POLİTİKA - 15 Mart 2019 Cuma 16:38

İmamoğlu’ndan Yeni Zelanda’daki cami saldırısına ilişkin açıklama

A
A
A
İmamoğlu’ndan Yeni Zelanda’daki cami saldırısına ilişkin açıklama

CHP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Ekrem İmamoğlu, Yeni Zelanda’daki cami saldırısına ilişkin, “Çok acı, çok vahşi bir olay, kınıyoruz.

CHP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Ekrem İmamoğlu, Yeni Zelanda’daki cami saldırısına ilişkin, “Çok acı, çok vahşi bir olay, kınıyoruz. Tehdit gibi bir takım şeyler duyuyoruz. Kimse bu ülkeyi, bu ülkenin yöneticilerini tehdit edemez. Tehdit ettiği anda da hep birlikte kol kola oluruz” dedi.


31 Mart yerel seçim çalışmalarını Beykoz’da sürdüren CHP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Ekrem İmamoğlu, eşi Dilek İmamoğlu ile birlikte ilçede bir dizi temaslarda bulundu. İlçe gezisine Yenimahalle’den başlayan İmamoğlu, daha sonra Çavuşbaşı Mahallesi’ne geçerek esnaf ve vatandaşları ziyaret etti. Cadde üzerindeki iş yerlerine girerek esnafla sohbet eden İmamoğlu, bölgedeki vatandaşlardan yoğun ilgi gördü. Vatandaşların sıkıntılarını dinleyerek görüş alışverişinde bulunan İmamoğlu, çözüm önerilerini sıralayarak seçimde destek istedi.



“Bu ülkeyi, bu ülkenin yöneticilerini hiç kimse tehdit edemez”


Yeni Zelanda’da iki camiye gerçekleştirilen saldırıyı kınayan İmamoğlu, “Çok üzücü, hayatını kaybeden Müslüman kardeşlerimize Allah’tan rahmet diliyoruz. Çok acı, çok vahşi bir olay, kınıyoruz. Bazı tehdit gibi bir takım şeyler duyuyoruz. Öncelikle hiç kimse bizim memleketimizi tehdit edemez. Tam da o anda biz her konuda kol kola oluruz. Bu olaylar bizi üzüyor. Özellikle inanç üzerinden gelişince daha da üzücü oluyor. Yaradan hiç kimse birbirini öldürsün diye kimseyi yaratmadı. Hangi inançtan olursa olsun insanların birbirine saygı duyması gerekir. Acıyı paylaşıyoruz, bir daha dünya böyle acı olaylar yaşamasın istiyoruz. Tekrar ifade ediyorum kimse bu ülkeyi, bu ülkenin yöneticilerini tehdit edemez. Tehdit ettiği anda da hep birlikte kol kola oluruz” dedi.



“Beykoz’u pilot bölge ilan edeceğiz”


Çavuşbaşı Mahallesi’nde gerçekleştirilen halk buluşmasında Beykoz’un pilot bölge ilan edileceğini dile getiren CHP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Ekrem İmamoğlu, “İstanbul’da derhal yapacağımız bir şey var; Beykoz’u pilot bölge ilan edeceğiz. Odaklanacağız, hizmetlerimizi Beykoz’da ispat edeceğiz. Hızlıca örnekler yapacağız. Diyeceğiz ki kentsel dönüşümü böyle yaptık, böyle yapacağız. Plan sorunu, oturacağız hızlı hızlı yapacağız. Vatandaşı oyalamak yok. Oyalayıp vatandaşın kafasında bu işi ızdıraba dönüştürmeyeceğiz. Vatandaş plan, tapu sorunu, kentsel dönüşüm diye kabus görmeyecek. Biz bu gündemi sadece Beykoz’da değil, bakın size söyleyeyim; Beykoz’dan duyuruyorum İstanbul’da milyona yakın insanın canını sıkan, uykularını kaçıran tapu, plan sorunlarını 5 yılda çözeceğim herkese söz veriyorum” şeklinde konuştu.



