GENEL - 04 Mart 2017 Cumartesi 10:02

İstanbul Zabıtası’ndan Yeşilay Haftası için anlamlı etkinlik

A
A
A
İstanbul Zabıtası’ndan Yeşilay Haftası için anlamlı etkinlik

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Zabıta Daire Başkanlığı, Yeşilay Haftası dolayısıyla Marmaray istasyonunda kurduğu stantta vatandaşlardan sigaralarını talep ederek, karşılığında elma ikram etti.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Zabıta Daire Başkanlığı, Yeşilay Haftası dolayısıyla Marmaray istasyonunda kurduğu stantta vatandaşlardan sigaralarını talep ederek, karşılığında elma ikram etti.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Zabıta Daire Başkanlığı, Yeşilay Haftası münasebeti ile 3 Mart Cuma günü 14.00 - 15.30 saatleri arasında Sirkeci Marmaray durağında stant kurdu. 190 yıldır İstanbul’a ve İstanbullulara hizmet etmeyi bir nimet olarak kabul eden ve bunun gereğini layıkıyla yerine getiren İstanbul Zabıtası, yine anlamlı bir çalışmaya imza attı.
‘Sevdiklerinle Uzun Bir Gelecek İçin Tercihini Yap’ sloganıyla vatandaşları sağlıklı yaşamaya davet eden Zabıta Daire Başkanlığı, gerçekleştirdiği sosyal sorumluluk çalışması kapsamında vatandaşlardan sigaraları talep edilerek karşılığında sağlıklı yaşamı temsilen elma ikram edildi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Trive Yatırım yatırımcıları Dijital Kurye ile hesap açabilecek Dijital Kurye Platformu, Trive Yatırım Menkul Değerler şirketine yeni hesap açılış işlemlerinde destek vermeye başladığını duyurdu. Geleneksel sözleşme taşımacılığını dijitalleştiren Dijital Kurye Platformu’nun müşteri portföyüne, finansal hizmet sektörünün tanınmış şirketlerinden Trive Yatırım Menkul Değerler de katıldı. Dijital Kurye CEO’su Oral Başer, Hollanda merkezli Trive Financial Holding BV’nin Türkiye’de SPK lisanslarıyla faaliyet gösteren yüzde 100 iştiraki olan Trive Yatırım’ın platformun sunduğu hizmet üzerinden kısa sürede 500’ün üzerinde yeni yatırımcı hesabı açtığını belirtti. Oral Başer, Dijital Kurye üzerinden gerçekleştirilen kimlik doğrulama ve onay süreçleri sayesinde Trive Yatırım’ın kısa süre içerisinde çok sayıda yatırımcıyı portföyüne güvenle kattığını söyledi. Başer, “Platform kuryelerinin yeni yatırımcıların kapısına götürdüğü kimlik doğrulama hizmeti sayesinde şirket olası dolandırıcılık vakalarına karşı güvenliğini artırmış oldu. Fiziksel evrak ihtiyacını ortadan kaldıran süreç sayesinde şirketin kağıtsızlaşma sürecine de katkıda bulunduklarının altını çizen Başer, “Yeni müşteri edinim sürecinde operasyon takibini tamamen dijital ortama taşıdığımız için müşterilerimizin ‘back office’ maliyetlerini de önemli ölçüde azaltıyoruz” diye konuştu. Kurye taşıdığı veri ve belgeyi görmüyor Yapılan açıklamaya göre, Boğaziçi Üniversitesi Yaşam Boyu Eğitim Merkezi’nin özel olarak hazırladığı eğitimi tamamlamalarının ardından işe başlayan platform kuryeleri, taşıdıkları verileri ve belgeleri hiçbir şekilde görmüyor. Kuryenin elindeki tablet aracılığıyla erişilebilen veri ve belgeler, sadece müşteriye daha önceden iletilen şifre ile açılabiliyor. Kurye, kapıda müşterinin kimliğini doğruladıktan sonra gerekli belgeleri yine tablet üzerinden imzalatıyor. Başta telekomünikasyon, bankacılık, finans ve enerji olmak üzere farklı sektörlerden pek çok firmaya dijital kontrat yönetimi ve uzaktan müşteri edinim süreçlerinde aracılık eden Dijital Kurye’nin müşterilerinin kapısına getirdiği hizmet kapsamında gerçekleştirilen işlemler sadece birkaç dakika içerisinde tamamlanıyor.
