EĞİTİM - 12 Ekim 2017 Perşembe 15:40

Türkiye’de 66 milyon kullanıcıdan 53 milyonu her gün internete giriyor

A
A
A
Türkiye’de 66 milyon kullanıcıdan 53 milyonu her gün internete giriyor

İstanbul Aydın Üniversitesi’nde, İAÜ Toplumsal Araştırmalar Uygulama ve Araştırma Merkezi (TARMER) ve Yeni Medya Araştırma Uygulama Merkezi’nin iş birliğiyle "Dijital Dönüşüm ve Toplumsal Etkileri" başlıklı çalıştay yapıldı.

İstanbul Aydın Üniversitesi’nde, İAÜ Toplumsal Araştırmalar Uygulama ve Araştırma Merkezi (TARMER) ve Yeni Medya Araştırma Uygulama Merkezi’nin iş birliğiyle "Dijital Dönüşüm ve Toplumsal Etkileri" başlıklı çalıştay yapıldı.


Gerçekleşen çalıştayda dijital dönüşümün ne olduğu, dijital dönüşüm hayatımızın neresinde olduğu konuları üzerinde konuşularak dijital dönüşümün toplumsal etkileri incelendi. İstanbul Aydın Üniversitesi (İAÜ) Florya Kampüsü’nde gerçekleşen çalıştaya, birçok üniversiteden akademisyen, araştırmacı gazeteci, sosyolog ve sektörden konusunda uzman kişiler katıldı.



Dijital Dönüşüm Bakanlığı Kurulmalı


İlk oturumda dijital dönüşüm çağının hayatımıza etkilerinden bahseden Türkiye Dijital Dönüşüm Derneği Başkanı İsmail Hakkı Polat, dijital dönüşümün 3 altın kuralına vurgu yaparak bunların üretimde teknoloji, dağıtım pazarlamada internet ve yönetimde veri olduğunu ifade etti. İkinci oturumda ise dijital dönüşümün toplumsal etkileri üzerinde yoğunlaşılarak dijital dönüşümün olumlu ve olumsuz tarafları psikolojik ve sosyal boyutlarıyla incelendi. Ayrıca, çalıştay boyunca yapılan değerlendirmelerde dijital dönüşüm gerçekleşirken doğru kamu politikalarının belirlenmesi, hatta Dijital Dönüşüm Bakanlığı’nın kurulması gerektiği tespitlerinde bulunuldu.


İAÜ Mütevelli Heyet Başkanı Dr. Mustafa Aydın, TARMER’in toplumsal problemleri irdeleme ve çözme gayretini takdirle ifade ederek, dijital dönüşümü günümüzün zaman zaman bir problem ,zaman zaman bir kazanım olarak değerlendirdiğini belirtti. “Hepimizin kullandığı digital alet ve uygulamalar çağın öngörmüş olduğu, bizlere ciddi katkılar sağlayan teknolojilerdir. Ama bunlar birçok problemi de beraberinde getiriyor. Dolayısıyla burada esas masaya yatırmamız gereken konu “teknolojinin insanlığa nimetlerinden istifade ederken insanlığa zarar veren yönlerini nasıl bertaraf edebiliriz?” sorusunu kendimize sormanın önemine dikkat çeken Dr. Mustafa Aydın, “böyle bir çağda elbette teknoloji ve dijital medyayı kullanacağız ancak beraberinde getirmiş olduğu zararları, olumsuzlukları bertaraf etmeyi de bilmeliyiz" dedi.



