EKONOMİ - 19 Kasım 2016 Cumartesi 12:06

3 bin YGA’lı genç ’Birlikte başarmak’ için bir araya geldi

A
A
A
3 bin YGA’lı genç ’Birlikte başarmak’ için bir araya geldi

Türkiye genelinden 3 bin öğrencinin ’Birlikte başarmak’ konusu üzerine bir araya geldiği 15’inci YGA Zirvesi başladı.
Gelecek nesillere daha iyi bir dünya bırakma hayaliyle 2000 yılında kurulan Young Guru Academy’nin (YGA), ’birlikte başarma’nın gücünün konuşulacağı yeni zirvesi başladı. Bu yıl 15’incisi düzenlenen YGA Zirvesi’ne, 81 ildeki liselerden ve 170 farklı üniversiteden gelen 50 bin başvuru arasından seçilen 3 bin öğrenci yer aldı. Gençler arasından mülakatlarla seçilecek 100 öğrenci de 2 yıl sürecek YGA İnovasyon Programı’na katılmaya hak kazanacak.
YGA olarak egosu küçük kalbi büyük zihni berrak elleri hızlı gençler yetiştirmeye odaklandıklarını belirten YGA Yönetim Kurulu Üyesi ve YGA Mezunu Melike Aydın, "Bende YGA mezunuyum. Üniversitede okurken gönüllü olarak başvurdum ve YGA’ya seçildim. YGA’nın amacı birlikte başarma kültürünü yaymak. Bunu da sosyal inovasyon projeleri üzerinde çalışırken gerçekleştiriyoruz. Her yıl YGA’ya 50 binin üzerinde başvuru geliyor. Bu başvurular içerisinden özenle seçilen 3 bin kişi YGA zirvesine katılıyor. Katılan üniversite öğrencileri sosyal inovasyon projeleri üzerine çalışıyorlar. 2 yıllık bir program bu program boyunca 5 bin saat gönüllü çalışıyorlar. Bin saat hayal ortaklarımızdan eğitim alıyorlar. Doğan Cüceloğlu, Prof. Mehmet Toner, Ahmet Bozer gibi hayal ortaklarımız YGA’ya zamanları vakfediyorlar. Biz egosu küçük kalbi büyük zihni berrak elleri hızlı gençler yetiştirmeye odaklanıyoruz" dedi.
Zirveye tecrübelerini öğrencilerle paylaşmak üzere katılan Turkcell Genel Müdür Yardımcısı İlter Terzioğlu, "YGA Zirvesi’nde burada 3 bin gençle buluşmak çok heyecanlı. Gençlere tecrübelerimizi, başarılarımızı hayatta birlikte başarmanın ne demek olduğunu anlatmaya çalışacağız. Çok keyifli bir günün geçeceğini tahmin ediyorum. Bu zirve öğrenciler çok büyük avantaj. Bu ortamları bulmak tecrübeli insanları dinlemek farklı sektörlerde kendi alanlarında uzmanlaşmış kişlerle bir araya gelmek, Onların neler başardıklarını duymaları büyük avantaj. Bu ortamlar her zaman sağlanamıyor. YGA da bunun için büyük bir fırsat" şeklinde konuştu.
"Biz gençlere çok önem veriyoruz"
Turkcell’in başından beri YGA’ya hep katkıda bulunduğunu söyleyen Terzioğlu, "Biz gençlere çok öenm veriyoruz. Gençler bizim için çok çok önemli. Klasik bir laf vardır ’Gençler bizim geleceğimizdir’ diyoruz ve bu yatırımları hep yapıyoruz. Turkcell’de 22 yıldır bulunan bir insan olarak rahatlıkla söylüyorum bunu. İyi fikirler yaratıcı fikirler onlardan geliyor. Onlarla birlikte hayat gelişiyor o yüzden katkı yapmaya da devam edeceğiz" diye konuştu.
YGA gönüllüsü Elif Girgin de YGA’da ’birlikte başarmayı başarmak’ iklimini yaşadıklarını belirterek "Ben Boğaziçi Üniversitesi’nde psikoloji okuyorum. YGA’ya 2013 yılında ikinci sınıftayken dahil oldum. Şimdi ilköğretim projesiyle aynı zamanda görme engellilerle ve korumaya muhtaç çocuklarla birlikte gönüllü olarak çalışıyorum. YGA’da biz ’birlikte başarmayı başarmak’ iklimini yaşıyoruz. Burada benim sadece tek başıma yaptığım bir şey değil, ekibimle birlikte bir projeye liderlik ediyor olmam önemli. Bu projelerle bu tarz çalışmayı öğreniyoruz" dedi.
