SAĞLIK - 14 Mart 2018 Çarşamba 12:03

Hızlı ve sağlıklı kilo vermenin 6 pratik yolu

A
A
A
Hızlı ve sağlıklı kilo vermenin 6 pratik yolu

Diyetisyen ve Yaşam Koçu Tuğba Yaprak, hızlı ve sağlıklı kilo vermenin 6 pratik yolunu açıkladı.

Diyetisyen ve Yaşam Koçu Tuğba Yaprak, hızlı ve sağlıklı kilo vermenin 6 pratik yolunu açıkladı.


Diyetisyen ve Yaşam Koçu Tuğba Yaprak, “Günümüzde kilo vermek, etrafta dolaşan bilgi kirliliği ile oldukça kafa karıştırmış durumdadır. Kişiler hızlı kilo verme uğruna duyduğu birçok alternatifi denemekte ve bilinçsiz denemeler maalesef kötü sonuçlara mal olmaktadır. Hem hızlı hem de sağlıklı bir kilo verme süreci için sizlere dikkat edilmesi gereken 6 püf noktadan bahsedeceğiz. Zayıf ve fit bir görünüm sadece yediğimiz yemeklerle değil bunun yanında oluşturduğumuz yaşam tarzımızla bütünleşmektedir” dedi.


Hızlı ve sağlıklı kilo vermenin pratik yollarını anlatan Diyetisyen Yaprak, “İlk olarak güne zinde başlamanın en etkili yolu kahvaltı. Kahvaltı, akşam yatmadan önce yaptığımız son öğünden sonra metabolizmayı yeniden tetikleyeceğimiz ilk öğündür. Sağlıklı kilo vermenin ilk altın kuralı sabahları yapılacak iyi bir kahvaltıdır. Akşamdan sabaha kadar geçen sürede metabolizma gün içerisinde alınan tüm besin maddelerini vücutta kullanılabilir hale getirir. Vücut tekrar enerji sağlayabilmek için yeni besin maddelerine gereksinim duyar. Kahvaltı yaparak güne başlamak, konsantrasyonu ve gün içerisindeki performansın verimliliğini artırır. Diğer öğünlere kadar iştah kontrolü sağlar. Böylece öğünler arasında da gereksiz kalori alımlarını azaltır. Ayaküstü geçiştirilen atıştırmalıklar kahvaltının yerini tutmayacağı gibi aynı etkiyi de göstermez. Kişinin gün içerisinde gereksiz kalori alımına da sebep olur. Bireye özgü hazırlanmış bir kahvaltı tabağı sağlıklı kilo vermek için dikkat edilmesi gereken ilk adımdır” dedi.


İkincisinin ara öğünler olduğunu ifade eden Yaprak, “3 ana öğün arasına kişiye göre sayısını değiştirerek açlığı bastıracak şekilde uygun besinleri içeren küçük öğünlerdir. Ara öğünlerin amacı; ana öğünler arasında aşırı acıkmayı geciktirerek kan şekerini dengede tutmaktır. Bir sonraki öğün için kontrolsüz yemek yenmesinin önüne geçer. Ara öğün yapan bireylerde metabolizma sıklıkla harekete geçecek böylece zayıflama sürecini hızlandıracaktır. Ara öğünler için tüketilecek besinler büyük önem taşır. Ana öğünlerden sonra 2 veya 3 saat içerisinde tüketilmesi önerilir. Tüketilecek besinler lifli, vitamin ve mineral yönünden zengin olmalıdır. Midede tokluk süresini uzatarak, bağırsak sistemi için düzenleyici görev görür. Porsiyon kontrolü iyi yapılmalıdır. Ara öğün olarak nitelendirildiğinden bir ana öğün standardında olmamalıdır. 100-200 kalori arasında değişebilecek atıştırmalıklardan oluşmalıdır. Ara öğünler kişiye göre ve günlere göre değiştirilerek çeşitlilik sağlanmalıdır. Kuru meyveler, kuru yemişler, kepekli ve tahıllı bisküvi türevleri, light yoğurt ve süt ürünleri porsiyon kontrolü yaparak tercih edilebilecek sağlıklı alternatiflerdir” diye konuştu.


