GENEL - 25 Ekim 2016 Salı 10:43

Boğaziçi Zirvesine, Körfez ülkeleri büyükelçilerinden tam destek

A
A
A
Boğaziçi Zirvesine, Körfez ülkeleri büyükelçilerinden tam destek

29 Kasım-1 Aralık tarihlerinde Cumhurbaşkanlığı yüksek himayesinde düzenlenecek olan “Boğaziçi Zirvesi”nin öncesinde Uluslararası İş Birliği Platformu (UİP) ile Körfez ülkelerinin büyükelçileri bir araya geldi.
Uluslararası İş Birliği Platformu(UİP) Kurucusu Cengiz Özgencil, “Her yıl yaptığımız gibi zirveden bir ay önce Körfez ülkelerinin büyükelçileri ile bir araya geldik. Gelenekselleşen bu toplantıda amacımız zirvede yapacağımız etkinliklerle ilgili hem büyükelçileri bilgilendirmek hem de onlardan gelecek talepler doğrultusunda zirveyi daha verimli hale getirebilmek. Zirveye katılacak olan Körfez ülkelerinden; Birleşik Arap Emirlikleri, Umman, Katar, Lübnan, Ürdün, Filistin, Sudan, Tunus başta olmak üzere 12 ülkenin büyükelçisi ile bir araya geldik. Amacımız Körfez ülkeleri ile işbirliğini artırmak” dedi.
Özgencil zirveyi kendi ülkelerine yapmak için bizi davet eden ülkeler olduğunu söyledi, önümüzdeki yıllar için bu tekliflerin değerlendirilebileceğini ifade etti. Konuşmasına devam eden Özgencil bu yıl gerçekleşecek paneller hakkında bilgi verdi: “Bütün panellerimize önem veriyoruz ama bu yıl ön plana çıkmasını beklediğimiz panellerimiz arasında ‘Gelecek Vizyonu’, ‘Gelişmekte Olan Ülkelere Batı’nın Yaklaşımı’, ‘Yeni İpek Yolu’, sürdürülebilir kalkınma hedefleri, altyapı yatırımları, İslami finans, akıllı şehirler, genç girişimciler, kadının ekonomideki yeri, spor endüstrisinin ekonomiye katkısı, enerji panelleri ve sanatın ekonomiye katkısı sayılabilir. İş dünyamızın bu zirvede kesinlikle yer alması gerektiğini düşünüyorum. Zirvemize devlet başkanları, bakanlar ve önemli iş insanları katılacak. Zirvede, katılacak iş insanlarımıza B2B görüşmeler aracılığıyla daha etkin bir iletişim sağlayacağız. Bu zirve ile ülkemize ve bölgemizdeki ülkelere geçmiş 6 yılda olduğu gibi bu yıl da katkıda bulunmaya devam edeceğiz.”
Türkiye’nin bölgedeki önemine vurgu yapan Arap Ligi Türkiye Temsilcisi Mohammed Fatah Naciri “Türkiye’nin istikrarı ve güvenliği bölgenin istikrarı ve güvenliği demektir. Ortadoğu içinde bulunduğu durumdan Türkiye olmadan asla çıkamaz. Körfez ülkeleri Arap dünyasının içinde stratejik ve jeopolitik olarak çok önemlidir. 13 Ekim’de Riyad’ta gerçekleştiren dışişleri bakanları toplantısında tartışılan Türkiye ve Körfez ülkeleri arasında oluşturulacak serbest ticaret bölgesi çok büyük önem taşımaktadır” dedi. Arap Baharı sonrası ilişkilerin toparlanma ve yeniden inşa sürecinde UİP’in etkin rol aldığına değinen Naciri “Arap Baharı sonrası yavaşlayan ilişkilerin toparlanması ve inşası adına Uluslararası İşbirliği Platformu’nun devamlılığı büyük bir rol oynadı” dedi. Ayrıca “Yedi senedir üst düzey birçok kişinin katıldığı Boğaziçi Zirvesi niş bir oluşumdur ve burada insanlar fikirlerini hür bir şekilde ifade edebiliyorlar” dedi.