Kültürü sosyal inovasyonlarla değiştirmek’ misyonu dahilinde sosyal inovasyonlar hayata geçirdiklerini dile getiren Girgin, "Birlikte başarmayı başarmak iklimimiz çerçevesinde gerçekleşiyor. YGA’da çok farklı bölümlerden pek çok insan var. Burada bizim önemsediğimiz, donanımlı olduğumuz kadar aynı zamanda vicdani zekası yüksek insanların olması. Biz de buna çift kanatlı diyoruz. Yani donanımlı olmasının yanında dünyada ilkleri gerçekleştirmek istediği gibi toplumu iyi yönde değiştirecek işler yapmak isteyen insanların da olduğu bir yer olması. Beni de bu alanda geliştirdiğine kesinlikle inanıyorum" şeklinde konuştu.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Manisa Alaşehir’de kitap okuma etkinliği düzenlendi 2023/2024 eğitim öğretim yılında Alaşehir İlçe Millî Eğitim Müdürlüğü tarafından Cumhuriyetin 100. yılında hayata geçirilen projeler kapsamında, Cumhuriyetin kuruluşunun 100. yılı nedeniyle 100 öğrencinin katıldığı ve hazırlanan 14 projeden birisi olan ’Okuyorum, geleceğimi dokuyorum’ kitap okuma yarışmasında her kategoride okul birincisi olan öğrenciler ve onlara eşlik eden öğretmenlerin katıldığı kitap okuma etkinliği yapıldı. Alaşehir Kongre Parkı’nda yapılan etkinliğe Alaşehir Kaymakamı Alper Faruk Güngör, Alaşehir Belediye Başkan Yardımcısı Erol Kacar, Alaşehir Cumhuriyet Başsavcısı Aydın Tuncay, Alaşehir İlçe Milli Eğitim Müdürü Hüseyin Güneş, Esnaf Sanatkârlar Kredi Kefalet Kooperatifi Başkanı Fatih Çataldere katılarak, kitap okumaya destek verdi. Öğrencilere kitap okumayı sevdirebilmek ve kitap okuma alışkanlığı kazandırabilmek, çocukları biraz olsun sosyal medya bağımlılığından uzaklaştırmak, Türkçeyi doğru, güzel ve etkili kullanma becerilerini geliştirmek, amacıyla 2023/2024 eğitim öğretim yılında Alaşehir İlçe Millî Eğitim Müdürlüğü tarafından Cumhuriyetin 100. Yılında hayata geçirilen, 14 projeden biri olan ’Okuyorum, geleceğimi dokuyorum’ kitap okuma yarışmasına her kategoride okul birincisi öğrenciler ve onlara eşlik eden öğretmenlerle birlikte kitap okuma etkinliği ilkokullarda 3. ve 4. sınıf, ortaokullarda 5. ve 6. sınıf, liselerde ise 9. ve 10. sınıflar seviyesinde eğitim gören öğrenciler arasında, 2023 yılı aralık ayı içerisinde komisyondaki öğretmenler tarafından her kategori için seçilen ikişer kitabı okudu ve her okul kendi bünyesinde yarışma yaparak okulu temsil edecek okul temsilcisi öğrencileri seçti. Seçilen öğrenciler, öğretmenler ve sivil toplum örgütleri etkinlikte kitap okudu. Alaşehir İlçe Milli Eğitim Müdürü Hüseyin Güneş, "Okulların seçtiği bu öğrencilerimiz, müdürlüğümüz tarafından öğrencilere kitap okumayı sevdirebilmek ve kitap okuma alışkanlığı kazandırabilmek, çocukları biraz olsun sosyal medya bağımlılığından uzaklaştırmak, Türkçeyi doğru, güzel ve etkili kullanma becerilerini geliştirmek amacıyla Alaşehir Kongre Parkı’nda kitap okuma etkinliği yaptık. Etkinliğe okullarını temsilen katılan öğrencilerimiz öncülük ederek örnek oldu." dedi. Öğrenciler ise kitap okuyarak, okumaya öncülük ettikleri için çok mutlu olduklarını söyledi.
