POLİTİKA - 28 Mayıs 2017 Pazar 15:58

Cumhurbaşkanı Erdoğan: "15 Temmuz’da oraya gelenler Gezi Parkı gençleri değildi"

A
A
A
Cumhurbaşkanı Erdoğan: "15 Temmuz’da oraya gelenler Gezi Parkı gençleri değildi"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 15 Temmuz’un en büyük kahramanlarından birinin gençler olduğunu vurgulayarak, "O gece oraya gelenler Gezi Parkı’nın gençleri değildi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 15 Temmuz’un en büyük kahramanlarından birinin gençler olduğunu vurgulayarak, "O gece oraya gelenler Gezi Parkı’nın gençleri değildi. Bunu iyi görmemiz lazım. O gece oraya gelenler vatanını seven, milletini seven, bayrağı ve ezanı için yola koyulan gençlerdi” dedi.


Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ensar Vakfı 38. Genel Kuruluna katıldı. Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlenen kongrede konuşan Erdoğan, Ramazan ayının hayırlara vesile olmasını dileyerek, “Dualarımız İslam aleminin içinde bulunduğu fitne çukurundan bir an önce çıkabilmesi içindir. Dualarımız tüm Müslümanların dinimizin nefasetine, yüceliğe uygun iklime bir an önce kavuşması içindir. Ramazan ayı ve Kadir Gecesi hürmetine Rabbimden dualarımızın kabulünü niyaz ediyorum” ifadelerini kullandı.


Vakıf, dernek ve parti faaliyetlerinin ancak aşk ve sevda ile yapılabileceğini vurgulayan Erdoğan, “Eğer yaptığınız işe inancınız yoksa bu görevler sürdürülemez. Gençliğimizde imam hatiplere olan umudun verdiği güçle 60 yaşındaki piri fanilerin nasıl kollarını sıvayıp hizmete koştuklarını bilirim. Merhum Ali Ulvi Kurucu üstadımız hatıralarında amcası başta olmak üzere bu yolda gerçekten büyük mücadele vermiş büyüklerimizi şöyle tarif ediyor; ‘İnsanlığa rehber olan alemde büyükler, milletleri ruhuyla asırlarca sürükler’. Milletleri asırlarca arkalarından sürükleyecek eserler ortaya koyan büyüklerimizin hakkını ne yapsak ödeyemeyiz. Bu mücadele bize önemli sorumluluklar yüklüyor. Gece yatakhanede üstümüzü gelip örten o 60-70 yaşındaki büyüklerimizi unutmamız mümkün değil. Adeta anne şefkati ile yatakhanemize girer ve açılan yorganlarımızı, üstümüzü örtmek suretiyle bizi takip ederlerdi” diye konuştu.



“14 yıldır siyasi iktidarız ama hala sosyal ve kültürel iktidarımız konusunda sıkıntılarımız var”


Cumhurbaşkanı Erdoğan, siyasi iktidar olmakla sosyal ve kültürel iktidar olmanın birbirinden farklı olduğuna dikkat çekerek, “Biz 14 yıldır kesintisiz hamdolsun siyasi iktidarız ama hala sosyal ve kültürel iktidarımız konusunda sıkıntılarımız var. Elbette ümit verici gelişmeler yaşandı, yaşanıyor. İmam hatiplere olan ilginin artması, tüm okullarda Kur’an-ı Kerim, Osmanlıca gibi derslerin seçmeli okutulması başlı başına güzel şeyler. Bununla birlikte ülkemizin ihtiyacı, milletimizin talebi olan nesillerin yetiştirilmesi konusunda hala pek çok eksiğimiz bulunuyor. Dilimizden tarihimize kadar birçok alanda ecdadımıza ve kültürümüze duyulan husumetin ürünü bir yaklaşımla hazırlanmış müfredatlar yeni yeni değişiyor. Medyadan sinemaya, bilim teknolojiden hukuka kadar pek çok alanda hala en etkin yerlerde ülkesine ve milletine yabancı kişilerin, ekiplerin, hiziplerin bulunduğunu biliyorum. Açıkça bu durumdan da büyük üzüntü duyuyorum” şeklinde konuştu.



