SAĞLIK - 26 Nisan 2017 Çarşamba 14:32

Karaciğer naklinde dünya çapında başarı

A
A
A
Karaciğer naklinde dünya çapında başarı

Özel sağlık sektöründe ilk organ nakli ruhsatını alan hastanelerden olan Memorial Şişli Hastanesi Organ Nakli Merkezi, bu yıl Nisan ayında 1000’inci hastasının karaciğer naklini gerçekleştirerek dünya çapında bir başarıya imza attı.

Özel sağlık sektöründe ilk organ nakli ruhsatını alan hastanelerden olan Memorial Şişli Hastanesi Organ Nakli Merkezi, bu yıl Nisan ayında 1000’inci hastasının karaciğer naklini gerçekleştirerek dünya çapında bir başarıya imza attı.


Memorial Şişli Hastanesi Organ Nakli Merkezi’nde bugüne kadar yüzde 30’u 5 yaşın altında olmak üzere, 297 çocuk ve 703 yetişkin hasta karaciğer nakli ile ikinci yaşamına başladı. Merkez, gerçekleştirdiği karaciğer nakilleri sayesinde, 4 aylık bebekten 70 yaşına kadar her yaş grubundaki hastaya umut oldu.


1’inci ve 1000’inci karaciğer nakli hastası bir araya geldi


Hastanenin Organ Nakli Merkezi ekibi, karaciğer nakli ile hayata dönen 1’inci ve 1000’inci hastasının yanı sıra; merkezde nakil olan diğer karaciğer nakli hastalarının da bir araya geldiği organizasyon ile yaptıkları anlamlı başarıyı kutladı. Renkli görüntülere sahne olan etkinlikte, 1000 karaciğer nakli için özel olarak hazırlanmış kutlama pastasını, organ nakli ekibi ve hastalar birlikte kesti.


Hastanenin Organ Nakli Merkezi’nin ilk karaciğer nakli olan hastası şuan 60 yaşında olan 3 çocuk annesi Fatma Gökduman, organın kendisine kadavradan nakil olduğu gün ikinci kez doğduğunu belirtti. 1000’in hasta olan, annesi Ülker Öner’in karaciğerinin bir parçası ile hayata yeniden tutunan 20 yaşındaki Hatice Kübra Öner, şuan sağlığının iyi olduğunu söyledi. Ameliyatı gerçekleştiren ekibe de teşekkür etti.


1000 kişiye karaciğer nakli yaparak zor bir işi başardıklarını dile getiren Memorial Şişli Hastanesi Organ Nakli Merkezi Başkanı Prof. Dr. Koray Acarlı, ’’Yıllardır bu işin içinde biri olarak, başladığımız yılı düşündüğümüz zaman 1000 tane nakli 1 merkezde yapılabilecek olması, eskiden hayal edemeyeceğimiz durumdu. Sayı olarak bir şeyi ifade etmeyebilir ama bütün bir ekip müthiş bir deneyime kavuşuyor. Yapılamaz vakaları yapmak, ulaşılmazlara ulaşmak gibi deneyim kazanıyorsunuz. Hepsinden önemlisi 1000 kişinin hayatını kurtarıyorsunuz. Aileleri ve bu işten çekenleri düşünecek olursak çok büyük kalabalığın acısını dindirmiş oluyorsunuz. Karaciğer naklinde, ameliyat vaktinde ameliyat edilmezse nakil bekleyenlerin yüzde 50’si bir sene bile yaşayamazlar. Ölümcül hastalık nedeniyle karaciğer nakli yapıyorsunuz. 1000 tane karaciğer naklini başardığımız için mutluyuz’’ ifadelerini kullandı.


Toplumun organ nakillerine bakışını değerlendiren Prof. Dr. Acarlı, ’’Hastalanan herkes nakile çok sıcak bakıyor. Çünkü ateş düştüğü yeri yakıyor. Organ bağışının çok önemli farkı olması gerekir. Ateş düştüğü yeri yakmaması için birilerin organ bağışında bulunması gerekir ki hastalandığınızda bu işin çözümü olsun. Bizim yaptığımız yüzde 80 canlıdan nakil. Bence herkesin, toprak altında çok kısa sürede geldiği yere geri dönecek organları bağışlayarak hayat kurtarmasında fayda var. Hekimler olarak üzerimize düşeni fazlasıyla yerine getirdiğimizi düşünüyorum. Karaciğer nakli gibi çok teknik konuda dünyada bile başarılamayan başarıla imza atıyoruz. Canlıda nakli bu derecede yapıyoruz. Keşke fazla kadavra, daha az canlıdan nakil yapabilsek’’ şeklide konuştu.