Samsun Her acıkma aslında acıkma değil SAMSUN (İHA) – Diyetisyen Cemre Balkan, her acıkmanın fiziksel acıkma olmadığını, birçok faktörün insanları yemek yemeye yönelttiğini bunun da kilo almaya yol açtığını söyledi. Açlık, vücudun hareket etmesi, nefes alması ve diğer hayati işlevleri yerine getirmesi için ihtiyaç duyduğu enerjiyi almasını sağlayan güdüdür. Açlık, fiziksel, psikolojik veya her ikisinin birleşimi olabilir. Uzmanlar, gerçek fiziksel açlık ile yemeğe duyulan duygusal özlem arasında ayrım yapmanın zor olduğunu ifade ederken, Medicana Sağlık Grubu diyetisyenlerinden Cemre Balkan, açlığı önlemenin püf noktalarını aktardı. Açık çeşitlerini fiziksel ve psikolojik-duygusal açlık olarak ayıran Medicana International Samsun Hastanesi diyetisyenlerinden Cemre Balkan, “Fizyolojik anlamda açlık, vücudun işlevlerini yerine getirmesi için gıdaya ihtiyaç duyduğu anlamına gelir. Ancak açlık, aynı zamanda duygusal boşluğun da bir işareti olabilir. Üzüntüden, can sıkıntısından ya da mutluluktan dolayı kişiler gıda tüketmek isteyebilir. Yaşa ve kiloya bağlı olarak alınması gerekenden daha fazla kalori alımına neden olduğu için kilo kontrolünü zorlaştırabilir” dedi. “Her yemek isteği vücudun fiziksel yiyecek ihtiyacından kaynaklanmaz” Acıkmanın her zaman fiziksel olarak gerçekleşmediğine değinen Cemre Balkan, “Her yemek yeme isteği vücudun fiziksel yiyecek ihtiyacından kaynaklanmaz. Gerçek açlık veya vücut açlığı, daha fazla besine olan fizyolojik bir ihtiyaçtır; vücudun daha fazla besine ihtiyacı olduğu anlamına gelir. Bu mesaj, midedeki bükülme veya boşluk gibi fiziksel duyumlar aracılığıyla gönderilir. Bunun dışında fiziksel açıdan aç olunmaması durumunda, genellikle stres faktörleri ya da alışkanlıklardan söz edilmesi mümkündür. Bu açlığı önlemenin yolları ise küçük ve sık öğünler, lif içeren gıdalar tüketmek, aralıklı oruç, protein tüketimi, bol sıvı tüketimidir. Ayrıca stres, daha fazla yemek yemeye neden olabilen bir faktördür. Bazı kişiler stresli olduklarında atıştırmalık tüketme eğilimindedir. Yemek, bu stresli duyguların ortadan kaldırılmasına ya da stresin daha az şiddetli hissedilmesine yardımcı olabilir. Stresten kaçınılması için meditasyon gibi yöntemlerden yararlanılabilir” diye konuştu. Sağlıklı yaşam tarzı ve düzenli egzersizin önemi Sağlıklı yaşam tarzı ve düzenli egzersizin de açlığa iyi geldiğini ifade eden Balkan, “Sağlıklı bir yaşam tarzı yeterince uyumayı da gerektirir. Sürekli yorgun olan kişiler enerji içecekleri, yağlı içecekler, şekerli atıştırmalıklar gibi enerjiyi yükseltecek yiyecek ve içecekleri tüketmeye yönelebilir. Bunlar, hızlı bir destek sağlasa da aynı hızla etkisini kaybeder. Kişiler, bu durumda daha fazla şeker ve kafeine ihtiyaç duyabilir. Yeterli uyku ise hızlı enerji veren yiyeceklere duyulan ihtiyacı ve dolayısıyla sürekli aç hissetmeyi azaltabilir. Düzenli egzersiz daha iyi sağlığı teşvik ederken kilo kaybına katkıda bulunabilir. Ayrıca kilonun korunması için gereklidir. Bununla birlikte iştahı ve açlık seviyesini de etkileyebildiği için egzersize verilen tepkinin anlaşılması önemlidir. Egzersize yanıt olarak yeme alışkanlıklarının ayarlanması, açlığın kontrol edilmesine yardımcı olabilir” şeklinde konuştu.