“Umudunu bize bağlamış yüz milyonlarca mazlumun sorumluluğunun üzerimizde olduğunu unutmamalıyız”


“Dün hedefimiz belki sadece bir avuç inançlı, imanlı, birikimli nesil yetiştirmekti” diyen Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:


“Bugün ise hem bulunduğumuz yer çok farklıdır hem de hedeflerimiz çok farklıdır. Elimizde böyle bir imkan varken hala pek çok yeri boş bırakıyor olmamız aklın ve vicdanın kabul edebileceği bir durum değildir. Bu konuda sivil toplum kuruluşlarına büyük görevler düşüyor. Çünkü insan yetiştirmek her şeyden önce inanç gerektirir, adanmışlık gerektirir, sabır gerektirir. Ağabeylerimizin ellerinin altında belki yeterli bina, araç gereç yoktu ama davalarına olan bağlılıkları hepsinin üstesinden gelmelerine yetiyordu. Onlar güçlerini inançlarından ve milletimizden alıyorlardı. Bugün her türlü imkan var. Tek eksiğimiz bunları hizmete dönüştürecek adanmış kadrolardır. Elbette bugün büyük fedakarlıklarla çalışan her yaştan arkadaşlarımız olduğunu biliyorum. Ama artık biz 80 milyon insanın tamamına ulaşmayı hedefleyen bir hareketiz. Bunun farkında olmalıyız. Bizi birçok şeyler yıldırmamalı, aldatmamalı. Umudunu bize bağlamış, gönlünü bize kilitlemiş yüz milyonlarca mazlumun sorumluluğunun üzerimizde olduğunu unutmamalıyız. Sınırlarımız 780 bin kilometrekare değildir. Bunu böyle bilmemiz lazım. Bundan sonra çalışmalarımızı bu anlayışla yürütmeliyiz. Bize verilenle yetinmek yerine, amacımızın gerektirdiği kadarını yaparak yolumuza devam etmeliyiz. Dünyanın hızla değiştiği bir dönemde başka türlü davranma şansımız yok.”


Konuşmasında gençlere de seslenen Erdoğan, “Bayrak yarışında nöbeti sizler devralacaksınız. Doğruyla yanlışın, iyi ile kötünün, hak ile batılın mücadelesinde safını belirlemek her bir gencimizin kendi elindedir. Bizden önceki nesiller tek parti CHP’sinin zulmüne göğüs germişlerdir. Ardından 1960 darbesi bir silindir gibi geçti. 1970’li yılarda pek çok arkadaşımızı kaybettik. Biz 1980 darbesine maruz kalan neslin içindeydik. 28 Şubat zulmünü dinlemişsinizdir. En son 15 Temmuz’u birlikte yaşadık. Bugüne kadar milletimize yaptıkları her kötülük yanlarına kar kaldı sananlar, 15 Temmuz gecesi tarihi bir ders aldılar” dedi.



“O gece oraya gelenler Gezi Parkı’nın gençleri değildi”


Türkiye’nin bedeli ağır bir mücadelenin sonucunda bu noktaya ulaştığını anlatan Erdoğan, “Milletimiz darbecilerin, cuntacıların, ipin ucu başka güçlerin elinde olan kuklaların kendisine ve ülkesine neler yapabileceğini pek çok tecrübe sonunda gördüğü için bu defa aynı oyuna izin vermedi. 15 Temmuz’un en büyük kahramanlarından biri de gençlerimizdir. Geçmiş hatıraları bizzat yaşamadıkları halde darbe teşebbüsü anlaşılır anlaşılmaz gençlerimiz hemen harekete geçtiler, tankların altından girip üstünden çıkmaktan, darbecilerin işgal ettikleri yerleri kurtarmaya kadar gençlerimiz hep ön saftaydı. Birilerinin artık ‘yeni nesillerden millete ve ülkeye hayır gelmez’ dediği gençler, o gece böyle söyleyenleri mahcup ettiler. O gece oraya gelenler gezi parkının gençleri değildi. Bunu iyi görmemiz lazım. O gece oraya gelenler vatanını seven, milletini seven, bayrağı ve ezanı için yola koyulan gençlerdi” diye konuştu.



