EKONOMİ - 11 Nisan 2012 Çarşamba 13:04

BAKAN BAОIŞ: ``HIRS VE ÇIKARLARIN LİDERLERİ NASIL ZIVANADAN ÇIKARDIОINI SURİYE`DE İZLİYORUZ``

A
A
A
BAKAN BAОIŞ: ``HIRS VE ÇIKARLARIN LİDERLERİ NASIL ZIVANADAN ÇIKARDIОINI SURİYE`DE İZLİYORUZ``

Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, katıldığı ``15. Avrasya Ekonomi Zirvesi``nde ideolojik ve ayrıştırıcı yaklaşımların Avrasya coğrafyasına karşı büyük haksızlık olduğunu belirterek, ``Bireysel hırs ve çıkarların liderleri nasıl zıvanadan çıkardığını, nasıl zalimleştirdiğini en yakında Suriye`de izliyoruz`` dedi.
Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı`nda 50 ülkeden 200`ün üzerinde temsilcinin katılımıyla düzenlenen 15. Avrasya Ekonomi Zirvesi başladı. Zirveye TBMM Başkanı Cemil Çiçek ile Avrupa Birliği Bakanı Egemen Bağış, Türk Hava Yolları Genel Müdürü Doç. Dr. Temel Kotil ve çok sayıda davetli katıldı.
Toplantıda konuşan Bakan Bağış, ``Avrupa ile Asya`yı birleştiren Avrasya, Avrupa ile Asya`nın tam ortasında bulunan İstanbul`da insanlığa yepyeni barışı, refah ve umut köprüleri kurarken 15. Avrasya Ekonomisi de bundan önceki 14 zirve gibi bu köprülerin ayağını biraz daha güçlendirecek. 50 ülkeden 200`ün üzerinde katılımcıyla adeta küçük bir Birleşmiş Milletler manzarasının toplandığı bu zirve, inanıyorum ki Avrasya`nın zenginliklerini gerçek manada değerlendirebilmek için önemli katkılar sağlayacaktır. Bu yıl bronz yılını kutlayan Avrasya Ekonomi Forumu bölgemiz için, dünya için altın fırsatlar yaratmaya devam edecektir`` dedi.
Avrasya`nın Avrupa`dan bağımsız bir kavram ve coğrafya olmadığı gerçeğini özellikle vurgulamak istediğini ifade eden Bakan Bağış, ``Ben bütün cesaretimi toplayarak şu anda burada sizlerin huzurunda bulunuyorum ve bir kez daha bu vesile ile Avrasya`nın Avrupa`dan bağımsız bir kavram ve coğrafya olmadığı gerçeğini özellikle vurgulamak istiyorum. Bugün Türkiye`nin önemli bir ekonomik aktör olarak içinde bulunduğu Avrasya bölgesi, 25 milyon kilometrekare alanı kapsayan bir coğrafyada 310 milyondan fazla bir nüfusu barındırıyor. Zengin enerji kaynakları, 1,6 trilyon dolara yaklaşan toplam milli geliri ve 1 trilyon doların üzerindeki ticaret hacmi ile Avrasya, büyük bir ekonomik ve jeopolitik güç merkezini temsil ediyor. Bütün bu veriler de gösteriyor ki Avrasya coğrafyası, tarihte olduğu gibi bugün de stratejik önemini muhafaza etmektedir. Özellikle Arap Baharı sürecinde Avrasya`nın çok daha fazla öne çıktığını, öneminin arttığını müşahede ediyoruz`` diye konuştu.
