ASAYİŞ - 17 Aralık 2017 Pazar 13:59

Sarıyer’de “ölüm boşluğu” cana mal oldu

A
A
A
Sarıyer’de “ölüm boşluğu” cana mal oldu

Sarıyer’de otomobilden indiği esnada kaldırım ile apartman arasındaki boşluğa yaklaşık 5 metre yükseklikten kafa üstü düşen 69 yaşındaki Ahmet Sefa Erpek, feci şekilde hayatını kaybetti.

Sarıyer’de otomobilden indiği esnada kaldırım ile apartman arasındaki boşluğa yaklaşık 5 metre yükseklikten kafa üstü düşen 69 yaşındaki Ahmet Sefa Erpek, feci şekilde hayatını kaybetti. Olay sonrası Sarıyer Belediyesine tepki gösteren Erpek’in torunu Utku Eral, “Bu ihmal cana mal oldu. Bu durumun bundan sonra ailelerin canını acıtmaması lazım. Bunlar için artık empati kurulması lazım. Canlar gitmeden, yanmadan bu ihmaller önlenmelidir” dedi.


Olay, dün saat 11.10 sıralarında Sarıyer Bahçeköy Leylak Sokak üzerinde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, göz tansiyonu hastası olan 69 yaşındaki Ahmet Sefa Erpek, kızı ve oğlu ile otomobile binerek sabah saatlerinde kontrol için hastaneye gitti. Kontrolün ardından hastaneden eve dönen Erpek, oğlunun park ettiği araçtan inmek istedi. Kaldırıma adım atan Erpek, o esnada iddiaya göre şiddetli fırtına nedeniyle dengesini kaybederek, apartman ile kaldırım arasındaki boşluğa düştü. İhbar üzerine olay yerine polis, sağlık ve itfaiye ekipleri sevk edildi. Olay yerine gelen itfaiye ekipleri, yaşlı adamı düştüğü yerden halat yardımıyla yola çıkarttı. Ardından sağlık ekipleri, Erpek üzerinde yaptığı tetkikler sonucunda hayatını kaybettiğini belirledi. Bunun üzerine polis ekipleri, olayın yaşandığı yere şerit çekerek incelemelerde bulundu.



Belediyenin “ölüm boşluğu” can aldı


Öte yandan, yaşlı adamın düştüğü yerdeki kaldırım ile boşluk arasında herhangi bir önlem alınmadığını gören mahalleli duruma adeta isyan etti. Kaldırım ile apartman boşluğu arasında yaklaşık 30 santimetre uzunluğundaki duvardan başka önlem olmaması dikkat çekti. Ölüm boşluğu olarak adlandırılabilecek bu yere iddiaya göre Sarıyer Belediyesi’nin korkuluk veya bariyer gibi önlemler almaması sonucu meydana gelen tedbirsizlik, yaşlı bir adamın canına mal oldu. Sokak üzerinde çocukların da oyun oynadığını, onların da bu boşluğa düşebileceğini ifade eden mahalleli, durumun acilen düzeltilmesi gerektiğini söyledi.



“Bu ihmal canına mal oldu”


Duruma tepki gösteren Erpek’in torunu Utku Eral, “Bir çığlıktan yataktan uyandım. Aşağıya doğru koştuğumda acı olayla karşı karşıya kaldım. Ben evdeydim, o esnada dedemin yanında dayım ve teyzem vardı. Arabadan iniyorlardı, tabi buradaki ihmal nedeniyle düşmüş bulundu. Bu ihmalleri görmezlikten geldiğimiz sürede çok fazla acı yaşayacağız. Sarıyer Belediyesine ait diye düşünüyorum. Bir acı olmadan bu işler hallolmuyor. Yapacak bir şey yok, hayat acılarla dolu. Göz tansiyonu ile ilgili sorunu vardı hastaneden geliyordu. 1 hafta sonra da ameliyat olacaktı. Bu ihmal canına mal oldu. Bu durumun bundan sonra ailelerin canını acıtmaması lazım. Bunlar için artık empati kurulması lazım. Canlar gitmeden, yanmadan bu ihmaller önlenmelidir” dedi.