3 yaşındaki Poyraz’ın babası Servet Ergün, ’’Poyraz doğduktan 3 gün sonra sararmaya başladı. Sarılık diye hastane kaldırdık. Hastanede yoğun bakımda kaldı. Kan tahlilleri sonucu mavi ışık hastalığına yakalandığı ortaya çıktı. Yani mavi ışıkla yaşamını sürdürmesi gerekiyordu. Diğer seçenek karaciğer nakliydi. Mavi ışık cihazının 10 bin TL olduğu söylendi. Alma gücüm yoktu. Cihazın teknik bilgilerini aldım. Sanayide arkadaşıma bu cihazın aynısını 550 TL’ye yaptırdım. Poyraz’ı 16 gün mavi ışığın altında tuttum. Araştırmalar sonucu bu hastaneye geldik. 1000 kişiden bir tanesi de biziz. Kendi karaciğerimden verdim. Çocuğumun şuan durumu çok iyi’’ dedi.


Karaciğeri anneden nakil alan Nil Masal’ın annesi Meltem Kumaşoğlu, ’’Kızımın vericisi benim. Kızım sarılıkla doğdu. 2 aylıkken sarılık geçmeyince karaciğerden kaynaklı bir sarılık olduğu tespit edildi. 6 ay karaciğer idare etti. Naklini 6 aylıkken gerçekleştirdik. Babasının ki de uyuyordu ama benden karaciğer alınması daha uygun bulundu. Nakil olalı 14 ay oldu. Şuana kadar bir sıkıntı yaşamadık. Şuan 20 aylık. İlaç kullanıyoruz. İlaçlarımız azaldı, 1 tane ilaç kullanıyoruz. Şimdi sadece kontrollere gidiyoruz’’ diye konuştu.


Etkinliğe katılan Aslı Sabriye de, annesinden karaciğer, babasından böbrek nakli gerçekleştiği açıklandı. Anne Nurten Gürel kızının sürecini şöyle anlattı: ’’Şuan kızım sağlığına kavuştu. Önceleri yemek yiyemiyordu, yokuş çıkamıyordu, nefessiz kalıyordu, ağrıları oluyordu. Şimdi sağlığı yerinde hepsi düzeldi. Dokularımız uyduktan sonra karaciğerimi vermeye kara verdim’’.