Mersin Balıkçılar ‘vatandaş uygun fiyata balık yesin’ diyerek ihracata kısıtlama istedi Akdeniz’de balık avının sona ermesinin ardından denizde kurulu olan çiftliklerde yetiştirilen balıkların fiyatlarında yapılan artışların diğer balıkların da fiyatını yükselttiğini söyleyen balıkçılar, ihracata kısıtlama istedi. Akdeniz’de 15 Nisan’da başlayan av yasağı 15 Eylül’e kadar devam edecek. Av yasağının başlamasından 3 hafta sonra özellikle denizde kurulu olan çiftliklerde yetiştirilen ve balıkların fiyatının belirlenmesinde etkin olarak kabul edilen levrek ve çipura türlerine yüzde 30 civarında zam geldi. Ortada balık fiyatlarının artmasına neden olacak bir gelişme olmadığına değinen balıkçılar, artışa tepki gösterdi ve tavukta olduğu gibi balıkta da ihracatın kısıtlanmasını istedi. 15 Nisan itibarıyla av yasağının başladığını hatırlatan Mersin Balıkçılar Derneği Başkanı Adnan Polat, "Uluslararası avcılık dediğimiz 12 milden sonra avcılığımız serbest, yine balık çeşitliliğimiz sürüyor" dedi. "Şu anda 250 TL’ye satmak zorunda kalıyoruz" Balık çeşitlerinde azalma olduğuna da dikkat çeken Polat, "30-40 çeşit balığımız varken şu an 10-15 çeşide düştü. Tazelik devam ediyor, çipura, levrek özellikle bu kültür balığına halkımız kılçıksız olması sebebiyle çok alıştı. Ancak sabah itibarıyla yüzde 30-40 zam yedik. Normalde 150 liraya aldığımız balık 200 liraya çıktı, 40-50 lira zam getirdiler. Bir hafta öncesine kadar 170 liraya 180 liraya çipura, levrek satıyorduk, şu an 250 liraya satmak zorunda kalıyoruz. Fiyatları duyan müşterilerimizin çoğu geri çekiliyor. ’Ben bir hafta önce 50 liraya aldım, birden 50 lira zam olur mu’ diyorlar" şeklinde konuştu. Polat, çipura ve levrek fiyatlarının diğer balık fiyatlarını belirlemede etken olduğunu, sardalyanın kasasını 300-400 TL’ye aldıklarını ancak onların da 700 TL’ye çıktığını kaydederek ihracatın kısıtlanmasını istedi.
Bursa Başkan Dalgıç: "Mudanyalılar deprem korkusuyla yaşamamalı" Bursa’nın Mudanya ilçesinde muhtemel bir deprem felaketine hazırlıklı olmak amacıyla üç farklı yöntemle çalışma başlattıklarını açıklayan Mudanya Belediye Başkanı Deniz Dalgıç, “Öncelikle depreme karşı Mudanyalıların can güvenliğini sağlamak istiyoruz” dedi. Bursa Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nuri Kolaylı ve BGC Yönetim Kurulu üyelerinin ziyaretinde açıklamalarda bulunan Mudanya Belediye Başkanı Deniz Dalgıç, deprem riskine karşı ilk olarak Mudanya’nın yapı envanterinin çıkarılacağını söyledi. Halkın can güvenliğini sağlamanın kamunun öncelikli görevi olduğunu ve bu amaçla Mudanya’yı depreme karşı hazırlamak için projeler üretildiğini ifade eden Mudanya Belediye Başkanı Deniz Dalgıç, binaların güçlendirilmesi için üç farklı yöntem uygulanacağını kaydetti. Başkan Dalgıç konu ile ilgili olarak şu açıklamayı yaptı; “İlk iş olarak Mudanya’daki yapıların envanterini çıkaracağız. Dönüşümde uygulayacağımız üç farklı yöntemin birincisi, çürük olduğu belirlenen yapıların yıkılarak yerlerine yeşil alan yapılması ve hak sahiplerinin daha güvenli bölgelere taşınması. Yani bir anlamda hem yapı stoğunda seyreltme yapılacak hem de Mudanya’ya yeni yeşil alanlar kazandırılacak. İkinci yöntemimiz yerinde dönüşüm çalışmaları olacak. 