GENEL - 19 Ekim 2020 Pazartesi 18:34

Isparta Belediye Başkanı Başdeğirmen’den muhtarlara plaket

A
A
A
Isparta Belediye Başkanı Başdeğirmen’den muhtarlara plaket

Isparta Belediye Başkanı Şükrü Başdeğirmen, 19 Ekim Muhtarlar Günü dolayısıyla muhtarlarla bir araya geldi.

Isparta Belediye Başkanı Şükrü Başdeğirmen, 19 Ekim Muhtarlar Günü dolayısıyla muhtarlarla bir araya geldi. Başkan Başdeğirmen, muhtarların büyük bir özveri içerisinde hizmet verdiklerini dile getirirken, muhtarlara teşekkür plaketi takdim etti.


Halı Sarayı Düğün Salonu’nda Isparta Muhtarlar Derneği Başkanı Gökhan Büyükleblebi ve muhtarlarla bir araya gelen Belediye Başkanı Şükrü Başdeğirmen, 19 Ekim Muhtarlar Günü dolayısıyla muhtarların gününü kutlayarak, 19 aylık bir hizmet sürecinin geride bırakıldığını söyledi.


31 Mart Mahalli İdareler seçimleriyle birlikte hep birlikte kutsal olan bu görevi aldıklarını dile getiren Belediye Başkanı Şükrü Başdeğirmen, “Vatandaşlarımızın mutlu, huzurlu bir şekilde yaşaması için bizlere Isparta halkı oy verdi. Verilen bu oyların karşılığını verecek olan da sizler, bizler, hep beraberiz. Önemli olan aldığımız bu görevi layıkıyla yerine getirmektir. Sizlerle beraber istişare içerisinde başarılı güzel hizmetler yaptığımız inancındayım” dedi.


Muhtarlarla işbirliği içerisinde Isparta’ya hizmet etmek için canı gönülden bu işe aday olmuş, seçilmiş ve hizmet edenler olduklarını söyleyen Başkan Başdeğirmen, “Tüm amacımız vatandaşlarımızın memnuniyeti. Bizler vatandaşlarımızın istekleri doğrultusunda her zaman ne yapılmasını bilen insanlarız. Bugün yollar yapılır, taşlar düzelir, parklara çiçeklerde de dikilir, sulanır, çimler de biçilir. Ancak en önemlisi o vatandaşlarımızın gönlüne girebiliyor muyuz? Mahallelerimizde yaşayan insanlarımızın mutluluklarını görebiliyor muyuz? Yaşadığımız mahallede, sorumlu olduğumuz bölgede evinde ekmeği olmayan var mı? Yemek pişiremeyen var mı? Çocuğunu okula gönderirken cebine harçlık veremeyen var mı? Engelliyse evinin içerisinde ya da çevresinde bir engeli var mı? Yaşlı ise bakıma, hasta ise desteğe ihtiyacı var mı? Bunları görebiliyorsak vazife bu. Asfalt, yol bunlar zaten yapılır, önemli olan biz insanların gönlüne girebiliyor muyuz? Sizlerle beraber ihtiyacı olan, zor şartlar altında yaşayan o insanlarımızı görebilmemiz ve hayatlarını kolaylaştırabilmemiz çok önemli. Bunu yaptığımızda şuna inanın ki, aldığımız görevi layıkıyla yerine getirdiğimize inanırız” görüşlerinde bulundu.


Muhtarların da talepleri doğrultusunda belediye olarak her türlü hizmeti yaptıklarını anlatan Belediye Başkanı Şükrü Başdeğirmen, Covid-19 sürecinden bahsederek, zor bir dönemde görev yaptıklarını dile getirdi. Muhtarların da pandemi sürecinde büyük fedakarlıklar gösterdiğini ve zamanının çoğunluğunu bu konuya harcadığını belirten Başdeğirmen, gerek belediyenin çalışmalarında, gerekse filyasyon takibi ve diğer hususlar da muhtarların büyük emek sarf ettiğini aktararak, pandemi döneminde yapılan fedakarlıklardan ve çalışmalarından dolayı muhtarlara teşekkür plaketi takdim etti. Başkan Başdeğirmen, “Hizmet sürecimizde 3,5 yılımız var. Bu süreçte de çalışmalarımızı birlikte dolu dolu geçirmek istiyoruz” ifadesinde bulundu.


