MAGAZİN - 04 Ocak 2020 Cumartesi 15:59

Nisan’da evlendiler, düğün fotoğrafı çektirmek için Aralık ayı ve Davraz’ı beklediler

A
A
A
Nisan’da evlendiler, düğün fotoğrafı çektirmek için Aralık ayı ve Davraz’ı beklediler

Isparta’da geçen Nisan ayında hayatlarını birleştirerek evlenen memur çift Burhan ile Fatma Gülcü, düğün hikayeleri için tam 8 ay bekledi.

Isparta’da geçen Nisan ayında hayatlarını birleştirerek evlenen memur çift Burhan ile Fatma Gülcü, düğün hikayeleri için tam 8 ay bekledi. Düğünlerinden aylar sonra albümü çekimlerini kar yağışı sonrasında beyaza bürünen Isparta Davraz Kayak Merkezi’nin eşsiz güzelliğinde yapan Gülcü çifti-2 derece soğuğa aldırmadan fotoğraf çektirmenin keyfini yaşadılar.


İlkbaharın sonunda evlenen çift, ’Akdeniz’in İncisi’ ve ’Beyaz Cennet’ olarak nitelendirilen Davraz’da yapılan çekimler sonrasında düğün hikayelerini fotoğraf ve video kliplerle ölümsüzleştirdiler.


Soğuğa ve yüksek rakıma rağmen genç çift zorlansa da, yapılan çekim sırasındaki mutlulukları gözlerinden okundu.


Gülcü çifti İhlas Haber Ajansı’na yaptıkları açıklamada, “Yazın evlenmiştik, ancak çekimlerimizi kışın yapmak istedik. Davraz’ın bu eşsiz güzelliğinde güzel bir anımız olsun istedik. Ömür boyu unutamayacağımız bir anımız olacak. İleride, doğacak çocuklarımız için de güzel bir hatıra oldu” dediler.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Adana Dede Korkut hikayeleri Türklerde kadının konumunu ortaya koyuyor Çukurova Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Refiye Şenesen, “Türk Kültüründe Dede Korkut Kitabı” adlı konferansında Dede Korkut hikayelerindeki kadının konum ve önemine değindi. Prof. Dr. Şenesen, Çukurova Üniversitesi Türkoloji Araştırmaları Merkezi’nde (ÇÜTAM) verdiği konferansta, Dede Korkut Hikayelerinde genel olarak Oğuzların birtakım mücadelelerinin yer aldığını ifade ederek, “Bu mücadelelerin ikisi Oğuzların kendi aralarında yaptıkları mücadelelerdir. Bunlardan birinde Dirse Han ve oğlu Boğaç Han arasında geçer. Bir başka mücadele ise İç Oğuz ve Taş Oğuz karşılaşır” dedi. Prof. Dr. Şenesen, şunları kaydetti: “Dede Korkut Hikayelerinde sağlam temellere oturtulmuş bir sosyal yapıyla karşılaşırız. Eski kültür hayatımızı ile ilgili zengin bilgiye bu hikayelerde rastlıyoruz. Hikayelerde toplumun başında hanlar hanı diye gösterilen Begil oğlu Emren Hikayesinde padişah olarak ifade edilen Bayındır Han vardır. Bayındır Han’ın hikayelerindeki rolü beylere akın izin vermek, divanı toplamak, yılda bir defa büyük bir ziyafet vermektir. Hikayelerde kahraman olarak görünmez.” Dede Korkut Hikayelerinde hemen hemen tüm hikayelerde kadının önemli bir yer tuttuğunu söyleyen Ç.Ü. Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Refiye Şenesen, “Kadın bir güzellik sembolü olmanın yanında sosyal hayat içinde erkeğin yanında onun eşi ve ortağı olarak yer alır. Kadın sosyal hayat içinde düşüncesi alınan, eş seçiminde özgür, vefa duygusu gelişmiş, anne, iffet sahibi, saygı duyulan biridir. Bu özelliklerinin yanı sıra ata biner, kılıç kullanır, ok atar ve erkeklerle yarışır” şeklinde konuştu. Konferans sonunda Prof. Dr. Refiye Şenesen’e teşekkür belgesi verilirken hatıra fotoğrafı çekimi de gerçekleştirildi.