Egemen Bağış, Avrasya coğrafyasının her zaman güç mücadelelerin bir parçası olduğuna dikkat çekerek, ``Türkiye de bu kritik coğrafyada her zaman bir istikrar kaynağı olarak, en önemlisi de bu coğrafyanın ortak çıkarlarına hak ve adaletten yana vurgu yaparak öne çıkıyor. İster dünyanın satranç tahtası deyin, ister Heartland deyin. Ne derseniz deyin Avrasya coğrafyası her zaman güç mücadelelerinin bir parçası olmuştur değerli dostlar. Avrasyacılık gibi bir ideolojinin ortaya çıkması ve bir kutuplaşma aracı haline getirilmesi de esasen bu güç mücadelesinin bir yansıması olarak görülebilir. Hatırlarsanız bir zamanların diktatörleri ``˜Avrasya`ya hükmeden, dünyaya hükmeder` diyorlardı. Ama maalesef bugün de birçoğunun hala onların dediği gibi bu coğrafyaya hükmetmeye çalışan anlayışları sahiplendiğini, Avrasya coğrafyasının bir işbirliği değil de çatışma alanı olarak anıldığını üzülerek görüyoruz`` dedi.
Dünyanın kalbi olarak anılan Avrasya coğrafyasına hükmetmeye çalışmanın dünyaya kalp krizi geçirtmekten başka bir sonuç doğurmayacağını belirten Bakan Bağış, ``Avrasya coğrafyasına baktığında sadece enerji kaynaklarını, zengin yeraltı ve yer üstü kaynaklarını görüp iştahları kabaranlar, bu coğrafyanın en önemli zenginliğinin dinamik insan potansiyeli olduğunu unutuyorlar. Avrasyacılık gibi Avrasya Birliği gibi kutuplaştırıcı ideolojik yaklaşımlar da bu coğrafyanın insanlığın refahına yapabileceği katkıların çıkar çatışmasına heba edilmesine sebep oluyor. Bu tür ideolojik ve ayrıştırıcı yaklaşımlar, açık söylüyorum, Avrasya coğrafyasına ve bu coğrafyanın insanlarına karşı büyük bir haksızlıktır. Bakınız değerli dostlar; bireysel hırs ve çıkarların liderleri nasıl zıvanadan çıkardığını, nasıl zalimleştirdiğini en yakında Suriye`de izliyoruz. Kendi koltuğunu sağlama almak için, şahsi ikbali peşinde koştuğu için bir liderin nasıl kendi halkına kurşun sıkacak kadar, masum sivilleri hedef alacak kadar akli melekelerini yitirdiğini görüyoruz. Bu zirveden de ben Suriye`deki vahşetin durdurulması noktasında burada bir araya gelen saygın misafirlerimizin hassasiyetlerini esirgemeyeceğini düşünüyorum`` şeklinde konuştu.
Bakan Bağış, Avrasya coğrafyasının hiçbir şahsi güç için kendi çıkarlarını ve hedeflerini kendi başına gerçekleştirebilecek imkana sahip olduğu bir coğrafya olmadığını vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
``Bu coğrafyayı hegemonyası altına almak isteyenler, buradaki tablodan da beyhude bir çaba içinde olduklarını anlamalılar. O halde Avrasya coğrafyasını artık ``˜kaybet-kaybet` denkleminden çıkarıp, ``˜kazan-kazan` denkleminin merkezi haline getirmek için daha fazla vakit kaybedilmemelidir. Bunun için de Avrasya Birliği`ni kurumsal ve kutuplaştırıcı bir zeminden ziyade en önce zihinlerde gerçekleştirmeli ve böylece barış ve refah adına tarihi bir eşiği aşma iradesini gösterebilmeliyiz.``
``TÜRKİYE İÇİN AB ÜYELİОİNİN HİÇBİR ŞEKİLDE ALTERNATİFİ VEYA YEDEĞžİ YOKTUR``
Bakan Bağış, ``AB`ye tam üyelik ilk başvuruyu yaptığımız 1959 yılından bu yana Türkiye için her zaman stratejik bir hedef ve devlet politikası olarak süregelmiştir ve öyle olmaya da devam edecektir. Bugün Avrupa Birliği sürecinde Türkiye`nin karşı karşıya kaldığı haksızlıklara veya sürecin tıkanıklığına bakarak ülkemize farklı adresler gösterenler hem Türkiye`ye, hem de o gösterdikleri adreslere haksızlık ediyorlar`` dedi.
