ASAYİŞ - 14 Eylül 2017 Perşembe 13:03

Felçle sonuçlanan koca dehşeti davası

A
A
A
Felçle sonuçlanan koca dehşeti davası

Gaziosmanpaşa’da geçtiğimiz yıl tartıştığı eşini silahla yaralayarak felç olmasına neden olan şahsın yargılandığı dava sonrası taraflar arasında gerginlik yaşandı.

Gaziosmanpaşa’da geçtiğimiz yıl tartıştığı eşini silahla yaralayarak felç olmasına neden olan şahsın yargılandığı dava sonrası taraflar arasında gerginlik yaşandı. Adliye önünde tekerlekli sandalyede açıklama yapan Handan Aşkın ve eşinin ailesi arasında çıkan kavgayı güvenlik güçleri ayırdı.


Gaziosmanpaşa’da tartıştığı eşi Handan Aşkın ve kayınbiraderi Sedat Sevin’e ateş ederek, eşinin felç olmasına neden olan Emre Aşkın’ın yargılanmasına devam edildi. İstanbul 9’uncu Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya tutuklu sanık Emre Aşkın cezaevinden getirilirken, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı adına bir avukat da salonda hazır bulundu. Duruşmada 2 kişi tanık olarak dinlendi. Olay günü temizliğe gittiğini ancak bir münakaşa duyması üzerine arkasına baktığını söyleyen tanık Handan Temel, "Olay günü temizliğe gidiyordum. Bir münakaşa oldu, döndüm arkama baktım Handan ve Emre tartışıyorlardı. Sonra Emre silahı ateşleyince dondum kaldım. Rastgele ateşledi. Handan, ‘Şerefsizler, o çocuk senden değil’ diye bağırıyordu. Emre ‘Çocuklarımız var, barışalım’ diye söylüyordu” dedi.


Tanık Volkan Aykutli ise sanık Emre Aşkın’ın sürekli olarak kayınbiraderi tarafından tehdit edildiğini söyleyerek, "Emre sürekli eşinin kardeşi tarafından tehdit ediliyordu. Olay günü sanık benim yanımdaydı. Ev dolaplarını sökmemi istedi. Eşi Handan aradı, telefonda tartışmaya başladılar. Handan’ın kardeşi de Emre’yi tehdit ediyordu. Emre’yi kendi evlerine çağırdılar. Handanlar eşyaları almak istedi, aralarında tartışma çıkmış” diye konuştu.


Tanık beyanlarına karşın ifadesi sorulan sanık Emre Aşkın, tahliyesini talep ederek, “Böyle bir olay olduğu için üzgünüm, mağdurum” şeklinde konuştu.


Ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, sanığın neden olduğu yaralamanın öldürücü nitelikte olup olmadığı konusunda rapor istenmesine hükmetti. Ayrıca sanığın işlediği suçun anlam ve sonuçlarını algılayıp algılayamadığı hususunda Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesinden rapor istenmesine karar veren mahkeme duruşmayı erteledi.



Duruşma sonrası gerginlik


Duruşma sonrası İstanbul Adalet Sarayı önünde Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu üyeleri ve adliyeye tekerlekli sandalye ile gelen davanın şikayetçisi Handan Aşkın basın açıklaması yaptı. Açıklama sırasında Emre Aşkın’ın annesi, babası ve kardeşi, Handan Aşkın’a sözlü sataşmalarda bulundu. Arbede yaşanması üzerine çevredeki polisler tarafları ayırdı. Olay günü yaşananları anlatan Handan Aşkın eşinin cezalandırılmasını isterken, avukatı Gül Erdoğmuş da davanın takipçisi olacaklarını söyledi.



İddianameden


Cumhuriyet Savcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, Handan Aşkın ve Emre Aşkın’ın evli oldukları, aralarındaki sorunlar nedeniyle ayrı yaşadıkları, 11 Mart 2016 tarihinde Handan Aşkın’ın evinden bazı eşyaları almak için eşini aradığı, eşinin de bunu kabul ettiği yer aldı. Handan’ın kardeşi Sedat ile birlikte olay yerinde olduğu belirtilen iddianamede, eşyaları aldıktan sonra evden hep birlikte çıktıkları, Emre’nin Handan ve Sedat ile konuşmak istemesine karşın ikilinin oralı olmadığı, Emre’nin “Size bunun hesabını tek tek soracağım, sizleri tek tek öldüreceğim” diye tehdit ettiği ifade edildi. Handan ve Sedat’ın yürüdükleri sırada Emre’nin belinden çıkardığı ruhsatsız silahla önce Sedat’a, sonra Handan’a ateş ederek yaralanmalarına neden olduğu belirtildi. İddianamede, sanık Emre Aşkın’ın iki kişiye karşı “tehdit ve kasten öldürmeye teşebbüs”, sanık Fatih Uzun’un ise “suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme” suçlarından cezalandırılmaları istendi.



