POLİTİKA - 21 Haziran 2017 Çarşamba 17:28

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, “Benim söylediğim laflarla Kılıçdaroğlu’nun söylediği lafları yan yana koyun yüzünüz kızarmadan Kılıçdaroğlu’nun dediklerini okuyabiliyorsanız aşk olsun size”

A
A
A
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, “Benim söylediğim laflarla Kılıçdaroğlu’nun söylediği lafları yan yana koyun yüzünüz kızarmadan Kılıçdaroğlu’nun dediklerini okuyabiliyorsanız aşk olsun size”

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, “Benim söylediğim laflarla, sayın Kılıçdaroğlı’nun YSK başkanı, üyeleri, karar veren hakim ve savcılar hakkındaki söylediği lafları yan yana koyun yüzünüz kızarmadan Kılıçdaroğlu’nun dediklerini okuyabiliyorsanız aşk olsun size.

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, “Benim söylediğim laflarla, sayın Kılıçdaroğlı’nun YSK başkanı, üyeleri, karar veren hakim ve savcılar hakkındaki söylediği lafları yan yana koyun yüzünüz kızarmadan Kılıçdaroğlu’nun dediklerini okuyabiliyorsanız aşk olsun size. Yargı görevini yapanları hukuk dışı yolla ve yöntemlerle etkilemeye teşebbüs suçtur. Ana muhalefet veya diğer partiler suç işlememeli. Topluma böyle kötü örnek olamamalı” dedi.


Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, İstanbul Bölge İdare Mahkemesi’nde 15 Temmuz Konferans Salonu Açılış Törenine katıldı. Burada katılımcılara hitap eden Bakan Bozdağ, “Türkiya12 Ekim 2014’te HSK seçimi eğer kazanılmamış olsaydı Türkiye bugün başka bir Türkiye olacak. 16. ceza dairesinin verdiği kararın içerisinde yer lan bylock seçkilerine baktığınızda darbe teşebbüsünde bulunan bu terör örgütünün neleri planladığını orada çok net görüyoruz. Yargıyla ilgili de çok şey var. Bir tane savcı talepte bulunacak bir tane haki,m hemen tutuklama kararı verecek. Garnizona talimat vereceksiniz hemen toplayacaklar işi bitireceğiz diyor. Hatta cumhurbaşkanını bile alabiliriz diyor. Şimdi hesap edin bunu yazışan insanlar var. 16. ceza dairesinin kararını ben özellikle herkesin okumasını istirham ediyorum. Orada bunları daha net bir şekilde göreme ihtimali. Yargının içerisinde 12 Ekim 2014’te yapılan seçimle oluşan yeni kurul olmamış olsaydı. Yargıdaki oyun kurma güçleri nediyle belki askeri bir teşebbüse gerek kalmadan Türkiye’yi yargı polis ve başka işbirlikleriyle dize getiren ve devletimizi ortadan kaldıracak, bağımsızlığımızı ortadan kaldıracak bir sonuçla Türkiye karşı karşıya kalabilirdi” diye konuştu.


“Türkiye’nin yargısı Avrupa Birliği ve ABD’nin yargısından daha adaletle hükmeden bir yargıdır”


Siyaset odağına yargının konmaması gerektiğini söyleyen Bakan Bozdağ, “Yargıya dönük haksız ve hukuksuz eleştiri yapanlara bir kez daha diyorum ki, kendi siyasetiniz odağına lütfen adalet gibi yüce bir değeri, lütfen yargıyı koymayın. Bunları siyasallaştırmayın. Siyaset yapıyorsan bunun yeri bellidir. Gidersin meclise, gidersin meydanlara, gidersin sokaklara oralarda bunu yaparsın. Hangi eleştiriyi yapıyorsan onu da yaparsın ama yargı gibi herkesin gözü gibi koruması gereken bir kurumu bir müesseseyi ve orada görev yapan insanları töhmet altına alan onlara hakaret eden tahkir ve tehdit içeren cümlelerle yargıyı değerlendiremezsin. Böyle adalet aranmaz. Türkiye’nin yargısı Avrupa Birliği’nin yargısından da ABD’nin yargısından da daha adaletle hükmeden daha doğru kararlar veren bir yargıdır. Ben bunu siyaseten söylemiyorum, inanarak söylüyorum. Oralarda neler olduğunu görüyoruz. Almanya’da Müslümanların ibadet yerlerine yapılan yüzlerce saldırı var. Onlar karşısında neler yapıldığını görüyoruz. Amerika’da da öyle, başka ülkelerde de öyle. Kendi vatandaşı olanlara uyguladıkları bir hukuk var. Vatandaşı olmayanlara uyguladıkları bir hukuk var. Sonradan vatandaş kabul ettiklerine uyguladıkları ayrı bir hukuk var. Bir de kanun önünde herkes eşittir diye konuşuyorlar. Ama biz kanun önünde herkesin eşit olmadığını görüyoruz” şeklinde konuştu.


