SAĞLIK - 25 Temmuz 2016 Pazartesi 09:19

Kök hücre nakli umut oluyor

A
A
A
Kök hücre nakli umut oluyor

Kanserle mücadelede son dönemde iyileşme şansını yükselten tedavi yöntemlerinden biri de kök hücre nakli. Kan kanseri tedavisinde kullanılan kemik iliği naklinde LÖSEV verilerine göre yüzde 43 ila 83 arasında başarı elde ediliyor.
Kök hücre naklinin ağırlıklı olarak lösemi, lenfoma, multiplmyelom gibi kan kanserlerinin sık görülen tiplerine uygulandığını anlatan Emsey Hospıtal Hematoloji ve Kök Hücre Nakli Ünitesinin Direktörü Prof. Dr. Serdar Bedii Omay, “İlik nakli diyoruz ama aslında artık iliğin kendisini nakletmiyoruz. İlk başlangıçta doğrudan kemiğin içerisinde kan yapan doku olan iliğin alınıp ihtiyacı olan hastalara nakliyle tıbbi hizmet başladığı için bu ismi taşıyor. Aslında artık naklettiğimiz ilikte bulunan ana kök hücrelerdir.Yani hematopoetik dediğimiz kan yapan kök hücrelerdir” dedi.
KÖK HÜCRE NAKLİNİN UYGULANDIĞI KANSER TÜRLERİ
Kök hücre tedavisinin uygulandığı birçok kanser türünün bulunduğunu anlatan Prof. Dr.Serdar Bedii Omay, “İliğin ortaya çıkardığı kan hastalıkları vardır. Bunlar birkaç guruba ayrılabilir. Ama en çok kök hücre naklini uyguladığımız gurup ilik kanserleri ya da halk arasındaki deyimiyle kan kanserleri gurubudur. Bunlara da tıp dilinde lösemiler adını veriyoruz. Özellikle Akut Lösemiler grubunda kök hücre naklini uyguluyoruz” diye konuştu.
KENDİ KÖK HÜCRELERİNİN NAKLİ
Bazı kanser grubunda kendi kök hücrelerinin de tedavide kullanıldığını anlatan Prof. Dr. Omay, “Tıp dilinde otolog kök hücre dediğimiz kişinin kendi kök hücrelerinin naklinde amaç hastalara yüksek dozda kemoterapi veya beraberinde radyoterapi vererek kanser hücrelerinin öldürülmesidir. Otolog kök hücre nakli için önce hastanın sağlıklı kan yapıcı kök hücrelerinin toplanması gerekiyor. Dolaşımdaki kandan aferez cihazları ile toplanan kök hücreler alınabiliyor. Bu yüksek doz tedavi, bir yan etki olarak hastanın kemik iliğinde bulunan sağlıklı kan yapıcı kök hücrelerin de ölmesine yol açar. Kemik iliği kan üretmeyen bir hastanın ne yazık ki yaşaması mümkün değildir. Nakledilen kök hücreler hastanın kemik iliğine yerleşerek tekrar kan üretmeye başlarlar. Bu şekilde hasta yüksek doz tedavinin öldürücü etkisinden kurtulmuş olur” şeklinde konuştu.
ALLOJENİK KÖK HÜCRE NAKLİ
Kök hücre naklinin uygulandığı allojenik yöntem hakkında da bilgi veren Prof. Dr. Omay, “Allojenik kök hücre nakli ise sağlıklı bir bağışçıdan alınan kök hücrelerin kullanılmasıdır. Bu işlemde otolog kök hücre naklinde olduğu gibi hastaya kanser hücrelerini öldürmek amacı ile yine yüksek doz tedavi uygulanır. Otolog kök hücre naklinden farklı olarak hastanın kendi kök hücreleri yerine sağlıklı bağışçıdan toplanmış olan yeterli sayıdaki kök hücreler nakledilir. Allojenik kök hücre naklinin otolog nakillerden asıl farkı nakil işlemi sırasında bağışçının kök hücreleri ile birlikte bağışıklık sistemi hücrelerinin de nakledilmesidir” dedi.
LENF KANSERLERİNİN BELİRTİLERİ
Tıp bilminin günümüzde bazı kanser türlerini tamamen ortadan kaldırtabilen tedaviler uygulayabilecek aşamaya geldiğini ifade eden Emsey Hospıtal Hematoloji ve Kök Hücre Nakli Ünitesinin Direktörü Prof. Dr. Serdar Bedii Omay, “İlik kanserleri dediğimiz hematolog kanserlerde erken teşhise her zaman ulaşmak mümkün olmayabiliyor. Fakat multiplmiyelomalarda ve lenfomalarda yani lenf kanserleri dediğimiz türlerde erken teşhis fayda sağlar. Bu türlerin ise belirtileri halsizlik,kansızlık,hakim olunamayan kaşıntılar,kanamalar, enfeksiyonlar, ya da kasık ve boyunlarda büyüyen lenf bezeleri de lenf kanserlerinin belirtileri olarak gösterebiliriz. Kanserde gelinen noktada muazzam bir