Zirve’nin Türkiye’de gerçekleştiriliyor olmasına değinen Filistin Büyükelçisi Dr. Faed Mustafa; “Birçok konuyu tartışma fırsatı veren bu zirvenin ağabey ülke olarak gördüğümüz Türkiye’de gerçekleştiriliyor olması kendimizi güvende hissettiriyor. Politika, ekonomi ve daha birçok konuda bölge sorunlarına ışık tutan bu zirve hepimiz adına bir şanstır” dedi.
Ortak tarihimize vurgu yapan Lübnan Büyükelçisi Mansour Abdallah, “Bölgede işbirliğini arttırmak için birbirimizi daha yakından tanımalıyız ve potansiyelimizi daha iyi anlamalıyız. Beraber yaşadığımız tarihin bu ilişkilerin kurulması adına bir köprü olmasına çabalamalıyız. Ticaret birbirine uzak devletler arasında değil komşular ve bizim gibi akrabalık ilişkisi olan ülkeler arasında yapılmalıdır. Bu zirve bu bağlamda çok önemli. İstanbul Arap dünyasının başkentidir ancak bunu farklılıklarımızı bir kenara bırakarak tek vücut olarak başarabiliriz. Birbirimizi daha iyi anlayarak yakınlaşmak ve insani ilişkilerimizde üzerinden iş birliğimizi sağlamlaştırmak için okullarımızda Türkçe ve Arapça dil derslerini teşvik etmeliyiz” diye konuştu.
Tunus Büyükelçisi Mohamed Salah Tekaya, gelenekselleşen bu zirveyi ne kadar önemsediklerini bu yemeğe katılarak gösterdiklerini ifade etti ve “Zirvenin bağımsızlığı ve her kesime eşit duruşu bölgemiz sorunlarını özgür irade ile yaklaşılmasını ve işbirlikleri kurulması adına alkışlanılası bir durum” dedi.
Birleşik Arap Emirlikleri Büyükelçisi Khalifa Shaheen Almarar “Yeni atandığım için zirveye daha önce katılma fırsatı bulamamış olmam zirveyi tanıdığımız ve sonuçlarını yedi senedir takip ettiğimiz gerçeğini değiştirmiyor. Bu başarılı girişim bölgemiz adına büyük önem taşıyor” diye konuştu.
Ürdün Büyükelçisi Amjad Adaileh, “Uluslararası İşbirliği Platformu bölgemizin sorunlarını ışık tutmak ve çözümler getirilmesi için diyaloglar kurulmasını sağlamak adına birçok üs düzey ve iş adamlarını her sene üstüne katarak bir araya getirdiğini gözlemleme fırsatı bulduğumuz bölgemizin en önde gelen makro düzey toplantısıdır. Özellikle bu zirveyi hayata geçiren mutfaktaki insanlara bölge adına teşekkür etmeliyiz” dedi.
Boğaziçi Zirvesi’nin her geçen sene öneminin daha da arttığını belirten Türk-Arap Diyaloğu Platformu Genel Sekreteri Erşat Hürmüzlü “12 büyükelçi 3 maslahatgüzarın burada olması gerçekleştirilecek olan zirvenin önemini göstermektedir. Türkiye için marka haline gelen bu zirveye bütün kesimler tarafından sahip çıkılması gerektiğini düşünüyorum. Zirveye 90 ülkeden politikacı, bürokrat ve iş insanlarını bekliyoruz. Bu zirve Türkiye’nin tanıtımı için de büyük önem arz etmektedir” dedi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa (Özel) Bursa Hayvanat Bahçesi’nin yeni üyesi Bursaspor’un maskotu oldu Bursa Hayvanat Bahçesi’nin yeni misafiri 30 yaşındaki Amerikan cinsi bir timsah oldu. Darıca Hayvanat Bahçesi’nden gelen Amerikan Alligatörü timsah, geldiği ilk günden itibaren her yaştan ilgi gördü. Bursaspor’un simgesi ile özdeşleşen timsah hem ürkütüyor hem de görenlerin ilgisini çekiyor. Ağırlığı 235 kilograma ulaşan ve