ASAYİŞ - 20 Ekim 2017 Cuma 11:33

Sinema ve dizi oyuncusu Tamer Karadağlı emniyete geldi

A
A
A
Sinema ve dizi oyuncusu Tamer Karadağlı emniyete geldi

Oltalama (fishing) yöntemiyle Türkiye’de 50’ye yakın ünlü ismin sosyal medya hesaplarını ele geçirerek şantajla haksız kazanç sağlayan hacker çetesine mensup 46 şüpheliden 14’ü tutuklandı.

Oltalama (fishing) yöntemiyle Türkiye’de 50’ye yakın ünlü ismin sosyal medya hesaplarını ele geçirerek şantajla haksız kazanç sağlayan hacker çetesine mensup 46 şüpheliden 14’ü tutuklandı. Olayla ilgili ‘mağdurlar’ arasında yer alan ünlü aktör Tamer Karadağlı, emniyete gelerek polise teşekkür etti.


Edinilen bilgiye göre, son dönemlerde bir sosyal medya uygulamasında bulunan takipçi sayısı yüksek fenomen hesapları oltalama yöntemiyle çalarak, şantaj ve tehditle para kopartan hackerlara yönelik operasyon düzenlenmişti. Türkiye’de Tamer Karadağlı, Erdal Özyağcılar, Gamze Özçelik ve Berk Okyay gibi 50’nin üzerinde ünlü simanın sosyal medya hesaplarını da çalan 46 şüpheli gözaltına alınmıştı.


Hacker çetesi ile ilgili İstanbul Emniyet Müdürlüğü Siber Suçlarla Mücadele Şubesi’nin soruşturması devam ediyor. Daha önceki operasyonda gözaltına alınan şüphelilerin sorguları sürerken, 46 kişiden 28’i, emniyetteki işlemlerinin ardından dün adliyeye sevk edildi. Şüphelilerden 14’ü çıkarıldıkları mahkemece tutuklanırken, 14 zanlı ise ‘adli kontrol’ şartı ile serbest bırakıldı.


Çetenin dolandırdığı ünlüler arasında yer alan tiyatro ve sinema sanatçısı aktör Tamer Karadağlı, emniyete gelerek polise teşekkür etti. Siber Suçlarla Mücadele Bürosunda gazetecilere açıklama yapan Karadağlı, çetenin yalnızca kendini değil, onlarca kişiyi ağına düşürdüğünü belirterek, “Bu çete sadece beni değil, onlarca kişiyi ağına düşürdü. Bana bir mesaj geldi. İnstagram’dan mavi tik almak için onaylı hesap olsun diye. Ben de bilinçsiz bir şekilde; halbuki bilinçli olduğuma inanırdım. Ona dokunduğum anda hesabım gitti. Şantaj, tehdit, montajlarız, şunu yaparız, bunu yaparız. Bize para ver diye tehdit, şantaj, her türlü şeye başvurdular. Akşam saatlerinde oldu. Ertesi günü Siber Suçlar’a geldim. Hemen şikayetçi oldum. Buradan söyleyebileceğim tek şey; asla ve kat’a boyun eğmemeleri, hemen siber suçlara gelmelerini tavsiye ediyorum. Çünkü, Siber Suçlar müthiş çalışıyor. Yani çok kısa bir süre içerisinde tespit edildiler. Teknik takip başladı. İki ay gibi bir süre içerisinde hepsi kıskıvrak yakalandı. Müthiş bir ağ. Bir kişi, iki kişi gibi bir şey değil. Baya bu insanlar iş edinmişler. İş adamlarını, oyuncuları, şarkıcıları, kadınları, erkekleri farklı farklı şekilde suçlayabilecek halde organize olmuşlar” şeklinde değerlendirme yaptı.


Şebekenin paralel ve çapraz hesap açtığını ifade eden ünlü aktör, sözlerine şöyle devam etti: “Birinin hesabını çaldıktan sonra biriyle yazışıyormuş gibi yapıyorlar. Resim koyuyorlar bir sürü. Senin hesabından bak böyle yazışmalar yapmışsın diye. Kadınları eskort yerine koyuyorlar. Bir sürü oyuncu hatta gazeteciler de var. Bu şekilde bir şantaja giriyorlar.”