Böbreğini kızına veren baba Erden Gürel ise ’’Bu hastanede nakil olduğumuz için mutluyuz. Kızımın diyalize girmesi gerekiyordu. Diyaliz istemedik, o zaman nakil dediler. Araştırmalar sonucu bu hastaneyi bulduk.Nakil olmaya karar verdikten sonra dokularımıza bakıldı, böbreğimi verdim. Hanımdan karaciğer aldılar. Şuan sağlığı çok iyi’’ dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bayburt Bayburt’ta basit yaralama suçunda taraflar TSK’ya bağış yapma şartıyla uzlaştılar Bayburt’ta ’Basit Yaralama’ suçunda taraflar Türk Silahlı Kuvvetlerine (TSK) 10 bin lira bağış yapılması noktasında anlaştılar, dosya mahkemeye intikal etmeden çözülerek kapatıldı. K.A ve B.N.K isimli iki arkadaş dışarıda vakit geçirdikleri sırada araçla yanlarına gelen H.A ve R.A isimli şahıslar tarafından darp edildiler. Darp edildikleri iddiasıyla emniyete başvuran iki arkadaş H.A ve R.A’dan şikayetçi oldular. Mağdurların şikayeti üzerine şüpheliler H.A ve R.A hakkında ’Basit Yaralama’ suçundan soruşturma başlatıldı. Cumhuriyet Başsavcılığının yürüttüğü çalışmalar sonucunda dosyadaki suçun uzlaştırmaya uygun bir suç olduğu belirlendi, dosya Bayburt Cumhuriyet Başsavcılığı Uzlaştırma Bürosuna gönderildi. Uzlaştırma bürosu ekipleri, mağdur taraflarla uzlaşma şartlarını görüşmek için bir araya geldiler. Mağdur K.A ve B.N.K, TSK’ya bağış yapılması şartıyla şüphelilerle uzlaşacağını uzlaştırma bürosu ekiplerine bildirdiler. K.A’nın ve B.N’K’nın uzlaşma talebini kabul eden şüpheliler, TSK’ya 10 bin lira bağışta bulundular. Uzlaştırma Bürosu görevlilerinin titizlikle yürüttüğü çalışmalar sonucunda dosya mahkemeye intikal etmeden, çözüme kavuşturularak kapatıldı. Bununla birlikte, Uzlaştırma Bürosunda görevli Cumhuriyet Savcısı Asya Büşra Alim, taraflarla görüşme sağlayan uzlaştırmacılara titiz çalışmalarından ötürü teşekkür ederek, kişi onarıcı adalet anlayışına hizmet etme gayreti içerisinde olduklarını, kamuya yararlı edimleri Uzlaştırma Bürosu ekipleriyle birlikte gerçekleştirdiklerini ve çalışmaların özenle yürütüldüğünü vurguladı.
Bayburt Uzlaştırma Büro ekiplerince bir dosya daha çözüme kavuşturuldu Bayburt’ta özel bir diş kliniğine tedavi olmak için başvuran H.H.O isimli hasta, kendisine yanlış tedavi uygulandığı gerekçesiyle B.S.G isimli doktordan şikayetçi oldu. Mağdur H.H.O, şikayetçi olduğu doktorla Türkiye Erozyonla Mücadele, Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı’na (TEMA) bağış yapma şartıyla uzlaşmaya vardı. Anlaşma sağlanan dosya ise Uzlaştırma Bürosu ekiplerinin çalışmaları sonucunda kapatıldı. H.H.O isimli bir vatandaş, tedavi olmak için gittiği özel diş kliniğinde diş hekimi B.S.G’nin kendisine yanlış tedavi uyguladığı iddiasıyla doktordan şikayetçi oldu, B.S.G, hakkında ’Taksirle Bir Kişinin Yaralamasına Neden Olma’ suçundan soruşturma başlatıldı. Dosyanın Bayburt Cumhuriyet Başsavcılığına intikal etmesi sonucunda dosya incelendi, suçun uzlaştırmaya tabi olduğu belirlendi. Devreye giren Cumhuriyet Başsavcılığı Uzlaştırma Bürosu ekipleri, mağdur H.H.O ile görüşme sağladılar. Mağdur H.H.O, şüpheli B.S.G’den TEMA Vakfı’na 150 fidan bağışta bulunmasını istedi. Daha sonra şüpheli B.S.G ile bir araya gelen uzlaştırma bürosu ekipleri, H.H.O’nun talebini B.S.G’ye ilettiler. H.H.O’nun isteğini kabul eden doktor ise, 150 fidan karşılığında TEMA Vakfı’na 12 bin 800 lira bağışta bulundu. Mahkemelerin iş yükünün azaltılması amacıyla yapılan uzlaşma görüşmeleri sonucunda, taraflar edimli olarak uzlaşmayı kabul etmiş oldular. Uzlaştırma Bürosu ekiplerinin özverili çalışmalarıyla bir dosya daha sonuca vardırılarak, kapatıldı. Öte yandan, Uzlaştırma Bürosunda görevli Cumhuriyet Savcısı Asya Büşra Alim, kamu yararı gözeten çalışmaların özenle devam ettiğini bildirerek, Uzlaştırma Bürosu ekiplerine çalışmalarından ötürü teşekkürlerini iletti. Önceliklerinin kamu yararı olduğunun altını çizen Savcı Alim, Bayburt Cumhuriyet Başsavcılığı Uzlaştırma Bürosu olarak çalışmaları özenle ve önemle yürüttüklerini söyledi.