Düzce Başkan Özlü “Ülkemizin kalkınmasının ardındaki büyük güç” Düzce Belediye Başkanı Dr. Faruk Özlü, “Emekçilerimiz, ülkemizin ekonomik ve sosyal kalkınmasının ardındaki en büyük gücü oluşturmaktadır” dedi. Başkan Faruk Özlü, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Gününü yayımladığı mesajı ile kutladı. Özlü, mesajında Düzce’nin ve Türkiye’nin büyüyüp, gelişmesine devam etmesi ve Türkiye Yüzyılı hedeflerine ulaşılmasında en büyük paylardan birinin çalışan, üreten işçi ve emekçiler olacağına değindi. 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nün bu doğrultuda birlik ve dayanışma ruhu içerisinde geçmesi dileklerini paylaşan Faruk Özlü, “Düzce Belediyesi olarak bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da işçi ve emekçi kardeşlerimizin yanında olmaya devam edeceğiz. Biz, işçisi, emekçisi, memuru, esnafı, sanayicisi ve işvereniyle el ele vererek dayanışma içerisinde olan Düzce’nin ve Türkiye’nin daha zengin ve müreffeh olacağına inanıyoruz. Yaşamın her anında katkısı bulunan ve sosyal hayatımızda önemli bir yere sahip olan, gerek fiziksel gerekse de zihinsel gücünü kullanarak, özenli ve sorumluluk anlayışı içinde fedakârca çalışan emekçilerimiz, ülkemizin ekonomik ve sosyal kalkınmasının ardındaki en büyük gücü oluşturmaktadır. Çalışarak ve üreterek insanlığa faydalı olacak işleri ortaya koyan emekçilerimize ne kadar teşekkür etsek azdır. Ülke olarak ‘Ben değil biz’ anlayışı ile yaptığımız hizmetlerin karşılığını emekçilerimizin sayesinde alıyoruz. Biz, adaletli paylaşım, dayanışma ve güç birliğini esas alan bir anlayışla belediyemizi yönetiyoruz. İşçimizin, emekçimizin sözde değil ‘özde’ yanındayız. Bu vesileyle öncelikle Düzce Belediyesi bünyesinde çalışan bütün mesai arkadaşlarıma emeklerinden dolayı teşekkür ediyorum” ifadelerinde bulundu.
Elazığ ABD’li öğrencilerin Gazze eylemlerine, Fırat Üniversitesinden 3 dilde destek Türkiye’deki birçok üniversite, sosyal medya hesaplarından yayımladığı açıklamayla ABD’deki üniversite öğrencilerinin Gazze eylemlerine destek verdi. Fırat Üniversitesi öğrencileri de düzenledikleri basın toplasında, 3 dilde Gazze eylemlerine destek verdiklerini açıkladı. Geçtiğimiz günlerde ABD’de Columbia Üniversitesinde başlayan ve farklı eyaletlerdeki üniversitelere de yayılan Gazze eylemleri devam ederken, Türkiye’deki üniversitelerden öğrencilere destek açıklaması yapıldı. Elazığ Fırat Üniversitesi öğrencileri ve öğretim üyeleri de Gazze soykırımı karşıtı üniversite öğrencileri ile hocalarının barışçıl gösterilerine destek ve bu gösterilere karşı uygulanan orantısız şiddet ve kaba gücü kınama çağrısında bulundu. Fırat Üniversitesi kampüsü içerisinde bulunan Kültür Parkta düzenlenen basın açıklamasına öğrenciler, Türkçe, İngilizce ve Arapça dillerinde öğrencilerinin gösterdiği barışçıl tepki karşısında derin bir üzüntü duyduklarını ve şiddetle kınadıklarını dile getirdi. ’’Gazze’de bu yıl hiçbir üniversite öğrencisinin mezun olmayacağını söylemenin büyük üzüntüsünü yaşıyorum’’ Çok sayıda öğrenci ve öğretim üyesinin hazır bulunduğu basın açıklamasına katılım sağlayan FÜ Rektörü Prof. Dr. Fahrettin Göktaş, ’’İsrail, 35 binin üzerinde masum insanın canına kıymış, 80 bine yakın kişinin de yaralanmasına sebep olmuştur. Gazze’de bu süreçte neredeyse tüm binalar yıkılıp yok edilmiş. Hastaneler, ibadethaneler, okullar yerle bir edilmiştir. Ne acıdır ki Gazze’de bulunan dört üniversitenin dördü de enkaza dönüşmüş, rektörler, dekanlar, öğretim