Muhtarlık müessesesinin Osmanlıdan buyana gelen ve Cumhuriyet döneminde de devam eden ender birimlerden birisi olduğunu dile getiren Isparta Muhtarlar Derneği Başkanı Gökhan Büyükleblebi, yoğun geçen pandemi döneminde muhtarlara düşen görevlerin çoğaldığını belirtti.


Muhtarlar da belediyenin yapmış olduğu çalışmalardan dolayı Belediye Başkanı Şükrü Başdeğirmen’e teşekkür etti.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bitlis Prof. Dr. Palabıyık akademisyenlere seslendi: “Gazze için konforunuzu bozun ve cübbenizi giyin” Bitlis Eren Üniversitesi’nde (BEÜ) görevli Akademisyen Prof. Dr. Adem Palabıyık, ABD ve Avrupa’daki üniversitelerde akademisyenlerin desteği ile devam eden İsrail protestolarına karşı Türkiye’deki akademisyenlerin seslerinin kısık kaldığını belirterek, “Gazze için konforunuzu bozun ve cübbenizi giyin” dedi. ABD ve Avrupa’daki üniversitelerde süren Gazze eylemlerine ilişkin açıklama yapan Prof. Dr. Palabıyık, “Ülkemizdeki akademisyenlerden hala güçlü bir ses duyamadık. Tüm dünya akademisyenleri ayaktayken ülkemizdeki akademisyenlerin ayağa kalkmaması beni üzüyor. Sessiz kalmak ahlaki ve insani vefasızlıktır akademik utançtır” dedi. “PKK’ya terör demeyenler İsrail’e sustu” “7 Ekim’den itibaren başlayan kıyıma karşı sesimizi hep yüksek tuttuk ve bunu ekranda da dile getirdik” diyen Palabıyık, “Cübbemi ve kefiyemi giyerek erkândan çağrı da yaptım. Elbette akademisyenlerin bütünü için ifadelerim geçerli değil, lakin Boğaziçi’nde dikilen akademisyenlerin, sadece dikilişi kadar bir gündem oluşturmak neden mümkün olamıyor anlamış değilim. Barış Beyannamesi denilen ve devletimizi neredeyse katliam yapmakla suçlayan akademisyenler, İsrail’e karşı neden sessiz? Bu nasıl ikiyüzlülüktür? Binlerce bebeği kundakta katleden PKK terör örgütü için sözde Barış Beyannamesi imzalayanlar, İsrail karşısında neden sus pus oldu?” “Akademisyenler artık konforlarını bozsunlar” Akademisyenlerin en büyük korkusunun konfor alanlarının bozulması olduğunu belirten Palabıyık, sözlerine şöyle devam etti: “Çünkü akademisyenler, sahip olduğu şartların aleyhlerine dönme ihtimalinden çok korkarlar. Bu sadece maddi güç değil, aynı zamanda Bourdieu’nün bahsettiği ’fildişi kulelerini’ de kaybetme korkusudur. Çünkü akademisyen ancak üniversitedeki ofisi ile ontolojisini koruyabilir, dışarıda asosyal olduğu için bir hiçtir. Kulesinden bakan akademisyen, olayları da ancak yukarıdan gördüğü gibi yorumlar, sahanın bir parçası olamaz. Daha doğrusu toplumu bir parya modeli olarak görür. Odası, yani kulesi, onu yalıtan en büyük etkendir. Artık bu konfor Gazze için bozulmalıdır.” “28 Şubat’tan hala korkuyorlar” Palabıyık, “Akademisyenler hala 28 Şubat’ın hayaletinden korkuyorlar ve bu hayaletin hala ortalıkta