Erzincan Erzincan’da Filistin’e destek yürüyüşü yapıldı Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi (EBYÜ) öğrencileri tarafından, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarına tepki göstermek, Avrupa ve Amerika’da çeşitli üniversitelerde Filistin için yapılan protestolara destek vermek amacıyla ‘Gazze İçin Yürüyüş ve Dua’ programı düzenlendi. EBYÜ’de öğrenim gören öğrenciler ile akademik ve idari personelin yanı sıra çok sayıda Erzincanlı vatandaş, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarını protesto etmek ve aynı amaçla ABD ile Avrupa’daki üniversitelerde yapılan eylemlere destek vermek amacıyla EBYÜ kampüsünde toplandı. Program, İlahiyat Fakültesi öğrencilerinden Eyüp Budak’ın okuduğu Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başladı. Daha sonra öğrenciler, İngilizce ve Türkçe, "Gazze’de katliam var, sesini yükselt", "Bugünün Nazi’si işgalci İsrail", "Kudüs için, ilk kıblemiz Mescid-i Aksa için, Filistin için" yazılı pankart açtı. Özgür Filistin eylemlerine destek olmak amacıyla gerçekleştirilen programda EBYÜ öğrencileri adına basın açıklamasını Furkan Çoban okudu. Açıklamada şu metne yer verildi: “Allah’ın ve sizin düşmanlarınızı ve onların gerisinde olup sizin bilmediğiniz, ama Allah’ın bildiklerini korkutup caydırmak üzere, onlara karşı elinizden geldiği kadar güç ve savaş atları hazırlayın. Allah yolunda harcadığınız her şeyin karşılığı, zerrece haksızlığa uğratılmadan size tastamam ödenecektir. Bir asırdır Filistin’i işgal etmeye çalışan Siyonist terör şebekesi yaklaşık 210 gündür Gazze halkına zalimce saldırmaya devam ediyor. Filistin’de göğe yükselen bebeklerin ve çocukların feryadı, katledilen binlerce masum çocuğun mazlumiyeti; arşı alayı titretti ve arştan arza, yeryüzü şeytanlarının ve zalimlerin fermanı olarak indi. Ve dünyanın dört bir tarafında yeryüzünün vicdan ehli insanları, bataklığa düşmüş insanlığın onurunu ayağa kaldırmak adına bir devrim ateşini tutuşturdular. Bu devrim ateşi elden ele tüm ülkelerin ve milletlerin ufkunu aydınlatmaktadır. Filistin davasına destek amaçlı yapılan bu eylemler Siyonizm’in temsil ettiği küresel şeytani düzene karşı haklı bir isyandır. Başta Amerika ve Fransa olmak üzere, Batı dünyasının birçok yerinde en saygın kabul edilen üniversitelerde gönüldaşlarımız ayağa kalkarak isyan ateşine destek vermiş ve küresel intifadanın bir parçası olmayı tercih etmiştir. Birçok akademisyen ve öğrenci, bu davaya destek olmuştur. İntifada ateşi, sinelerinde yürek taşıyan herkesi etkisi altına almıştır. Tüm tedbir ve baskılara rağmen, onurlu gençlerin ve akademisyenlerin isyanları engellenememektedir. Binlerce öğrenci ve akademisyenin tutuklanması, sonucu değiştirmemiştir. Buradan zulme sessiz kalmayan bu onurlu akademisyenleri ve öğrencilerini selamlıyoruz. Ey vicdanlı ve aziz halkımız; sizler de kalkın ve bu insanlık zincirinin halkalarını oluşturun. Bu insanlık devrimine siz de iştirak edin. Gönülleriniz bu dava için atsın, Diliniz bu davayı konuşsun ve kalemleriniz bu davayı yazsın. İnsanlığın ikiye ayrıldığı bir zamanda aziz ve özgür insanların saflarında yer alın ve küresel intifadanın şerefini bir madalya olarak taşıyın. Bu şeref sizden sonraki nesillere de aktarılsın. Küresel intifadaya ve bu intifadayı kuşanan özgür ruhlu cesur yüreklere selam olsun. Ve buradan tekrar hatırlatıyoruz: Ehli Vicdan, Ehli iman olan ve kalbinde zerrece İnsanlık taşıyan herkese diyoruz ki küresel boykot mallarını almayın-aldırmayın. Unutmayın ki alınan her boykot malı bir bomba, bir tank veya bir füzedir. Ümmetin ve insanlığın izzet örtüsüne dokunan Siyonist eller varsa, onlara karşı çıkan yiğitler, Sütçü İmamlarda vardır elbet. Nihayetinde Şanlıurfa’dan bir yiğit çıktı adı Hasan saklanan idi. İmanı gayreti cesareti kabul etmedi bu zilleti ve canını Rabbi Rahmana teslim etti. Rabbimizden niyazımız şehidimizin attığı bu adımın zulmün tahtını sarsması ve İslam dünyasının bu zelilce seyirciliğine son vermesidir. Gazze’yi unutmama ve unutturmama adına elimizden ne geliyorsa yapacağız, insanlık ve Müslümanlığın bağrına hançer saplanmış iken buna seyirci ve ilgisiz kalmak elbette mümkün değildir. Son olarak buradan tüm dünyaya haykırıyoruz: Kudüs ve Mescidi Aksanın kurtuluşu için yapılacak olan her türlü meşru eylemin yanındayız, tarafıyız ve destekçisiyiz. Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi öğrencileri.” Basın açıklaması sonrasında yapılan yürüyüş ile program nihayete erdi.