“Ne kadar terör örgütü varsa yargıya saldırıyor, çünkü onların üyeleri yargıda hesap veriyor”


Bakan Bozdağ, “Türkiye’nin yargısı ve verdiği kararlar ile Avrupa Birliği’nin verdiği kararlar yan yana konsun mukayesesi yapılsın o zaman hep beraber göreceğiz bizim yargımız. Ben çok iyi bir noktada olduğunu görüyorum ama batı kompleksi içinde görenlere göre bu tabi ki mümkün değil. Şuanda yargıya en büyük kötülüğü siyasal pozisyonlarına göre yargıya ayar vermek isteyenler yapmaktadır. Her gün yargıyı ayaklar altına alacaksın sonra yargıya güven burada.. Terör örgütlerine en büyük cezayı yargı kesiyor. Onlar bir yandan yargıya saldırıyor. FETÖ saldırıyor, PKK saldırıyor. DHKP-C saldırıyor. DEAŞ saldırıyor. Ne kadar terör örgütü varsa yargıya saldırıyor. Çünkü onların üyeleri yargıda hesap veriyor. Öte yandan siyasal duruşlarına göre siyasi partilerde bunu yaptığı zaman herkes bir andan yargıya vurduğunda yargıyı savunan birisi de çıktığında adalet bakanına saldırıyorlar” ifadelerini kullandı.


“Benim söylediğim laflarla Kılıçdaroğlı’nun söylediği lafları yan yana koyun yüzünüz kızarmadan Kılıçdaroğlu’nun dediklerini okuyabiliyorsanız aşk olsun size”


Sözlerine geçenlerde yaptığı bir açıklamayı anlatarak devam eden Bakan Bozdağ şunları söyledi: “Sayın Kılıçdaroğlu’nun tahkir, tezhip ve tehdit içeren sözlerine karşı açıklama yaptım. Beni eleştiriyor. Ben de dedim ki, ’Benim söylediğim laflarla, sayın Kılıçdaroğlı’nun YSK başkanı, üyeleri, karar veren hakim ve savcılar hakkındaki söylediği lafları yan yana koyun adalet bakının söylediği şu Kılıçdaroğlu’nun söylediği şu diye koyun yüzünüz kızarmadan Kılıçdaroğlu’nun dediklerini okuyabiliyorsanız aşk olsun size.’ Biz büyük bir fedakarlıkla görev yapanların hukukunu da savunduğumuzda kalkıp başka başka şeyler söyleniyor. Ben buradan çok net olarak diyorum yargıya hakaret eden, tehdit edenler suç işliyorlar. Kamu görevine görevinden dolayı hakaret suçtur. Yargı görevini yapanları hukuk dışı yolla ve yöntemlerle etkilemeye teşebbüs suçtur. Ben bunu söylediğimde de eleştiriyor. Bunu ben demiyorum, bunu Türk Ceza Kanunu diyor. Kanun da olanı ben hatırlatıyorum. Ana muhalefet veya diğer partiler suç işlememeli. Topluma böyle kötü örnek olamamalı.”