8 - 10 katlı yüksek binalara izin vermeden, çürük yapıların yerinde dönüşümünü sağlayacağız. Bir diğer yöntemimiz ise yatırımcı bularak ada bazında gerçek anlamda kentsel dönüşüm çalışmaları yapmak olacak.” Depreme hazırlık çalışmaları kapsamında Güzelyalı mahallesinin daha sorunlu bir bölge olduğunu söyleyen Mudanya Belediye Başkanı Deniz Dalgıç, “Bilindiği gibi Alüvyon, akarsular tarafından taşınan kil, kum, çakıl taşı gibi parçaların, suyun akış hızının azalması sonucu birikmesiyle meydana gelen tortulardır. Ne yazık ki Güzelyalı’nın zemini Alüvyon. Bu nedenle Güzelyalı’da zemin çok sıkıntılı. Burada Büyükşehir Belediyesi’nin de desteğiyle mahalle bazında bir kentsel dönüşüm başlatabiliriz” dedi. Mudanya Belediyesi’nin mali durumuna ve kurumsal yapısına ilişkin de bilgi veren Mudanya Belediye Başkanı Deniz Dalgıç, açıklamalarını şöyle sürdürdü; “Mali açıdan zor durumdayız ama gerekli dokunuşları yaparak belediye hizmetlerinin aksamadan devamını sağlayacağız. Personel sayımız çok fazla. İller Bankası’ndan ayda 14 milyon TL gelirken, sadece personel maaşı ödemelerimiz 38 milyon TL düzeyinde. 110 bin nüfusa yaklaşık 750 personelle hizmet veriyoruz. Bu sayıyı azaltacağız ve mülk satışlarıyla mali disiplini sağlayacağız. Mudanya Belediyesi’nin 110 milyon SGK, 20 milyon TL de vergi borcu var. Yaklaşık son 25 yıldır gelir getirici hiçbir çalışma yapılmamış. Belediyeye gelir getirici projeler üreteceğiz. Belediyemizin insan kaynakları ve finans departmanları yetersiz. Bunları düzenlerken Mudanya Belediyesi’nde kurumsallaşmayı da sağlayacağız.” Mudanya’nın doğal ve tarihi değerlerinin korunarak gelecek kuşaklara aktarılması gerektiğini sözlerine ekleyen Mudanya Belediye Başkanı Deniz Dalgıç, “Çok önemli değerlerimiz var. Sahilleri kullanma hakkının Mudanya Belediye’sine verilmesi için Büyükşehir Belediyesi’nden yetki devri isteyeceğiz. Toplam 45 kilometrelik sahil bandının temizlik, bakım ve işletme hakkını aldığımızda gelir getirici projeler üretebiliriz” dedi. Ziyarette Bursa Gazeteciler Cemiyeti’ne ve Bursa basınına ilişkin bilgi veren BGC Başkanı Nuri Kolaylı da, Bursa basının, özellikle yerel sorunları gündeme taşıyarak yol gösterici nitelikte yayın yaptığına dikkat çekti. Bursa’nın köklü basın kuruluşlarına sahip olduğunu ve en güçlü yerel medyanın Bursa’da görev yaptığını söyleyen BGC Başkanı ve Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu Genel Başkanı Nuri Kolaylı, Bursa Gazeteciler Cemiyeti’nin 550 üyesiyle sektöre ve sektörde çalışan basın mensuplarına hizmet ürettiğini, sektörde yaşanan en büyük sorunun ise ’meslek yasası eksikliği’ olduğunu kaydetti. Meslek Yasası eksikliği nedeniyle bilgi birikimine sahip olmayan, basın meslek etik kurallarını bile bilmeyenlerin sektörde istihdam edilebildiğine dikkat çeken BGC Başkanı Kolaylı, "Sektörümüzde ne yazık ki tehdit ve şantaja varan sözde haberlere şahit oluyoruz. Bu kişileri BGC’ye üye almıyoruz, üye ise üyeliklerine son veriyoruz. Başka bir yaptırım uygulayamıyoruz. Rapor halinde detaylarıyla hazırlayarak Ankara’da siyasi parti temsilcilerine sunduğumuz Basın Meslek Yasası TBMM’de görüşülerek kabul edilirse, basının eski saygınlığını kazanması yönünde önemli bir mesafe almış olacağız, tehdit ve şantaja dayalı sözde haberciliği engelleyeceğiz" dedi. Ziyarete Bursa Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nuri Kolaylı’nın yanı sıra, Başkan Vekili Fuat Kars, Başkan yardımcıları İhsan Altıkardeş, Hakan Işıkkent ve Ahmet Akhan, Genel Sayman Tevfik Fikret Sönmez, Yönetim Kurulu Üyeleri Mehmet Ali Ekmekçi, Ersin Yıldıran, Nejat Kırbulut, Musa Öztürk ve Cemal Ekentok ile BGC Genel Sekreteri Sinan Tunç katıldı.