Öte yandan, olayın ardından ceset torbası içinde cenaze aracına koyularak Adli Tıp Kurumu morguna kaldırılan Erpek’in cenazesinin yarın Ankara’nın Çubuk ilçesinde toprağa verileceği öğrenildi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Zonguldak Enkazdan sağ çıkan Hediye hayırseverlerin desteğiyle dünyaevine girdi Hatay’da yaşanan depremde enkazdan beş gün sonra sağ kurtulan 21 yaşındaki Hediye Demirkol, nişanlısı ile ertelediği düğününü hayırseverlerin de desteğiyle Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli ilçesinde gerçekleştirdi. Hatay’da yaşayan 21 yaşındaki Hediye Demirkol, nişanlısı Muhammet Yıldız ile birlikte düğün hazırlıkları yaparken 6 Şubat 2023’te yaşanan depremlerde annesi ve kardeşi ile enkaz altında kaldı. Deprem sonrası enkazın arasında nişanlısını arayan Muhammet Yıldız, günlerce umudunu kaybetmeden molozların arasında Hediye Demirkol’dan bir iz aradı. Ekiplerin çalışmaları sonucu beş gün sonra enkazdan sağ kurtulan Hediye Demirkol’un kolu ampute edildi. Enkazda annesini kaybeden ve kardeşinin de iki ayağı ampute edilen Hediye Demirkol, sevk edildiği Adana’da tedavisinin tamamlanmasının ardından kardeşiyle birlikte Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli ilçesine taşındı. Türk Kızılay Şubesi ve hayırseverlerin de desteğiyle bir eve yerleştirilen Hediye Demirkol, Şube Başkanı Kürşat Yağız’a deprem nedeniyle ertelenen düğün planından bahsetti. Çiftin hayalini gerçekleştirmek isteyen Kızılay, düğün için hazırlık başlattı. Davul zurna eşliğinde gelin alma adetinin yerine getirilmesiyle birlikte çeyizler de eve taşındı. Yapılan duaların ardından konvoy halinde Gülüç Belediyesi Düğün Salonu’na gelen çift, burada dünyaevine girdi. “Evlilik sürecimiz depremden sonra çok farklı boyuta geldi” Hayırseverler ve sevenleri genç çifti düğünde yalnız bırakmadı. Dört senelik nişanlılık süreci sonrası düğün hazırlığı yaptıkları sırada depremin olduğunu anlatan Hediye Demirkol, “Birbirimizi görüp tanıştık. Uzun bir hikayemiz var. Zamanla konuşa konuşa ileriye dönük sürecimiz başladı. Söz takıp nişanlandık. Yaklaşık dört senedir birlikteyiz. Deprem bizim dönüm noktamız oldu. Önceleri evlilik sürecini düşünüyorduk ama depremden sonra çok farklı boyuta geldi. Birbirimizden kopamadığımızı o zaman anladık. Düğünü erteledik. Deprem olmasaydı geçen yaz düğün olacaktı. Tedavi süreçleri oldu" dedi. Karadeniz Ereğli’ye geldiklerinde nikah yaparak dünyaevine girmeyi planladıklarını ve Kızılay’ın desteğiyle düğün yaptıklarını anlatan Demirkol, “Bu şekilde bize güzel bir düğün organize ettiler. Hatay’dan Karadeniz Ereğli’ye geldik. Orada hiçbir şeyimiz kalmadı. Buradaki güzel insanlarla tanışma sürecimiz oldu. Birçok insanla tanıştık. Sağ olsunlar hiçbir zaman desteklerini ayırmadılar” diye konuştu. “Küs öleceğimizi bilmek beni kahretti” Depremin kendileri için dönüm noktası olduğunu söyleyen Muhammet Yıldız ise, “İnsan sevdiğinden asla kopamaz. Depremin olduğu gün kendisiyle küstük. Öleceğine değil de küs öleceğimize çok üzüldüm. Sürekli bunu düşünüyordum, kahroldum. Neden kavga ettiğimizi düşündüm. Demek ki iki günlük dünyaymış, kavga etmeye hiç gerek yokmuş” dedi. İlk depremin yaşanmasında bir saat sonra nişanlısının evinin enkazının başına geldiğini anlatan Yıldız, “Enkazdan araçlar geçemiyordu. Yakınlarında bir tane park vardı. İnsanlar ateş yakmış duruyordu. Bir umut oradadır diye kendisini, annesini ve küçük kardeşini aradım. Kimseyi bulamadım. Enkaz başında gördüğüm tablo her şeyi anlamama yetti. Oradan birisinin çıkması imkansız gibi bir şeydi. Arkadaşlarım da bunu söylüyordu. İlk başta Hediye’nin ölmediğini söylüyordum. Boşuna ümitlenmememi ve durumu kabullenmemi söylediler. Sonuna kadar Hediye’nin yaşadığını düşünüyor ve inanıyordum. Sonra Hediye’nin sesini duyduk ve yaşadığını öğrendik” ifadelerini kullandı.