“Türkiye’de 66 milyon internet kullanıcısının 53 milyonu her gün internete giriyor"


Türkiye’nin dijital dönüşüme çok hızlı ayak uydurabildiğini belirten Türkiye Dijital Dönüşüm Derneği Başkanı İsmail Hakkı Polat, "Dijital dönüşümün temelinde sosyal, ticari ve kültürel alanlardan azami derecede yararlanmak ve bununla ilgili tehditlerle başa çıkabilecek çözümler geliştirmek var. Bunların ikisini aynı anda yapmak son derecede zor. Türkiye çok genç bir nüfusa sahip. Dolayısıyla hem sosyal hem de bireysel anlamda, özellikle yeni jenerasyon bu alana çok ciddi anlamda girmiş ve intibakı kısa sürede sağlamış durumda. Ama bir de kuşak farkı var , orta yaş ve daha üstünün bu dönüşme bakışı, bu bakışın genç kuşakla örtüşmesi ciddi bir sorun olarak karşımıza çıkıyor. Ama Türkiye potansiyel olarak bu dünyaya intibakı en yüksek ülkelerden birisidir" ifadelerini kullandı. Diğer taraftan, BTK’nın açıkladığı rakamlara göre Türkiye’de 66.4 milyon kişinin interneti kullandığını, ancak 53 milyonun her gün internete girdiğini söyleyen Polat, “Fırsatlar olduğu gibi olumsuz taraflar da var. Veri alışverişimizin yüzde 82’si ‘download’, yani tüketim amacıyla kullanılıyor. Eğer biz dijital dönüşümde ileri bir toplum olmayı hedefliyorsak, verimlilikle ilgili bir kriter koymadan işimiz çok zor.”



"4. Sanayi Devrimi geçmiş sanayi devrimlerine benzemez"


Sanayi Devri kapitalizm teknolojisinin, küreselizmin teknolojisinden farklı olduğuna dikkat çeken Sosyal Medya ve Bilgi Teknolojileri Stratejileri Derneği Başkanı Abdullah Çiftçi, "21. Yüzyıl, kendi sanayi devrimi, kendi ekonomik modeliyle geliyor. Artık dijital dünya beraberinde sosyolojik tanımlarını,yeni kavramlarını ve kendi kültürünü getirdi. Yeni sanayi devrimiyle birlikte yeni şehir modeli, yeni insan modeli, yeni insan karakteri ortaya çıkmaktadır. İnsanların 21. Yüzyıl’da aile, çocuk ve birey üzerindeki sosyolojik değişimleri analiz etmesi lazım çünkü artık tamamen hayatımız dijital platformda olacak. Akıllı evler, akıllı şehirler geliyor. 4. Sanayi devrimi geçmiş sanayi devrimlerine benzemez. Kendi dili, kültürü, para birimi ve kendi ekonomisi olan yepyeni bir dünyanın içerisine giriyoruz. Yeni bir dünya geliyor ama bu dünya biraz da kurgulanıyor. Bunun sadece ekonomik ve teknik yönünden değil hayatımıza getireceği değişimleri de analiz etmezsek kendi tarihimizden, kültürümüzden koparak başka bir dünyayı savunmamız mümkündür. Geleceğin dijital dünyasının oluşturulmasında Türk gençlerinin payının yüksek olacağını düşünüyorum" diye konuştu.



"Her bir teknoloji beraberinde yeni bir dinamik getiriyor"