üyeleri ve öğrenciler bombalar altında can vermiştir. Bir akademisyen ve bir üniversite rektörü olarak Gazze’de bu yıl hiçbir üniversite öğrencisinin mezun olmayacağını söylemenin büyük üzüntüsünü yaşıyorum” dedi. ’’Zulme sessiz kalanları şiddetle kınıyoruz’’ İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi öğrencisi Emre Uğurluel ise ’’Binlerce öğrenci, öğretmen ve öğretim üyesi öldürülmüş, hastaneler ve ibadethaneler yok edilmiştir. Gazze halkına soykırımı uygulayan İsrail’i, onu destekleyenleri ve bu zulme sessiz kalanları şiddetle kınıyor, gücümüz nispetince masum sivillerin yanında olduğumuzu ilan ediyoruz. Columbia Üniversitesinde başlayıp Amerika’nı diğer üniversitelerine yayılan Gazze’deki soykırıma sessiz kalmayarak vicdanının sesini dinleyen üniversite öğrencileri ve öğretim elemanlarına barışçıl gösterileri antidemokratik bir şekilde ve sert müdahalelerle bastırılmaya çalışılmaktadır. Bu barışçıl eylemlere karşı uygulanan orantısız şiddeti ve baskıyı kınıyor, vicdanının sesini dinleyen ve bu zulme seyirci kalmayan üniversite öğrencilerini ve öğretim elemanlarının yanlarında olduğumuzu beyan ediyoruz” diye konuştu. Ayrıca Eğitim Fakültesi öğrencisi Mustafa Aydoğan İngilizce, Sosyal Bilimler Enstitüsü doktora öğrencisi Esmanur Esen ise Arapça dilinde ABD üniversitelerinde başlayan Gazze soykırımı karşıtı üniversite öğrencileri ve hocalarının barışçıl eylemlerine destek, buna karşı uygulanan orantısız şiddet ve kaba gücü kınadıkları açıklarında bulundu.
Erzurum Erzurum Teknik Üniversitesi’ne Avrupa finalinden 3 ödül Erzurum Teknik Üniversitesi, Huawei ICT Competition 2023-2024 Avrupa Finalinde büyük başarı göstererek, Computing alanında Avrupa Birinciliği, İnovasyon alanında Avrupa üçüncülüğü ve En İyi Eğitimci ödüllerinin sahibi oldu. Erzurum Teknik Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Öğretim Üyesi Dr. Merve Yıldırım’ın danışmanlığında öğrenciler Mehmet Emin Bastem ve Kadirhan Özdemir’in bulunduğu Computing takımı Avrupa birinciliğini elde ederek Mayıs ayında Çin’in Shenzen kentinde düzenlenecek olan Global Final ’de Türkiye’yi ve Erzurum Teknik Üniversitesini temsil etme hakkı kazandı. Takım, İstanbul’da düzenlenen Avrupa Finali Töreninde ödüllerini, Gençlik ve Spor Bakanı Yardımcısı Dr. Enes Eminoğlu’nun elinden aldı. Erzurum Teknik Üniversitesi öğrencileri Meryem Yazıcı, İlayda Ayvaz ve Kübra Keskin İnovasyon alanında; Arda Süerdem ise Cloud alanında Avrupa üçüncülüğü elde ederek ödüllerini ETÜ Rektörü Prof. Dr. Bülent Çakmak’ın elinden aldılar. Törende düzenlenen panelde panelist olarak yer alan ve Avrupa’daki tek kadın akademi eğitimcisi olarak Türkiye’yi ve Erzurum Teknik Üniversitesini temsil eden Dr. Merve Yıldırım ise En İyi Eğitimciler (Best Instructor Awards) ödülüne layık görüldü. Yıldırım ödülünü, Yalova Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Bahçekapılı’nın elinden aldı. Ödül töreninin özel konuklarından olan Erzurum Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Bülent Çakmak törenle ilgili yaptığı açıklamada, bu tür yarışmaların öğrencilerin kariyerleri için önemine değinerek, ETÜ’nün yurtdışında temsil edilmesinden duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Erzurum Teknik Üniversitesinin ilerici vizyonuna katkıda bulunan bu başarının önümüzdeki yıllarda da devam etmesinin öneminden bahseden Çakmak, Çin’deki dünya finalinde yarışacak olan öğrencilere ve takım lideri olan hocalarına başarılar diledi.