Bağış, Türkiye`nin AB üyeliğinin bugün Avrasya birliği ile hedeflenen amaçları da yerine getirecek simgesel ve tarihi bir adım olacağına dikkat çekerek, ``Eğer Avrasya Birliği`nden kasıt samimi olarak Avrupa ve Asya`nın zenginliklerini bir araya getirmek ve ortak işbirliği alanları oluşturmaksa Türkiye`nin AB üyeliği zaten bunu sağlamış olacak. Bir diğer önemli husus, Avrupa`nın Asya`yı, Asya`nın Avrupa`yı dışladığı, ötekileştirdiği her denklem Avrasya coğrafyasının da her şeyden önce kendine yabancılaşması sürecini beraberinde getirecektir. Bu tarihi yanılgıya dur demenin de tam vaktidir ve bu yanılgıyı da Türkiye`nin AB üyeliği düzeltmiş olacaktır`` diye konuştu.
Türkiye`nin AB üyeliğinin Avrasya coğrafyasına etkilerini anlatmak bakımından istatistiklere de değinen Bakan Bağış, ``Türkiye`nin 1986 yılında Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği ile dış ticaret hacmi 630 milyon dolar. 1996 yılına geldiğimizde bu rakam 5,6 milyar dolara çıkmış. Peki, 12 yıl sonraya gelelim. 2008 yılında bu 5,6 milyar dolar, nereye yükselmiş biliyor musunuz? Tam tamına 53,2 milyar dolar. Yani neredeyse 10 kat artış var. 2009`da tabii küresel krizin de etkisiyle bu rakam 35 milyar dolara düşmüş ama 2010`da yeniden artış eğilimine girerek 42,2 milyar dolara yükselmiş. Yani Türkiye`nin toplam dış ticaret hacminin yaklaşık yüzde 15`i. Tabii bölgeyle yatırım alanlarımızın başında müteahhitlik sektörü geliyor`` dedi.
Sektörde bölgeye ait yatırımlarını da anlatan Bakan Bağış, şunları söyledi:
``Türkiye Müteahhitler Birliği verilerine göre 1972-2010 yılları arasındaki dönemde gerçekleştirilen yurtdışı müteahhitlik hizmetlerinin toplam tutarı 187,7 milyar dolardır. Bunun 85 milyar doları, yani yarısına yakını, Avrasya bölgesinde hayata geçirilmiştir. Bu veriler dahi Türkiye AB üyesi olduğunda Avrupa ve Asya`nın birbirine tam manasıyla kavuşmuş olacağını gösteriyor. Avrupa`nın en hızlı büyüyen ekonomisi olarak, ileri demokrasi kararlılığıyla son 9,5 yılda ortaya büyük bir reform iradesi koyan bir hükümet olarak AB standartlarını yakalama konusundaki ilerleyişimizi devam ettireceğiz. Sözlerime son verirken şunu da özellikle bu platformda belirtmek isterim ki, Türkiye yarım asırlık AB entegrasyon sürecindeki tecrübelerini Avrasya`nın Avrupa dışında kalan bölümüne de aktarmaya hazırdır. Avrasya coğrafyasının zenginliklerine ulaşmanın yolu bu bölgenin bir çatışma değil de işbirliği alanı haline getirilmesinden geçiyor ve Türkiye`nin AB üyelik süreci bu gerçeğe ışık tutuyor.``
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Fatih Belediye Başkanı Mehmet Ergün Turan, gazetecilerin dertlerini dinledi Fatih Belediye Başkanı Mehmet Ergün Turan, Fatih’te yaşayan ve çalışan gazetecilerle bir araya geldi. Başkan Mehmet Ergün Turan, gazetecilerle kahvaltı edip Fatih’te çalışan ve yaşayan gazetecilerin sorunları dinledi. Fatih Belediye Başkanı Mehmet Ergün Turan, Fatih’te yaşayan ve ulusal haber ajanslarında, gazetelerde, televizyonlarda görev yapan muhabir, gazeteci ve kameramanlarla bir araya geldi. Topkapı Kütüphanesinde düzenlenen programda Belediye Başkanı Mehmet Ergün Turan, gazetecilerle kahvaltı edip Fatih’te çalışan ve yaşayan gazetecilerin sorunları dinledi. "Tecrübeli bir şekilde buraya geldik" Programda konuşan Fatih Belediye Başkanı Mehmet Ergün Turan, görevinin sorumluluklarından bahsetti. Geldiği görevde geçmiş dönem tecrübesinin katkısının olduğunu söyleyen Başkan Turan, "Bizim yaşımızdaki insanların artık bundan sonraki hayatında biriktireceği asıl önemli olay, memlekete hizmet için önemli işler yapma imkânımız var. Yine açık konuşalım: Bizim dediğimiz şey, kendimizi övmek olarak anlamayın. Tecrübeli bir şekilde buraya geldik. Bizi seçenler nasıl saygı değerse başkasını seçende saygı değerdir. Bizi seçenler iyi başkalarını seçenler kötü olmaz. Halk tercihinde bulundu" ifadelerini kullandı. Başkan Turan daha sonra gazetecilerle sohbete devam ederek, günün anlamını ifade edecek toplu fotoğraf çektirdi.
