ASAYİŞ - 25 Haziran 2018 Pazartesi 13:35

Eşini öldüren kadına haksız tahrik indirimi istendi

A
A
A
Eşini öldüren kadına haksız tahrik indirimi istendi

Pendik’te tartıştığı kocasını av tüfeği ile öldürdüğü iddia edilen kadın hakkında “haksız tahrik altında eşi kasten öldürme” suçundan 24 yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı.

Pendik’te tartıştığı kocasını av tüfeği ile öldürdüğü iddia edilen kadın hakkında “haksız tahrik altında eşi kasten öldürme” suçundan 24 yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı.


Pendik’te tartıştığı kocasını av tüfeğiyle öldüren Betül Filiz hakkında yürütülen soruşturma tamamlandı.


Birçok kez kadın sığınma evine gitti


Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, 15 yıllık evli olan Sedat Filiz ile eşi Betül Filiz’in birlikte Pendik’te ikamet ettikleri, Sedat Filiz’in uzun süredir uyuşturucu madde kullandığı ve eşine karşı kötü muamelede bulunduğu, herhangi bir işte çalışmadığı anlatıldı. Şüpheli Betül Filiz’in de bu durumlar nedeniyle 8-9 kez kadın sığınma evine gittiği ancak eşinin ısrarları nedeniyle eve geri döndüğü belirtildi.


İnternetten av tüfeği satın aldı


İddianamede, Sedat Filiz’in olay tarihinden bir gün önce internetten sipariş ederek av tüfeği satın aldığı, 6 Nisan 2018 tarihinde ise Sedat Filiz’in akşam saatlerinde yine uyuşturucu madde alarak eşiyle tartıştığı, hakaret ederek ölümle tehdit ettiği ve tartışmanın ardından uyuduğu anlatıldı.


Eylemi haksız tahrik altında işlediği kaydedildi


Şüpheli Betül Filiz’in eşi Sedat Filiz’in arkasında bulunan av tüfeğini alarak eşine doğru ateş ederek öldürdüğü belirtilirken, şüpheli Betül Filiz’in haksız tahrik altında üzerine atılı suçu işlediği vurgulandı.


Şüpheli Betül Filiz’in, "haksız tahrik altında eşini kasten öldürme" suçundan 18 yıldan 24 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edildi. İddianame gönderildiği Anadolu 6’ıncı Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. Şüpheli önümüzdeki günlerde hakim karşısına çıkacak.