Düzenli uykunun da önemli olduğunu vurgulayan Yaprak, “Gece geç saatlere kadar uyumayan kişiler akşam yemeğinden sonra süre uzadığı için acıkır ve yemek yeme gereksinimi duyarlar. Yatma saatini düzenlemeyen kişiler uyumaya yakın yüksek kalorili yiyecekler tüketerek vücutta yağ depolanmasına neden olurlar. Uyku sırasında vücudun salgıladığı birtakım hormonlar vardır. Bu hormonlar vücut için antioksidan, bağışıklık sistemi için güçlendirici, kan şekeri için dengeleyici etki gösterir. Düzensiz uyku saatleri bu hormonların da işlevini yerine getirememesine neden olur” dedi.


Hızlı ve sağlıklı kilo vermede gün içerisinde tüketilen su miktarının da önemli olduğunu belirten Yaprak, “Su, sağlıklı bir yaşam için günlük 2-2,5 litre tüketilmesi elzem bir sıvıdır. Zayıflama sürecinde sadece yenilen besinler değil aynı zamanda metabolizmanın performansını arttıracak şeyler yapılması da önemlidir. Günlük yeteri kadar alınan su, metabolizma hızını arttırarak, yağ yakımına yardımcı olur. Dokulara oksijen salınımını sağlar. Her şeyin fazlasının zararı olacağı gibi fazla tüketilen su miktarı da fayda göstermeyecektir. Ciddi sağlık problemlerine neden olabilir. Hatta zehirlenmeye yol açabilir. Böbreklerin çalışması, sindirim sistemini düzenlenmesi, alınan besinlerin emilimi, vücut ısısının dengelenmesi, toksinlerin vücuttan uzaklaştırılması, bağırsak hareketlerinin düzenlenmesi için önerilen miktardaki su tüketimi sadece zayıflamak için değil sağlık açısından da büyük önem taşır” şeklinde konuştu.


Haftada 3-4 kez yarım saatlik düzenli yapılacak egzersizlerin vücut kas kitlesini koruyarak kilo kontrolü sağladığını söyleyen Yaprak, “Egzersiz veya spor yapmaya vakit bulamayan bireyler ise gündelik işlerini daha aktif hale getirerek fiziksel aktivite düzeylerini arttırabilirler. Örneğin, asansör yerine merdiven kullanmak, gideceğiniz yerden bir durak önce inmek, mümkünse araba yerine bisiklet kullanmak, bahçe işleriyle uğraşmak, çocukların aktivitelerine eşlik etmek gündelik hayatta basit ama etkili sonuçlar yaratabilir. Bölgesel olarak problem çözmeye yönelik çeşitli hareketler de mevcuttur. Göbek ve karın bölgesi için ters crunch, destekli crunch egzersizleri, oryantal dans; basen ve kalça bölgesi için bisiklet egzersizi, kalça kaldırma hareketi, plank, leg drops, dumbbell squat, chair pose, flutter kicks egzersizleri önerilir” dedi.