“Seçimlerde de aynı şekilde gençlerimize fırsat vereceğimizi buradan ilan ediyorum”


Cumhurbaşkanı Erdoğan, bazı çevrelerin gençlerin taşıdığı değerden habersiz olduğunun altını çizerek şunları söyledi:


“İşte 15 Temmuz bu kesimlere gençlerimizin nasıl bir cevhere sahip olduğunu göstermiştir. İstanbullular fethedecek ruha sahip nice gençlerimiz olduğunu gördüler. Türkiye’nin tüm vilayetleri gördü. Geleceğimizin için umut bu gecede yaşanmıştı, inanıyorum bundan sonra da yaşanacak. Arık 2053 vizyonumuz bir temenniden ibaret olmaktan çıkmış, gençlerimizin gerçekleştireceğine inandığımız yeni kızıl elmamız haline dönüşmüştür. Hamdolsun. Biz de 16 Nisan halk oylamasında seçilme yaşını 18’e indirerek gençlerimize olan güvenimizi gösterdik. Birileri gençliğimizi bir yerlere layık göremeyebilir ama biz gördük. Şimdi daha çok çalışacağız. Gençliğimiz bu ülkeyi, bu milleti nasıl değişim dönüşüme tabi tutulur gösterecektir. Partimizin merkez karar ve yürütme kuruluna gençlerimizin temsilcilerini alarak bu konuda samimiyetimizi ortaya koyduğumuza inanıyorum. Seçimlerde de aynı şekilde gençlerimize fırsat vereceğimizi buradan ilan ediyorum. Gençlerimizin de kendilerini her alanda en iyi şekilde yetiştirerek bu güvene layık olacaklarına inanıyorum. Onun için bütün sivil toplum kuruluşlarımız bu konuda rekabet içinde olmalı.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Van Uzmanlar kan sulandırıcı ilaç kullanımı konusunda uyardı Van Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi ve Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Remzi Sarıkaya, herhangi bir doktor önerisi olmadan kan sulandırıcı ilaç kullanılmaması gerektiği konusunda uyardı. Tüm dünyada etkili olan Covid-19 sonrası kan sulandırıcı ilaç kullanımı yaygınlaştı. Doktor önerisi olmadan kan sulandırıcı ilaçların kullanımının faydadan çok sağlığa zararlı olabileceği belirtiliyor. Uzmanlar, bir ihtimalle kan sulandırıcı ilaçların var olan ülseri kanatabileceğini ve beyin kanamasına neden olabileceğini belirterek, risk oluşturabileceğini vurguluyor. Uzmanlar, kalp ve damar hastalıklarından korunmak için düzenli sporun ilaçtan daha faydalı olduğu tavsiyesinde de bulunuyor. “Ülseri kanatabilir, beyin kanamasına yol açabilir” İHA muhabirine konuşan Hastane Başhekimi ve Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Remzi Sarıkaya, kan sulandırıcı ilaçların koronavirüs sürecinden sonra sık sık sorulan sorular arasında olduğunu belirtti. Kan sulandırıcı ilaçların bir taraftan faydası varken, bir taraftan da kanamaya uygun zemin hazırladığını ifade eden Doç. Dr. Sarıkaya, "Kan sulandırıcı kullanmak iki tarafı keskin bıçak gibidir. Haftada 2-3 gün aspirin kullanayım veya sürekli aspirin kullanayım diye kendi kendimize verdiğimiz kararlar uygun değildir. Mutlaka bir doktor kontrolünden geçtikten sonra kullanacağız. Kan sulandırıcılar özellikle kardiyovasküler hastalıklarda korumada kullanılan ilaçlardır. Yoksa hiç muayene yapmadan, gerekli ileri değerlendirmeler yapmadan kan sulandırıcı kullanmanın herhangi bir faydası olmadığı gibi zararlı da olabilir. Var olan ülseri kanatabilir, beyin kanamasına yol açabilir. Kan sulandırıcılar uygun endüksiyonlarda kullandığında hastada ölüm riskini azalttığı için önemli ilaçlar ama mutlaka iyi bir değerlendirme, iyi bir anamnez, iyi bir fiziki muayene ve 10 yıllık kardiyovasküler hesaplaması sonucu öneririz” dedi. “Günlük en az yarım