Bakan Bozdağ konuşmalarının ardından 15 Temmuz anı duvarını ziyaret etti.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Hatay Hataylı tır şoförü aşkını 2 bin 216 km uzaklıktaki Ukrayna’da buldu Hatay’ın Reyhanlı ilçesinde yaşayan tır şoförü Fevzi Kalkan, aradığı aşkı 2 bin 216 km ötedeki Ukraynalı Anastasia Kvasha’nda buldu. İlk görüşte aşık olan çift, depremin vurduğu Hatay’da dünya evine girdi. Hatay’ın Reyhanlı ilçesinde yaşayan ve tır şoförü olan 29 yaşındaki Fevzi Kalkan, aşkını mesleği icabı sıklıkla gittiği ülke sınırları dışında buldu. Tır şoförü Kalkan, 2021 yılında Ukrayna’da tanıştığı 30 yaşındaki Anastasia Kvasha’ya ilk görüşte aşık oldu. Ukrayna’nın Odessa kentinde terzilik yapan Kvasha’da gönlünü Hataylı Kalkan’a kaptırdı. Aşkın sınır tanımadığına inanan Kalkan ve Ukraynalı Kvasha, 2 bin 216 km mesafeyi hiçe sayarak gönül ilişkisi yaşamaya başladı. Ailelerinde tanıştığı ilişkide çift, evlenme kararı aldı. Ukraynalı gelini ailesinden istemek için Ukrayna’ya giden Kalkan ailesi, tercüman ve resimler sayesinde kız isteme merasimini gerçekleştirdi. Türkiye ve Hatay’ı çok seven Anastasia, Müslüman oldu ve Hatay’a yerleşme kararı aldı. Ukraynalı gelin Kvasha ve Hataylı tır şoförü Kalkan, Antakya ilçesinde bulunan konteyner evlendirme dairesinde evlenerek resmi olarak hayatlarını birleştirdiler. “Kız isteme merasiminde tercüman sayesinde anlaştık” Aradığı aşkı 2 bin 216 kilometrede bulan Fevzi Kalkan, “Ukrayna’ya gitmiştim, gezmek için şehrin merkezine gittim. Alışveriş yapmak için markete gittim. Markette eşimi Anastasia gördüm. Aylar yıllar geçti. Aileler tanıştı. Biz de evlilik yoluna girdik. Kız isteme merasiminde tercüman sayesinde anlaştık. Kendi geleneklerimizi anlattım. Ben uzun zamandır orada çalıştığım için onların geleneklerini biliyorum” dedi. “Türkiye ve Hatay çok güzel evlendikten sonra da burada kalmak istiyorum ve burada yaşamak istiyorum” Ukraynalı gelin Anastasia Kvasha, Hatay’ın ve Türkiye’nin çok güzel olduğunu söyleyerek “Türkiye ve Hatay çok güzel evlendikten sonra da burada kalmak istiyorum ve burada yaşamak istiyorum. Onu markette gördüğümde etkilendim” şeklinde konuştu. Bir çok ülkeden Hatay’a gelen damat ve gelin adaylarının nikahlarını kıydığını belirten nikah memuru Niyazi Yalçın, “Biz Antakya’da olduğumuz için burası çok milleti barındıran bir kent. Farklı inşaları gördüğümüzde daha mutlu oluyoruz. Ben yabancı evliliklerine tamamen açığım ve daha çok olmasını isterim. Şuana kadar; Ukrayna, Rusya, Hırvatistan, Sırbistan, Almanya, Macaristan, Azerbaycan, Fas, Mısır ve birçok ülkeden bireylerin nikahlarını kıydım” ifadelerini kullandı.
Gümüşhane Gümüşhane’de 54 yılın Nisan ayı sıcaklık rekoru kırıldı Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün 54 yıllık kayıtlarına göre Gümüşhane’de Nisan ayının en sıcak gün rekoru 30,7 dereceyle 25 Nisan 2024 tarihinde kırıldı. Kurumun 1961 yılından bugüne kadar tuttuğu kayıtlarda Gümüşhane’de Nisan ayındaki en sıcak gün 12 Nisan 1970’de 29 dereceyle kayıt altına alınırken, bu rekor 25 Nisan günü egale edildi. Meteorolojinin kayıtlarına göre 25 Nisan 2024 Perşembe günü Gümüşhane kent merkezinde hava sıcaklığı 30,7 derece