Ankara HAK-İŞ Başkanı Arslan: "Asgari Ücret Tespit Komisyonunun yapısını değiştirelim" HAK-İŞ Genel Başkanı Mahmut Arslan, "Asgari Ücret Tespit Komisyonunun yapısını değiştirelim. Daha katılımcı olsun. Kriterler koyalım, sadece TÜİK’in kriterleri değil. TÜİK’in sepetiyle bizim sepet uymuyor" dedi. Kültür ve Turizm Bakanlığının katkılarıyla düzenlenen HAK-İŞ 14’üncü Uluslararası Kısa Film Yarışmasının ödülleri Ankara’da bir otelde gerçekleştirilen törenle sahiplerini buldu. Ulusal ve uluslararası kategorilerde 4 dalda toplam 8 ödül ile ‘Sendikacı Gözünden’ kategorisindeki ödüllerin takdim edildiği tören sonrası, Hak İşçi Sendikaları Konfederasyonu (HAK-İŞ) Genel Başkanı Arslan basın mensuplarına asgari ücret gündemine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. "Türkiye’de çalışanların yarıdan fazlası asgari ücretle çalışıyor gözüküyor" Asgari ücretin minimum ücret olduğunu ifade eden Arslan, "Sosyal güvenlik kurumunun verilerine baktığımız zaman Türkiye’de çalışanların yarıdan fazlası asgari ücretle çalışıyor gözüküyor. Asgari ücret genelde ülkelerde toplam çalışanların yüzde 5’i, yüzde 8’i, yüzde 10’unu geçmez. Niye Türkiye’de yüzde 50’den fazla? Maalesef işverenlerimiz asgari ücretin vergi dışı kaldığını dikkate alarak asgari ücretten gösteriyorlar ücretleri ama daha fazla ücret veriyor. Bundan dolayı da asgari ücretli çalışanların oranı yükseliyor. Örneğin iş işsizlik ödeneği asgari ücrete göre endekslenmiş cezalar, sosyal yardımlar bunların hepsi asgari ücrete endeksli olduğu için belirlenirken belirleyici olan Çalışma Bakanlığı değil Maliye Bakanlığı. O zaman biz diyoruz ikinci sorun asgari ücret sadece asgari ücret olsun. Diğer kalemleri başka bir düzenleme yapın. Maliye Bakanı diyor ki asgari ücret artarsa bu kalemler de artacak. O zaman asgari ücretle karşı bir tavır geliştirilir" diye konuştu. Asgari Ücret Tespit Komisyonunun yapısının antidemokratik olduğunu belirten Arslan, "Çoğulcu değil, katılımcı değil. Asgari ücret belirlenirken TÜİK’in rakamları esas alınarak belirlenmeye çalışılıyor. TÜİK’in sepetindeki mal ve hizmetlerin oranı asgari ücretlinin tüketimdeki mal ve hizmetlerin oranından ayrı. Asgari ücretlinin gerçek ihtiyacı olan asgari ücret olmaktan çıkıyor. Diyoruz ki biz Asgari Ücret Tespit Komisyonunun yapısını değiştirelim. Daha katılımcı olsun. Kriterler koyalım, sadece TÜİK’in kriterleri değil. TÜİK’in sepetiyle bizim sepet uymuyor. Evet o rakamlara itirazım yok ama oranları düşük. Halbuki işçiler için temel ihtiyaç maddelerinin oranları yüksek olması lazım. Kim yer almalı? İşçiler, temsilcileri, işveren. Çünkü kamuda çalışan kamudaki işçilerin ücreti asgari ücret değil. Daha yüksek. O zaman biz asgari ücreti belirlerken hükümetin burada yer almaması gerekiyor. Hükümet düzenleyici rol üstlensin. Asgari Ücret Tespit Komisyonun yapısını değiştirelim. İlan edilen asgari ücreti yayınlasın ama asla komisyonda yer almasın" şeklinde konuştu. "İşverenlerle bir asgari ücret belirlenmesi adaletsiz ve haksız