saat tempolu yürüyüşle riski en aza indirin” Genellikle insanların kalp krizi geçirmemek için kan sulandırıcı ilaçlara başladığını dile getiren Sarıkaya, "Eğer kalp krizi geçirmek istemiyorsak ilaçtan daha faydalı olan egzersiz ve diyetle birlikte varsa risk faktörleriyle mücadele etmek gerekiyor. Örneğin tütün kullanımı varsa ondan uzaklaşma, sigara ve sigara ürünlerinin tamamından uzak durmalıyız. Yine varsa bir şeker hastalığını tedavi etme veya varsa bir kolesterol hastalığı bunu tedavi ederek bu riski azaltabiliriz. Ailede genç yaşta kalp krizi varsa, bununla beraber sigara içiyorsanız kalp krizi geçirme neredeyse kaçınılmaz oluyor. Diyet yapın, fazla kilonuz varsa bunlardan kurtulmaya çalışarak günlük en az yarım saat tempolu yürüyüşle riski en aza indirin” diye konuştu.
Bursa Bursa Uludağ Üniversitesinin acı günü Bursa’da vefat eden Uludağ Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümünün 43 yıllık öğretim üyesi Prof. Dr. Abdulvahap Yiğit, gözyaşları içerisinde son yolculuğuna uğurlandı. Kanser tedavisi gören Bursa Uludağ Üniversitesi (BUÜ) Mühendislik Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Abdulvahap Yiğit, hayatını kaybetti. Prof. Dr. Yiğit, son yolculuğuna 43 yıl boyunca görev yaptığı Makine Mühendisliği Bölümü önünden uğurlandı. 2 dönem Mühendislik Fakültesi Dekanlığı ve bir süre Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu Müdürlüğü yapan Prof. Dr. Abdulvahap Yiğit için Ali Durmaz Makine Mühendisliği Bölüm Binası önünde cenaze töreni düzenlendi. Törene BUÜ Rektörü Prof. Dr. Ferudun Yılmaz, rektör yardımcıları, dekanlar, akademisyenler, idari personel, öğrencileri, ailesi ve çok sayıda seveni katıldı. Törende kısa bir konuşma gerçekleştiren Rektör Prof. Dr. Ferudun Yılmaz, kendisini asistan olduğu dönemden itibaren tanıdığını ve son derece kıymetli bir hoca olarak gördüğünü belirtti. Prof. Dr. Abdulvahap Yiğit’i iyi bir insan ve iyi bir olarak bildiklerini kaydeden Prof. Dr. Yılmaz, “Mekanı cennet olsun. Yakınlarına Allah’tan sabırlar niyaz ediyorum. Çalışkan, iyi niyetli, dürüst ve dost canlısı birisi olarak tanıdım. Herkes de hocamızı bu özellikleriyle bilmektedir. Hürmet ettiğimiz, üst kuşak abi hocalarımızdan birisiydi. Allah’tan rahmet diliyoruz” şeklinde konuştu. Yoğun bir katılımın olduğu törende ailesi, sevenleri ve dostları da Prof. Dr. Abdulvahap Yiğit için duygularını dile getirdi. Yiğit’in 15 Temmuz Şehitler Camii’nde kılınan cenaze namazının ardından Ertuğrul Mezarlığı’na defnedildi.
Edirne Edirne’de üniversite öğrencilerinden Filistin’e destek gösterisi Edirne’de İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarını protesto etmek amacıyla bir araya gelen Trakya Üniversitesi öğrencileri, sloganlar eşliğinde yürüyüş gerçekleştirdi. Trakya Üniversitesi öğrencileri, İsrail’i "Say Stop" diyerek protesto etti. Bolca Ana Yemekhanesi önünde bir araya gelen üniversite öğrencileri, ellerinde Türk ve Filistin bayrakları ile dövizler taşıyarak Balkan Yerleşkesi’ndeki Yaşam Merkezi’ne kadar yürüdü. Yürüyüşün ardından basın açıklaması yapıldı. Basın açıklamasını AK Parti Genel Merkez Gençlik Kolları Üniversiteler Birimi Edirne Başkanı Eren Çam okudu. 