uzunluğu 2 metre 30 santimetre olan timsah haftada bir kez 5 kilograma yakın et tüketiyor. Genellikle hareketsiz duran Amerikan Alligatörü timsah, görmeye gelen ziyaretçiler tarafından maket sanılıyor. Onu gören ziyaretçilerse hayretler içerisinde kalıp hemen cep telefonlarına sarılıyor. Bakıcıları tarafından sık sık kontrol edilen timsahın en sevdiği faaliyet beslenmenin yanında güneşlenmek ve suya girmek oluyor. Hem çocukların hem de büyüklerin ilgisini çektiğini söyleyen Bursa Hayvanat Bahçesi bakıcısı Önder Sevim; "Cinsi Amerikan Alligatörü, yaklaşık 30 yaşında. Haftada bir kez 5 kilograma yakın et tüketiyor. 6 ay önce bahçemize geldi. Görüşe çıktığı ilk andan bu yana hem çocukların hem de büyüklerin çok ilgisini çekti. Genellikle hareketsiz kalmasından dolayı bazı insanlar maket zannediyor. Doğadaki ömrü 25 yıl civarında ama hayvanat bahçelerinde bu süre daha da uzuyor. Buranın bakım şartları ile birlikte hayvanlar daha uzun yaşıyor" dedi. Amerikan Alligatörü’nün 1967 yılında nesli tükenmekte olan hayvanlar sınıfına alındığını belirten Sevim, "Gerçekten yok olma tehlikesi ile karşı karşıya kalmıştı. Daha sonra yapılan çalışmalar neticesinde şu an listeden çıkmak üzere. Bursaspor’umuzun simgesi, bizde Bursa’ya böyle bir şey kazandırdık. Bursa halkının çok hoşuna gitti. Çocuklar başından ayrılmıyor desem yeridir. Aksine bir de büyüklerin de çok hoşuna gidiyor. Birçok kimse hayatında ilk kez görüyor" şeklinde konuştu.
Ankara Emine Erdoğan’dan dünyanın en büyük üçüncü gen tohum bankasına ziyaret Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, Ankara’nın Yenimahalle ilçesindeki Tarla Bitkileri Merkez Araştırma Enstitüsü Türkiye Tohum Gen Bankasını ziyaret ederek, buradaki çalışmalar hakkında bilgi aldı. Tarla Bitkileri Merkez Araştırma Enstitüsü Türkiye Tohum Gen Bankasını ziyaret eden Emine Erdoğan, Tarım ve Orman Bakan Yardımcısı Ahmet Bağcı, Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürü Metin Türker ve çocuklar tarafından karşılandı. Erdoğan’a çocuklar tarafından çiçek verildi. Gen bankasının önemli bitki alanlarını ve tohum standını ziyaret eden Erdoğan’a, enstitü müdürü Dr. Hümeyra Yaman tarafından gen bankasının çalışmaları hakkında bilgi verildi. Buradaki incelemelerinin ardından herbaryum odasına geçen Emine Erdoğan, kurutulmuş bitkilerden herbaryum yaptı. Bunun yanı sıra selektör ünitesi, tohum temizleme odası, fizyoloji laboratuvarı, kurutma odası, iklim odaları ve soğuk muhafaza odalarındaki çalışmaları inceleyen Emine Erdoğan, çalışanlar tarafından tohumların gen bankasında geçtiği işlemlere dair de bilgi aldı. "2020-2022 yılları arasında bin 537 tohum toplandı" Enstitüsü Müdürü Dr. Hümeyra Yaman, Emine Erdoğan’ın başlattığı ’Mirasımız Yerel Tohum Projesi’nin katkılarıyla, 2020-2022 yılları arasında bin 537 tohum toplandığını kaydetti. Yaman, Mirasımız Yerel Tohum Projesi kapsamında yerel tohum toplama çalışmalarının devam ettiğini bildirerek, "Sizin (Emine Erdoğan) öncülüğünüzde biz hala özellikle kalkınma ajanslarıyla tohum toplama çalışmalarına devam ediyoruz. Arkadaşlarımız diyor