“Beykoz çok canlı bir deniz ulaşımının merkezi olacak”


Beykoz’da ulaşıma ilişkin yeni adımların da atılacağını ifade eden Ekrem İmamoğlu, “Ulaşım ‘At Beykoz’u kenara’ olmaz. Göreceksiniz Beykoz çok canlı bir deniz ulaşımının merkezi olacak. Diğer unsurlarıyla da, İETT otobüsleriyle de desteklenen, insanlar için ulaşımın çile olmadığı bir şehir. Bu şekilde ötelenen merkezlerin bir başka sorunu oluyor; işsizlik, yoksulluk. Biz bu şehrin imkanlarını şu anda derinden yoksulluk yaşayan İstanbullunun atlatması için İstanbul’un kaynaklarıyla destekleyeceğiz” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bartın Üniversite öğrencilerinden Filistin ve Doğu Türkistan’a sessiz destek Bartın Üniversitesi (BARÜ) öğrencileri, düzenledikleri sessiz yürüyüşle Filistin ve Doğu Türkistan’daki insan hakları ihlallerine tepki gösterdi. Bartın Üniversitesi (BARÜ) Öğrenci Konseyi ile öğrenci toplulukları tarafından ’’Sessiz Yürüyüş’’ organize edildi. Yürüyüşe üniversitenin akademik ve idari insan kaynağı da destek verdi. BARÜ Kutlubey Yerleşkesi Eğitim Fakültesi önünde toplanan kalabalık, ellerinde Türk, Filistin ve Doğu Türkistan bayraklarıyla yaklaşık bir kilometre uzaklıktaki Gölet alanına kadar yürüdü. Grup, ellerinde Türkçe ve İngilizce, “Bu Zulme Sessiz Kalma”, “Filistin ve Doğu Türkistan’da Yaşanan Katliamları Kınıyoruz”, “Soykırıma Hayır”, “İnsanlık Ölmesin” ve “Nehirden Denize Özgür Filistin” yazılı dövizler taşıdı. Öğrenciler ayrıca İsrail’in Gazze’ye yönelik insanlık dışı saldırılarına tepki göstermek için ABD’de Filistin dayanışma gösterisi düzenleyen öğrenciler ve akademisyenlere de destek verdi. Filistinli öğrencilerin de yer aldığı yürüyüşte açıklama yapan BARÜ Öğrenci Konseyi Başkanı Ömer Faruk Çalap, “Bartın Üniversitesi öğrencileri olarak Doğu Türkistan ve Filistin’de yaşanan zulme karşı birlik oluyoruz. Bu coğrafyalarda yaşanan insanlık dışı zulmü kınıyor ve bu zulme karşı sesimizi yükseltiyoruz” dedi. İnsan haklarına saygı gösterilmesi için uluslararası toplumun acil adımlar atması gerektiğini de dile getiren Çalap, "Doğu Türkistan ve Filistin’deki insan hakları savunucularına yönelik baskılar sona erdirilmelidir. İfade özgürlüğünün garanti altına alınması için uluslararası toplum sözde değil, özde harekete geçmelidir” ifadelerini kullandı. Yoğun bir kalabalık eşliğinde gerçekleştirilen yürüyüş İsrail sorununun bir sonucu olarak Filistin’de yaşanan savaşa ait 2 dakikalık ses kaydının dinlenmesinin ardından son buldu.
Malatya Bakan Özhaseki: "Öyle sağlam evler yapacağız ki huzurla evimizde oturalım, bu acıları daha yaşamayalım" Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, bundan sonra artık sağlam yapıları yapmak zorunda olduklarını ifade ederek, "Öyle sağlam iş yerleri yapacağız ki, öyle sağlam evler yapacağız ki hepimiz huzurlu evimizde oturalım, bu acıları daha yaşamayalım. Bunun için de kılı kırk yarıyoruz” dedi. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki başkanlığında Malatya’da İl Koordinasyon Kurulu toplantı. Büyükşehir Belediyesi Nikah Sarayı’nda gerçekleşen koordinasyon kurulunda konuşan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, 14 ay önce ülkenin büyük bir felaketle karşı karşıya kaldığını hatırlatarak, “Bin yıllık Anadolu’daki serüvenimiz de, belki de başımıza gelebilecek en büyük felaket buydu. Bundan önce nice harpler, darbeler, sıkıntılar, zorluklar depremler yaşandı ama bunun kadar hasar bırakan büyük bir afeti görmedik. 