Olayın geçmişi


Pendik’te, 5 çocuk annesi Betül Filiz, 6 Nisan’da tartıştığı eşini av tüfeğiyle öldürdüğü iddiasıyla gözaltına alınmıştı. Çıkarıldığı mahkemece olayın meşru müdafaa kapsamında kalma ihtimali bulunduğu gerekçesiyle adli kontrol tedbirleri uygulanarak serbest bırakılan Filiz, savcısının itirazı üzerine yeniden tutuklanmıştı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bitlis Prof. Dr. Palabıyık akademisyenlere seslendi: “Gazze için konforunuzu bozun ve cübbenizi giyin” Bitlis Eren Üniversitesi’nde (BEÜ) görevli Akademisyen Prof. Dr. Adem Palabıyık, ABD ve Avrupa’daki üniversitelerde akademisyenlerin desteği ile devam eden İsrail protestolarına karşı Türkiye’deki akademisyenlerin seslerinin kısık kaldığını belirterek, “Gazze için konforunuzu bozun ve cübbenizi giyin” dedi. ABD ve Avrupa’daki üniversitelerde süren Gazze eylemlerine ilişkin açıklama yapan Prof. Dr. Palabıyık, “Ülkemizdeki akademisyenlerden hala güçlü bir ses duyamadık. Tüm dünya akademisyenleri ayaktayken ülkemizdeki akademisyenlerin ayağa kalkmaması beni üzüyor. Sessiz kalmak ahlaki ve insani vefasızlıktır akademik utançtır” dedi. “PKK’ya terör demeyenler İsrail’e sustu” “7 Ekim’den itibaren başlayan kıyıma karşı sesimizi hep yüksek tuttuk ve bunu ekranda da dile getirdik” diyen Palabıyık, “Cübbemi ve kefiyemi giyerek erkândan çağrı da yaptım. Elbette akademisyenlerin bütünü için ifadelerim geçerli değil, lakin Boğaziçi’nde dikilen akademisyenlerin, sadece dikilişi kadar bir gündem oluşturmak neden mümkün olamıyor anlamış değilim. Barış Beyannamesi denilen ve devletimizi neredeyse katliam yapmakla suçlayan akademisyenler, İsrail’e karşı neden sessiz? Bu nasıl ikiyüzlülüktür? Binlerce bebeği kundakta katleden PKK terör örgütü için sözde Barış Beyannamesi imzalayanlar, İsrail karşısında neden sus pus oldu?” “Akademisyenler artık konforlarını bozsunlar” Akademisyenlerin en büyük korkusunun konfor alanlarının bozulması olduğunu belirten Palabıyık, sözlerine şöyle devam etti: “Çünkü akademisyenler, sahip olduğu şartların aleyhlerine dönme ihtimalinden çok korkarlar. Bu sadece maddi güç değil, aynı zamanda Bourdieu’nün bahsettiği ’fildişi kulelerini’ de kaybetme korkusudur. Çünkü akademisyen ancak üniversitedeki ofisi ile ontolojisini koruyabilir, dışarıda asosyal olduğu için bir hiçtir. Kulesinden bakan akademisyen, olayları da ancak yukarıdan gördüğü gibi yorumlar, sahanın bir parçası olamaz. Daha doğrusu toplumu bir parya modeli olarak görür. Odası, yani kulesi, onu yalıtan en büyük etkendir. Artık bu konfor Gazze için bozulmalıdır.” “28 Şubat’tan hala korkuyorlar” Palabıyık, “Akademisyenler hala 28 Şubat’ın hayaletinden korkuyorlar ve bu hayaletin hala ortalıkta dolaştığını iddia ediyorlar. Bir yandan fişlenme, öte yandan değişebilecek iktidar gibi olgular onlara inanılmaz bir korku aşılıyor. Akademik cübbe üzerine Filistin kefiyesi giymek ve bu halde çekilebilecek bir fotoğraf karesinin gelecekte önlerine çıkma ihtimali hala onlar için çok güçlü bir hayali varsayımdır. Bu kâbus üzerinden inşa ettikleri gündelik hayata dair korku, onların sonraki yıllarda yaşayabileceği olumsuzlukların önüne geçmek için kullanılan bir araçsal cihazlara dönüşmüş durumdadır. Maalesef, bu korku kendini muhafazakâr ve Müslüman olarak tanımlayan akademisyenlerde daha fazla görülüyor. Buna ahlaki ihanet veya muhafazakâr vefasızlık demek yanlış olmayacaktır” diye konuştu. “Feminist akademisyenler çürük kokuyor“ Gazze için hiçbir öğrenciye söz hakkının tanınmadığını ifade eden Palabıyık, “Lümpen burjuva denilecek bu kesimin özellikle Gezi ve feminist söylemlerle hareket ettiğini de unutmadık. Feminizmi LGBT’ye sürükleyen aklı evvellerin kendi derslerini Gezi Parkı’nda devam ettirmek için öğrencilerini üniversiteden çıkardıkları ve Gezi eylemlerine katılmalarını tavsiye ettikleri de gün gibi biliniyor. Lakin konu Gazze olunca tek bir öğrenciye söz hakkı tanınmıyor. Çünkü Gazze, Müslümanların yüzakı olduğu için, onların direnişinin ahlaki yönü engellenmek isteniyor. Bu nasıl bir akademik buhrandır? Bunlar insanlıklarını kaybetmiş” dedi.
Malatya Malatya’da 200 gram pide 10 TL oldu Malatya’da 7,5 TL olarak satılan pideler bugününden itibaren yapılan zam ile 10 TL’ye satılmaya başlanıldı. Ham maddedeki artışlar nedeniyle Malatya’da da pide fiyatları bugünden itibaren 10 TL’den satılmaya başlanıldı. Fırıncı esnafı depremden bu yanı 7,5 TL olarak satılan 200 gram ekmeğin oda kararı ile birlikte bugünden itibaren kent genelinde 10 TL olduğunu söyledi. Malatya’da fırıncı esnafı Hacı Pence, un başta olmak üzere ham maddeye yapılan zamlardan sonra şuana kadar kazançlarının olmadan satış yaptıklarını ifade ederek, “Rayiç belirlendi ama yeterli değil. Girdi maliyetleri, un fiyatları, işçilik ücretleri çok yüksek. Kazanmamız için 15 TL olması lazım ama şu anki fiyat 10 TL. İşçilik yüksek, verdiğimiz para yeterli gelmiyor, dolayısıyla işçi bulamıyoruz. 4 kişi çalışmamız gerekirken 2 kişi çalışıyoruz. Bir yıldır ekmeğe zam gelmemişti. Bir çuval un 700 TL, kira, işçiye 45 bin lira veriyoruz. Artan maliyetler nedeniyle ekmeğe zam yapıldı” dedi. Bir diğer fırıncı esnafı Ali Koçer ise ekmek yapımında gerekli olan maya, tuz ve un gibi ham maddelere uzun zaman önce zam yapıldığını hatırlatarak “Fiyat şu an için yeterli. Una aşırı derecede zam geliyor. Un geçen sene devlet destekliyken 390 TL iken desteğin kesilmesinden sonra 680 lira oldu. Maliyetler arttığı için ekmeğe zam yapıldı” diye konuştu.