“Öldürme maksadım yoktu”


Geçtiğimiz aylarda yapılan ilk duruşmada ifadesi alınan sanık Emre Aşkın, “Eşim benim hakkımda bir takım iftiralarda bulunmuştu. Buna çok kızdım. Üstümdeki silahla kaç el ateş ettiğimi hatırlamıyorum. Hatta bunu yaralama kastıyla yapmadım. Tahriğe kapıldım. Onun üzerine ateş etmeye başladım. Öldürme maksadıyla ateş etmedim” demişti.



“Kafama da dayadı ama kurşun kalmamış”


Handan Aşkın ise ilk duruşmada, “Eşyalarımı aldıktan sonra eşim ağabeyime hakaret etti. Sonra bizi tehdit etmeye başladı. ‘Bunun hesabını sorarım, giderim cezaevinde paşalar gibi yatarım’ dedi. Arkamızdan ayak sesleri geldi. Belinden silah çıkardı, ağabeyimin kafasına dayadı. Silah tutukluk yaptıktan sonra tekrar şarjörü çekip önce ağabeyime, sonra bana ateş etti. Sonra silahı kafama dayadı ama kurşun kalmamış sanırım” diye ifade vermişti.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Filistin Dayanışma Platformu, İsrail’in Refah’ta başlattığı saldırıyı Ankara’da protesto etti Ankara’da bulunan Filistin Dayanışma Platformu, "Refah’ta Katliama Hayır" sloganıyla İsrail’in başlattığı saldırıyı protesto etmek için Amerikan Büyükelçiliği önünde toplandı. İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarının ardından 1 buçuk milyona yakın Gazzeli, Refah kentine sığınmıştı. İsrail’in Refah kentine yönelik başlattığı hava saldırısının ardından Filistin Dayanışma Platformu, "Refah’ta Katliama Hayır" sloganıyla saldırıyı kınamak için Ankara’da bulunan Amerikan Büyükelçiliği önünde çeşitli sivil toplum kuruluşlarıyla birlikte İsrail’i protesto etti. Elçilik binası önünde toplanan kalabalık, İsrail’i protesto etmek için "İnsanlık onuru siyonizmi yenecek" ve "Susma haykır soykırıma hayır" sloganları attı. Öte yandan kalabalık, İsrail askerleri tarafından Kudüs’te öldürülen Hasan Saklanan’ı ise rahmetle anmayı unutmadı. Grup adına basın açıklamasında bulunan Zeynel Abidin Özkan, İsrail’in Gazze’ye yönelik düzenlediği saldırıların ardından Refah sınır kapısına sığınan yaklaşık bir buçuk milyona yakın Gazzeli’nin 214 gündür açlıkla boğuştuğuna dikkati çekti. "Soykırımın ortakları ahirete kalmadan dünyada da inşallah gereken cezayı bulacaklar" Refah’a başlatılan saldırılarla birlikte bölgede can güvenliği sorununun da başladığının altını çizen Özkan, “214 gündür dünyanın gözü önünde Filistin’de kardeşlerimiz İsrail soykırımına maruz bırakılıyor. Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde devam eden yargılamalara; İsrail, lobi faaliyetleriyle tüm ülkelere müdahale ettirmeye ve İsrail yetkililerinin ceza almaması için bir çaba içerisine girdi. Hepimiz gördük ki aslında adalet İsrail için varmış ve tüm ülkeler de İsrail’in soykırımını desteklemek için çalışıyormuş. Bugün ortaya çıkan belgelerde görüldü ki Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde İsrail’in soykırımına ortak olan yöneticilerinin ceza almamasına yönelik baskı içeren mektuplar mahkemeyi köşeye sıkıştırmak adına kullanılıyor. Biz inanıyoruz ki hem mahkemede görülen davada hem de Güney Afrika’da devam eden davada soykırımın ortakları ahirete kalmadan dünyada da inşallah gereken cezayı bulacaklar” ifadelerini kullandı.