9 saat arayla 2 tane şiddetli deprem, çok uzun süreli deprem hem de kadim şehirlerimizin birkaç kilometre altından geçen bir deprem. Bundan 18 tane ilimizde etkilendi aslında. Birkaç bin konut yıkılan illerimiz de var. Toplamda depremden etkilenen 18 ilimiz var. 14 milyon insanımız zarar gördü, 680 bin konutumuz yıkıldı, 170 binde iş yerimiz, depolarımız ağıllarımız yıkıldı. Dile kolay söylemesi çok kolay 850 bin bağımsız birim haliyle maddi hasar çok fazla, 100 milyar doların üzerinde. Manevi hasarı ölçecek bir alet daha icat olmadı. Her evde acı tütüyor, her evde gözyaşı var” dedi. Bundan sonra artık sağlam yapıları yapmak zorunda olduklarını da ifade eden Özhaseki, “Öyle sağlam iş yerleri yapacağız ki, öyle sağlam evler yapacağız ki inşallah deprem olmaz ama olursa hepimiz huzurlu evimizde oturalım, bu acıları daha yaşamayalım. Bunun için de kılı kırk yarıyoruz” ifadelerine yer verdi. Malatya’da çarşı merkezinde zemin ile ilgili yaşanan sıkıntıya da değinen Özhaseki, “Depremden 2-3 ay sonra valilik karşısındaki çarşıda işe başlayalım dedik. Dikkat ediyor musunuz hala orada fore kazık çakmaya devam ediyoruz, hala zemini temizlemeye devam ediyoruz. Mesela Kahramanmaraş’ta şehrin ortasında giden bir cadde var, fay hattı geçiyor. Azerbaycanlı kardeşlerimiz bin tane konut yaptıralım dediler, işe başlayacağız tam 40 milyon dolarlık fore kazık ihalesi yaptık. Aylarca fore kazık çaktık” dedi. Hükümetin birinci gündeminin halen deprem bölgesi olduğuna da değinen Bakan Özhaseki, “Sayın Cumhurbaşkanımızın bize ilk sorduğu soru ‘Depremde hasar gören illerimizde durum nedir? Hayat normale dönüyor mu? İnşaatlar yolunda gidiyor mu? Başka taraftan bakıldığı zaman da maliyedeki sıkı para politikasını size de takip ediyorsunuz. Bakanımız Mehmet Şimşek Beyin itiraz etmediği tek harcama kalemi var o da depremde ki yapılan harcamalar. Onun dışında bilin her bir iş takip ediliyor, burada da işlerimiz çok şükür yolunda gidiyor” ifadelerine yer verdi. Deprem bölgesinde yaklaşık 390 bin deprem konutunun inşaatının başladığını ifade eden Bakan Özhaseki, Türkiye genelinde 400 bin civarında hak sahibinin olduğunu söyledi. 4 bin 333 köyde köy evi yaptıklarını ifade eden Özhaseki, “Bin 240 tane şantiyemiz var, oralarda bin 110 bin kişi çalışıyor. İlk etapta 76 bin kadar konutu teslim ettik. Haziran, Temmuz’la birlikte her ay 10-15 e 20 bin konutu da teslim etmeye de devam edeceğiz” şeklinde konuştu. Malatya’da da hak sahipliği kadar inşaata başladıklarını ifade eden Özhaseki, “Bugün arkadaşlarımız yine Büyükşehir Belediyesinde toplandılar. Yeşilyurt, Battalgazi Belediye Başkanlarımız, yardımcıları, teknik ekipleri oradalardı. 8-10 bin eksiğimiz var tespit edilen yerleri gösteriyorlar. Daha çok da şehirlerimizin içinde yapalım istiyoruz, merkezde yapalım istiyoruz. Onları da bir an önce projelendireceğiz. Zaten ihaleyi yaptıktan sonra da en fazla bir sene gibi süre de bitiyor. O konutlarımız da hak sahiplerine teslim ederiz. Bütün hesabımız gelecek senenin ortalarında, güze kadar konutunu alamamış bir vatandaşımız kalmasın istiyoruz, iş yerlerini alamamış bir tek vatandaşımız kalmasın istiyoruz. Bugün de Malatya’mızda şu ana kadar yaptığımız konutlar ne alemde, bundan sonra ne kadar eksiğimiz var, neler yapabiliriz, sizlerin bize söyleyecekleri var mı veyahut şunu yaparsanız daha iyi olur diyeceğiniz şeyler var mı? Bütün bunları konuşmak için önce kendi içimizde belediyede teknik bir toplantı yaptık. Şimdi de sizlerle bir araya geliyoruz” diye konuştu. Önlerinde seçimsiz bir süre olduğunu belirten Bakan Özhaseki, “Bu süre içerisinde biz çalışarak gayret edip Malatya’mızı eski haline döndürmek için uğraşıyoruz. İnşallah bunu başarırız, buna gücümüz yeter arkadaşlar” şeklinde konuştu. Bakan Özhaseki’nin konuşmasının ardından Malatya’da deprem sonrası güncel durum ve inşaat çalışmaları ile ilgili sunuma geçildi. Basına kapalı olarak devam eden toplantı soru-cevap kısmı ile son buldu.
