DÜNYA - 24 Aralık 2011 Cumartesi 17:21

"ADNAN TOPU AT, AZİZ TOPU TUT, KOŞ YILDIRIM KOŞ"

A
A
A
"ADNAN TOPU AT, AZİZ TOPU TUT, KOŞ YILDIRIM KOŞ"

Beşiktaş’ın olağan Divan Kurulu Toplantısı’nda üyeler, kulüp yönetim kurulunu borçlar konusunda yine eleştirirken, Kadir Kılıç Türk futbolunda yaşanan olaylar hakkında ilginç benzetmelerde bulunarak divana damgasını vurdu.
Bugün Ceylan İntercontinental Otel’de düzenlenen Beşiktaş 2011 yılı olağan Divan Kurulu toplantısında Yıldırım Demirören yönetimi yine çok eleştirildi. Divan toplantısında akıllarda kalan sözler ise Kadir Kılıç’tan geldi. Kılıç, Türk futbolunu yöneten kişileri eleştirerek, Türk futbolunun geldiği noktayı esprili bir şekilde anlatan Kılıç, "Türk futbolu ’Adnan topu at, Aziz topu tut, koş Yıldırım koş’ şekline geldi. Taraftarlar bu şekilde figüran oldu" benzetmesinde bulundu.
Divan Kurulu’nda Demirören’e yönetimine eleştirilerde bulunan Divan Kurulu Üyesi Atıf Keçeci, futbolcu alışverişinin yapıldığı Gaziantepspor Kulübü’nün "dost kulüp" olarak değerlendirildiğini, ancak bu kulübün Beşiktaş Kulübü’ne haciz getirdiğini iddia etti.
Divan’da yöneltilen bir diğer eleştiri ise üye Aydoğan Cevahir’den geldi. Cevahir, zaman zaman tartışmalara neden oldu. Cevahir, Divan Kurulu’nun borçlar konusunda yönetim kurulunu frenlemesi gerektiği yönündeki sözler üzerine özellikle kulüp yönetim kurulundan Engin Baltacı, buna tepki gösterdi. Baltacı, Cevahir’in sözlerine sinirlenerek salonu terk etti. Ancak toplantının sonlarına doğru salona geri gelerek yönetim kurulu masasındaki yerini aldı.
Kulüp başkanı Yıldırım Demirören’in hatalı olduğunu iddia eden Cevahir, "Bu hataları başkanın kendisi yaptı. Transferlerdeki hataları kendisi yaptı. Bu nedenle borcunu hibe edecek. 500 trilyona yakın hasar açtı. 500 trilyonluk reklam yaptı. 400 trilyon da ödesin. Ben başkan olsaydım çıkar, ’Kardeşim, transferlerde hata yaptım’ derdim. Bunu kabul ederdim. Herkesin önünde özür diler, saygıyla şapkamı alır giderdim. Kendi şirketinde genel müdür böyle yaptığında nasıl davranıyor acaba? Durum ortada. Başkanın
nasıl yönettiğini hep beraber görüyoruz. Divan Kurulu bunu frenleyebilirdi" diye konuştu.
KADİR KILIÇ: TÜRK FUTBOLU KOMEDİ OLDU
Divan Kurulu Toplantısı’na katılan Kadir Kılıç da Akaretler’deki kulüp binasının kiraya verileceği yönündeki söylentilere dikkati çekti. Türk futbolunun geldiği noktayı esprili bir şekilde anlatan Kılıç, "Bunlar bize ilk okulda öğretilenler gibi. ’Adnan topu at, Aziz topu tut, koş Yıldırım koş’ şekline bir komedi oldu. Taraftarlar bu şekilde figüran oldu" dedi. Ancak kılıç, divan başkanlığı tarafından gündem dışına çıktığı gerekçesiyle uyarıldı. Bunun üzerine ise kurul üyeleri Divan başkanlığına tepki
gösterdi.
Daha sonra konuşmasına devam eden Kadir Kılıç, Akaretler’deki kulüp binasının 30 yıllığına kiralanması yönünde duyumlar olduğunu ifade ederek, "Fulya gitti. Çilekli Tesisleri’nin ne olduğu belli değil. Akaretler’deki Beşiktaş Kulübü’nün binasını kiralama düşüncesi olduğunu duyuyoruz. Beşiktaş’ın geleceğini yediniz, bitirdiniz, harcadınız. Çok dikkatli olun. Akaretler kulübün namusudur. Kulüp binasını 20-30 yıllığına kiraya vererek gelecek borçlara bunu harcamayın" diye sözlerini tamamladı.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Burak Yazgı, bir kez daha Guinness Rekorlar Kitabı’na girdi Performans antrenörü Burak Yazgı ’Turkish Get-Up’ hareketinde 116.8 kilo kaldırarak, bir kez daha Guinness Rekorlar Kitabı’na girdi. İzmirli performans antrenörü Burak Yazgı, ’Turkish Get-Up’ adı verilen ve ismini Ulubatlı Hasan’ın İstanbul’un fethi sırasında yaralanmasına rağmen Osmanlı sancağını başını üzerinde tutarak surlara dikmesinden alan hareketi, 116.8 kilo ile gerçekleştirerek ismini Guinness Rekorlar Kitabı’na yazdırdı. İzmirli rekortmen, İsveçli Hamdi El Hissy’ye ait olan 80.5 kiloluk rekoru önce 90.97 kilo ile kırarak Guinness’e girdi. Ancak kısa süre sonra ABD’li Michael Aidala, rekoru 115.6 kiloya taşıdı. Rekoru yine ele getirmek için aylarca çalışan Burak Yazgı, sonunda 116.8 kg. kaldırarak rekoru bir kez daha kırmayı başardı. Rekortmen Burak Yazgı, sporu yaşam biçimi olarak gördüğünü belirterek, "Ruhen ve fiziken karşılaşabileceğimiz her türlü olumsuzluğa karşı koyabilmemiz gerektiğine inanıyorum. Bu anlayışla, bugüne kadar birçok farklı branşta aktif olarak yarıştım; aynı zamanda farklı branşlardan sporculara antrenörlük yapmaya devam ediyorum. Bu çok yönlü sportif geçmişim sayesinde, Turkish Get-Up gibi son derece yüksek disiplin gerektiren bir harekette bir yıl içinde iki kez dünya rekoru kırabilecek seviyeye ulaştım. Birçok atletin hedeflediği bir rekorun bir Türk sporcuda olması gerektiğine inanıyordum ve başardım. Sağlığım el verdiği sürece bu mirası taşımaya ve Turkish Get-Up dünya rekorunun sahibi olmaya devam edeceğim" dedi.