olur" Aynı zamanda Arslan, şu ifadelere yer verdi: "Komisyonun yapısı değişmezse toplantıya katılmayacağız diye bir yıldır Türk-İş açıklama yapıyor. Biz de açıklama yapıyoruz. Diyoruz ki hükümete gelin, Türk-İş buraya katılmayacak. İşverenlerle hükümetin belirlediği asgari ücret sağlıklı olmaz. O zaman bir an evvel bir düzenleme yapalım. Maalesef hükümetimize, sayın bakanımıza iletmemize rağmen bugüne kadar herhangi bir düzenleme yapılmadı. Şimdi sayın bakanımız asgari ücret tespit konusunu toplantıya çağırdı. HAK-İŞ zaten istese de katılamaz. O zaman işverenlerle bir asgari ücret belirlenmesi de adaletsiz ve haksız olur." "Rakamlara bakınca Türkiye’nin ortalama ücretini belirliyor" Asgari Ücret Tespit Komisyonundan sağlıklı bir asgari ücret çıkmayacağını ve çıkarılmayacağını dile getiren Arslan, "5 kişi işçi tarafında, 5 işveren tarafında, 5 de hükümet tarafında. Ancak o 5 kişinin oyu sayılmıyor. Bakanlığın tek oyu var, işverenin tek oyu var, işçilerin tek oyu var. Bakanlıktan 1 kişiyle işveren anlaşırsa asgari ücret yine çıkacak. Dolayısıyla o sanıyorum kamuoyunu ikna etmek için geliştirmiş bir yöntem. Bunun hiçbir karşılığı yok. Bakanlık bunu yapmak zorunda. Türkiye’nin sadece minimum ücretini belirlemiyoruz. Rakamlara bakınca Türkiye’nin ortalama ücretini belirliyor. O zaman burada sosyal taraflarının olması gerekmiyor mu? Hükümetin olmaması gerekiyor. Çünkü asgari ücret özel sektör. Bizim temel talebimiz, Asgari Ücret Tespit Komisyonunun 2 tane aktörü oluyor. Biri işveren, özel sektör. Buraya kamu da dahil olabilir. İkincisi de işçiler. Bu ikisinin ortak belirlediği bir hakem de başkan olabilir. Belirleyemezse kura usulü olabiliyor. Bunun yöntemleri var" ifadelerini kullandı. "Evli ve 2 çocuklu bir işçinin esas alınarak burada asgari ücreti belirleme söz konusu olabilir" Asgari ücret tutarına ilişkin konuşan Arslan, "Türkiye’de toplam çalışanlar içerisinde asgari ücretlerin oranı yüzde 3, yüzde 5 olsa başka bir değerlendirme yaparız ama Sosyal Güvenlik Kurumu’nun verilerinde yüzde 50’den fazla olunca başka bir şey söylemek gerekmiyor. Biz minimum ücreti mi tespit edeceğiz, geçim ücretini mi tespit edeceğiz, ortalama ücreti mi? Burada bir kargaşa var. Bunu da eğer komisyonun yapısını sağlıklı kurabilirsek söyleyeceğimiz rakamlar daha sağlıklı sonuç verebilir. O nedenle bizim şu anda çalışmamız var. Bir, geçtiğimiz yıllardan başlayarak enflasyona atıfta bulunarak nerede olmamız gerekiyordu? Buna bakmak gerekiyor. İkincisi sadece enflasyon değil, aile sorumlulukları da dikkate alınarak, tek işçi için değil, evli ve 2 çocuklu bir işçinin esas alınarak burada asgari ücreti belirleme söz konusu olabilir. Üç, Türkiye büyüyor. Bu yıl da 3.5-4 arası, önümüzdeki yıl yüzde 4’ün üzerinde büyüyecek. O zaman bu büyümeden de asgari ücretin pay alması gerekiyor. Büyümeden pay alırsa, enflasyon artı refah payı olursa, geçmiş kayıplar da telafi edilirse ortaya çıkacak rakam minimum ücreti belirler. Rakam vermekten ziyade sistemi konuşmak gerekiyor" dedi.