Batman Öğrencisini "Heimlich" manevrasıyla hayata döndüren öğretmen o anları anlattı Batman’da nefes borusuna simit kaçan öğrencisini "Heimlich" manevrasıyla kurtaran öğretmen, o anları anlattı. Batman Borsa İstanbul Ortaokulunda teneffüste yediği simit soluk borusuna kaçan bir öğrenci nefessiz kaldı. Bu sırada koridorda nöbetçi Matematik Öğretmeni Levent Döndü, öğrencisinin boğazını sıktığını ve nefessiz kalarak kıvrandığını fark etti. Döndü, "Heimlich" manevrası ile öğrencisine müdahale etti. O anları İhlas Haber Ajansı muhabirine anlatan Matematik öğretmeni Levent Döndü, nöbet esnasında koridorda gezdiği esnada öğrencisinin nefes alamadığını gördüğünü, fark ettiğini söyledi. Hemen koşarak müdahale ettiğini belirten Döndü, "Öğrenci tam tıkanmıştı nefes alamıyordu okulumuzun böyle bir sorunla karşılaşması bizi tabii ki üzdü. Her öğretmen arkadaşımın yapacağı gibi ben de müdahale ettim. Batman Milli Eğitim il Müdürlüğü ilk yardım eğitim merkezinden almış olduğumuz eğitimler sayesinde çocuğumuza Heimlich manevrasını uyguladık. Çocuğumuzu hayata geri döndürdük bir şeye vesile olduk. İlk yardımında ne kadar önemli olduğunu, ilk yardım merkezinin de ne kadar önemli olduğunu gördük. Sağlık eğitim ile alakalı tüm eğitimleri öğretmen arkadaşlarımız ile birlikte alıyoruz. Aldığımız eğitimlerde Heimlich manevrası sayesinde çocuğumuza biraz faydamız dokundu” dedi. Burada çocuklara sadece eğitim öğretimin dışında her alanda, her anlamda sahip çıktıklarının bir işareti göstergesi olduğunu aktaran Döndü, "Çocuklarımızın gerek psikolojik gerekte sosyolojik gerekte bu şekilde hayati durumlarında her zaman öğretim başta olmak üzere canla başla hepimiz çocuklarımızın yanındayız. Aydınlıyım 5 yıldır Batman merkez Borsa İstanbul ortaokulunda görev yapıyorum matematik öğretmeniyim. Çocuğun durumunu görünce onu ilk başta kurtarmam gerektiğini aklıma geldi hızlı bir şekilde hemen manavlarımızı yaparak çocuğu kurtardık. Çocuğu kurtardıktan sonra odaya götürdük çok güzel bir his bir duygu yaşadım. Özelikle sonrasında elim ayağım titredi çok üzüldüm. Görüntüyü izledikten sonra daha da etkilendim. Olayın üzerindeyken soğukkanlılıkla kalabildim. İlk yardımın hayati yönlerinden birisi de bu zaten soğukkanlı kalabilmektir. Tüm bireylerin tüm vatandaşların herkesin bu eğitimi almalarını düşünüyorum. Hayatın her alanında her zaman karşımıza çıkıyor. Umarım hiçbir zaman hiçbir çocuğumuza vatandaşımıza böyle bir durum yaşanmazdır. Ertesi gün aile geldi okula kalabalık bir şekilde teşekkür ettiler, ben de duygulandım onlar da duygulandı. Çocuğumuz teneffüslerde yanıma geliyor sarılıyor, bana diyor öğretmenin size hayatımı borçluyum ama aslında biz onlara gelecek borcumuz var. Elimizden geldiğince çocuklarımıza en güzel geleceği sunacağız en güzel imkanları sağlayacağız. Çocuklarımızı yeni bir hayata en güzel şekilde hazırlamaya çalışacağız” şeklinde konuştu. Yaşadığı korku dolu anları anlatan 5. sınıf öğrencisi E.K, "Teneffüs çalmıştı o an arkadaşımla konuşurken simit parçası boğazımda kaldı. O an öğretmenler odasında doğru koşarken Levent hocam bizim katta nöbetçiydi ve beni kurtardı. Hocamı çok seviyorum ve ona çok teşekkür ediyorum. Öğretmenler odasına yakın bir arada tam tıkandım ve o sıra hocam yardımıma koştu ve kurtardı. O an çok korkmuştum Levent hoca sağ olsun beni kurtardığı için sonrasında korkmadım" diye konuştu.