Günlük alınan kalori miktarı ve besin günlüğünün önemini anlatan Yaprak, “Zayıflama durumunun gerçekleşebilmesi için günlük alınan kalori miktarının harcanan kalori miktarından az olması gerekmektedir. Kişinin bu miktarları saptayabilmesi ve kontrol edebilmesi için de günlük besin tüketim kaydı tutması önerilir. Yapılan yanlışları, öğünlerdeki besin dağılımını eksik veya fazla olarak somut şekilde görülmesini sağlar. Bu alışkanlık sizin süreci devam ettirirken bilinçli olmanızı sağlar ve motivasyonunuzu arttırır. Günlük alınan kalori miktarı genelleştirilip bir standarda bağlanamaz. Çünkü her kişinin metabolizma hızı, günlük aktivite düzeyi, genel sağlık durumu aynı değildir. Bu nedenle alınan kalori miktarı bireye özgü ayarlanmalıdır” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ordu ’Üretici dostu’ belediye Geçen 5 yılda piyasa değeri 76 milyon lira olan 3 milyonu aşkın yazlık ve kışlık fideyi üreticilere dağıtan Ordu Büyükşehir Belediyesi, bu kez piyasa değeri 4 milyon lira olan 300 bin adet yazlık fideyi üreticilere ulaştıracak. Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Mehmet Hilmi Güler’in 5 yıl önce ‘Kendi Kendine Yeten Şehir’ sloganıyla başlattığı tarımsal destekler hız kesmeden sürüyor. Hayvancılık, besicilik, süt ürünleri, seracılık, sebze yetiştiriciliği gibi alanlarda 5 yılda yaklaşık 53 bin üreticiye tarımsal destek sağlayan Ordu Büyükşehir Belediyesi, kendi seralarında ürettiği fideleri üreticiyle buluşturmaya devam ediyor. 300 bir yazlık fide Gülyalı Turnasuyu mevkiinde kendi tesislerinde yetiştirdiği domates, biber, patlıcan ve hıyar fideleri olmak üzere toplam 300 bin adet yazlık fide ilçe ziraat odaları vasıtasıyla üreticilere dağıtılacak. Dağıtımı yapılacak olan fidelerin yetiştirildiği Ordu Büyükşehir Belediyesi seralarında ilçe ziraat odalarının başkanları ile bir araya gelen Başkan Güler, Ordu’da tarımsal alanda çok önemli çalışmalara imza attıklarını söyledi. Hedef: Kendi Kendine Yeten Ordu Hedeflerinin ‘Kendi kendine yeten bir Ordu’ oluşturmak olduğunu vurgulayan Başkan Güler, “Kendi seralarımızda 300 bin fide yetiştirdik. Bunu 3’te 1 maliyetine ürettik. Şimdi de bu ürettiğimiz fideleri ziraat odaları aracılığı ile dağıtıyoruz. Biz bu çalışmalarla kendi üretimimizi yapalım ve dışa bağımlılığı azaltarak ‘Doğduğu yerde doyan bir kent’ ve ‘Kendi kendine yeten bir Ordu’ oluşturalım istiyoruz. Ben bu fidelerin yetiştirilmesinden dağıtımına kadar emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” dedi. Ziraat Odası Başkanları: Başkan Güler üretici dostu Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Yönetim Kurulu Üyesi ve Perşembe Ziraat Odası Başkanı Arslan Soydan, Büyükşehir Belediyesinin tarıma verdiği destekleri yakından takip ettiklerini belirtti. Soydan, “Sayın Başkanımızın ziraat odaları ile iş birliği içerisinde olması bizi mutlu etmiştir. Ziraat odaları olarak bizler çiftçi temsilcileriyiz. Büyükşehir Belediyemizin bu çalışması tüm çiftçilerimiz açısından memnuniyet vericidir. Bizler ziraat odaları olarak Ordu Büyükşehir Belediye Başkanımıza çok teşekkür ediyoruz” diye konuştu. Altınordu Ziraat Odası Başkanı Atakan Akça, Akkuş Ziraat Odası Başkanı Ahmet Kaya, Fatsa Ziraat Odası Başkanı Haydar Gürsu, Ünye Ziraat Odası Başkanı Osman Sarıkahraman, İkizce Ziraat Odası Başkanı Atilla Kaynar ve Kabadüz Ziraat Odası Başkanı Mustafa Kemal Baş ise yaptıkları açıklamalarda 5 yıl boyunca tarım ve üreticiye verdiği desteklerden dolayı minnettar olduklarını dile getirdiler.