İAÜ Yeni Medya Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Doç. Dr. Deniz Yenğin ise "Dijital dönüşümü tanımlamadan önce öncelikle şuna dikkat etmek gerekir. İletişim sürecinde yer alan kaynaktan hedefe aktarılan bu iletinin hangi taşıyıcılar ya da aktarıcılarla gerçekleştiğini tam olarak görmek lazım. Çünkü buradaki araçlar sürekli kendini yeniliyor, güncelliyor. Dolayısıyla dijital dönüşüm beraberinde insanların yaşamış olduğu ortamda farklı pratikler farklı deneyimler yaşamasını zorunlu kılıyor. Her bir teknoloji beraberinde yeni bir dinamik getiriyor. Ama biz bunları maalesef bir rutin içerisinde, bilgi almadan yaşıyoruz. Medya okuryazarlığı konusunda eksikliklerimiz var. Dolayısıyla deneyimleyerek kendi kendimize öğrenmek zorundayız" dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Işıl Özışık’ın 65. Sanat Yılı Sergisi Beyoğlu Belediyesi’nde gerçekleşti Ressam sanatçısı Işıl Özışık’ın 65. Sanat Yılı sergisi Beyoğlu Beleditesi’nin 6. Daire’sinde yer alan Sanat Galerisi’nde gerçekleşti. Sanatçının kişisel suluboya çalışmalarının yer aldığı, toplamda 54 eserlik içerikten oluşan sergi, 10 Ekim 2024 tarihine kadar ziyaret edilebilecek. Beyoğlu Belediyesi’nin ev sahipliğinde gerçekleşen Ressam sanatçısı Işıl Özışık’ın 65. Sanat Yılı sergisi, Beyoğlu Belediye Başkanı İnan Güney’in de katılımıyla gerçekleşti. Açılış sonrası Işık Özışık ile beraber sergiyi gezen Başkan Güney, eserler hakkında sanatçıdan bilgi aldı. Sanatçının tamamı suluboya çalışmalarından oluşan, toplamda 54 eserlik içerikten oluşan sergisine Brezilya İstanbul Başkonsolosu Ruy Pacheco de Azevedo Amaral, Cezayir İstanbul Konsolosu Abbi RATIBA, CHP Meclis Üyesi Işık Öğütçü, Beyoğlu Muhtarlar Derneği Başkanı Songül Öztunç ve diğer davetliler de katılım gösterdi. Sergide yer alan eserlerin sahibi olan sanatçı Işıl Özışık sergiyle ilgili şunları söyledi, “Retrospektif bir sergi. Başlangıçtan bu yana, yani 1960 yılının sonlarından zamanımıza kadar olan 65 yılda yaptığım resimlerin bir özeti bu. Çoğunlukla aşığı İstanbul’dan yaptığım peyzajlar. Bir kısmını oturduğum yerden birebir karşılığını yaptım. Bir kısmını da eskizini alıp galerimde bitirdim. 65 yıl başarılarla, bazen hüzünle sükut-u hayalle geçti. Güzel günlerdi. Resim yapmak, objeyle baş başa kalmak, bende güzel anılar bırakıyor” İfadelerini kullandı. Yaşına rağmen yorgun olmadığını ve çalışabildiğini söyleyen Özışık, “86 yaşındayım. Devam edeceğim. Yorgun değilim. Çalışabiliyorum. Günde bazen üç, bazen iki, bazen bir resim, bazen de hiç resim yapmadan dinleniyorum. Resimle güzel günler geçiriyorum. Bir yıl içinde herhalde açamayacağım. Belki bir dahaki yıl açarım. Deniz ve kıyı resimlerini yapmayı çok seviyorum. Bazen kırsal resimler yapmayı seviyorum. Eserlerin tamamı suluboya. Neden suluboya olduğunu soruyorlar. Ben özel hayatımda da biraz suluyum. Mizahı çok severim. Herhalde başarım varsa eğer bunu mizaha da borçluyum” dedi. Açılış davetlilerin sergiyi gezmesiyle devam etti.