Şebekenin ağına nasıl düştüğünü de anlatan Tamer Karadağlı, “İlk olarak mesaj attılar. Benim tepkim çok net oldu. Ne yapıyorsanız yapın dedim önce. Sonra montaj yaparız, şantaj yaparız, editleriz, basına veririz dediler. Gidin dedim. Nereye verirseniz verin. Ertesi gün siber suçlardaydım. Emniyet güçlerine başvurdum. Bütün vatandaşların yapması gereken bu. Asla ve kat’a böyle bir şey karşısında boyun eğmemeleri hemen güvenlik güçlerine başvurmaları, siber suçlara gelmeleri ve hepsi tek tek yakalanıyor. Bu iş o kadar kolay değil. Benden istedikleri para komik. 2 bin lira istediler. İtibarınızı zedeleriz, şöyle ederiz, böyle ederiz. Kadınlarla yazışma deriz. Her türlü şeye başvuran insanlar bunlar. Ben bunları kan emici vampirlere benzetiyorum. Çok insanı mağdur etmişler. Bir sürü iş adamını, bir sürü oyuncuyu, bir sürü sanatçıyı. Tekrar aynı şeyi söylüyorum. Sanatçı olup zengin, iş adamı olmasına gerek yok. Herhangi bir vatandaşın böyle bir şeyin karşısında derhal siber suçlara gelmesini öneriyorum” dedi.