olarak ölçüldü ve yeni rekor kayıtlara geçti. Aynı tarihte Kürtün ilçesinde 34,1, Torul ilçesinde 33,5, Şiran ilçesinde 30,7, Kelkit ilçesinde 30,6 ve Köse ilçesinde 26,2 olarak ölçüldü. Yaşanan bu durum vatandaşlar arasında kuraklık endişesini artırırken, Nisan ayında bu sıcaklıklara ulaşan havanın Haziran-Temmuz ve Ağustos aylarında nasıl olacağı merak konusu oldu. “Küresel ısınma tüm şiddetiyle devam ediyor" Yaşanan bu durumu değerlendiren Murat Akçay, “Küresel ısınma tüm şiddetiyle, tüm hızıyla kendini gösteriyor. Geçtiğimiz günlerde Gümüşhane’de yapılan ölçümlerde yaklaşık 31 derece Nisan ayı itibariyle. Geçmişte bu aylarda Gümüşhane’nin yüksekliğinde görülebilir kar, soğuk mevcuttu. Ama şu anda ortalık yeşillendi, ağaçlar açtı, çağlaya döndü. Küresel ısınmanın tehlikeli boyutları şu anda belki insanların hoşuna gidiyor ama fark edilmiyor, hızla geliyor. Bu her türlü şeye yansıyor. Ben amatör olarak arıcılık da yapmaktayım. Geçen sene bunun sıkıntısını yaşadık. Bir önceki sene kar ve mevsimler normaldi. Her türlü sebze, meyve ve arı bol oldu. Ama geçtiğimiz sene kar az yağdı. Dolayısıyla sıkıntısı bir hayli yansıdı. Bu sene hiç olmadı. Kar çok az. Yağmurda geçen sene vardı. O açığı oradan kapattık ama bu sene yağmur da yağmıyor çok az miktarlarda. Dolayısıyla yazın büyük bir ihtimalle bu kuraklık daha da artacak. Gümüşhane’de 40 dereceleri görür gibi görünüyor şu anda. Bunun yansıması da bütün çevreye fazlasıyla olacak meyvede, sebzede, içme suyunda. Dolayısıyla acil önlemler da alınması lazım. Her köye bir gölet yapılması bu en azından susuzluğu giderecek bir önlem olacak. Çevresel etkileri azaltacak bir önlem olacak. Kuraklığın bu şekilde devam etmesi insanlığın yaşamı açısından da çok büyük tehlikeler arz edecek. Hastalıkların artmasına sebep olacak. Bir başka türü de şu: Sıcaklık arttıkça sadece kuraklık olmuyor. Tropikal iklime de geçiş oluyor. Seller daha iklimsel olaylar. Bunların da tabi bugünden hesaplanıp Türkiye’ye göre önlemlerin alınması lazım. Yoksa ileride bunun sıkıntılarını çok fazla yaşayacağız” dedi. “Gümüşhane o serin havasına, meşhur yayla havasına inşallah tekrardan kavuşur” Gümüşhane’nin son zamanlarda çok sıcak olduğun ve o yayla gibi havasını özlediklerini dile getiren Hasan Can Yavuz ise “Gümüşhane ilimiz son zamanlarda çok sıcak. Normalde, normal mevsimlerde bu kadar sıcak değildi. Önceki yıllarda, Nisan ayında bu kadar sıcaklık ölçülmedi. En son 1970 yılında bir sıcaklık ölçülmüştü. Şimdi Perşembe günü 30,7 ile tekrardan bir ölçüm yapıldı ve bu rekor kırıldı. Normalde biz Haziran, Temmuz aylarında bu sıcaklığa alışkınız. Fakat Nisan ayında görmek açıkçası çok bunaltıcı oldu. Bir de çöl tozları dediğimiz olay da gerçekleşti. İnsanlar nefes darlığı çekmeye başladı. Aşırı da sıcak, bizleri bunalttı, artık güneş gözlüğü bile fayda edemez duruma geldi. Tabi bu durum aynı zamanda tarımı da etkiledi. Normalde şu anda artık çiçekler açtı. Belki bir tık erken açmış oldu. Yarın öbür gün soğuyacak olsa havalar don etkisi oluşturacak. Tabi meyve durumunu da etkileyecektir. Umuyoruz en kısa zamanda tekrardan Gümüşhane o serin havasına meşhur yayla havasına inşallah tekrardan kavuşur. Bizler