Sivas Dünyada eşi benzeri yok, 9 yıllık hasret son buluyor Sivas’ta UNESCO tarafından Türkiye’de koruma altına alınan ilk eser olan Divriği Ulu Camii ve Darüşşifası’nda tarihinin en kapsamlı gerçekleştirilen restorasyon çalışmaları tamamlandı. Avrupalı bilim adamlarınca "Anadolu’nun El Hamrası" olarak nitelendirilen Divriği Ulu Camii ve Darüşşifası’nın açılışı pazartesi günü gerçekleştirilecek. Sivas’ın Divriği ilçesinde 1228 tarihinde Anadolu Selçukluları zamanında Selçuklulara bağlı Mengücekli Beyliği döneminde Mengücek şahı Süleyman Şah’ın oğlu Ahmet Şah ve eşi Melike Turan Hanım tarafından yaptırılan Divriği Ulu Camii ve Darüşşifası’nın dünyada benzeri bulunmuyor. "Anadolu’nun Elhamrası" olarak da bilinen bu cami, UNESCO tarafından Türkiye’de koruma altına alınan ilk eser olma özelliği taşıyor. Divriği Ulu Camii ve Darüşşifası yaklaşık 800 yıldır heybetini korurken üzerinde işli birbirinden farklı 10 bin motifle kendine hayran bırakıyor. Yerli ve yabancı turistlerin uğrak mekanı, Anadolu erken dönem mimarisinin seçkin örneklerinden Divriği Ulu Camii ve Darüşşifası, taş bezemeleri, 3 boyutlu geometrik stilleri, mimari özellikleri ve manevi havasıyla "şaheser" olarak nitelendiriliyor. Evliya Çelebi’nin, "Methinde diller kısır, kalem kırıktır" sözleriyle anlattığı Divriği Ulu Camii ve Darüşşifası, pazartesi günü gerçekleştirilecek açılış töreniyle ziyarete ve ibadete açılacak. 2015 yılında başlatılan ve tarihinin en kapsamlı restorasyonu yapılan Divriği Ulu Camii’de son derece titiz ve kapsamlı 9 yıllık bir restorasyon çalışmaları yürütüldü. Anadolu taş işçiliğinin zirve yaptığı 800 yıllık muhteşem eser tekrar ibadete açılıyor. "Denge sütunu tekrar işlevsel hale geldi" Restorasyon kapsamında darüşşifadaki havuz tekrar hayata geçirildi. Uzun yıllar önce zarar gören ve yapının statik olarak dengede olduğunu gösteren, ‘Denge Sütunu’ ise tekrar işlevsel hale getirildi. Çalışmalar kapsamında 10 bin metrekare yeşil alan, 6 bin 370 metrekare sert zemin yapıldı. 170 dönümlük arazi kamulaştırılarak çevresinde de peyzaj çalışmaları gerçekleştirildi. Proje kapsamında; yürüyüş yolları, oturma ve seyir alanları, çevre aydınlatması, geniş çim alanlar ve iklime uygun bitkilendirme çalışmaları yapıldı. Cumhurbaşkanı açılışa uzaktan bağlanacak Divriği Ulu Camii ve Darüşşifası, 6 Mayıs Pazartesi günü Vakıflar Genel Müdürlüğünün ‘Vakıf Haftası Kutlama Programı’ kapsamında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da uzaktan bağlantısı ile saat 13.00’te toplu açılış töreni kapsamında hizmete açılacak. “Tüm vatandaşlarımızı bu tarihi ana şahitlik etmeye ve açılışımıza davet ediyorum” Sivas Valisi Yılmaz Şimşek, açılış öncesi Divriği ilçesini ziyaret ederek yapılan son çalışmalar hakkında bilgi aldı. Divriği Ulu Camii ve Darüşşifası’nın açılışına vatandaşları davet eden Vali Şimşek, "6 Mayıs Pazartesi günü uzun bir aradan sonra bu camimizde öğlen namazı kılınacak ve akabinde de saat 13.00’te Sayın Cumhurbaşkanımızın video konferans yöntemiyle katılımıyla bu caminin ve darüşşifanın açılışı gerçekleştirilecek. Tüm vatandaşlarımızı bu tarihi ana şahitlik etmeye ve açılışımıza davet ediyorum" dedi.
İzmir Tunus ile iş birliği fırsatları İZTO’da değerlendirildi İzmir ile Tunus arasındaki iş birliği fırsatlarının değerlendirildiği toplantıda konuşan İzmir Ticaret Odası (İZTO) Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener, Avrupa Birliği tarafından yürütülen, Akdeniz limanlarında Akdeniz Dijital Inovasyon Merkezlerinin kurulmasını hedefleyen proje kapsamında, İzmir Alsancak Limanı ve Tunus Goulette Limanının yer almasının, iki ülke arasında kruvaziyer turizmi, ekonomi ve kültürel konulara ilişkin bağları daha da güçlendireceğini belirtti. İzmir Ticaret Odasında düzenlenen Tunus Cumhuriyeti ülke tanıtım