ki ’şu bölgeye gitmemiz gerekiyor’, görevlendirme yazıyoruz. Yeter ki bağışçı olsunlar" dedi. İncelemelerinin ardından Emine Erdoğan’a günün anısına Türkiye haritası şeklinde tohum tablosu hediye edildi. Erdoğan, daha sonra enstitü personeli ile hatıra fotoğrafı çektirdi. Emine Erdoğan, çalışmalarından dolayı personele teşekkür etti. Dünyanın en büyük üçüncü tohum gen merkezi Türkiye Tohum Gen Bankası, Emine Erdoğan’ın himayesinde başlatılan ve Tarım ve Orman Bakanlığınca yürütülen "Mirasımız Yerel Tohum Projesi" kapsamındaki çalışmalara katkı sağlıyor. Türkiye genelinde 64 merkezle çalışmalarını sürdüren Türkiye Tohum Gen Bankası, ata tohumlarının koruma altına alınarak geleceğe aktarılmasını sağlıyor. Bunun yanı sıra, gen bankasında yeni çeşitlerin geliştirilmesi amacıyla da çalışmalar yürütülüyor. Tohum gen bankası, son yıllarda dünyanın gündemi olan gıda arz güvenliği açısından da son derece önemli bir görevi yerine getiriyor. Emine Erdoğan ziyaretin ardından yaptığı sosyal medya paylaşımında şu ifadelere yer verdi: "Dünyanın 3’üncü gen bankası konumunda olan Ankara’daki ’Türkiye Tohum Gen Bankası’nı ziyaret ettim. Ülkemizin bütün zenginliklerini oluşturan bitki örtüsüne ait tohumların tasnifine ve analizine dair bilgi aldım. Mirasımız Yerel Tohum Projemiz vesilesiyle toplanan ata tohumlarla birlikte binlerce genetik materyal burada çoğaltılıyor, yerli üretime değer katılıyor ve akademik araştırmalara da katkı sunuluyor. Hem geçmişimiz hem de geleceğimiz muhafaza altında tutuluyor. Bu sayede atalarımızın emeğini, bilgeliğini ve doğayla uyum içinde yaşama sanatını temsil eden tohumlar, nesilden nesile aktarılıyor. Yerli ve milli üretimin güvencesi olan tohum gen bankalarımızın sayılarının artmasını diliyor, emeği geçenlere teşekkür ediyorum."
Antalya Kumluca MYO’da 17 tropik meyve türü araştırılıyor Akdeniz Üniversitesi Kumluca Meslek Yüksekokulu’nda kurulan seralarda bölgeye uygun 17 farklı çeşit tropik meyve türünün 39 çeşidiyle ilgili araştırma yapılıyor. Amaç bölgeye uygun yeni türleri belirleyerek üretiminin yapılması. Akdeniz Üniversitesi ile Kumluca Ticaret ve Sanayi Odası’nın (KUTSO) ortaklığında Batı Akdeniz Kalkınma Ajansı destekleriyle hayata geçen “Batı Antalya Tropik Meyve Üretim ve Yaygınlaştırma Merkezi Projesi” kapsamında tropik türlerle ilgili araştırmalar sürüyor. Antalya İl Tarım ve Orman Müdürlüğü ile Kumluca Tarımsal Kalkınma Kooperatifi’nin iştirakçi olarak katıldığı proje kapsamında, Kumluca Meslek Yüksekokulu’nun uygulama ve araştırma arazisinde kurulan 4 dekarlık modern serada 17 tropik meyve türünün 39 çeşidiyle ilgili bölgede adaptasyonu araştırılıyor. Akdeniz Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hamide Gübbük’ün koordinatörlüğündeki proje ile Kumluca’nın yanı sıra Finike, Demre ve Kaş ilçelerinde çeşitli tropik meyve türlerinin adaptasyonu, çoğaltılması, demonstrasyonu ve yaygınlaştırılması çalışmalarının yürütülmesi başarıyla tamamlandı. Bölge çiftçisi yeni türlerle tanıştı Serayı ziyaret ederek çalışmalar hakkında bilgi alan