1948’den bugüne kadar milyonlarca masum ve mazlum Filistinliyi göç, kıtlık ve ölümle sınayan İsrail yayılmacılığının 7 Ekim 2023 itibariyle tarihin akışı içerisinde insanlığın utanç tablosu olarak değerlendireceği bir soykırım halini aldığını söyleyen Çam, "209 gündür çocuk, kadın, erkek, genç, yaşlı, engelli ayırt etmeksizin 35 bin kişinin İsrail barbarlığı tarafından katledildiği, binlerce kişinin evinden, yurdundan göçe sürüklendiği, kundaktaki bebeklerin bombardımanlar sonucunda enkaz altında can verdiği bir soykırım yaşanmaktadır. İnsanlığın yaşadığı acıları canı yananın rengine, dinine ve diline göre tasnif etmeyi, kınamayı ve lanetlemeyi kendisine paye bilen iki yüzlü egemen güçler ile uluslararası örgütler ise vahşeti yaşatan İsrail olunca bir kez daha sessiz kalmayı, katledilen bebeklerin görüntülerine karşı gözlerini kapatmayı, masum kadınların feryatlarına karşı kulaklarını tıkamayı tercih etmişlerdir" dedi. Arizona’da, Florida’da, Ohio’da, Texas’ta, Kaliforniya’da yıllardır sırtlarını dayadıkları tüm üniversitelerin artık onlar için tehlikeden ibaret olduğunu aktaran Çam, Gazze’de yaşanan katliama karşı on binlerce gencin katılımıyla ilk günden bugüne kadar gerçekleştirilen "Say Stop" eylemleri, boykot çağrıları ve yardım faaliyetlerine ara vermeden devam edeceklerini ifade etti. Eylem basın açıklamasının ardından sona erdi.
Eskişehir Anadolu Üniversitesinde International Staff Mobility Week Programı başladı Anadolu Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Birimi, 2024 Anadolu International Staff Mobility Week etkinliğine ev sahipliği yaptı. Bu yıl ikincisi düzenlenen etkinliğe 9 farklı ülke ve 11 farklı yükseköğretim kurumundan çok sayıda akademisyen ve personel katılım gösterdi. Hem Avrupa Birliği ülkeleri hem de Avrupa Birliği ülkeleri dışındaki ülkelere öğrenci ve personel hareketliliği imkânı sunan Erasmus+ Programı katkılarıyla düzenlenen etkinliğin açılış törenine Anadolu Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ali Resül Usul, Uluslararası İlişkiler Birimi Müdürü Dr. Öğr. Üyesi Ertuğrul Gökçekuyu başta olmak üzere çok sayıda kişi katılım gösterdi. UİB Müdürü Dr. Öğr. Üyesi Ertuğrul Gökçekuyu’nun moderatörlüğünde başlayan ilk oturumun ardından Bosna Hersek, Ürdün, Bulgaristan, Kosova, Fas, Filistin, Polonya, Ukrayna gibi ülkelerden gelen yükseköğretim kurumu temsilcileri, gerçekleştirdikleri sunumlar ile yükseköğretim alanındaki çalışmaları hakkında katılımcılara bilgi verdiler. Dört gün boyunca paneller, eğitimler ve geziler düzenlenecek Dört gün sürecek olan etkinlikte gerçekleşecek olan paralel oturumlarda katılımcıların katkılarıyla yükseköğretimde uluslararasılaşmanın önemi vurgulanacak, Erasmus+ Uluslararası Kredi Hareketliliği ve Kağıtsız Erasmus (Erasmus Without Paper) konularında deneyim paylaşımları gerçekleştirilecek. Program kapsamında ayrıca katılımcılar, Anadolu Üniversitesi Eğitim Fakültesi, Edebiyat Fakültesi, Güzel Sanatlar Fakültesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, İletişim Bilimleri Fakültesi, Hukuk Fakültesi ve Turizm Fakültesi akademisyenleri ile ikili iş birlikleri için bir değerlendirme toplantısı da gerçekleştirecek. 10 ülkeden gelen katılımcılara Türkiye’yi, Türk kültürünü ve şehri en iyi şekilde tanıtmak amacıyla rehber eşliğinde Türk Dünyası Uygulama ve Araştırma Merkezi, Sazova Bilim Kültür ve Sanat Parkı, Odunpazarı, Seyyid Battal Gazi Külliyesi ile Frigya Vadisi ziyaretleri de geçekleştirilecek. Program dahilinde ayrıca Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü ile de Türk Yemeği Atölyesi düzenlenecek. Etkinlikler, değerlendirme oturumu ve sertifika takdimi ile sona erecek.