aşamada tıp. Ama tam olarak tüm kanser çeşitlerini ki birçok çeşidi var tamamen ortadan kaldırıp hepsinin çaresi bulunmuştur diye bir şey söyleyemeyiz.Ama birçok kanserde bazılarını tamamen ortadan kaldırabilen bazılarında ise hastalığa bağlı yaşam sürelerini uzatabilen tedavileri uygulayabiliyoruz” dedi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Tekirdağ Poyraz küçük tekne balıkçılarını limana bağladı, ağlar tamire alındı Marmara Denizi’nde etkili olan poyraz nedeniyle Tekirdağ’da denize açılamayan küçük tekne balıkçıları, kalan zamanlarını ağ tamiri ve tekne bakımı yaparak değerlendiriyor. Marmara Denizi’nde son günlerde etkisini artıran poyraz, Süleymanpaşa Balıkçı Barınağı’ndaki balıkçıların faaliyetlerini durma noktasına getirdi. Sert rüzgar ve zaman zaman değişen hava şartları nedeniyle denizin iç kesimlerinde ulaşım zorlaşırken, balıkçılar güvenlik gerekçesiyle teknelerini limana çekmek zorunda kaldı. Denize açılamayan balıkçılar, bu süreci ağlarını onararak ve teknelerinin bakımını yaparak geçiriyor. Kıyıdaki hava ile denizin iç kesimindeki havanın bir olmadığını dile getiren Süleymanpaşa Su Ürünleri Kooperatifi Başkanı İbrahim Pehlivanoğlu, poyrazın balıkçılık faaliyetlerini doğrudan etkilediğini belirterek şu ifadeleri kullandı: "Yaklaşık üç-dört günden beri sert esen poyrazla beraber Süleymanpaşa Balıkçı Barınağı’nda bulunan balıkçı arkadaşlarımız şu anki faaliyetlerini ağlarını tamir ederek geçiriyorlar. Allah nasip ederse birkaç güne kadar havaların durulmasıyla beraber istavrit balığı tutacağız, hamsi balığı tutacağız, lüfer balığı tutacağız. Vatandaşlarımız inşallah uygun ve taze balık yemeye devam edecekler. Yani şu anda dediğim gibi hamsi balığı var, istavrit balığı var, sardalya balığı var, kolyoz balığı var. Yani tabii denizin durumuna göre bizim tabii bildiğiniz gibi rastgele deriz biz. Yani o gün Cenabı Allah ne verirse belki 50 kasa, belki 100 kasa. Ama tabii geçen seneye göre bu sene biraz sıkıntılıyız. Havaların esmesiyle beraber mecburen balıkçı arkadaşlarımız faaliyetlerini bakım yaparak geçiriyorlar. Tabii havaların da biraz sert esmesiyle beraber bu sene biraz fazla dinlendik." Balıkçılar, havaların normale dönmesiyle birlikte yeniden denize açılmayı ve tezgahlara taze balık sunmayı umut ediyor.
Mersin Mersin’de suçla mücadele kararlılıkla sürüyor Mersin Valisi Atilla Toros başkanlığında, il genelinde güvenlik ve asayiş konularının ele alındığı Güvenlik ve Asayiş Değerlendirme Toplantısı gerçekleştirildi. Toplantıda; Mersin genelinde güvenlik ve asayişin sağlanmasına yönelik yürütülen çalışmalar, alınan tedbirler, suç ve suçlularla mücadele kapsamında gerçekleştirilen operasyonlar ile ilgili diğer hususlar değerlendirildi. Vali Toros, Mersin’in huzur ve güvenliğinin daim kılınması amacıyla emniyet, jandarma ve sahil güvenlik birimlerinin gece gündüz görev başında olduğunu vurguladı. Toplantıda, 15-21 Aralık tarihleri arasında il genelinde yürütülen çalışmalara ilişkin veriler de paylaşıldı. Bu kapsamda, söz konusu tarihler arasında çeşitli suçlardan kesinleşmiş hapis cezası bulunan ve aranan şahıslara yönelik operasyonlarda toplam 860 kişi yakalanarak adli mercilere teslim edildi. Trafik denetimleri kapsamında ise 126 bin 230 araç kontrol edildi, bin 616 araç trafikten men edildi, bin 69 ticari taksi denetimden geçirildi. ’Düzensiz Göç ile Mücadeleye Yönelik Huzur Uygulaması’ çerçevesinde yapılan çalışmalarda da bin 521 kişinin kimlik kontrolü yapıldı, 6 yabancı uyruklu şahıs, Düzensiz Göçmen Ön Kabul ve Sevk Merkezine gönderildi. Yetkililer, il genelinde huzur ve güven ortamının korunması amacıyla denetim ve uygulamaların kararlılıkla sürdürüleceğini bildirdi.