Karadağlı, açıklamalarının ardında emniyetten ayrıldı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya Özel öğrencilere, kurtarma köpeği eşliğinde terapi Konyaaltı Belediyesi Sivil Savunma Birimi ekipleri HayatPark Otizm Kurs Merkezi ve Bizim Otizm Vakfı’nda eğitim gören özel bireylere hayvan sevgisini aşılamak amacıyla etkinlik düzenledi. Etkinlikte arama kurtarma köpeği Zeyna ile çocuklar keyifli dakikalar geçirdi. Otizm farkındalık ayı kapsamında Konyaaltı Belediyesi Sivil Savunma Birimi ekibi özel bireylere hayvan sevgini aşılamak üzere harekete geçti. Ekipler ilk olarak Bizim Otizm Vakfı’nda, daha sonra da HayatPark Otizm Kurs Merkezi’ndeki özel bireylere arama kurtarma köpeği Zeyna ile birlikte eğitim verdi. HayatPark’ta gerçekleştirilen etkinliğe Konyaaltı Belediye Başkan Yardımcısı Veysel Akyar da katıldı. Hayvan sevgisi kazandırıldı Zeyna ile verilen eğitime özel bireylerin ilgi gösterdiğini açıklayan HayatPark Otizm Kurs Merkezi öğretmenlerinden Ülkü Atalay, “Konyaaltı Belediyesi Sivil Savunma Birimi ekibi, arama kurtarma köpeği Zeyna ile bize kısa bir eğitim gerçekleştirdi. Özel bireylerimiz Zeyna ile vakit geçirmekten çok mutlu oldular. Onunla oyunlar oynadılar. Hayvan sevgisi kazanmaları adına bu etkinliği çok önemsiyoruz.“ dedi. “Amacımız farkındalık ” Konyaaltı Belediyesi Sivil Savunma Uzmanı Sinan Toprak da, nisan ayının otizm farkındalık ayı olması nedeniyle belediyenin arama kurtarma köpeği Zeyna ile birlikte özel bireylere yönelik farkındalık oluşturmak istediklerini söyledi. Toprak, “Arama kurtarma köpeğimiz Zeyna ile otizmli bireylere bir rehabilitasyon faaliyetinde bulunduk. Onlara faydalı ve yararlı olmaya çalıştık. Köpeklerle yapılan terapi ve rehabilitasyonun derslerine olumlu katkısı olsun istedik. Otizmli öğrencilerin hayvan sevgilerini artırmaya çalıştık. Köpek fobilerini de yenmeye çalıştık. Elimizden geldiği kadar da bu tür faaliyetlerde bulunmak istiyoruz“ diye konuştu.
Ankara Yeniden Refah Partisi lideri Erbakan: “Ahlaklı belediyecilikte belediye başkanlığı makamı ticaret değil, ibadet makamıdır” Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, Yeniden Refah Partisi’nin 55 yıllık siyasi geçmişi olduğunu ve geçmişte belediyelerin ’ahlaklı belediyecilik’ anlayışıyla yönetildiğini dile getirerek, “Ahlaklı belediyecilikte belediye başkanlığı makamı ticaret değil, ibadet makamıdır” dedi. Erbakan, bir otelde düzenlenen Yeniden Refah Partisi Belediye Başkanları Toplantısı’na katıldı. Burada konuşan Erbakan, partisinin 31 Mart Mahalli İdareler Genel Seçimlerinde yüzde 6,2 oy alması sonucu üçüncü parti olduğunu kaydederek, “ Bu büyük başarı, hepimizi sevindirdi. Belediye Meclisi seçiminde Türkiye geneli oy ortalamamız yüzde 7’ye ulaştı. Bu sonuçlara göre bir önceki seçime göre oylarını yüzde yüzün üzerinde artırarak 31 Mart seçimlerinin tartışmasız galibi ve zafer kazanan partisi Yeniden Refah Partimiz olmuştur. Yeniden Refah Partimiz, bugün Türkiye siyasetinin parlayan yıldızıdır ve Türkiye siyasetinin en güçlü aktörü ve anahtar partisi konumundadır” değerlendirmesinde bulundu. “31 Mart seçimleri sonucu, Yeniden Refah Partimizin iktidar yürüyüşünün ayak sesleridir” Yerel Seçimlerde partisinin 20 ilde yüzde 10’un, 132 ilçede yüzde 20’nin ve 210 ilçede de yüzde 10’un üzerinde oy aldığını hatırlatan Erbakan, “Yeniden Refah Partisi, belediye başkanlığını kazanmasa bile pek çok bölgede başarı göstermiştir. Milletimiz tercihini milli görüşten ve Yeniden Refah’tan yana kullanmıştır. Bu sonuçlar milli görüşün ikinci kırk yılda yeniden şahlanışı demektir ve Yeniden Refah Partimizin iktidar yürüyüşünün ayak sesleri demektir” açıklamasında bulundu. Yeniden Refah Partisi’nin 55 yıllık siyasi geçmişi olduğunu dile getiren Erbakan, 1989 ve 1994 yıllarında uygulanan milli görüş belediyecilik anlayışı çerçevesinde ortaya konulan ‘ahlaklı belediyecilik’ anlayışını geçmişte Türkiye’ye kazandırdıklarını ve şimdi de aynı anlayışı devam ettireceklerini