Antalya Dünya, Türk hekimlerini parmakla gösteriyor Türk hekimlerinin dünya arenasındaki yeri hakkında konuşan Plastik, Estetik ve Rekonstriktif Cerrahı Op. Dr. Onur Oğan, "Kullandığımız teknikler ve ileri seviyedeki cerrahi deneyimizle dünyanın dört bir yanından hekimler ameliyatlarımızı izlemeye geliyor. Çok sayıda Türk hekiminin dünya literatürüne kattığı yenilikler var. Kısacası dünya, Türk hekimlerine güveniyor ve artık parmakla gösteriyor" dedi. Türk hekimlerinin ileri seviyede cerrahi deneyime sahip olduğunu belirten Op. Dr. Onur Oğan, Türk hekimlerin doktorluğa uzana süreçte çok sıkı bir eğitim ve öğrenme sürecinden geçtiğine dikkat çekti. Op. Dr. Onur Oğan, şu ifadelere yer verdi: "Türk hekimleri ve Türkiye’de yetişen sağlık personeli oldukça kaliteli bir yapıya sahip. Aynı zamanda Türkiye’de çok sıkı bir eğitim ve öğrenme sürecinden geçildiği için, hekimler çok fazla pratik yapma olanağı buluyor. Sağlık personellerinde ise; dünya standartlarının oldukça üstünde bilgiler ekleniyor. Pandemi bunun en büyük örneğidir. Birçok Avrupa ülkesinde ve Amerika’da pandemi döneminde sağlık sistemi tökezlerken; Türkiye’deki sağlık personeli, bu durumu normal bir şekilde karşılayabildi. Üstelik hekimlerimiz cerrahi branşlarda da oldukça kalifiye." "Türkiye, sağlık sektöründe bir cazibe merkezi" Birçok ülkede cerrahi branşlarda çok fazla sayıda eğitim veren Türk hekimin mevcut olduğunu söyleyen Op. Dr. Onur Oğan, yurt dışındaki hekimlerin Türk hekimlerden ders almak için Türkiye’ye geldiğini söyledi. Op. Dr. Onur Oğan, "Türk hekimlerinin gücü tüm dünyayı sarmış durumda. Hekimlerimiz dünya genelinde verdiği eğitim ve seminerlerin yanı sıra Türkiye’de yaptıkları ameliyatlarda yurt dışından pek çok hekimi ülkemize getirerek ders veriyor. Bizler de benzer misyonları üstleniyoruz. Bu vesileyle sağlık sektöründe oldukça iyi bir noktada ve bir cazibe merkezi haline geldiğimizi söylemek isterim" diyerek Türkiye’nin ve Türk hekimlerinin dünyadaki önemine dikkati çekti. "Antalya tam bir cazibe merkezi" Türkiye’de, özellikle de Antalya’nın sağlık turizmindeki yerine vurgu yapan Op. Dr. Onur Oğan, Antalya’nın sağlık turizminde de başkent olduğunun altını çizdi. Op. Dr. Onur Oğan, "Antalya’nın sağlık turizmindeki yeri artık tüm dünya tarafından bilinen bir gerçek. Antalya, dünyanın dört bir yanından gelen turisti ağırladığı gibi, artık özellikli olarak sağlık turizmi için gelen hastalara da ev sahipliği yapıyor. Bu konuda da başkent oldu demek yanlış olmaz. Özel ve genel sağlık hizmetleriyle yıldızları barındıran Antalya, havalimanının geniş ağı sayesinde de uygun bir lokasyon. Hem lokasyonun hem de turistik ve tarihi güzelliğin avantajıyla Antalya bir cazibe merkezi" dedi. "Dünya, Antalya’yı tanıyor" Kliniklerinde dünyanın pek çok ülkesinden hasta ağırladıklarına vurgu yapan Op. Dr. Onur Oğan, sözlerine şöyle devam etti: "İngiltere, Almanya, İsviçre, Güney Afrika, Rusya, Ukrayna, Çin, Amerika ve Kanada’dan gelen pek çok hastayı tedavi ettik. Antalya’da olmamız bizim için en önemli referans. Çünkü dünya, Antalya’yı tanıyor. Hiç tanımadığınız bir ülkede sağlık hizmeti almak kolay değil. Ama sunduğumuz hizmet; hastayı havaalanından karşılayıp oteline yerleştirerek, hastanedeki süreci yönetip hastamızın uçağına binene kadar yanında olmamız onlara güven veriyor."