Samsun Başkan Kul: “Gazilerimizin rahat bir yaşam sürmeleri için elimizden geleni yapacağız” SAMSUN (İHA) – Samsun’un Terme Belediye Başkanı Şenol Kul, “Gazilerimiz bizim onurumuzdur ve onların rahat bir yaşam sürmeleri için elimizden geleni yapacağız” dedi. Terme’nin Kocaman Mahallesi’nden olan ve Samsun şehir merkezinde ikamet eden Kıbrıs Gazisi Veysel Özkan, sadece yaz aylarında Kocaman Mahallesi’ndeki evinde yaşıyor. Terme Belediye Başkanı Şenol Kul, Kıbrıs Gazisi Veysel Özkan’ın Kocaman Mahallesi’nde bulunan evinde ziyaret ederek, gazilere olan minnet ve şükranlarını ifade etti. Parkinson hastası olan Kıbrıs Gazisi Veysel Özkan, dün evinde geçirdiği bir kaza sonucu yaralandığı için Başkan Kul, geçmiş olsun dileklerini iletti. Kıbrıs Gazisi ve yakınları ile bir süre görüşen Başkan Kul, gazinin talep ve önerilerini dinledi. Sadece yaz aylarında yaşadıkları evle ilgili olarak mevcut sorunların giderilmesi için çalışma başlattıklarını belirten Şenol Kul, “Gazilerimiz bizim onurumuzdur ve onların rahat bir yaşam sürmeleri için elimizden geleni yapacağız. Gazimizin kısa süreli de olsa yaşadığı bu yerle ilgili ne gazimizden ne de yakınlarından belediyemize herhangi bir talep gelmemesine rağmen ekiplerimiz evlerinin bulunduğu bölgede incelemeler yaptı. Gazimizin yaşadığı mahalleye kadar beton yolumuzu daha ilk görev yılımızda yapmıştık. Beton yoldan gazimizin yaşadığı eve kadar 100 metrelik bir stabilize yol var, o yolun durumu da gayet iyi fakat gazimizin evi dik bir yamaca yapıldığı için evlerinin bulunduğu alanda yağışlı günlerde de sorun olmaması adına ekiplerimizin yapacakları incelemenin ardından gerekli çalışmaları yapacağız. Yakın bir zamanda yeniden Samsun şehir merkezinde bulunan evlerine taşınacak olan gazimizi burada kaldığı süreç içinde rahat etmesi için elimizden ne geliyorsa yapacağız” diye konuştu.
Samsun OMÜ Rektörü Prof. Dr. Fatma Aydın oldu Ondokuz Mayıs Üniversitesi’nin (OMÜ) yeni rektörü Prof. Dr. Fatma Aydın oldu. Cumhurbaşkanlığı’nın 2024/335 sayılı kararı yayımlandı. 20 Eylül tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan kararda, “Ondokuz Mayıs Üniversitesi Rektörlüğü’ne 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’nun 13’üncü maddesi ile 3 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin 2’nci, 3’üncü ve 7’nci maddeleri gereğince Prof. Dr. Fatma Aydın atanmıştır” denildi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan imzalı kararla birlikte, 13 Ağustos 2020 tarihinden itibaren Ondokuz Mayıs Üniversitesi Rektörü olarak görev yapan Prof. Dr. Yavuz Ünal’ın yerine Prof. Dr. Fatma Aydın atanmış oldu. Fatma Aydın kimdir? Fatma Aydın, 10 Ocak 1969’da Manisa’da doğdu. Orta ve lise eğitimini İzmir İmam Hatip Lisesi’nde tamamladı. 1994 yılında Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun oldu. Akademik kariyerine Atatürk Üniversitesi Dahiliye Ana Bilim Dalı’nda araştırma görevlisi olarak başladı. Akabinde 1997-2001 yılları arasında Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde Deri ve Zührevi Ana Bilim Dalı’nda uzmanlığını tamamladı. Aynı üniversitenin Tıp Fakültesi Deri ve Zührevi Hastalıkları Ana Bilim Dalı’nda 2007-2013 yılları arasında doçent, 2013 yılından itibaren ise profesör ünvanıyla görevlerine devam etti. Ayrıca, 2014-2015 yıllarında sırasıyla OMÜ Tıp Fakültesi Dekan Yardımcısı, Tıp Fakültesi Dekanı ve 2017-2019 tarihleri arasında OMÜ Turizm Fakültesi Dekanı olarak görev aldı. 2015 tarihinden itibaren Tıp Fakültesi Deri ve Zührevi Hastalıklar Ana Bilim Dalı Başkanı olarak görev yapıyor. Evli olup, Orhun Utku Aydın adında bir oğlu var.