kaydetti. “Ahlaklı belediyecilikte belediye başkanlığı makamı ticaret değil, ibadet makamıdır” Yeniden Refah Partisi’nden seçilen belediye başkanlarının, başkanlık makamını ticaret makamı olarak değil, ibadet makamı olarak göreceklerini ifade eden Erbakan, “Belediye başkanlığı makamını kendisini ve akrabalarını zengin etmek için kullanılan bir ticaret makamı olarak görmek, rant belediyeciliğinin özelliğidir. Ahlaklı belediyecilikte belediye başkanlığı makamı ticaret değil, ibadet makamıdır” dedi. Konuşmasının sonunda ise partisinin Ahlaklı Belediyecilik Protokolü’nü ilan eden Erbakan, şu maddelere dikkati çekti: “Belediyelerin yönetiminde yolsuzluğa asla müsaade edilmeyecek. Tüm faaliyetlerin şeffaf ve denetlenebilir şekilde yürütülecek. Belediyelerimizin bütün kademelerinde rüşvete kesinlikle geçit verilmeyecek. Belediye harcamalarında israfa son verilecek. Belediye bütçesinden harcama yaparken kendi cebimizden harcama yapmaktan daha hassas davranılacak ve en kısa sürede ‘Denk Bütçe’ gerçekleştirilecek. İhtiyaç fazlası makam araçları alınmayacak. İhtiyaç hasıl olduğunda ülkemizde üretilen binek araçların tercih edilecek. Hali hazırda belediyenin elinde bulunan ve ihtiyaç fazlası durumunda olan araçlar elden çıkartılacak. Çalışmayan yani bankamatik memuru olan kişilerin durumunun tespit edilerek işine son verilecek ve personel istihdamında sadece liyakat esas alınacak, adil davranılacak. Nesillerimizi tehdit eden LGBT projesi ile en etkili şekilde mücadele edilecek, gençlerimizin ve çocuklarımızın bu felaketten korunması için gerekli çalışmalar yürütülecek. Sokak hayvanlarının mümkün olduğu kadar sahiplendirilmesi, sahiplenilmeyen ve tehlike arz eden hayvanların oluşturulacak en yüksek standartlı barınaklarda veterinerler gözetiminde hayatlarına devam etmelerinin sağlanacak. Böylelikle kamu düzeninin ve kamu sağlığı da koruma altına alınmış olacak.”
İstanbul 59. Cumhurbaşkanlığı Bisiklet Turu’nu Frank van den Broek kazandı 59. Cumhurbaşkanlığı Bisiklet Turu’nu Dsm-Firmenich PostNL sporcusu Frank van den Broek kazandı ve 2024’ün şampiyonu olarak Turkuaz Mayo’nun ebedi sahibi oldu. TUR’un İstanbul etabına hava muhalefeti engel oldu. Cumhurbaşkanlığı himayelerinde, Gençlik ve Spor Bakanlığının destekleriyle Türkiye Bisiklet Federasyonu tarafından bu yıl 59. kez gerçekleştirilen Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turu tamamlandı. Organizasyonun 8. ve son etabı olan İstanbul - İstanbul etabında yağmurlu hava etkili oldu. Yağış sonrası yolların kaygan olması sebebiyle 8. etap nötralize edildi. Bisikletçiler yarış dışı olarak İstanbul’da tur atıp etabı tamamladı. Yarışın genel şampiyonu, Yeşil Mayo, Kırmızı Mayo ve Beyaz Mayo sahipleri dünkü sonuçlar geçerli olmak üzere tescil edildi. Geçtiğimiz pazar günü Antalya - Antalya etabı ile start alan ve 8 gün boyunca 1.188 kilometre yol kat eden bisikletçilerin bu yoğun mücadelesi İstanbul’da noktalandı. Tur’u DSM-Firmenich Takımı’ndan Hollandalı Frank Van Den Broek kazandı ve 2024’ün şampiyonu olarak Turkuaz Mayo’nun ebedi sahibi oldu. İkinciliği Terengganu Takımı’ndan Kudus Merhavi, üçüncülüğü de Polti Kometa Takımı’ndan Paul Double kazandı. Beyaz ve Kırmızı Mayoları da Bike Aid sporcusu Vinzent Dorn elde etti. Sprint Mayo’sunu ise yine DSM-Firmenich Takımı’ndan Tobias Andresen elde etti. Takım halinde şampiyonluğu da Q36.5 Pro Cycling aldı. Son etap nötralize edildi Sporcuların güvenliği ön planda olduğu için herhangi bir olumsuzluk yaşanmaması adına bugünkü yarış nötralize şekilde devam etti. Bisikletçiler, pelotonun önünde TUR’un mayolarını taşıyan liderlerin ardında, yine planlanan güzergahta, Caddebostan Sahili’nde 5 yerine 1 tur atarak Sultanahmet Meydanı’nda parkuru tamamladı. Bu etaptaki para ödülü bir hayır kurumuna bağışlanacak. Beşiktaş Meydanı’ndan saat 11.00’de yola çıkan bisikletçiler saat 13.10 civarında Sultanahmet Meydanı’nda olurken, finiş noktasını 4 formanın liderleri birlikte geçti.