında Kocaman Mahallesi’ndeki evinde yaşıyor. Terme Belediye Başkanı Şenol Kul, Kıbrıs Gazisi Veysel Özkan’ın Kocaman Mahallesi’nde bulunan evinde ziyaret ederek, gazilere olan minnet ve şükranlarını ifade etti. Parkinson hastası olan Kıbrıs Gazisi Veysel Özkan, dün evinde geçirdiği bir kaza sonucu yaralandığı için Başkan Kul, geçmiş olsun dileklerini iletti. Kıbrıs Gazisi ve yakınları ile bir süre görüşen Başkan Kul, gazinin talep ve önerilerini dinledi. Sadece yaz aylarında yaşadıkları evle ilgili olarak mevcut sorunların giderilmesi için çalışma başlattıklarını belirten Şenol Kul, “Gazilerimiz bizim onurumuzdur ve onların rahat bir yaşam sürmeleri için elimizden geleni yapacağız. Gazimizin kısa süreli de olsa yaşadığı bu yerle ilgili ne gazimizden ne de yakınlarından belediyemize herhangi bir talep gelmemesine rağmen ekiplerimiz evlerinin bulunduğu bölgede incelemeler yaptı. Gazimizin yaşadığı mahalleye kadar beton yolumuzu daha ilk görev yılımızda yapmıştık. Beton yoldan gazimizin yaşadığı eve kadar 100 metrelik bir stabilize yol var, o yolun durumu da gayet iyi fakat gazimizin evi dik bir yamaca yapıldığı için evlerinin bulunduğu alanda yağışlı günlerde de sorun olmaması adına ekiplerimizin yapacakları incelemenin ardından gerekli çalışmaları yapacağız. Yakın bir zamanda yeniden Samsun şehir merkezinde bulunan evlerine taşınacak olan gazimizi burada kaldığı süreç içinde rahat etmesi için elimizden ne geliyorsa yapacağız” diye konuştu.
Samsun OMÜ Rektörü Prof. Dr. Fatma Aydın oldu Ondokuz Mayıs Üniversitesi’nin (OMÜ) yeni rektörü Prof. Dr. Fatma Aydın oldu. Cumhurbaşkanlığı’nın 2024/335 sayılı kararı yayımlandı. 20 Eylül tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan kararda, “Ondokuz Mayıs Üniversitesi Rektörlüğü’ne 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’nun 13’üncü maddesi ile 3 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin 2’nci, 3’üncü ve 7’nci maddeleri gereğince Prof. Dr. Fatma Aydın atanmıştır” denildi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan imzalı kararla birlikte, 13 Ağustos 2020 tarihinden itibaren Ondokuz Mayıs Üniversitesi Rektörü olarak görev yapan Prof. Dr. Yavuz Ünal’ın yerine Prof. Dr. Fatma Aydın atanmış oldu. Fatma Aydın kimdir? Fatma Aydın, 10 Ocak 1969’da Manisa’da doğdu. Orta ve lise eğitimini İzmir İmam Hatip Lisesi’nde tamamladı. 1994 yılında Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun oldu. Akademik kariyerine Atatürk Üniversitesi Dahiliye Ana Bilim Dalı’nda araştırma görevlisi olarak başladı. Akabinde 1997-2001 yılları arasında Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde Deri ve Zührevi Ana Bilim Dalı’nda uzmanlığını tamamladı. Aynı üniversitenin Tıp Fakültesi Deri ve Zührevi Hastalıkları Ana Bilim Dalı’nda 2007-2013 yılları arasında doçent, 2013 yılından itibaren ise profesör ünvanıyla görevlerine devam etti. Ayrıca, 2014-2015 yıllarında sırasıyla OMÜ Tıp Fakültesi Dekan Yardımcısı, Tıp Fakültesi Dekanı ve 2017-2019 tarihleri arasında OMÜ Turizm Fakültesi Dekanı olarak görev aldı. 2015 tarihinden itibaren Tıp Fakültesi Deri ve Zührevi Hastalıklar Ana Bilim Dalı Başkanı olarak görev yapıyor. Evli olup, Orhun Utku Aydın adında bir oğlu var.