Konya UCLG Başkanı Altay, UCLG Mercociudades Zirvesi’ne katıldı Birleşmiş Kentler ve Yerel Yönetimler Teşkilatı (UCLG) ve Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay, UCLG Mercociudades Zirvesi’ne katıldı. UCLG’nin Latin Amerika yerel yönetimlerinin ağı olan Mercociudades’in yıllık toplantısı olan Mercociudades Zirvesi, Brezilya’nın Rio de Janeiro eyaletindeki Niteri kentinde 30’uncu kez düzenlendi. UCLG ve Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay, "Dayanıklı, Huzurlu ve Sürdürülebilir Şehirlere Giden Yollar" temasıyla düzenlenen 30. Mercociudades Zirvesi’ne katılarak Latin Amerika ülkelerinden belediye başkanları ile yerel ve bölgesel liderlerle bir araya geldi. Programda konuşan Başkan Altay, güzel ve sıcak ev sahipliği dolayısıyla Niteri Belediye Başkanı ve Mercociudades Başkan Yardımcısı Rodrigo Neves’e, Genel Sekreter Lorenzo Lautaro’ya ve organizasyonun ortaya çıkmasında emek veren tüm paydaşlara teşekkür etti. "Brezilya’dan devraldığımız bayrağı daha ileriye taşıyacağız" Başkan Altay, bu yıl Brezilya’nın Belém kentinde düzenlenen Birleşmiş Milletler İklim Zirvesi’nin (COP30), önemli çıktılarından birinin de COP31’in Türkiye’nin dönem başkanlığında ve ev sahipliğinde gerçekleştirilmesine yönelik alınan karar olduğunu vurgulayarak, "Bu karar, bizler için ayrı bir anlam taşımakta; Brezilya’dan devraldığımız bu bayrağı daha ileriye taşımak ve yerel yönetimlerin iklim eylemlerine katkı sunmaya devam etmek konusunda kararlılığımızı güçlendirmektedir" dedi. "Barış odaklı şehir diplomasisini ilerletmeye kararlıyız" İklim meselesinin, UCLG için kritik bir öncelik olmaya devam ettiğine değinen Başkan Altay, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Gezegenimizin geleceği için dayanıklı ekonomik modelleri geliştirmeye, kapsayıcı kent politikalarını desteklemeye, iklim uyumu stratejilerini güçlendirmeye, katılımcı yönetişim anlayışını yaygınlaştırmaya ve barış odaklı şehir diplomasisini ilerletmeye kararlıyız. Bu nedenle teşkilatımızı güçlendirecek her türlü adım bizler için çok kıymetli. UCLG Latin Amerika’nın önemli ülkelerinden birisi olan Brezilya’nın ve Mercociudades’in tecrübelerinden faydalanmamız gerekmektedir. Ayrıca, 2026-2029 dönemi için belirlenecek UCLG yönetim organlarında bölge teşkilatlarımızın rolünün ne kadar kritik olduğunu vurgulamak isterim. UCLG’nin küresel bir liderlik misyonu varsa, bu misyonun temelinde bölgelerin güçlü katılımı, temsil adaleti ve şehirlerimizin gerçek ihtiyaçlarını yansıtan demokratik mekanizmalar yatmaktadır. Mercociudades’in bu süreçte oynayacağı rolün UCLG’nin geleceğini, vizyonunu ve küresel etkisini belirlemede çok önemli olduğuna inanıyorum." "UCLG’nin yeni dönemde güçlü, kapsayıcı, vizyoner ve etkili