dolaştığını iddia ediyorlar. Bir yandan fişlenme, öte yandan değişebilecek iktidar gibi olgular onlara inanılmaz bir korku aşılıyor. Akademik cübbe üzerine Filistin kefiyesi giymek ve bu halde çekilebilecek bir fotoğraf karesinin gelecekte önlerine çıkma ihtimali hala onlar için çok güçlü bir hayali varsayımdır. Bu kâbus üzerinden inşa ettikleri gündelik hayata dair korku, onların sonraki yıllarda yaşayabileceği olumsuzlukların önüne geçmek için kullanılan bir araçsal cihazlara dönüşmüş durumdadır. Maalesef, bu korku kendini muhafazakâr ve Müslüman olarak tanımlayan akademisyenlerde daha fazla görülüyor. Buna ahlaki ihanet veya muhafazakâr vefasızlık demek yanlış olmayacaktır” diye konuştu. “Feminist akademisyenler çürük kokuyor“ Gazze için hiçbir öğrenciye söz hakkının tanınmadığını ifade eden Palabıyık, “Lümpen burjuva denilecek bu kesimin özellikle Gezi ve feminist söylemlerle hareket ettiğini de unutmadık. Feminizmi LGBT’ye sürükleyen aklı evvellerin kendi derslerini Gezi Parkı’nda devam ettirmek için öğrencilerini üniversiteden çıkardıkları ve Gezi eylemlerine katılmalarını tavsiye ettikleri de gün gibi biliniyor. Lakin konu Gazze olunca tek bir öğrenciye söz hakkı tanınmıyor. Çünkü Gazze, Müslümanların yüzakı olduğu için, onların direnişinin ahlaki yönü engellenmek isteniyor. Bu nasıl bir akademik buhrandır? Bunlar insanlıklarını kaybetmiş” dedi.
Malatya Malatya’da 200 gram pide 10 TL oldu Malatya’da 7,5 TL olarak satılan pideler bugününden itibaren yapılan zam ile 10 TL’ye satılmaya başlanıldı. Ham maddedeki artışlar nedeniyle Malatya’da da pide fiyatları bugünden itibaren 10 TL’den satılmaya başlanıldı. Fırıncı esnafı depremden bu yanı 7,5 TL olarak satılan 200 gram ekmeğin oda kararı ile birlikte bugünden itibaren kent genelinde 10 TL olduğunu söyledi. Malatya’da fırıncı esnafı Hacı Pence, un başta olmak üzere ham maddeye yapılan zamlardan sonra şuana kadar kazançlarının olmadan satış yaptıklarını ifade ederek, “Rayiç belirlendi ama yeterli değil. Girdi maliyetleri, un fiyatları, işçilik ücretleri çok yüksek. Kazanmamız için 15 TL olması lazım ama şu anki fiyat 10 TL. İşçilik yüksek, verdiğimiz para yeterli gelmiyor, dolayısıyla işçi bulamıyoruz. 4 kişi çalışmamız gerekirken 2 kişi çalışıyoruz. Bir yıldır ekmeğe zam gelmemişti. Bir çuval un 700 TL, kira, işçiye 45 bin lira veriyoruz. Artan maliyetler nedeniyle ekmeğe zam yapıldı” dedi. Bir diğer fırıncı esnafı Ali Koçer ise ekmek yapımında gerekli olan maya, tuz ve un gibi ham maddelere uzun zaman önce zam yapıldığını hatırlatarak “Fiyat şu an için yeterli. Una aşırı derecede zam geliyor. Un geçen sene devlet destekliyken 390 TL iken desteğin kesilmesinden sonra 680 lira oldu. Maliyetler arttığı için ekmeğe zam yapıldı” diye konuştu.