Kadıköy Yoğurtçu Parkı’nda hafriyat kamyonunun çarpması sonucu hayatını kaybeden üniversite öğrencisi Şule İdil Dere’nin ölümüne ilişkin davada kamyon şoförü, “Maktülün üzerinden geçmedim, üzerinden geçseydim kırılmadık kemiği kalmazdı” dedi.
Kadıköy Yoğurtçu Parkı’nda hafriyat kamyonunun çarpması sonucu hayatını kaybeden üniversite öğrencisi Şule İdil Dere’nin ölümüne ilişkin 7 sanığın, “taksirle ölüme neden olma” suçundan 6’şar yıla kadar hapis istemiyle yargılanmasına devam edildi.
Anadolu 57’inci Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya tutuksuz sanıklar kamyon şoförü Mümin Kılıç ile İbrahim Ruhi Kelleci, Saffet Altındağ, Zafer Karasaçlı, Teyfur Bingöl, Kamil Celal Yıldırım ve Ergun Ata katılırken taraf avukatları da salonda hazır bulundu. Kazada hayatını kaybeden Şule İdil Dere’nin annesi Nesrin Aslan ve babası Berdan Dere ile yakınları da duruşmaya katıldı.
“Çalışma alanında geri geri gitmek zorundaydık”
Duruşmada tanık olarak dinlenen Mustafa Aslan, İSTAÇ A.Ş.’de 8 yıldır kamyon şoförü olarak çalıştığını belirterek, "Ben de kazanın olduğu Kurbağalıdere ıslah çalışmasında görev yapıyordum. Biz yerin müsait olmaması nedeniyle çalışma yapılan alana geri geri gitmek zorundaydık, kazanın olduğu yere geri geri giderek yükümüzü yüklüyorduk, devamında aynı güzergahtan bu kez düz bir şekilde çıkış yapıyorduk. Çalışma yapılan alanda başka bir alternatif güzergah yoktu” dedi.
“Yolun kenarına güvenlik şeridi çekilmişti”
Çalışma öncesinde yolun kenarlarına güvenlik şeridi çekildiğini belirten Aslan, “Ayrıca büyük dubalar da konulmuştu. Çoğu kez bu şeritler orada bulunanlar tarafından koparılıyordu. Ayrıca araçların giriş yaptığı noktada ‘yaya girişi yasaktır, çalışma vardır’ tabelası vardı” ifadelerini kullandı.
İdil ailesinin avukatından görevsizlik talebi
Şule İdil Dere’nin ailesinin avukatları dosyada görevsizlik kararı ile Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilmesini istedi. Sanık avukatlarından Rıza Saka, davanın kamu hizmetlerini başarıyla yürüten İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne karşı kan davasına dönüştürüldüğünü belirterek, “Dosyanın Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilmesine ilişkin reddine karar verilmesini istiyoruz” dedi.
Bunun üzerine müşteki avukatı Murat Özveri söz alarak, kendilerinin dosyanın kapsamı dışında hiçbir beyanları bulunmadığını, siyasi bir söylemlerinin olmadığını söyledi.
Tutuksuz sanık Mümin Kılıç, maktülü tanımadığını kaydederek, “Kimseye kasten bir eylemde bulunmadım. Maktulün üzerinden geçmedim. 16 tonluk bir araç bu. Üzerinden geçseydim kırılmadık kemiği kalmazdı" demesi üzerine, salonda izleyiciler Kılıç’a tepki gösterdi.
Mahkeme, müşteki avukatlarının dosyanın Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmesi yönündeki talebini reddetti, duruşma ertelendi.
İddianameden
Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, 13 Mayıs 2016 tarihinde Şule İdil Dere’nin Kadıköy’de bulunan Yoğurtçu Parkı ile Kurbağalıdere arasında kalan yaya yolunda yürüdüğü sırada Kurbağalıdere ıslah çalışması nedeniyle Mümin Kılıç’nın kullandığı hafriyat kamyonunun geri manevra yapması neticesinde kamyonun altında kalarak hayatını kaybettiği anlatılmıştı.
İddianamede, ıslah çalışmasının İstanbul Büyükşehir Belediyesi Deniz Hizmetleri Müdürlüğü tarafından yüklenici firma İSTAÇ (İstanbul Çevre Yönetimi Ticaret ve Sanayi A.Ş.) şirketine verildiği kaydedilmişti.
İSTAÇ A.Ş.’nin yetkili ortağı Ruhi Kelleci, şirketin Asya Yakası Kıyı Temizleme Şefi Teyfur Bingöl, şirketin iş güvenliği uzmanı Zafer Karasaçlı, İBB Çevre Koruma Kontrol Daire Başkanlığı Deniz Hizmetleri Müdürlüğünde Kıyı Temizleme Şefi Saffet Altındağ, kontrol elemanı Ergun Ata, Kamil Cemal Yıldırım ile kamyon şoförü Mümin Kılıç’ın "taksirle ölüme neden olma" suçundan 2’şer yıldan 6’şar yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edilmişti.