bir liderlikle temsil edilmesi hepimiz açısından büyük önem taşıyor" "Güçlü şehirler güçlü bölgeleri; güçlü bölgeler ise daha barışçıl, daha müreffeh ve daha sürdürülebilir bir dünyayı mümkün kılar" diyen Başkan Altay, "Yerel yönetimlerin öncü rolünün her geçen gün güçlendiği bu dönemde, UCLG’nin de yeni dönemde güçlü, kapsayıcı, vizyoner ve etkili bir liderlikle temsil edilmesi hepimiz açısından büyük bir önem taşımaktadır. Bugün burada gerçekleştirdiğimiz her temas, her fikir alışverişi ve attığımız her adım, sadece kendi şehirlerimizin değil, hep birlikte kurmakta olduğumuz ortak geleceğin yapı taşlarını oluşturmaktadır. Sizlerin enerjisi, kararlılığı ve vizyonu bizlere güç veriyor; geleceğe dair umutlarımızı tazeliyor" sözleriyle konuşmasını tamamladı. Başkan Altay Brezilya Dışişleri Bakanı Vieira ile de görüştü Başkan Altay, zirve kapsamında Brezilya Dışişleri Bakanı Mauro Vieira ve zirveye katılan liderlerle de bir araya geldi. Başkan Altay yaptığı görüşmelerde, daha adil ve daha yaşanabilir şehirler inşa etmek için kararlı oldukları vurgusunda bulundu.
Gaziantep Araban’da asfalt çalışmaları aralıksız devam ediyor Gaziantep’in Araban ilçesinde tamamlanan altyapı çalışmalarının ardından başlayan asfalt çalışmaları aralıksız devam ediyor. Gaziantep Büyükşehir Belediyesi GASKİ Genel Müdürlüğü tarafından başlatılan proje kapsamında, Araban ilçe merkezinde toplam 33 bin metre içme suyu şebeke hattı ile 3 bin yeni abone bağlantısı (branşman) yapıldı. Sistemin daha verimli çalışmasını sağlamak amacıyla 5 adet yeni vana odası inşa edilerek ilçe merkezinin içme suyu şebekesi baştan sonda yenilendi. GASKİ yetkilileri, çalışmanın tamamlanmasıyla birlikte ilçenin içme suyu sisteminin daha verimli, kesintisiz ve sürdürülebilir hale geldiğini vurguladı. Araban ilçesi merkezinde içme suyu şebeke yenileme çalışmaları sayesinde su kayıplarının da önemli ölçüde azaltılması hedeflenirken çalışmaları tamamlanan caddelerde Fen İşleri Daire Başkanlığı ekiplerince sıcak asfalt çalışmaları başlatıldı. İlçe merkezi genelindeki caddelerde başlatılan sıcak asfalt yapım çalışmalarına aralıksız devam ediliyor. Altyapı ve üstyapı çalışmaları için teşekkür eden Arabanlı vatandaşlar, ’’İçme suyu şebekesinin baştan sona yenileme çalışmalarının tamamlanmasının ardından Gaziantep Büyükşehir Belediyesi Fen İşleri Daire Başkanlığı ekiplerince caddelerde başlatılan sıcak asfalt çalışmaları ilçemize hayırlı olsun. Çalışmalar için Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanımız Fatma Şahin başta olmak üzere GASKİ Daire Başkanımız, Fen İşleri Daire Başkanımız ve emeği geçen herkese teşekkür ederiz. Büyükşehirin Araban’da başlattığı hizmet seferberliğinin hız kesmeden devam etmesini bekliyoruz" dedi.