toplantısı; İzmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener, Tunus Cumhuriyeti Ankara Büyükelçisi Ahmed Ben Sghaier ile Tunus Cumhuriyeti İzmir Fahri Konsolosu Sabuhi Attar’ın açılış konuşmalarıyla başladı. Toplantıya, İzmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu Üyeleri Abdullah Salkım, Mehmet Şahin Çakan, Serdar Gökhan Arıkan, İzmir Ticaret Odası Meclis Başkan Yardımcıları Mehmet Tahir Özdemir ve Nevzat Artkıy, katip üyesi Ali Yaramışlı, meclis ve komite üyeleri katıldı. Konuşmasında Tunus’un dün olduğu gibi bugün de İzmir’in geleneksel ticaret partnerlerinin başında geldiğini ifade eden İzmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener, “Yabancı yatırımların, ülkemiz ve kentimiz ekonomisinin kalkınmasında büyük önem taşıdığını görüyoruz. Türkiye’de 2023 yılı itibariyle 221 adet Tunus sermayeli ?rma faaliyet göstermekte. Ülkemiz-Tunus ticari ilişkilerinin güçlendirilmesi, kentimiz ticaretine de pozitif yansıyor. Bildiğiniz üzere İzmir, net ihracatçı bir şehir konumunda. Tunus’a 87 milyon dolar ihracat gerçekleştirirken 20 milyon dolara yakın ithalat ile 67 milyon doları aşkın bir ticaret fazlasına sahibiz. Ülkemizden Tunus’a yapılan toplam ihracatın yüzde 7’sini İzmir gerçekleştiriyor” dedi. Özgener, Tunus ile iş birliği önerilerini sıraladı Tunus ile ihracat kalemlerinin çeşitlendirilmesi gerektiğini vurgulayan Özgener, Akdeniz havzasındaki aşırı ısınmayı önlemek ve bölgenin artan enerji ihtiyacını karşılamak amacıyla Tunus ile birçok ortak projenin hayata geçirebileceği vurguladı. Özgener sözlerini şöyle sürdürdü: “Akdeniz’deki tüm paydaşları bir araya getirecek, yenilenebilir enerji projeleri ile çevre koruma, temiz su temini ve yeşil altyapı gibi alanlarda bilgi ve teknoloji paylaşımı sağlayacak Akdeniz’de Sürdürülebilirlik Sempozyumunu kentimizde düzenleyebiliriz. Tunus’un tarım potansiyeli ile İzmir’in ileri teknoloji uygulamalarıyla birleşen üretim deneyimini içeren ortaklıklar kurabileceğimize inanıyoruz. Yanı sıra; odamız ve Tunus Ticaret ve Sanayi Odaları Avrupa Birliği tarafından sürdürülen INTERREG NEXT MED Programı kapsamında bir projede yer alıyor. Akdeniz limanlarında Akdeniz Dijital Inovasyon Merkezlerinin kurulmasını hedefleyen proje kapsamında İzmir Alsancak Limanı ve Tunus Goulette Limanı’nın iştirakçi olarak yer almasının her iki ülke arasında kruvaziyer turizmi, ekonomi ve kültürel konulara ilişkin bağları daha da güçlendireceği kanaatindeyiz.” Tunus Ankara Büyükelçisi Ahmed Ben Sghaier, toplantıda gerçekleştirdiği bilgilendirme sunumunda, Tunus’un Avrupa, Afrika ve Orta Doğu arasında köprü niteliğine sahip stratejik bir pozisyonda bulunduğunu vurguladı. Ülkede bulunan; 9 uluslararası havalimanı, 7 ticari liman, 2 bin kilometrenin üzerinde demir yolu hattının güçlü bir lojistik altyapı sunduğunu belirten Sghaier, Tunus’un Kuzey Afrika bölgesinde yetenek rekabeti, girişimcilik ekosistemi, yenilik, rekabetçi endüstriyel performans, bilgi ve iletişim teknolojileri geliştirme, e-ticarete geçiş alanlarında ilk sırada yer aldığını; ayrıca çok verimli topraklara sahip olduğunu söyledi. Sghaier konuşmasında şunları kaydetti: “Tunus ve Türkiye iki kardeş ülke ve halkları arasındaki tarihi bağlar, kültür ve medeniyet ortaklıkları, güçlü iş birliği ilişkilerinin kurulması için sağlam temel ve uygun zemin teşkil ediyor, özellikle de zengin ve çeşitli yasal çerçeveye dayanan ekonomik alanlarda. Kuşkusuz ülkelerimizin sahip oldukları muazzam imkânlar, her iki taraf için de kazan-kazan ortaklığı çerçevesinde bu ilişkileri güçlendirmek ve tabanını genişletmek için bizleri birlikte daha fazla çalışmaya motive ediyor.”