de biraz daha serinler rahat ederiz” diye konuştu. “Artık su savaşları da çıkar mı çıkmaz mı onu da bilemiyorum” Ay itibariyle yağışlı hava beklerken aşırı sıcakla karşı karşıya kaldıklarını ifade eden Hüsamettin Kaya da “Şu anda biz yani yağmurlu hava bekliyorken şu an çok sıcak. Şu an böyleyse Ağustos ayını Temmuz ayını düşünemiyorum. Yani kavurucu sıcaklar, kuraklık her şey olabilir. Yağmur yağmadığı için barajlarımız boşalacak. Boşalmadan dolayı da artık su savaşları da çıkar mı çıkmaz mı onu da bilemiyorum. Ama inşallah yağmur yağar. Bol yağmur yağar, bol bereketli olur. 2024 bize hayırlı uğurlu olur” ifadelerini kullandı. “Bu sıcaklıklar şimdi böyleyse Haziran, Temmuz, Ağustos’ta düşünemiyoruz bile” Esnaflardan Zafer Akyıldız ise “Gümüşhane’de Nisan ayında kar yağmur beklerken bu sıcaklıklara pek alışkın olmadığımız için zor geliyor. Bu sıcaklıklar şimdi böyleyse Haziran, Temmuz, Ağustos’ta düşünemiyoruz bile. Her şey için hayırlısı olsun. Allah yardımcımız olsun” dedi.
Konya Aygırdibi Şelalesi ziyaretçilerini ağırlamaya başladı Konya’nın Bozkır ilçesinde bağlı Karacahisar Mahallesinde bulunan tabii güzellikleriyle ilgi gören Aygırdibi Şelalesi ve mesire alanı ziyaretçilerini ağırlamaya başladı. Bozkır’ın ortasından geçen Çarşamba çayının kaynağını oluşturan Aygır Pınarı, doğasıyla, havasıyla ilgi çekerken, mesire alanı uğrak noktası haline geldi. Aygır Pınarı, ilçe merkezine 13 kilometre mesafede bulunuyor. Aygırdibi Şelalesi olarak tanınan pınar ve mesire alanı güzellikleriyle ilçeden ve ülke genelinden ziyaretçileri ağırlarken, bu sene de yoğun ziyaretçi ağırlayarak sezonu açtı. Aygırdibi Şelalesinden sular akarken, mesire alanına gelen misafirler düzenledikleri etkinliklerle renkli görüntüler oluşturuyor. Aygırdibi Şelalesi ve mesire alanı hakkında bilgi veren Karacahisar Mahalle Muhtarı Numan Şimşek, rağbet gören alanın bu sene de bölgedeki ağaçların yaprak açmasıyla birlikte piknikçiler ve doğa severler için büyük ilgi uyandırdığını belirtti. Muhtar Şimşek, “Her yıl olduğu gibi bu yıl da Aygırdibi yoğun ilgi görmeye başladı. İnşallah bu sezon da güzel geçer. Vatandaşlarımızdan istediğim şu; burayı nasıl bulurlarsa öyle bıraksınlar ve tertemiz bırakıp gitsinler. Yiyip içip çöpüne atmasınlar, çöplerini çöp konteynerine atarak ortalığı temiz bir şekilde bırakıp gitmelerini rica ediyorum” dedi. Konya merkezden 50 kişilik bir ekiple mesire alanına gelen Konya Yürüyüş ve Fotoğraf Grubu Başkanı Salim Erdal da “Biz Aygırdibi Şelalesine daha önce birkaç sefer gelmiştik. Arkadaşlarımız çok istediği için grubumuzla tekrar geldik. Burası çok beğendiğimiz bir yer, turizme açık olması gerekir. Bölgede bakım yapılması lazım, burada ufak tefek bakımlar olursa turizme daha kolay açılabilir. Buraya biraz ve çevre düzenlenmesi gerekiyor ama biz çok memnunuz. Burası Anadolu’nun ve Orta Anadolu’nun Konya’nın gezilip görülecek yerlerinden birisi. Aygırdibi Şelalesine Bozkır’dan Dere’den gelebilirsiniz” şeklinde konuştu. Gezi etkinliğine Beyşehir’den katılan Halil Gümüşel ise, “Bulunduğumuz ortam çok güzel bir doğa harikası, gerçekten imkanı olan gelebilecek herkesin buraya gelip görmesini tavsiye ederim" diye konuştuk.