Akdeniz Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Cengiz Toker, üniversite, kamu ve özel sektör bileşenlerini içeren bu proje ile bilimsel ve yenilikçi bir yaklaşım ile bölgedeki mesleki bilgi ve beceriler geliştirilerek yeni türlerin ülkemize kazandırılmasının amaçlandığını söyledi. Prof. Dr. Cengiz Toker, burada yapılacak araştırmalarla bölgeye uygun yeni türlerin belirlenerek, üretiminin yapılacağını belirterek, projede emeği geçenlere teşekkür etti. Sera hakkında bilgi veren Kumluca Meslek Yüksekokulu Müdürü Doç. Dr. H. Kürşat Çelik ise proje kapsamında MYO yerleşkesinde 4 dekarlık modern bir sera kurulduğunu, ayrıca 4 dekarlık bahçede de adaptasyon çalışmalarının sürdüğünü söyledi. 17 farklı tür tropik meyve Kumluca Meslek Yüksekokulu Bitkisel ve Hayvansal Üretim Bölümü Öğretim Üyesi Öğr. Gör. Dr. Lokman Altınkaya, “Proje kapsamında serada mango, passiflora, guava, pitaya, papaya ve plantain grubu muzların çoğaltımları yapılarak demonstrasyon amaçlı dikimleri gerçekleştirildi. Diğer taraftan mango, karambola, çerimoya, white sapote, makadamiya fındığı, ice cream bean, jambolan ve zerdeçal gibi türlere ait 39 farklı çeşidin de adaptasyon çalışmaları devam etmektedir” diye konuştu. Bölgeye uyum sağlayacağı izlenimine varıldı Projenin ilk bölümünün bölgede tropikal üretiminin gelişimi için umut verdiğini vurgulayan Öğr. Gör. Dr. Lokman Altınkaya, “Çiftçi şartlarında kurulan demonstrasyon alanlarındaki tüm plantasyonlarda araştırmalar devam ediyor. Proje kapsamında ilk izlenimimiz tropik meyvelerin başarılı bir şekilde bölgeye uyum sağlayacağı yönünde” şeklinde konuştu. Altınkaya, proje kapsamında tropik meyve yetiştiriciliği eğitimlerinin de verildiğini belirterek, proje sayesinde Kumluca Meslek Yüksekokulu öğrencilerinin tropik meyve yetiştiriciliği teorik eğitimini aldığını aynı zamanda uygulama yapma imkânı da bulduklarını ve ayrıca Ziraat Fakültesi öğrencilerinin de bu merkezde tez çalışmalarını sürdürdüklerini ifade etti. Katma değeri yüksek türler kazandırılacak Öğr. Gör. Dr. Lokman Altınkaya, “Proje sonucunda; birçok bilimsel çalışmaların yürütülmesine imkan sağlanmış, doğru fidanların üretimi desteklenmiş, tropik meyvelerin tanınırlığı sağlanmış, öğrenci ve üreticilere bu konuda tam donanımlı eğitim verilmiştir. Adaptasyon ve demonstrasyon alanları kurulması ile bilinçli tropik meyve yetiştiriciliğinin yapılması, ülkeye yeni katma değeri yüksek türlerin kazandırılması sağlanmıştır. Kurulan bu merkez ile ar-ge faaliyetleri ve bölgenin bu konudaki bilincinin artması hedeflenmektedir” dedi. Projenin bütçesi yaklaşık 2 milyon 500 bin lira Proje Ekibi Koordinatörlüğünü Akdeniz Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hamide Gübbük, Proje Yürütücülüğünü Kumluca Meslek Yüksekokulu Bitkisel ve Hayvansal Üretim Bölümü Öğretim Üyesi Öğr. Gör. Dr. Lokman Altınkaya’nın ve Proje Ekibini Elmalı Meslek Yüksekokulu Bitkisel ve Hayvansal Üretim Bölümü Öğretim Üyesi Öğr. Gör. Dr. Recep Balkıç, KUTSO Genel Sekreteri Mesut Bakar, KUTSO Ar-ge Birimi Sorumlusu Ebru Yılmaz’ın yaptığı projenin bütçesi yaklaşık 2 milyon 500 bin lira.